25 Aralık 2016 Pazar

Bolu Vali Yardımcısı Ünal Coşkun, 
terfi aldı 

Bolu Vali Yardımcısı Ünal Coşkun, Resmi Gazete’de yayınlanan kararname ile 1’incisi sınıf Mülki Amir kadrosuna yükseltildi.

İçişleri Bakanlığı Müdürler Encümeni’nin almış olduğu karar ile 51 isim 1’inci sınıf mülki amir kadrosuna yükseltildi. Yükseltilen isimler arasında Bolu Vali Yardımcısı Ünal Coşkun da yer aldı. Haziran 2015 tarihinden bu yana, Bolu Vali Yardımcılığı görevini yürüten Coşkun, aynı zamanda Yeniçağa Kaymakam Vekilliği görevini de yürütüyor. 

yilmazparlar@yahoo.com


 

21 Aralık 2016 Çarşamba

Tırport’tan, Dev İşbirliği-Yılmaz Parlar



Tırport’tan, Dev İşbirliği


İmzalar atıldı, dünya devinin tercihi Tırport oldu

Dünya devi Damco, lojistik operasyon yönetiminde Tırport’u seçti. Global forwarding ve tedarik zinciri yönetimi şirketi Damco, Türkiye’deki liman konteyner taşıma operasyonlarını artık Tırport ile yönetecek. Dünyanın en büyük konteyner taşımacılık şirketi Maersk’ün, dünya çapında faaliyet gösteren ve birçok global markaya “tedarik zinciri yönetimi” ve forwarding alanında hizmet veren lojistik firması Damco, Türkiye’deki liman konteyner taşıma operasyonlarının takibini Türkiye’nin Lojistik Teknolojileri StartUp’ı Tırport’a emanet etti.

Konteyner taşımacılığında, dünya pazarının %15,9’una sahip

Maersk, bilindiği gibi dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı operatörüdür. Dünya devi, global pazarın yaklaşık %15.9’unu elinde bulunduruyor. Maersk Group şirketlerinden olan Damco ise, 130 ülkede, 10 bin personel ile global bir forwarding ve tedarik zinciri yönetimi operasyonu yürütüyor. Damco, Türkiye’de yılda 50 bin adedin üzerinde konteynerin üretim noktalarından ve depolardan, limanlara olan sevkiyatı gerçekleştiriyor. Özellikle ihracat odaklı çalışan ve dünyanın birçok ülkesine ürünlerini gönderen yerel üreticiler, mallarını konteyner taşımacılığında global bir aktör olan Damco’ya emanet ediyor.

2017 dijitalleşme yılı ilan edildi

Maersk ve Damco firmaları; lojistik operasyonların dijitalleştirilmesi konusunda 2017’yi “dijitalleşme süreçlerinde inovasyon tabanlı yeni hamleler yapma yılı” olarak ilan etti. Geliştirdiği internet ve akıllı telefon tabanlı uygulamalarla, “Yük Veren” ile “Yük Taşıyanları” gerçek zamanlı ve konum esaslı dijital platformlarda bir araya getiren Lojistik Teknolojileri StartUp’ı Tırport; Damco’ya özel geliştirdiği yapay zeka ile desteklenen lojistik operasyon yönetim ve denetim sistemi ile Damco’nun dikkatini çekti.

Anlaşma imzalandı

Tırport ve Damco arasında, 8 Aralık 2016 tarihinde imzalanan anlaşma ile Damco lojistik operasyon yönetimini, Tırport teknolojilerine emanet etti. Mevcutta birçok tedarikçi (taşıyıcı) firması ile çalışan Damco, 2017 başı itibariyle Türkiye’deki liman konteyner taşıma operasyonlarını, Tırport teknolojilerinin rehberliğinde yönetecektir. Damco’ya hizmet veren tedarikçi (taşıyıcı) firmaları, Tırport ile kaynak verimliliklerini ve etkinliklerini arttırırken, maliyetlerini de minimize edecektir.  


yilmazparlar@yahoo.com

18 Aralık 2016 Pazar

Terktas jewellerry-Atatürk portreli altın kapaklı saat-Yılmaz Parlar



Atatürk portreli altın kapaklı saat

İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz katılımıyla Tektaş Jewellerry Tarafından, İstanbul’un hayat dolu gözde semti Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddede, Dünyanın ünlü mücevher markalarından, eşsiz mücevherleriyle göz kamaştıran Chopard, -Audemars Pıguet-Patek Phılıppe Geneve mağazaların açılışı yapıldı.
Tektaş Saatçilik ve Mücevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Shelly Ovadia ’nın ev sahipliğinde Deik İsviçre-Türkiye Konsey Başkanı Ali Kibar-İsviçre-Türkiye Dış Ticaret Direktörü Mehmet Yıldırımlı-İsviçre-Türkiye Ticaret Odası Direktörü Eda Akalın icabet etdiği açılışda Shelly Ovadia, Ali Kibar, Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz birer konuşma yaptılar.
İki ülke arasındaki ticaret potansiyelin, ilişkilerin gelişmesine rol oynayan iş birliklerin önemine vurgu yapan mesajlar verildi. Ekonomiğin zor bir dönemden geçmemize rağmen umut sergileyen dinamik yapının moral açıdanda ilham vereceği anlamında konuşmalar sonrasında mağazalar gezildi.
Farklı simgelerin yer aldığı özel saatlerin  üretildiği İsviçre’nin önde gelen lüks saat üreticisi, 
İlk kez 20 yıl önce İstanbul’da mağazasını açan Chopard'ın, İsviçre’nin koleksiyonerlere dönük üretim yapan, statüden çok koleksiyon değeri hedefliyen, gelip geçici, modadan çok klasik özelliği bulunan modeller üretmeye özen gösteren köklü saat markası Patek Philippe’in ve yılda 50 bin üzerinde üretim yapan Audemars Pıguet’in nadide saatleri gezildi.

