10 Mart 2020 Salı

EGD-Güçlü Kadın- Güçlü Ekonomi- Güçlü Toplum-Yılmaz Parlar


Kadını Güçlü Yaparsak


Eşit bir dünya, etkin bir dünyadır. Her birimiz cinsiyet eşitliğini sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız.

Ancak, 8 mart Dünya kadınlar Gününde hatırladığımız kadının cinsiyet eşitsizliği bir kadın meselesi değil, ekonomik bir meseledir. Ekonomilerin ve toplumların gelişmesi için toplumsal cinsiyet eşitliği şartdır.




ilk kez Uluslararası Kadınlar Yılı 1975' de kutlanan Dünya Kadınlar Gününü, 1977' yılında, BM ve üye ülkeleri 8 Mart'ın kadın hakları ve dünya barışı için resmi bir gün olacağını ilan etti. Hepimizi sorumluluk paylaşmaya ve üzerimize düşeni yapmaya teşvik eden bu günde etkinlikler ve konuşmalar düzenleyerek kolektif eylemi güçlendirmek ve galvanize etmek için çalışmalıyız.


Ekonomilerin ve toplumların gelişmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğin şart olduğu fikrine dikkat çekmeye çalışan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Medya üzerine düşen görevle “Güçlü Kadın- Güçlü Ekonomi- Güçlü Toplum” etkinliği düzenledi.

Etkinlik, çeşitli ve kapsayıcı bir ekonominin potansiyelini ve güçlü, kadın rol modelleri geliştirmenin getirdiği gücü tanımada kaydettiğimiz ilerlemeye ışık tutdu. ilerlemeyi yansıtabilirken, yine de yapılması gereken işler dile getirildi.




Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler (EGD)’nin 8 Mart 2020 Dünya kadınlar Günü kapsamında çok sayıda sivil toplum örgütleri ile birlikde  6 mart 2020 Cuma günü  Taksim Elite World Hotelde  “Güçlü Kadın- Güçlü Ekonomi- Güçlü Toplum” başlıklı gerçekleşen etkinlikde panel düzenlendi.katkı sağlıyan kişi ve kurumlara '' Onur Belgesi'' verildi.


Ekonomi Gazeteciler (EGD) Yönetim Kurul Başkanı Celal Toprak Bugünün iş dünyasında kadınlar için hala mevcut olan zorlukları ele almamız kritik önem taşıdığını işyeri kültürümüz, politikalarımız ve teknolojilerimizle kadınların erişimini ve fırsatlarını artırmak için çeşitliliğe ve dahil etmeye öncelik veren çalışmaları yapmamızın gerekliliğini ortaya koyan anlamında giriş konuşması yaptı. Kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve politik başarılarını kutlayan küresel gün olan 8 Mart Dünya  Kadınlar Günü gününde kadınların eşitliğini hızlandırmak için harekete geçme çağrısı niteliğinde önemine vurgu yaptı. Kadınların başarısını kutlayarak, önyargı farkındalığını artırarak ve eşitsizliği dile getirerek, hepimizin değişim yaratmasına yardımcı olabileceğimizi işaretledi.





Etkinliğin sunuculuğunu EGD Yönetim Kurul Üyesi Serpin Alparslan üstlendi.

Panelin Moderatörlüğünü Rota yayıncılık Yönetim Kurul Başkanı Günseli Özen yaptı. Panelistler Arnica Küçük Ev Aletleri Yönetim Kurul Başkanı Senur Akın Biçer, Teksan Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurul Üyesi Ebru Ata Tuncer, İstanbul Kadın Akademisi Platformu Başkanı Semra Aydın Avşar, Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney kadının ekonomideki gücüne dikkat çektiler.
Ekonominin her sektöründe yer alabileceğini örneklediler. ,

Teknolojideki kadın vurgulanırken, kuruluşların çalışanlarını güçlendirmesine, operasyonlarını optimize etmesine, müşterileriyle bağlantı kurmasına ve ürünlerini dönüştürmesine yardımcı olur.Teknoloji, herkes için daha iyi ve daha parlak bir gelecek inşa edebileceğiniz bir araçtır.


Kapsayıcı bir ekonomi inşa etmede de kilit bir faktördür. Herkes için fırsatlar ve olumlu iş sonuçları yaratmak için çeşitliliğin gücünü kullanan bir ekonomidir. Bu farklı iş gücü, sonuçta herkese fayda sağlayan yenilikleri yönlendirmeye yardımcı olan çeşitli çözümlere ilham verir. Kadının teknolojide ve yapay zekadaki rolü işlendi.


Güven eksikliğinden kaynaklanabileceği düşünülen, Yapay zeka profesyonellerinin % 22'si kadın olduğudur. Küresel Cinsiyet Eşitliği raporuna göre, dünyadaki uzmanlarının sadece% 22'si kadın,% 78'i erkek.


Kadınların ekonomik haklarını ve fırsatlarını genişletmeyi amaçlayan Kadın faaliyetleri uygun düzenleyici çerçeve şartdır.
Kırsal kesimde yaşayan kadınlar, Roman kadınlar, ev işçileri, göçmenler ve düşük vasıflara sahip kadınlar gibi ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya en açık gruplardan gelen kadınların, özellikle kadınların gelir düzeyini artırmak, haklarını ve iyi işlere erişimini sağlamak için çalışmak şart.




Kadınların ekonomik güçlenmesine yatırım yapmak daha fazla eşitlik, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik büyümeye yol açıyor. Kadınlar özel şirketlerde, çiftliklerde, girişimci veya çalışan olarak çalışarak veya ücretsiz ödevler yaparak muazzam bir ekonomik katkı sağlarlar.

Yoksulluk, cinsiyet ayrımcılığı, kadınlar ve erkekler arasındaki sürekli ücret boşlukları, sömürü ve sınırlı kariyer fırsatları ve ilerlemenin etkilerinden en çok etkilenen kadınlardır. Kadınlar, kendilerini ve ailelerini uygun düzeyde sağlamalarına izin vermeyen düşük ücretli ve korumasız işyerlerinde hayatta kalmazlar. Kadınların sınırlı ekonomik fırsatlarının tüm toplum üzerinde olumsuz bir etkisi vardır ve herkes için ekonomik potansiyeli sınırlarken, azınlık gruplarından ve nüfusun sosyal açıdan savunmasız kesimlerinden gelen kadınlar en çok özellikle korkutucu ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır.

panelde soru cevap  Katkı Bölümünde Hayat kadınların istekleri doğrultusunda şekillenmedikce kadınların mutlu olacakların mümkün olmadığını, siyasetde karar alıcı olmaları için politikya atılmaların şart olduğunu, ekonomik özgürlük kadar, maaş bordrosundan vergi levhasına ismini yazdırmanın başarısı kadar siyasetde varlık göstermelerin şart olduğunu Finladiya ülkedeki diplomatların nüfusa orantılı eşit kadınların sayısal üstünleriyle örnekledik.





 Kadınların Siyasi ve Ekonomik Güçlenmesinin Güçlendirilmesiyle Kadınlar, Barış, Güvenlik ve Barışı Koruma Gündeminin Uygulanmasının Desteklenmesi

Kalıcı bir barış yaratmak için kadın seslerine ihtiyacımız var. Çatışma sonrası dönemde çatışma önleme ve çözümlemeden uzlaşma ve ekonomik toparlanmaya kadar tüm barışı koruma süreçlerinde kadınların yapıcı katılımı şartdır.

İşte Kadını Güçlü Yaparsak güçlü ekonomi dolayısıyla güçlü toplum olur.

Toplantı sonrası toplu hatıra fotoğrafıyla noktalan etkinlik çıkışında Duayen kadın ekonomi gazeteciler Zeynep Göğüş “Zeytin Kuşu” Perihan Çakıroğlu “Ortaya karışık İşler”  isimli yazdığı kitapları alan katılımcılara imzaladılar.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Şubat 2020 Cumartesi

27-29 Şubat 2020 ANFAŞ Enerex Enerji fuarı -Yılmaz Parlar

Antalya Enerji Bayramı

27-29 Şubat 2020 tarihleri arasında ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen, ENEREX Antalya Enerji Verimliliği ve Dönüşümü Fuarında , ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı yaptığı konuşmasında Antalya’da yapılan ilk Enerex Enerji fuarı ve zirvesi için; Antalya’nın Enerji bayramı olduğunu, kenti Uluslar arası düzeyde enerji verimliliği üssü konumuna taşıyacağını söyledi.




Fuar, 27 Şubat 2020 Perşembe günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlere saygı duruşu sonrası İstiklal marşıyla başladı.


Açılışda, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu (EYODER) Üyesi Tevfik Sporcu, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülkay Atmaca , Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bahar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu protokol konuşması yaptılar.





ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, yaptığı ve yapacağı enerji fuarlarla, yenilenebilir enerji kaynaklı yerli enerji üretiminin yapılmasına ilham veren, Antalya’nın enerji verimliliğinin sağlanmasına öncülük eden konumunda kenti enerji verimliliği üssü taşıyacağının altını kalın çizdi. 10 Binden fazla yerli yabancı ziyaretci geleceğini umduğunu katılımcı firmaların 150 dan fazla markalarını tanıtma fırsatı yakaldıklarını söyledi.

Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Üyesi Tevfik Sporcu, otel giderlerin başını enerji çekdiğini fuar özelliği gereği enerjide verimlilik yaratmaya yönelik konseptiyle çok yerinde olmasını dile getirdi.




POYD Yönetim Kurulu Başkanı Ülkay Atmaca  enerji maliyetlerinin düşürülmesi için, tüm turizm sektörü profesyonellerinin, ENEREX Enerji fuara gelmelerin şart olduğunu söyledi.

BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bahar, yeni trendlerden biri olan enerjinin tedariği, dağıtımı, depolanması, iyi planlanması, yönetilmesine dikkat çekdi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’nın turizm kenti olduğu kadar, aynı endüstriye paralel gıda endüstride kullanılan enerjinin temiz olması bu konuda top yekün müşterek hareket edilmesinin önemini vurguladı. Yaptıkları atıklardan sağlanan enerjileri örnekledi. ÇED Çevresel etkilerin değerlendirilmesi açısından analiz edilmesinin gereğini açıkladı. Bu anlamda yararlı bir fuar olduğunu dile getirdi.





Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Geçmiş yıllarda Başbakanlıkda ki görevi esnasında rüzgar ve güneş enerjilerin yapımın yasak olduğu dönemlerden sonra 2003 yılından itibaren ruhsatlar verildiğini açıkladı.


HES’lerde çok iyi olan ülkemin  GES ve RES konusunda da çok mesafe kat ettiğini,  değerlendirilmemiş çok fazla kaynağımızın  olduğunu, ENEREX Antalya fuarını,önemli ve değerli bulduğunu ifade etdi.


Kurdele kesimiyle fuar alanı ziyaret edildi. Firma yetkililerinden bilgi alındı. Başkanlığını Celal Torak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği EGD gazetecileride fuara destek vererek, Başkan Celal Toprak’ın önderliğinde fuar alanını gezdiler. Röportajlar gerçekleştirdiler.


yilmazparlar@yahoo.com


23 Şubat 2020 Pazar

Astrolojide Türkiye Ekonomisi-Yılmaz Parlar



Astrolojide Türkiye Ekonomisi
Astroloji bir dildir. Bu dili anlarsanız, gökyüzü sizinle konuşur. Hava raporu gibidir; gelecekte hangi koşullarla karşılaşacağınızı anlatır. Hava durumu uzmanı muhtemelen yağmur yağacağını söylüyorsa, bir şemsiye alırsınız. Bu tavsiyeye uyarsanız ıslanmazsınız.

Genç yetenek ünlü astrolog Bilge Ak’dan farklı astroloji. Tıpta doktorun kişiliği, sağlık başarısının ana anahtarı olduğu gibi, astrolojide astrologun kişiliği de başarının ana anahtarıdır. Astrolog doğru olmalı.




Yurtiçi yurdışı ekonomi üniversitelerden mezuniyeti ve yüksek lisansları olan Bilge Ak  ekonomist olarak iş hayatına girdi. Ancak astronomiye derin tutkusundan dolayı noktaladı.

Ekonomi eğitimleri sürecinde aynı paralellikde en ünlü astroloji duayenlerden eğitimini aldıkdan ve uzun süre araştırma deneyimlemelerden sonra astrolog olarak varlık göstermektedir.
Derin ve yıllarının çok ötesinde bilgeliğiyle, tüm vizyon sahibi girişimcilere yönelik yol haritasını çiziyor, eğitimler veriyor.
Çalışmalarına güçlü bir lazer keskinliğiyle analiz ve derin maneviyat karışımı getiriyor Liderlik, rehberlik ve motive etmeyle birlikde akıl hocalığı yeteneği, işletme sahiplerinin yararlanabilecekleri nadir bir armağan olarak görüyorlar genç yetenek ünlü astrolog Bilge Ak’ı.
Benim astronomi haritama bakdıkdan sonra Dünya ve Türkiye ekonomisi hakkında söyledikleri son derece şaşırtıcı. Ancak tüm tarihleriyle olabilecekleri söylediklerini yazmam açıklamam doğru olmaz. Fakat bende kayıtlı.
Özet olarak; “Satürn ve Plüton kavuşumu, 2020’ye damgasını vuracak. Dünya, Türkiye ve bireysel olarak hepimiz büyük değişim ve dönüşümlere hazır olmalıyız.Yeni bir ekonomik düzen oluşacak ve bunun oluşabilmesi için belki de mevcut ekonomik sistemin çökmesi gerekiyor.”şeklinde tablo çizdi. Ayrıca dünya siyasetinde olacakları ve afetler hakkında söyledikleri de bende saklı.

Astroloji, gizli bir bilim olarak, bir yandan, sezgi, deneyim, geniş - derin bir sembolizm anlayışı ve onu belirli durumların analizinde kullanma yeteneğini içerir. Öte yandan, bir bilim olan astroloji, genel bilimsel yöntemleri kullanır ve hayal gücünün ne kadar zengin olduğuna bakılmaksızın, herkesin bir sonuca ulaşmasını mümkün kılar.


Astrolojik tahmin bilimsel bir tahmindir. Sonuçta, bilimsel bir tahmin, önerilen hipotezin veya kabul edilen teorinin mantıksal bir sonucudur. Bir anlamda, profesyonel astrolojik çalışma, zamanının bilimsel başarılarının seviyesine ve seçtiği mesleğin yeteneklerine dayanarak, bir teşhis uzmanının çalışmasından farklı değildir, ancak süper güçler ve sihir üzerine değil.