Tektaş Saatçilik ve Mücevher Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Shelly Ovadia Darphaneden tek nadide Sevgili Atatürk’ümüzün portresi bulunan bir parçayı alarak saatin kapağını oluşturan özel olarak yaptırdıkları, saati işaretliyor. 

Fatih Altaylı’nın kolunda bu özel saati görüntülüyoruz. Genelde 15-20 Bin Euro dan 1 milyon Euro ya kadar fiyatları olduğunu bildiğimiz için fiyatını sormuyoruz. Uğur ve bereket sembollerin aksesuarların süslediği dekoratif biblolar arasında Fatima’nın eli dikkatimizden kaçmıyor.
Sevgileri yansıtan, kültürel değerleriyle, el sanatlarıyla bütünleşen nadide saatler sahiplerini bekliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Aralık 2016 Pazar

Defne Telekomünikasyon, kuruluşunun 20. yılında, Yüzde 27 Büyüme gösterdi.-Yılmaz Parlar

20. YILINDA YÜZDE 27 BÜYÜME

Defne Telekomünikasyon, kuruluşunun 20. yılında, Yüzde 27 Büyüme gösterdi. Dört kıtada varlık göstererek 500 milyon aboneye hizmet vermeye devam ediyor.

Afrika, Asya, Amerika ve Avrupa kıtalarında, 20 ülkede, 25 telekom operatörüne hizmet veren 
Defne Telekomünikasyon, telekom sektöründe başarılı tren çizerek hedeflerini büyütdü. 

Defne Telekomünikasyon 20 yılı değerlendirmeleri hakkında basın toplantısı düzenledi. Basın Toplantısına Defne Telekomünikasyon Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Haliloğlu, CMO Mutlu Bakacak, Pazarlama müdürü Didem Karabatur, katıldılar. 


Verdikleri bilgiler doğrultusunda, Dubai, BAE ve Yeni Delhi, Hindistan'da da ofisleri bulunan Defne kurulduğu günden bu yana, birçok kez Deloitte Teknoloji Fast 500 EMEA ve Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye programlarında sıralamaya girdiğini, sağladığı katma değerli çözümlerle 100 milyar mobil işlemi partnerleri ile birlikte tamamladığı projeler, Avrupa Birliği tarafından 20 Milyon Euro’nun üzerinde fonlandığı aktarıldı. 


Defne Telekomünikasyon Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Haliloğlu, “Bugün dünyanın yarısı halen Internet kullanmıyor. Akıllı telefon penetrasyonu ise sadece yüzde 30. Buna karşın, çok değil 2020 yılında 50 milyar nesnenin Internete bağlı olacağı ve birbirleri ile iletişim halinde olacağı öngörülüyor. 19 trilyon dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz. Bu sektör, diğer sektörler gibi değil, oldukça hızlı gelişiyor. Türkiye Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi. Yüzde 16’dan fazla gencimiz var ve bunların hepsi pırıl pırıl. Birçok üniversitemizde yazılım mühendisliği ya da bilgisayar programcılığı bölümleri var. Ülke olarak global pazarda daha fazla sektör payına sahip olmamamız için aslında hiçbir sebep yok” dedi 



Haliloğlu, yoğun yaşandığı bir sektörde . Dünyada dinamiklerine yazılımcılar yön verdiği, katma değer zincirlerinin yapısı yeni teknolojilerle   değiştiğini söyleyerek. “Türkiye’de yazılım konusunda Ar-Ge yeterince ilerlemiş değil, geliştime var ancak araştırma yok. Yazılım firmalarına teşvikler devreye sokulsa, araştırma konusunda da yeterli yatırımlar yapılsa ve ilerleme sağlansa Türkiye için büyük bir gelir kapısı açılmış olur.” Açıklamalarında bulundu. 


“Sürekli olarak Ar-Ge yapmak, mevcut ürünlerimizi pazar ihtiyaçlarına göre güncellemek ve yeni ürünler geliştirmek durumundayız. Büyümemizi sürdürmemiz ve pazarda lider konumda kalabilmemiz için Ar-Ge yapmamız şart. Bu yüzden biz sürekli araştıran, geliştiren ve yeni teknolojilere yönelen bir şirketiz. Bu çerçevede ürün gamımızı geliştirmek ve dünyada sahip olduğumuz pazar payımızı genişletmek için yeni alanlara giriş çalışmaları yapıyoruz. Ar-Ge’ye de çok önem veriyoruz ve toplam bütçemizin yüzde 40’ını Ar-Ge için ayırıyoruz.” Şeklinde Ar-Ge verdikleri önemi belirtdi. 

Yaptıkları hizmetler hakkında “Gereksiz SMS almamaktan, filtrelemeye, çağrı merkezlerinden gelen aramalardan uluslararası trafiğin yönlendirilmesine, online ve mobil alışveriş aplikasyonlarına, her aboneye uygun konuşma, sms ve data paketi belirlemeye, arayanı bil, sesli mesaj ve ödemeli arama servislerine kadar uzanan geniş bir portföyde gerçekleştirdiğimiz yazılımlarımızdan biri ile muhakkak sizlerin karşısına çıkmışızdır” sözleriyle hemen hemen bütüne yakın bir kesimin ürünlerini kullandığı ifade erdi. 