Uzun zamandan beri bir gazeteciyim, iç dünyamla oldukça temas halindeydim, astrolojiye olan güçlü hakimiyeti ve temeli pragmatizmi nedeniyle Bilge Ak ile çalışmaya ilgi duydum. İç dünyamı daha önce hiç yaşamadığım şekilde haritalamaya yardımcı olan bir süreç olsa da bana Bilge Ak rehberlik etti. İşimde bazı bölümlerin neden durduğu konusunda netliğe ihtiyaç duyduğum bir yerdeydim ve aşikar olanın ötesinde nedenler arıyordum. işimde dört elementin nasıl oynandığını ve büyümemi destekleyecek şekilde nasıl bir araya getirebileceğimi görmeme yardımcı oldu. Bu çerçeve çok  faydalı oldu.

Kadınsı sezgisel enerjisiyle birleşen zekası, bilgeliği, benzersiz ifadesiyle, Bilge Ak hayatlarında rehberliğe ihtiyaç duyanlar için adeta gizli bir silah niteliğinde, modern araştırmalarla eski uygulamaları birleştiren modern bir bilge kadındır.


Doğum haritanızla derinden bağlantı kurar ve göreviniz hakkında netleşmenizi sağlar. Eğer işinizde bir atılım, hayatınızda bir şeylerin nasıl olduğu ve gerçekten görülmesi, duyulması ve desteklenmesi konusunda bir anlayış arıyorsanız, Astrolog Bilge Ak başarının hayatınızı denge, sağlık ve amaçlarla yaşamak olduğunu anlayan bir sıradanların ötesinde görmenizi sağlayabilir.


Astrolog Bilge Ak, son derece pragmatik ve girişimcilerin işlerinin kalıplarını - gelişmelerini anlamalarına yardımcı olmak, haritasında var olan olumsuzlukları iyileştirme konusunda yeteneklidir.


İnsanın en doğasını keşfetmesi ve ışık yasasına göre onu bilincini yerine getirebilmesi gibi sadece gerçeğe işaret eden bir parmak olan astorlojinin faydalı işlevini yapar.


yilmazparlar@yahoo.com


19 Şubat 2020 Çarşamba

Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe-Yılmaz Parlar

 Fransa Türkiye İlişkilerini kutlamak

Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter katıldığı, Notre Dame de Sion Fransız Lisesindeki “Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe” isimli sergi açılışında yaptığı konuşmasında bu sergi Paris ve İstanbul’un güzelliklerini yeniden keşfetmeye ve Fransa Türkiye İlişkilerini kutlamaya davet niteliğinde olduğunu söyledi.





Kuratörleri Aylin Koçunyan ve Sinan Kuneralp’in olduğu sergiye Şişli kaymakamı, İstanbul Fransız Kültür merkez müdürü Christian Schnell, İlçe Milli Eğitim Müdürü Üniversite rektörleri NDS Mezunler dernek Başkanı, NDS mezunları ve seçkin davetlller katıldılar.





18 şubat 2020 Salı günü sergi açılış konuşması NDS okul direktörü Yann de Lansalut tarafından yapılırken, Lansalut’un Fransızca konuşması Türk Müdür Suzan Sevgi tarafından Türkçeye tercüme edildi.


NDS Okul Müdürü Yann de Lansalut “160 yılı aşkın süreden beri Notre Dame de Sion Fransız lisesi çifte aidiyetle bir yandan Fransa’ya diğer yandan da Türkiye’ye bağlarıyla şekillendi ve yapılandı.”  dedi



III Napolyon’un kızlara eğitim hakların veriliş temellerin atıldığını söyledi.

Lansalut “III Napolyon, Sorbonne üniversitesi, Troyes ve Orleans gibi pek çok üniversitelerde kızlara yönelik derslerin açılmasını temin eder. Buna paralel olarak Sultan Abdüllaziz’de kardeşi Abdülmecit döneminde açılan Notre dame de Sion kız lise açılışından sonra mekteb-i Sultan kurulmasını sağlar”sözleriyle okulların hikayesini dile getirdi.




Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter Avrupaya ilk seyahat eden padişah Sultan Abdülaziz’in III Napolyon’un 1867 Paris sergi davetine katılımıyla Avrupa icratından ilham alarak Osmanlıda yenilik hareketlerinin düşünmesini bugünki Galatasaray temelindeki  Mekteb-i Sultaniye kurmasından ötürü seyahati hafızalarda yer etdiğini söyledi. Buchwalter “Aynı şekilde Abdülaziz’in 1867’de Fransa’ya yaptığı ziyaretin iadesi niteliği de taşıyan Fransa İmparatoriçesi Eugénie’nin İstanbul’a ziyareti. süresince konakladığı Beylerbeyi Sarayı’dan etkilenerek örnek alarak Tuileries sarayına penecerelerine uygulamasıdır.”dedi

Bu ikili ziyaret serginin kurgulanmasını esas alıyor. Avrupa’ya ve imparatorluk dışına seyahat eden ilk Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz’in Paris ve ardından III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie’nin Osmanlı Başkenti İstanbul’a ziyaretinin tablo, gravür, fotoğraf, gazete kupür ve arşiv belgeleri, NDS Fransız Lisesi’nde düzenlenen sergiyle aynı bağlamda ele alınıyor.




Aylin Koçunyan, ile yaptığımız söyleşide serginin hazırlıkları 6 ay kadar zaman aldığını öğrendik.

Aylin Koçunyan Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatleri üzerine bir makale yazmış, buradan esinlenerek NDS Okul Müdürü  Lansalut’ya bu konuda bir sergi hazırlamak üzere teklif götürüyor. Aynı şekilde Sinan Kuneralp de, İmparatoriçe’nin Osmanlı İmparatorluğu’na iadei ziyareti üzerine bir sergi teklif etmiş. Böylece ikisi birleşmiş Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe isimli sergi ortaya çıkmış.
Serginin ilk bölümü, Sultan Abdülaziz’in Paris seyahatine odaklanarak, bu yolculukla örtüşen dönemin sanatsal, iktisadi ve siyasi bağlamı 
Serginin ikinci ekseni, Fransız İmparatoru III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie’nin 11-19 Ekim 1869 tarihleri arasında Osmanlı başkentinde geçirdiği bir haftaya odaklanıyor.
yilmazparlar@yahoo.com

Biyosötik Teknoloji transferi-Mas İlaç Yatırım A.Ş.-Zada Pharmaceuticals-Yılmaz Parlar

İlaç Mucitlerinden Harikalar

Bilgi ihraç ediyoruz.
İnsanlık sizi unutmayacak-Ülke sizden gurur duyacak

Biyosötik Teknoloji transferiyle, akademik çalışmalarını toplum için insanlık için en faydalı ürünlere dönüştüren hizmetiniz ve geliştirme önceliği verdiginiz dünyada en çok sayıdaki kanser ve şeker hastalığı alanlar üzerine olması hasta ve yakınlarını sevindireceği gibi parlak fikirleriniz ülke ekonomik kalkınmasına katkı sağlıyacakdır.




Spektral Holding iştirakı olan Mas İlaç Yatırım A.Ş. ve Balkanların Ar-Ge hususunda en önde gelen firmalarından Zada Pharmaceuticals arasında bir manti-karsinojenik, iki-antidiyabetik, bir antiviral, bir anti-enflamatuar ve bir pro-somatropik formulasyon içeren patent portfolyosunun lisans sözleşmeleri imzalandı.


Mucitleri Erdal Can Alkoçlar ve Metehan Yeşil in olduğu, Mas İlaç Yatırım A.Ş. 130 ilaç patentinin inhisari lisans haklarına sahip. Zada Pharmaceuticals ile geliştirme önceliği verdiği alanlar kanser ve şeker hastalığı üzerine olduğunu belirten firma yetkilileri ilk faz ilaçların raflarda yerini bulmasından sonra hedeflenen alan akut viral ve bakteriyel enfeksiyonlar olarak belirlendiğini söylediler.


Spektral Holding Yönetim kurul başkanı ve CEO’su Göksel Gürsoy ile ofislerinde konu ile bilgi aldık.


İki Müslüman ülke arasındaki ilk biyosötik teknoloji transferi olan bu lisans devirleri sayesinde 6 patentin koruduğu 32 bileşenden elde edilecek 24 ilaç ruhsatı 2 ay içinde onaylanıp ürünlerin ilk 10 tanesinin 3 ay içinde önce Bosna da sonra Benelüks ülkeleri ve Batı Avrupa genelinde piyasaya sürülecektir.


Şubat 2020 İstanbul Ticaret Odası Meclis Toplantısında, Çin’de çıkan virüs nedeniyle ekonomiye olumsuz etkilerinin konuşulması üzerine İTO İlaç ve Tıbı cihazlar Komite 8’den Veysi Cengiz Balçık, Türkiye’ye maske satan Çin firmaların, Türkiye’den maske alımından söz etdi. Çin’in agresif rekabetinden dolayı kapanan fabrikalarımız özellikle ilaç sektöründe olan firmaların zarar etselerde, Devlet himayesinde varlığını sürdürmelerini ve kötü günlerde ürünlere ihtiyaç olduğunu söylemesi ve kendi kendine yetinen ilaç ihtiyacında dış ülkelere mecbur olmıyan her türlü ilacın yerli olarak üretilmesi arzu edildiğinde, 130 ilaç patentinin inhisari lisans haklarına sahip Spektral Holding iştiraklarından Mas İlaç Yatırım A.Ş.’ye takdir ikiye katlanıyor.