2016 belirsizliklerin çok fazla olduğu, zor bir yıl olduüunu, Bu yıl, ürün portföylerine üç yeni ürün eklediklerini aktaran Defne Telekomünikasyon Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Haliloğlu “Son iki yılda ağırlıklı olarak Roaming, OSS ve Mobil Pazarlama ürünlerimizde büyüme yaşadık. Roaming ürün grubumuzdan özellikle ülkeler arası sınırlarda abonelerin diğer ülke operatörlerinin iletişim ağına istemeden dahil olmalarını önleyen, OSS ürün grubumuzdan VAS Monitoring -operatörlerin katma değerli servis kalitelerini ve müşteri memnuniyetini arttırmalarını sağlayan, ve Mobil Pazarlama ürün grubumuzdan da Bulk SMS toplu SMS dağıtımının kolaylıkla yapılmasını destekleyen) çözümlerimizde özellikle ciddi bir büyüme yaşadık. 2016’da da bu ürün gruplarımızı pazar ihtiyaçlarına göre geliştirmeye devam ediyoruz. Ayrıca ürün yelpazemizde yer alan hem SMS altyapısı sunan telekom operatörlerinin hem de abonelerin istemedikleri firmalardan veya abonelerden gelen izinsiz SMS ve çağrıları engellemelerini sağlayan SMS Filtering ve Blacklist/Whitelist çözümlerimizi de pazar ihtiyaçlarına göre güncellemeye devam ediyoruz.”dedi ve Defne Akademi hakkında soruyu “Defne Akademi bünyesinde üniversitelerle işbirliği yaparak elektrik-elektronik ve bilgisayar mühendisliği fakültelerinde okuyan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle yazılımını yaptığımız projelerde ihtiyaçlarımıza göre ortak çalışma modeli geliştirmeyi planlıyoruz.” Defne Akademi’de görev alan öğrenciler çalışmalarını tez ve staj olarak da kullanabilecekler. Biz de stajyer ve yeni mezun iş alımlarında önceliği Defne Akademi’de birlikte çalıştığımız öğrencilere vermeyi hedefliyoruz. “şeklinde cevapladı. 


Şirket merkezi İstanbul’da bulunan Defne Telekomünikasyon,   Dubai, BAE ve Yeni Delhi, Hindistan'da da ofisleri bulunmaktadır. Defne birden fazla yılda Deloitte Teknoloji Fast 500 EMEA ve Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye programlarında sıralamaya girmiştir. 


yilmazparlar@yahoo.com 

3 Aralık 2016 Cumartesi

Ekonomi Gazetecileri Derneği Küresel Isınma Kurultayı İzmir’de yapıldı-Yılmaz Parlar

Ekonomi Gazetecileri Derneği Küıresel Isınma Kurultayı  İzmir’de yapıldı
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) VIII. Küresel Isınma Kurultayı'nı 30  Kasım 2016 Çarşamba günü Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’ndegerçekleştirildi. Shell ve Coca Cola sponsorluğunda, www.iklimekonomisi.org desteği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla, yerel yöneticilerin, gazetecilerin sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı toplantıda kurultayın sloganı olan ‘’Enerjiyi Verimli Kullan, Geleceğe Yön Ver’’ çağrısı destek buldu.

Kurultay'ın açılışında hoş geldin konuşması yapan EGD Başkanı Celal Toprak,  günlerde normal olmayan yağışların iklim değişikliğinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Kurultayın amacının yerel yönetim, sivil toplum örgütleri, iş dünyasının ve tüm toplumun farkındalığını artırmak olduğunu belirten Toprak, kurultay sonucunda açıklanacak sonuç bildirgesinin dikkate alınmasını istedi ve şunları söyledi:
“Biz Kurultay’ı bugüne kadar hep İstanbul’da yaptık. Bir kere Ankara’da yapmıştık. Bu defa İzmir’i seçtik. İzmir’i önemsiyoruz. Çünkü İzmir iklim değişikliği konusunda çok önemli hedefler koydu, sözler verdi. Biz de İzmir’in çevreye yaptığı yatırımlara ‘İzmir modeli’ dedik. Bu modelin yaygınlaşmasını diliyoruz.”
Kurultay’ın açılış konuşması için kürsüye gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, küresel iklim değişikliğinin getirdiği tehlikenin farkında olduklarını, 2020 yılında İzmir olarak karbon salınımını yüzde 20 azaltma yönünde verdikleri taahhüdü yerine getirme hedefiyle çalıştıklarını belirtti.
Raylı sistem yatırımlarıyla 2019’da 250 kilometrelik bir ağ kuracaklarını, 20 araçla deneme sürecinde olan elektrikli otobüsleri tüm kente yaygınlaştırmayı planladıklarını anlatan Kocaoğlu, “Küresel ısınmanın getirdiği yağış düzensizlikleriyle mücadele etmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sellere neden olan yağmur suyunu kanalizasyondan ayırmak için 355 kilometrelik yatırımı tamamladık, gelecek yıl 140 kilometre daha tamamlanacak.” dedi.
Kentin çanak şeklindeki yapısı nedeniyle bazı bölgelerde yaşanan sorunları pompalarla aşmaya çalıştıklarını dile getiren Kocaoğlu, “Bazı noktalarda pompa sistemiyle suyu denize atmaya çalışıyoruz. Deniz med cezirle yükselmediği müddetçe pompa yeterli oluyor. Ancak deniz yükseldiğinde yağmur yağmasa bile sıkıntı yaşayabiliyoruz, örneğin Kordon’u deniz suyu basabiliyor.” diye konuştu.

Kocaoğlu, küresel ısınmanın sadece bir belediyenin ve ülkenin çalışmalarıyla önlem alınarak yok edilecek bir sorun olmadığını sözlerine ekledi.
Başkan Kocaoğlu’nun ardından EGD Yönetim Kurulu Üyesi Çetin Ünsalan’ın yönettiği ilk oturum başladı. Oturum öncesi Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da söz alarak halkın çevre duyarlılığının ve çevre bilincinin geliştirilmesine dikkat çekti. Özellikle çocuklara yönelik eğitim projeleri yaparak bu konuda önemli adımlar attıklarını anlattı.
Başkan Pekdaş’ın ardından söz alan Yaşar Holding Yönetim Kurulu  Üyesi Feyhan Yaşar ise bu tür toplantıların çok önemli olduğunu belirterek, “Hep birlikte bu tür toplantıları daha fazla yapmalıyız. Üniversiteler başta olmak üzeren tüm toplumsal kesimlerinin katılımını artırmalıyız” dedi.
Panelde konuşan Seferihisar Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ise enerji kooperatifleri yoluyla halkın da yenilenebilir enerji hareketine katılımını artırmak için başlattıkları projeler hakkında bilgi verdi.
ÜÇ OTURUMDA SORUNLAR ELE ALINDI
Açılış konuşmalarının ardından Kurultay'ın ‘’Enerjide Dönüşüm ve İklim Değişikliği'ne Medyanın Bakışı’’başlıklı ilk oturumuna geçildi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Vatansever’in yönetiminde gerçekleştirilen oturumun konuşmacıları; Tarım Gıda Yazarları ve Gazetecileri Derneği Başkanı İsmail Uğural, Habertürk Gazetesi  Yazarı  Dilek Gappi, Hürriyet Gazetesi Yazarı Selim Türsen, Anadolu Ajansı Ekonomi- Finans Enerji Yayın Yönetmeni Fırat Gazel, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer  oldu.
Kurultay'ın ikinci oturumunda ise ‘’Enerjide Dönüşüm ve İklim Değişikliğine Genel Bakış'' konusu ele alındı. www.iklimekonomisi.orgEditör- Gazeteci Pelin Cengiz’in yönetiminde gerçekleştirilen oturumun konuşmacıları; İnvenura Ceo'su Burak Karapınar, Günder Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü  Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu, İZKA Tanıtım Dış İlişkiler Birim  Başkanı Nazlı Kayı  oldu.
Kurultay'a ‘’Enerjide Dönüşüm ve İklim Değişikliğine Bakış’’ başlıklı sivil toplum örgütleri temsilcilerin  katıldığı forumla devam edildi. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak'ın yönetiminde gerçekleştirilen forumun katılımcıları ise şöyle oldu: İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay,  Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Hacer Gemici, Karbon Emisyonu (Seragazı) Düşürme ve Kontrol Derneği Başkanı Ali Özcem Kılıç, Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı.
EGD VIII. Küresel Isınma Kurultayı katılımcılara verilen ''Sertifikat Töreni'' ile devam etti.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Alman Akademik Degisim servisi (DAAD) ve AHK’nın proje kariyer gunu-yilmaz Parlar

 Bilinçli istihdam “Kariyer Günü”
Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) ve Goethe Enstitüsü ile AHK’nın proje yönetimini DEinternational’ın üstlendiği ilk “Kariyer Günü” etkinliği 26 Kasım 2016’da İstanbul Harbiye Hilton Hotelde organize edildi.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurul üyesi ve genel sekreter Jan Nother’in de hazır bulunduğu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın (AHK) düzenlediği “Kariyer Günü” projesine yaklaşık 20 kadar şirket katıldı.
Boğaziçi, Koç, Sabancı, Bilkent, Kemerburgaz, Marmara ve İTÜ gibi İşbirliği yapılan üniversitelerin Mühendislik, Elektrik Mühendisliği, Bilişim Teknolojisi, Mekatronik, Ekonomi, Kimya, Hukuk ve Çevre Bilimi, Medya ve İletişim Bilimleri, Matematik ve Fizik gibi Bölümlerin  öğrencileri katılım gösterdi.
Mezun olan, iş arayan veya değiştirmek isteyenler de dahil olmak üzere staj yapmak isteyenler cv leri sundular. Bizzat firma yetkilileriyle bire bir görüşme imkanı buldular.
Öğrenciler, yeni mezunlar, Almanya’dan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’na başvuruda bulunanlar, Yüksek Lisans yapanlar ve yeni bir iş arayışında olanların davet edildiği, DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) ve Goethe Enstitüsü iş birliği ile Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) -DEinternational A.Ş. katkılarıyla hazırlanan AHK Network imkanları sunan kariyer günlerin amacı AHK Türkiye şirketlere, öğrencilere ve iş arayanlara  ideal ve katma değeri olan bir platform oluşturmak. Ortak üniversiteler aracılığıyla öğrenci ve yeni mezunlar ile doğrudan temasa geçmeyi sağlamak. DAAD işbirliği ile aradığınız hedef kitleye göre çalışmalar yapılması, Yüz yüze etkileşim imkanı. Gelecek vaad eden birden fazla aday ile yerinde görüşme, Potansiyel aday ile birebir röportaj köşeleri, Firma isteklerine ve hedef kitleye yönelik pazar araştırması yapılması ve duyuru çıkarılması,
Manuel Transpaletler, Akülü Transpaletler, Akülü İstif Makineleri, Akülü/Dizel/LPG Forkliftler, Reach trucks vs. pek çok üreten Jungheinrich Türkiye, ve 964 milyon avroyu aşan yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. standlarında görüşmeleri ve genel fanıtım yapılan ortak departmanda Bosh firmasının tanıtımı AHK Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası İş Geliştirme müdürü Semanur Akaya ile izledik.
İş alımlarında ne gibi kriterlerin arandığı, işe alım sürecinin işleyişi, ve öğrencilere hazırlık sürec zemin oluşturarak, şirket kültürü, şirket prensipleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

19 Kasım 2016 Cumartesi

Atların Büyülü Dünyası-Nazan pamuk-Yılmaz parlar

ATLARIN BÜYÜLÜ DÜNYASI
  ruh hafifliğiyle gizli bir özgürlüğü ilham eden atların oluşturduğu muhteşem koleksiyon “Atların Büyülü Dünyası” sergi gelirini Kan ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneğine bağışladı.
 
Serginin VIP açılışı The Marmara Pera Hotelde gerçekleşti. Sergi açılışında sanatcının sanatsever değerli dostları, iş, sanat, akademi dünyasından isimler vardı.
12 Aralık 2016 tarihine kadar sanat severlerin ziyaretine açık olan sergide koleksiyonerler ve sanatseverler tarafından alınacak her eserin geliri Kan Ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneğine bağış olarak gidecek.
Resimlerden alınan özgürlük enerjisiyle, tuvaldeki büyülü ortamın oluşturduğu doğa esini sembolleşen at figürü sakladığı sevgiyi, yaşamayı aralarındaki ruhu, vefayı, sanatcının insanlara aşılama misyonu üstlendiği belli.  