Spektral Holding Yönetim Kurul Başkanı Erdal Can Alkoçlar ve CEO’su Göksel Gürsoy, Özellikle Müslüman ülkelerin ilaç teknolojisi ve biyosötik Ar-Ge konusunda bağımsızlıgı için tam kapasite çalıştıklarını,Türkiye nin bu konuda gerek beyin potansiyeli gerekse kollektif organizasyon kabiliyeti bakımından rahatlıkla doğal liderliğini üstlenecek bir ülke olduguna inandıklarını ve cok kısa sürede benzeri Ar-Ge işbirlikleriyle bu güzel başlangıcı taçlandırmak istediklerini belirttiler.


Mucit Spektral Holding Yönetim kurul başkanı Erdal Can Alkoçlar’a kanser oluşumu hakkında nedenleri sorduğumuzda;  Alkoçlar “Kansere, genlerde biriken hasar neden olur.  Bu gibi değişiklikler, genetik meyile bağlı olarak veya kansere neden olan bir maddeye maruz kalma nedeniyle olabilir. Kansere neden olan maddelere kanserojen denir.  Bir kanserojen, tütün dumanındaki belirli moleküller gibi kimyasal bir madde olabilir.  Kanserin nedeni çevresel ajanlar, viral veya genetik faktörler olabilir. Bununla birlikte, kanser vakalarının çoğunda hastalığı tek bir nedene bağlayamayacağımıza dikkat etmeliyiz. Kanser risk faktörleri kabaca; yaş, cinsiyet, kalıtsal genetik bozukluklar ve cilt tipi gibi biyolojik veya endojen faktörler çevresel olarak, örneğin radon ve UV radyasyonuna ve ince partiküllü maddelere maruz kalma birçok kimyasal, radyoaktif madde ve asbest gibi kanserojenler dahil olmak üzere mesleki risk faktörleri yaşam tarzıyla ilgili faktörler sıralanabilir. Kansere neden olan yaşam tarzıyla ilgili faktörler şunlardır: Sigara, alkol, Güneş ışığında UV radyasyonu nitritler ve mangalda üretilen gıdalarla üretilen poli aromatik hidrokarbonlar gibi gıda ile ilgili bazı faktörler.” Şeklinde özetledi.


Yaşam ortamları sorumuz üzerine; Alkoçlar, biraz daha teknik bilgiler verdi. “Asbest lifleri, katran ve zift polinükleer hidrokarbonlar örneğin, benzopiren Bazı metal bileşikleri Bazı plastik kimyasallar örneğin Vinil klorür Bakteriler ve virüsler kansere neden olabilir:, Helicobacter pylori gastrit yapan H. pylori HBV, HCV hepatite neden olan hepatit virüsleri HPV insan papilloma virüsü, değişikliğe neden olan papilloma virüsü, örnek Servikal hücreler EBV Epstein-Barr virüsü, boğaz lenfoidinin iltihabına neden olan herpes virüsü. Radyasyon kansere neden olabilir: iyonlaştırıcı radyasyon (örneğin, X-ışını radyasyonu, toprak radonu iyonize olmayan radyasyon, güneşin ultraviyole radyasyonu. Bazı ilaçlar kanser riskini artırabilir: Bazı antineoplastik ajanlar, bazı hormonlar bağışıklık yetmezliğine neden olan ilaçlar. Meme kanserinin yüzde 5-10'unda genetik yatkınlık, hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynamaktadır. Özüne bakıldığında tüm kanserlerin oluş sebeplerinden bağımsız olarak vucut tarafından baskılanamama nedenleridir.


Vucut tarafından baskılanamama nedenlerini soruyoruz; “Üç başlık altında toplanabilir; Pro-apoptopik enzim ekspresyon defektleri; İmmün sistem işlev ve ekspresyon defektleri ve insulin direncinin tetikledigi kronik hiperinsulinemi” Çok detaylı teknik bilgileri verdi. Ancak sektör içinde ve konuyla ilgili olanların anlıyabileceği çok teknik bilgileri içerdiğinden yazmak istemedik.


İlacın basitce özelliği; Metabolik ve parakrinal kanser tetikleyici unsurlarla eşzamanlı mücadele edici nitelikte formule edilmiş formulasyonu, hem konvansiyonel kemoterapinin anti-karsinojenik etkisine katkıda bulunmakta hem de kemoterapinin saç dökülmesi iştah ve kilo kaybı kronik agrılar ve nöropati gibi olumsuz yan etkilerini minimize etme amacı taşıdığı bilgisini aldık.


Masa üzrinde bulunan Kıbrıs ve Türk bayrak flaması dikkatimizi çekdi. Kıbrıs’a da yatırım yapacaklarını söyledi.


yilmazparlar@yahoo.com

16 Şubat 2020 Pazar

Fikret Mualla -Renklerde Kaybolan Hayat-Yılmaz parlar


Fikret Mualla’ya yolculuk


Sanatcının dolayısıyla sanatın misyonluğunu üstlenmek, cesaretle başlamak, tüm güzel sanatların, tüm büyük sanatların özünde şükranlık yatmaktadır. Türk sanatı adına şükranlığı, Türk resim sanatında önemli bir isim Dünya çapında tanınması gereken Fikret Mualla’nın hayatını uzun metraj drama olarak “Renklerde Kaybolan Hayat” isimli filmi vizyona sokan Yapımcı ve Yönetmen Metin Güngör’e kocaman alkış



Çekimleri 2008 yılında yapılan ancak maddi imkânsızlıklar nedeniyle montajı 10 yıl süren “Renklerde Kaybolan Hayat”ın Proje fikrinden, fikirden prömiyere kadar hiçbir kamu ve özel  kuruluşdan, devletden destek almadan geçen uzun zamanın hikayesini öğrendikce takdiri ikiye katlıyorsunuz.