Nazan Pamuk, ara vermeden koştuğu sanat hayatında yaşam felsefesini inci kolyesi gibi birbirini tamamlayan koleksiyonlarla ifade ediyor. Tabiatı tüm çıplaklığını sorgulatan yanlarıyla birbiri içinde saklı görünümleriyle  
gözler önüne seriyor. Derinlemesine bakdığınızda fark ediyorsunuz. Bu nedenle uzun süre eser önünde tılsımı çözmeye odaklanıyorsunuz.
Büyük küçük her tuvalde çalışmayı seviyor. At figürü ve içindeki doğa renklerin seçimi başka bir olgunun dili oluyor. 

Atdaki sevgi ve özgürlük dokusunu hücrelerinizde hissettikce, insanda tatmin edilemeyen kavram istenç özgürlüğünü, istemeye temel olmasını arzuluyorsunuz.

Atların Büyülü Dünyası koleksiyonu, hakkında Nazan Pamuk ve sanat danışmanı Canan Ardıç ile konuştuğumuzda, “Hayvanlar aleminde at  yüzyıllardır insanların en yakın yardımcısı olmuş, hizmetinde bulunmuş, duygularıyla hisleriyle insanoğlunun kendine en yakın hissettiği, aynı zamanda insana en çok vefa gösteren asil bir canlı olmuş, kah özgürlüğün sembolü olarak, kah terkedilmişliğin, işe yaramazlığın acısını hissettirmiştir. Birbirlerine olan vefa duygusu hayranlık uyandıracak derecededir.” Şekinde yorum alıyoruz.
Atların büyülü dünyası koleksiyonunun tüm ederlerinde.; okyanusun kıyılarında, yemyeşil çayırlarda, dumanlı dağların eteklerinde, başına buyruk yol almanın tadını çıkaran atlar, dünyanın çaresiz, vefasız sahiplerine, ürkek bir halde tedirgin felsefeyle bakış yatıyor 
Kan ve Kök Hücre Gönüllüleri Derneği Başkanı Sema Savaş, Nazan Pamuk’a  ve Dernekleri yararına eser alanlara teşekkür plaketleri vererek minnetdarlığını gösterdi.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Kasım 2016 Pazar

GSK Türkiye-Prof. Dr. Serhat Ünal-Basın toplantısı-Haber Yılmaz Parlar


Antibiyotik Enflasyonu
Kanyon, The House Cafe’de 4 Kasım 2016 Cuma günü, GSK Türkiye ev sahipliğinde 16-22 Kasım Antibiyotik Farkındalığı Haftası kapsamında, dirençli bakteriler ve akılcı antibiyotik kullanımı hakkında Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal’ın katılımıyla Basın toplantısı gerçekleştirildi. 
50 yılı aşkın bir süredir faaliyette olduğu Türkiye ilaç sektörünün lider firmaları arasında yer alan GSK, 750 çalışanıyla Türkiye’de de etkin sağlık çözümleri sunuyor. 
Dünya çapında 191 ülkeye ürün temin eden, yılda yaklaşık olarak 4 milyardan fazla paket ve  1.200 farklı marka üreten, 150’den fazla ülkede, 100 bini aşkın çalışanıyla, karşılanmamış ihtiyaçlara yönelik geliştirilen yenilikçi tedavileri hastalara ulaştırmayı amaçlayan GSK’nın, tüm çalışmalarının temelinde insan odaklılığı bulunuyor. 

Bugün en önemli sağlık alanlarında etkin ilaç ve tedaviler üreten GlaxoSmithKline (GSK), yenilikçi ilaç ve aşıları geliştirerek insanlığın hizmetine sunan ve böylece yaşam kalitesinin yükselmesine katkıda bulunan dünya lideri bir araştırmacı ilaç şirketi, GSK’nın tedavileri arasında; astım, KOAH, enfeksiyon, grip, akıl sağlığı, hepatit, nadir hastalıklar, sinir sistemi hastalıkları ile kalp damar ve sindirim hastalıkları yer alıyor. 

Antibiyotik direncini önlemeye yönelik küresel girişimlerin öneminin fark edilmesi antibiyotik direncinin sınırlandırılmasına, antibiyotik direnci tüm dünyayı ve sadece bu günü değil geleceği de ilgilendiren, çok önemli bir sağlık sorunudur. 