Fikret Mualla’nın hayatı ile ilgili biyoğrafisine bakıldığında sanatında iki büyük dönem vardır. İstanbul dönemi, Fransa dönemi şeklinde eserlerini görmek lazım. Göze çarpan değişiklik sadece konularıdır. İstanbul dönemine bakıldığında; Ayasofya, cami avluları, Boğaz, Haliç, görüntüleri, peyzajlar, portreler ve nü resimler yer alır.


Fransa döneminde ise bohem ve trajik bir hayat, kültür ve sanat şehri Paris’teki ekonomik sıkıntıları, Picasso ile tanışması, deli ve alkolik olarak bilinmesi, yalnızlığına eşlik eden içkisi ve fırçası ile Notre Dame Kilisesi, kahveler, barlar, çalgıcılar, berberler, sokaklar, kuşlar, balıklar, hastalar, melankolikler ve deliler gibi konulu resimleri yer alır.


Yaşadığı ruhsal sorunların bunalımın altında yatan; Özendiği futbolcu dayısının izinde gitmek isterken geçirdiği sakatlıkdan dolayı çocuk yaşdan itibaren topal kalması, kaptığı İspanyol gribinden annesine geçişi ve onun grip ölümünden kendisini sorumlu tutması, pilot kardeşini uçak kazasında kaybetmesi, babasını anne ölümünden sonra anne evinde başka bir kadınla sevişirken yakalaması vs daha pek çok sebepler yatmaktadır.


Onun paronaya belirtileri gösteren ruh yapısının izleri, hiçbir zaman resimlerinde görülmez. Sanatçı yaşamı boyunca hiç kimsenin özentisine kapılmadan ve hiç kimseyi taklit etmeden üretti.

Fransa’da kimsesizler mezarlığına gömülen Fikret Mualla’nın devlet adamları sayesinde mezarı (kemikleri) 1974 yılında Türkiye’ye getirilmiş, ünlü sanatçımıza ancak böyle sahip çıkılmıştır.

Çok yoğun ilgi gören film, vizyona girmeden önce,  MKM’de muhteşem bir Galası yapıldı. Tüm yıldız isimlerin davetli olarak katıldığı, Gala gecesinin takdimciliğini, Beşiktaş Belediyesinde görev yapan İnşaat Mühendisi, İstanbul 2.Bölge Milletvekili Canan Sezenler üstlendi. Metin Güngör Bedri Baykam konuşma yaptılar.





Aynı dönemdeki; Pablo Picasso, Marlene Dietrich, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyuboglu, Nazım Hikmet, Semiha Berksoy, Arif Dino, Fikret Adil, Elif Naci, Hale Asaf, Neyzen Tevfik, Avni Arbas ve Hıfzı Topuz gibi ünlü sanatçıların Fikret Mualla’nın yaşantısına nasıl yansıdığını söyleyen, Metin Güngör “Türkiye’nin dünya çapında üne sahip sanatçılarından biri olan ressam büyük usta Fikret Mualla’nın hayatının ele alınarak, sanatçımızın yaşam hikâyesini, ülkesinden uzakta çektiği zorlukları, vatanına duyduğu sevgi ve özlemi Türk halkına ve dünyaya hak ettiği şeklide yansıtılmasını amaçlayan bir sinema filmi çektim.

Desdek almadım. Ali Poyrazoğlu, Bedri Baykam, Okan Bayülgen, Şebnem Schaefer, Selen Gorguzel Alkan, Bora Gencer, Mehmet Tokat, Oznur kula, Bulent Seyran gibi daha bircok çeşitli aktör ve sanatçıların, kostümleri sağlayan by retro, sanat yönetmenimiz Hakan Vardar’ın destekleriyle yaptım.” açıklamalarda bulundu.

Ölçülmeyen karışık hayat yaşayan Fikret Mualla’ın filmini telaşsız, bir sanatçının resmi olarak izliyorsunuz ve ayrıntıları fark etmek ve nüansları hissetmek için daha derin bakmak istiyorsunuz.


Metin Güngör gibi yapımcıların buna benzer unutulan değerlerin filmini yaparak gün ışığına çıkartması uluslararasında ülkemizin insanlarının yabancı meslekdaşların yanında isimlerin yerini almasını sağlaması dileğiyle.