Basın toplantısında Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal Antibiyotik Direnci Tanımı ve Algısı hakkında İlaçların belirli bir dozda oluşturduğu etkinin aynı dozda tekrarlayan kullanımlarından sonra azalması veya aynı etkiyi oluşturmak için daha yüksek dozda kullanılmalarının gerekliliği, ilaç etkisine karşı direnç gelişimini değerlendirdi. 
Antibiyotikler, mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde ve profilaksisinde kullanılan, klinik açıdan çok büyük önem taşıyan ilaçlardır.
Dr. Serhat Ünal, Antibiyotik direnci bakterilerin antibiyotik varlığında dahi üreyebilmeleri ve hastalık yapabilmeleri durumunun altını çizdi
“Bazı antibiyotiklere direnç doğal olarak mevcut iken diğerlerine karşı direnç bakterilerde gelişen mutasyon yoluyla ortaya çıkmaktadır. Bu durumda antibiyotik uygulaması duyarlı bakterilerin üremesini durdurur veya öldürürken, dirençli bakteriler seleksiyona uğrayarak populasyona hakim hale gelirler.”diyerek kullanımın dozu artıkca “Antibiyotik kullanımı arttıkça doğal olarak direnç sorunu da artmaktadır. Eğer önlem alınmaz ve antibiyotik kullanımı bu hızda devam ederse direnç nedeniyle basit bir enfeksiyonun dahi öldürücü olabilir.”tehlikelerini belirtdi. 
Bazı antibiyodikler alınımında önlemleri sıraladı. “Antibiyotik almadan önce mutlaka hekime  danışılmalıdır. Yapılan kültür testinden sonra veya ampirik ile Doktorun tavsiye ettiği zaman, önerilen doz ve saatlerde antibiyotik alınmalıdır. Hasta kendini daha iyi hissetti diye antibiyotik kesilmemelidir. Aksi takdirde bakterilerin hepsi ölmemiş olabilir ve hastalık tekrarlayabilir. Artan antibiyotikler atılmalıdır, çünkü bir sonraki hastalıkta uygun olmayabilir ve ayrıca son kullanma tarihini geçmiş olabilir. Başkası için yazılmış olan antibiyotiklerin asla kullanılmaması gerekmektedir.”
Firma yetkililerince verilen bilgilere göre; “Birinci basamak hekimlerin akılcı antibiyotik kullanımı için ihtiyaç duyabilecekleri önlemlerle ilgili ayrıntılar, Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızlı uyum sağlayabilen canlılardır. Antibiyotik direnci de bunun bir örneğidir.
Belirli bir antibiyotiğe karşı direnç, söz konusu antibiyotiğin tedavi dozunda dirençli bakterileri öldüremediğini veya çoğalmalarına engel olamadığını ifade etmektedir.
Antibiyotik direncine sahip bakteriler antibiyotik varlığında, dirençli olmayan bakterilere göre avantaj sağlar ve bunun bir neticesi olarak belirli bir süre sonra ortamdaki bakterilerin çoğu o antibiyotiklere karşı direnç sahibi olur. Ayrıca, bakteriler dirence neden olan genetik yapıları farklı bakteri türlerine de aktarabilir, bu da antibiyotik direncinin bakteriler arasında yaygınlaşmasına önemli katkı sağlar.
Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle de yoğun bakım ortamında ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır. Dirençli bakterilerin neden olduğu bu hastalıklar, tedaviye dirençli olup, hastanede yatış sürelerinin uzamasına ve bununla ilgili komplikasyonların gelişmesine, ölüm ve hastalığa yakalanma oranlarında artışa neden olmaktadırlar.
Antibiyotik direncinin önüne geçilmemesi durumunda gelecekte bizi bekleyen tehlike ise bundan çok daha büyüktür. Öyle ki, yakın gelecekte enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler tamamen etkisiz hale gelebilir ve basit yara enfeksiyonları ölümle sonuçlanabilir. 
Antibiyotiklerin akılcı kullanımlarının düzenlenmesini; enfeksiyon hastalıklarının gelişmesinin ve kontrol edilmesinin daha etkili hale getirilmesi, Aksiyona geçilmezse, 2050 yılı itibariyle her yıl enfeksiyon kaynaklı 10 milyon ölüm gerçekleşebileceği tahmin edilmektedir.  
GSK, toplum sağlığını korumak ve geliştirmek açısından büyük öneme sahip olan aşılar konusunda da liderdir ve zengin bir portföye sahiptir.”şeklinde bilgiler verdiler
yilmazparlar@yahoo.com

ARMAGGAN Art- Design Gallery- Content İstanbul-Yılmaz Parlar



“UYGARLIĞIN SONU”-

Nilgün Sabar“Uygarlığın Sonu”-Betül Cankara “Bırak Kendim Olayım”

ARMAGGAN Art- Design Gallery’nin keşfettiği ve desteklediği Genç sanatçı ve tasarımcıların eserlerini 3 Kasım 2016 Perşembe günü Maçka Content İstanbul’da sanatseverlerle buluşturdu.

ARMAGGAN Genel Müdürü Ebru Karaçam ve Content İstanbul Kurucusu Sami Savatlı ev sahipliğiyle, şirin sıcak ortamın atmosferinde sergilenen açılışda sanatcıların sanatsever değerli dostları, iş, sanat, akademi dünyasından isimler vardı.

Sergide; Arman Suciyan -Yiğit Dündar, Berk Saatçioğlu -Mehmet Ali Serhan, Yıldız, Betül Cankara, Canan Ustaoğlu Savaş, Dilek Aydıncıoğlu, Dinçer Güngörür, Egemen Kemal Vuruşan, Emre Kantaşlı, Güneş Özmen, Hülya Sözer, İrem Çamlıca, Lütfiye Kösten,  Mahmut Aydın, Mustafa Akkaya, Nilay Özenbay, Nilgün Sabar, Ozan Emre Han ve Şevket Arık. gibi sanatçı ve tasarımcılar yer aldı.

Resimlerin enerjisini aldığınız sanatcılar arasında Nilgün Sabar, Betül Cankara, ile resimleri hakkında sohbet ettik. 

Nilgün Sabar, eserlerini, Bozdağların büyülü ortamında oluşturduğu atölyesinde dört aylık çalışma sonrası ortaya çıkardığını ve tamamen dağa esini eser olarak tanımlıyor. Kullandığı hayvan sembolleri iş sembolleriyle kolllektifleşen semboller olduğunu yeni bir korumalı alan oluşturma arzusu ile çıkışını ifade ediyor. Nilgün Sabar “ Eser, izleyiciye ana rahmi koruması verme arzusuyla doludur. Dünyanın buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eserin diğer adı -Uygarlığın Sonu” diyor. 
Nilgün Sabar, yaşamayı sevgiyi sakladığı sembollerinin aralarındaki ruhu, aşılama misyonu üstlendiği belli oluyor.  

Soluksuz koşan sanat hayatında yaşam felsefesi birbirini tamamlayan zincir halkaları gibi,biri aradan çıkartılınca bütünlüğü bozulan tılsım adeta. Sevgiyi bir solukta içine çeken, yaşam felsefesini altın tepsiyle tabiatı tüm çıplaklığıyla önünüze seriyor. Yaşadığınızı sandığınız hayatınızı tekrar sorgulatan, hayat yolunuzun çiçekli ve dikenlerinden tercih seçiminizle güzelleştirmek veya çirkinleştirmek elinizde olduğunu, çiçekten çiçeğe konan bal yapan arılar gibi resimlerde gezindikce yaşamınızın ballaştığı farketiyorsunuz.

Betül Cankara genelde büyük ve oval tuvallerde çalışmayı seviyor. Önceden tasarlamadığını fırca, boya tablet, tuval ve o günkü ruh hali renklerin seçimi eserin belirleyicisi oluyor. Her yapıtı evrensel bir olgunun dili oluyor. 
Hayatdan zevk almak, istek doğrultusunda yaşamak ancak güzel olumlu duygu optimist düşünce ve davranışlarla mümkün. Betül Cankara’nın beyin fırtınası yaptıran motifleri sizi düşünce girdabında felsefe çukuruna itekliyor sınavdan geçiriyor. Resmin sevgi dokusunu hücrelerinizde hissettikce yaşam duvarını örerken açıkta bıraktığımız üşüyen yanlarınız sıcak bir aşıyla veya dost bir serumla hayat buluyor.. Tamamen sessiz ve hareketsiz bir şekilde durduğunu düşündüğünüz moleküler, cisimler bir iç ses çıkarıyorlar. Özgürlüğe var olmaya saklı motifler yer yer tabakalar, Bir varlığın varoluş düzlemi ve plakaları katmanları oluyor.    

Eserler 3 Kasım 2016-7 Ocak 2017 tarihleri arasında Content İstanbul’da sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.


 yilmazparlar@yahoo.com

3 Kasım 2016 Perşembe

Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ve Novartis -Yılmaz Parlar

Sedef Hastalığı Bulaşıcı mıdır ?

Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ve Novartis tarafından psikolojik, sosyal ve finansal etkilerini gösterdiği sedef hastalığı hakkında Galata Salt Galata konferans salonunda 1 Kasım 2016 Salı günü bir panel düzenledi ve Türkiye’nin farklı illerinden dört sedef hastasının hikayesini anlatan belgesel gösterildi.     


Sedef Hastaları Dayanışma Derneği genel sekreteri Elif Başaraner!in sunuculuğunu yaptığı toplantıda sedef hastalığı hakkında toplumu bilinçlendirmek ve hastaların yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek üzere Novartis İmmünoloji ve Dermatoloji Bölüm Direktörü Dr. Kemal Kendir, genel algı “Sedef Hastalığı Bulaşıcı mıdır ?” sorusunu Hayır. Sedef hastalığının hiçbir formu bulaşmaz. Şeklinde cevapladı. “Hastalık tedavi edilebilir fakat tekrarı önlenemez"

Verilen genel bilgilerde; Sedef hastalığın, her yaşta ortaya çıkabilen ve sık görülen kronik seyirli bir deri hastalık olduğu, Toplumda her yüz kişiden ikisinde sedef hastalığı bulunduğu, Sedef hastalığı cilt sorunları yanında romatizmal sorunlar ile de, Sedef Romatizması (Psoriatik Artrit)  seyredebildiği, Her on sedef hastasından bir-ikisinde iltihaplı sedef romatizması görüldügü söylendi.  
Tipik belirtileri daha çok gövde, kollar ve bacaklarda görüldüğü, Tırnaklarda da yerleşebileceği, Hastalığın kesin nedeni belli olmadığı, %60 - 70 oranında Kalıtımla geçerliği dile getirildi.
“Ani şoklar, sıkıntı, gerginlik, sevgi eksikliği, anne - çocuk ilişkisi bozuklukları önemli tetikleyici faktörler olup; hastalığı başlatabilir veya alevlendirebilir. Diş çürüğü, bademcik iltihabı, idrar yolları iltihabı gibi mikrobik odaklar ve sürtme, çarpma kaşıma gibi zedelemeler de tetikleyici etki yapabilir.”şeklinde hastalığın tetikleyici sebebleri açıklandı. 
Sedef Hastaları Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım,
''Sedef'' Hastalığı (Psoriasis), deri hastalıkları arasında dedikodusu en çok yapılanlarındandır. Sedeflilerin yüzde 84'ü sportif faaliyetlerden kaçtığı, yüzde 83'ü hastalıklarını sakladığını, yüzde 74'ünün özgüven sorunu bulunduğunu kendinden örnek vererek anlatdı.Yarıya yakını depresyon sınırında dolaşdığından,   sedef hastalığı ve sedef hastasının zorluklarını sıraladı.
Hastalık bir çevresel faktörün tetiklenmesi durumunda ortaya çıkıyor. Tetikleyiciler arasında, yaşamdaki stresli olaylar, bazı virüs ve bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlar, deri yaralanmaları ve bazı ilaçlar yer alıyor.
Halktan gelen reaksiyonların sonucunda bu kişilerin öz saygıları ve özgüvenleri düşük olabiliyor ve psikolojik sıkıntı anlamlı düzeyde depresyona, artan endişeye ve sosyal kopuklukla soyutlanmaya sosyal aktivitelerini sınırlamasına, ailelerinden ve arkadaşlarından soyutlanabilmesine neden olabiliyoir. Yani, psoriasisli olmak insanların kariyer tercihlerini, ilişkilerini ve zihinsel sağlıklarını etkileyebiliyor. Anlamında topluma düşen görevleride anlatdı. 
İz TV Belgesel Yapımcısı ve Yönetmeni Vedat Atasoy yaptığı belgesel üzerinde bilgiler verdi.
Sonuç gerek hasta gerek hasta yakın çavresi gerekse toplum bilinçlendirilmeli şeklinde özetlendi.


yilmazparlar@yahoo.com

27 Ekim 2016 Perşembe

KV-İktisadi Kalkınma Vakfı, TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği-Yılmaz Parlar




GIDA TERÖRÜNDEN  TÜKETİCİYİ KORUMAK


İKV-İktisadi Kalkınma Vakfı, TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği, ve GGD-Gıda Güvenliği Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği ve TKKTTO-Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği’nin desteklediği, 26 Ekim 2016 Çarşamba günü, Levent Wyndham Grand Otel’de  “Tüketici Haklarının Korunmasında Gıda Güvenliği Paneli”gerçekleşti.


DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği yönetim kurul üyesi Jülide Çilingir’in sunuculuğunu yaptığı etkinlik açılış konuşmasını TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği ve Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Genel Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker yaptı.


Özgöker konuşmasında Tüketici koruması ve özellikle Gıda güvenliği konusunu özetledi. Son yıllarda tüm ülkeler açısından, halk sağlığı ve ekonomik boyutu nedeniyle önem kazanan ve önemi giderek artan bir konu haline gelen, gıda kaynaklı hastalıkların ortaya çıkması sağlık, ekonomik ve sosyal açıdan toplumları ciddi anlamda etkilediğini dile getirdi.


DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı Ferhat Bozçelik öncelikle örgütü hakkında bilgilendirdi.
Ferhat Bozçelik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde ortaya çıkan olumsuz sonuçların dehşet verici boyutlara ulaştığını, bu yönüyle gıda güvenliğinin ve hijyenin, tüketiciler açısından ne kadar hayati önem taşıdığını gösterdiğini söyledi.

GGD-Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner ve İKV –İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu Gıda terörün tüketiciyi zehirlediğini  ve haksiz rekabete neden olduğunu, gıda güvenliği ve hijyen, Avrupa Birliği normlarına uygunluk açısından da çok önemli olduğunun altını çizdiler. Gıda üretiminde ve son tüketiciye ulaştırılmasında merdiven altı dediğimiz yeterli denetim yapılmayan üretimler de haksız rekabete yol açtığını, Kamuoyunda sıkça gündeme gelen “gıda güvenliği ve haksız rekabet” konusu vurguladılar.

EGD-Ekonomi Gazetecileri Derneği Genel Başkanı Celal Toprak’ın oturum başkanlığını yaptığı iki ayrı panelde; T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Gümrük ve Ticaret Uzmanı Muhittin Yildirim, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Dr. Yavuz Dizdar, Rekabet Kurumu 3. Denetleme ve Uygulama Dairesi Başkanı Hakan Suat Ölmez, İktisadi Kalkınma Vakfı Strateji ve İş Geliştirme Müdürü-AB Bilgi Merkezi Koordinatörü M. Gökhan Kilit, TÖF-Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat Engin, Tüketiciler Derneği (TÜDER) Gıda Komisyonu Başkanı Ayşe Cengiz, Yrd. Doç. Dr.Sezin İba, TKKTTO-Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Sekreteri Musa Karademir gibi isimler konuşmacı olarak katıldılar.



EGD-Ekonomi Gazetecileri Derneği Genel Başkanı Celal Toprak ilgili konunun genel bir eksenini çizerek geçmiş tarihlerde yapılan toplantılarla birlikde gelişimin bugünkü durumu sorgulama şeklinde hiperaktif bir ortam hazırladı.


İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Dr. Yavuz Dizdar, Beslenme ve hastalık ilişkisi, Olağan Şüpheliler, Kansere paralel artan hastalıklar, Ortak noktaları, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Gıdalardaki tarım ilacı kalıntıları İlaçların ve tarım ilaçlarının amaç dışı kullanımı gibi Konulu sunumu ile  acı gerçekleri sıraladı. Süt yoğurt GDO’lu pirinç skandalları vs. pek çok ürünün örneklerini belgelerle sundu.



TÜDER Kurucu, Gıda Komisyonu Başkanı ve Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz, Güvenli Gıda, üretimden, tüketime kadar geçen tüm süreçlerde, gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik  her türlü etkenin insan sağlığını riske etmemesi için alınması gereken  tedbirleri,  Bilgi kirliliğini önlemek ve sürdürülebilirlik için, tüketici ile iletişim kanalları, restorantlar da ahşap kapların sıcak yemek servisinde  kullanılmın sorunlu olduğu, ahşap yüzeyde oluşan kesikler mikrobiyal bulaşmaya zemin hazırlaması konularını işledi.


 AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Strateji ve İş Geliştirme Müdürü M. Gökhan Kilit, Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Politikası, Dünyada Gıda Güvenliği Krizleri AB’de Gıda Güvenliği Tanımı AB’de Gıda Güvenliği Gelişimi hakkında konuşma yaptı.

M. Gökhan Kilit, Gıda sektörü yıllar içerisinde dünya genelinde yaşanan gıda krizleri ile önemli aşamalar geçirdiğini, İngiltere’de ortaya çıkan deli dana, Uzakdoğu ülkelerindeki kuş gribi vakaları, AB ülkelerinde Salmonella krizleri, At eti skandalıgibi, Süreçler gelişmiş ülkelerde gıda güvenliği politikalarının kamuoyu tarafından sorgulanmasına ve daha güvenli gıda üretimi için kamuoyu baskısının doğmasına neden olduğınudile getirdi. Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında 1200’den fazla düzenleme mevcut olduğynu, Çiftlikten sofraya kadar olan süreçte uyguladığı tedbirler ve denetimler öne çıktığını, İç Pazar’ın işleyişinin sağlanması önemliolduğunu, Ortak Tarım Politikasını, Gıda güvenliği, hayvan sağlığı, hayvan refahı ve bitki sağlığı entegre yaklaşım modelini anlatdı

Rekabet Kurumu 3. Denetleme ve Uygulama Dairesi Başkanı Hakan Suat Ölmez, Reklam Kurulu Faaliyetlerine İlişkin İstatistikler, verilen idari para cezaları ve sektörel dağılımı gibi bilgiler verdi.


Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Sekreteri Musa Karademir günün yorumu yaptı.




yilmazparlar@yahoo.com