Fikret Mualla “Renklerde Kaybolan Hayat” mutlaka izlenmesi gereken çok güzel film. Ayrıca bireysel sorumlulukla destek verilmesi gereken film.


yilmazparlar@yahoo.com


Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümü-Yuvarlak masa-Yılmaz parlar

Asya’nın ‘İsviçre’si Türkmenistan 

Dünyanın en büyük 4. doğalgaz üreticisi Türkmenistan, 25 yıl gibi, bir devlet için çok kısa sayılabilecek bir sürede daimi tarafsızlık siyaseti ve ekonomik büyümesiyle en hızlı gelişen ülkeler arasında yer almayı başardı.  




Çin’e ve komşusu İran’a yeni doğalgaz hatları inşa ederek enerji alanında dev yatırımlar gerçekleştiren, Afganistan, Pakistan ve Hindistan doğalgaz hattının temelini de 4 ülkenin devlet başkanlarının katıldığı bir törenle atan, Türkmenistan, 12 Aralık 1995 tarihinde BM Genel Kurulunun 50. Meclisinde BM üyesi ülkelerin 185’i tarafından oybirliği ile desteklenen ‘Türkmenistan’ın daimi Tarafsızlığı’ hakkındaki özel Karar kabul edildi. Bu Karar 3 Haziran 2015 tarihinde tekrar kabul edildi. Böylece Türkmenistan, Asya’nın ‘İsviçre’si oldu. 


Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından ‘Türkmenistan Tarafsızlığın ülkesi’ yılı olarak ilan edilmesi üzerine Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümünün kutlanacağı 2020 yılında çeşitli etkinliklerler düzenlenecek. 


Bu kapsamda, Türkmenistan İstanbul Başkonsolosluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. ile birlikte, 14 Şubat 2020 tarihinde Topkapı Kültür Parkında, Yuvarlak Masa toplantısı düzenlendi.

Toplantıya Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu temsilcileri, Kültür A.Ş. Yönetimi temsilcileri, Akademisyenler ve ulusal basın mensupları katıldı.




Kültür A.Ş Müdür yardımcısı Doğan Hamit Doğruer ve Türkmenistan İstanbul Başkonsolus Myratgeldi Seyitmammedow birer konuşma yaptılar. Yuvarlak masaya katılanlar olumlu görüşlerini bildirdiler. 

Türkmenistan İstanbul Başkonsolus Myratgeldi yaptığı uzun bilgilendirme konuşmasının özetl “Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından ‘Türkmenistan Tarafsızlığın ülkesi’ olarak ilan edilen 2020 yılında, Türkmenistan Devletimiz daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümünü büyük coşkuyla kutlayacak.

Türkmenistan’da Tarafsızlık ve Barış yılı olarak ilan edilen 2015 yılı boyunca ülkemizde ve uluslararası düzeyde düzenlenen çeşitli etkinlikler tekrar bizim ülkemizin dış-siyasi stratejisine büyük desteği anlamına geliyor. 


12 Aralık 2015 tarihinde “Tarafsızlık politikası: Barışa, güvenliğe ve gelişmeye yönelik uluslararası işbirliği” konulu uluslararası forum düzenlendi. 


2 Şubat 2017 tarihinde BM Genel Kurulu “Uluslararası Tarafsızlık Günü” hakkında Kararname kabul etmiştir. Bu Kararname ile Uluslararası Tarafsızlık Günü dünya tarihinde ilk kez BM tarafından kabul edilen uluslararası gün olarak her senenin 12 Aralık günü kutlanmaya başlanmıştır. 

Türkmenistan dünyanın 147 ülkesi ile diplomatik ilişkileri başlatarak, 47 uluslararası kuruluşun üyesi oldu. Günümüzde Türkmenistan Birleşmiş Milletler, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Şanhay İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi büyük bölgesel ve uluslar arası kuruluşlar ile verimli ilişkileri günden güne geliştiriyor.

  


Devlet Başkanımız Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından öne sürülen küresel başlangıçlar ile koordinedir. Ülkemiz çok taraflı uluslararası belgelerin 152’sine katılıyor. Bunlar arasında, BM’nin ve onun özel acentelerinin kabul ettiği, uluslararası hukukun genel kurallarını içeren Sözleşmelerin 133’ü bulunuyor.


 Türkmenistan’da ve yurt dışında çeşitli ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlardan en önemlisi 11-12 Aralık 2020 tarihlerinde başkent Aşkabat’ta düzenlenecek «Tarafsızlık politikası ve onun evrensel barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasındaki önemi» adlı uluslararası konferans olacaktır. Bu yüksek düzeyli etkinliğe BM üyesi olan tüm devletler ve uluslar arası kuruluşlar davet edilmiştir.“  şeklinde açıklamalarda bulundu.


Yuvarlak Masa toplantısı sonrası, Topkapı Kültür Parkında bulunan Türkmen milli ve manevi sanat kültür ürünlerinin yer aldığı Kültür Evleri ziyaret edildi. Türkmen Otağında Türkmen pilavı ikram edildi. Türkmenistan kültürü sohbet edildi.


yilmazparlar@yahoo.com