30 Nisan 2017 Pazar

Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması-Yılmaz Parlar

Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması

Eczacıbaşı İlaç Pazarlama’nın, ‘AkılcıAntibiyotik’ kullanımına dikkat çekmek için başlattığı, ‘Bir Boğaz Klasiği: Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu.

Bir sosyal sorumluluk projesi olarak başlatılan ve hekimlerin konu ile ilgili görüşlerini farklı fotoğraflar ile ifade ettikleri yarışmanın kazananlarına ödül takdimi İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde gerçekleştirildi.

Bir Boğaz Klasiği: Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması’nın konusu hastalıktan tarihe, yemek kültüründen coğrafyaya kadar tüm çağrışımlara açık olan ‘Boğaz’ kavramında yarışmanın jurisi; Başkan ünlü fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, juri üyeleri ünlü tarihçi ve seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç ve Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal.
Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri Genel Müdürü Canan Bademlioğlu, “Biz ülke olarak akılcı ilaç kullanımında çok büyük bir aşama kaydettik. Sizin de bildiğiniz üzere Sağlık Bakanlığımız kamu spotları aracılığıyla antibiyotik kullanımının kontrollü olması gerektiğine ve mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini düzenli olarak aktarıyor. Alınan birçok önlem ile çok iyi bir aşama kaydetmemize rağmen gidilecek yolumuz var.
Bu yarışmada amaç aslında tamamen akılcı ilaç kullanımını vurgulamak. Burada da özellikle antibiyotik kullanımına dikkat çektiğimiz noktada bizim de üzerimize çok önemli bir görev düştüğünü düşünüyoruz. Bu yalnızca Sağlık Bakanlığımızın çalışmalarıyla değil, bizim de sağlık alanında faaliyetlerini sürdüren bir paydaş olarak bu sürece sağlıklı destek vermemizi gerektiriyor ve buna canı gönülden inanıyoruz. Aslında,amaç İnsanların sağlıklı yaşam sürelerini uzatmak, sağlıklı olmalarına mutlaka destek olmak. Ancak hasta da oluyorlarsa zamanında hekime gitmesini sağlamak, doğru dozda, doğru zamanda antibiyotik tedavisi almasını sağlamak. Bu önemli bir misyon bunu da bizim bir şekilde daha fazla duyurmamız gerektiğini düşünüyorum.” Şeklinde geniş bilgiler paylaştı.

Seyahat yazarı, Yüzyılda bir gelebilecek rehberler kralı Saffet Emre Tonguç yaptığı konuşmasına önce yakındaki Kılıç Ali paşa Camiden başladı.
 “Tophane Meydanı’nda bulunan Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalışanlar arasında Don Kişot isimli kahramanın yaratıcısı Miguel de Cervantes’in adı da geçiyor. Fransız kaynaklarda Cervantes’in haçlı seferlerine katıldığı, Osmanlı’ya karşı savaştığı ve korsanlara esir düştüğü yazıyor. Caminin inşaatında çalışırken Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa’yla tanışıp Don Kişot karakterini de, bu kişiden esinlenerek yaptığı söyleniyor.”devam eden konuşmasını İstanbul’un 7 tepe üzerinde kurulduğunu ve tepeler camilerle bütünleştiğini söyledi

“İstanbul’un 7 tepesinin nerede olduğu birçok kişi için hâlâ muamma ve yanılgılarla dolu. 7 tepenin tamamı Tarihi Yarımada’da, yani surların içinde. Kente adını veren Konstantin burayı Roma’ya benzer bir şehir olarak kurmak istiyor ve surların içinde 7 tepe üzerine inşa ediyor. Osmanlılar da bu tepelere cami inşa ederek taçlandırıyor.

Birinci tepeye Sultan Ahmet Camii ve Topkapı Sarayı Tepesi de deniliyor. Sultan Ahmet Camii’nin bir özelliği de Osmanlı mimarisinin ilk ve tek 6 minareli cami olması. Çok enteresandır,  I. Ahmed için, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından

İki numaralı tepe Çemberlitaş. Oraya da Nûr-i Osmaniye Camii yapılmış. Üçüncü tepe Süleymaniye Camii. Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkışının 30’uncu yıldönümünü kutlamak için Mimar Sinan tarafından yapılmış.  4 minaresinin İstanbul’un fethinden sonra 4. padişah olmasını simgelemesi. Toplam 10 şerefe olmasının sebebi de, kuruluşundan bu yana tahta geçen 10’uncu sultan olduğuna  .
Dördüncü tepe şehrin kurucusu Fatih Sultan Mehmet’in Fatih Camii’dir, dördüncü tepe olan Fatih’te yapılır. Bu camii ile ilgili başka az bilinen ayrıntı da altında   Beşinci tepeyse son zamanlarda Muhteşem Yüzyıl dizisiyle de meşhur olan Kanuni’nin babası Selim’in, Yavuz Selim Camii 6. ve 7. tepeler Mimar Sinan’ın yaptığı camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii, son tepeyse Kocamustafapaşa Camii.” Şeklinde ilgi çeken konuşmasını Mısır Konsolosluk binası ile Çağrışım yaparak New York’da Özgürlük Heykeli’nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesini anlatdı.

“Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır’a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından hazırlanmış   yaşanan bazı olaylar nedeniyle Mısır yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.”şeklinde ilginç bilinmeyen konuları aktardı.
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Serhat Ünal konuşmasında yanlış antibiyotik kullanımına ait örnekler verdi.

Prof. Dr. Ünal, tedavisi değişmeyen tek hastalığın boğaz enfeksiyonu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ünal, 'Beta dediğimiz bakteri penisilin bulunduğundan beri penisilin ile tedavi ediliyor. Ve çok şükür ki bu mikroorganizmada penisiline direnç hiç gelişmedi' sözleriyle yanlış kullanımlara dikkat çekdi.
Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri Genel Müdürü Canan Bademlioğlu, seyahat yazarı ve ünlü rehber Saffet Emre Tonguç, İzzet Keribar yarışmaya katılan doktorlara ödülleri takdim etdiler.
yilmazparlar@yahoo.com

20 Nisan 2017 Perşembe


TYD’nin Hedefleri Büyük

Oya Narin “Türkiye turizmi bundan sonra 6’ncı sıradan daha yukarılara çıkmayı hedeflemeli” 

Başkanlığın  Oya Narin’in yaptığı TYD Turizm Yatırımcıları Derneği yönetim kurulu vefa örneği göstererek, Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Turgut Gür'e 2013-2017 dönemi Başkanı Murat Ersoy’a, Ortaköy Feriye Palace’da özel bir davetle teşekkür plaketi verdi. 


TYD’nin yeni dönem Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin’in ev sahipliğinde, kokteyl daveti 19 Nisan 2017 Çarşamba akşamı boğazın büyülü eşsiz manzarası eşliğinde Ortaköy Feriye Palace’da gerçekleşti. 



Davete Turizm Yatırımcıları Derneği üyelerinin yanı sıra, Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel TUROB Başkanı Timur Bayındır TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy başta olmak üzere, Turizm Sektörü örgüt Başkanları  -Temsilcileri katıldılar. Eski TTSİS ve TİSK Başkanı İş adamı Halit Narin ve Eşi Özden Narin’de davete katılarak kızlarına destek verdiler.


TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, yaptığı  konuşmasıda, TYD’ye yaptıkları çalışmalardan ve desteklerden dolayı, TYD’nin eski Başkan ve üyelerine teşekkürlerini sundu. 


Oya Narin, “2018 yılında turizmde yeni bir dönüşüm başlayacak. Türkiye turizmi bundan sonra 6’ncı sıradan daha yukarılara çıkmayı hedeflemeli. Turizmde yeni bir atak başlayacak. Yatırımcılar da Türkiye turizmdeki yeni atağın dinamosudur” sözleriyle umutlarını ve inançlarını dile getirdi. 


Oya Narin gelecek yıllarda, turizmde öncülük görevini üstlenmeye devam edeceklerini, görev üstlendiği süre içerisinde son derece önemli araştırmalara imza atacaklarını, buna ilişkinde tüm üyelerin desteğini beklediklerini söyledi.

TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin’in yaptığı konuşma sonrası, Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Turgut Gür’e ve geçmiş dönem Başkanı Murat Ersoy’a teşekkür plaketlerini  takdim etdi. 
Turgut Gür konuşmasının özetinde birlik ve beraberlik içinde biriken bilgilerini ve tecrübelerini Turizm Yatırımcıları Derneğiyle paylaşacağını dile getirdi. Eski dönem başkanı Murat Ersoy turizmde iyi yerlere gelmenin ancak pazarlamayla olabileceğinin altını çizerek pazarlamanın önemini vurguladı. Sadece yatırımlar değil yatırımlarla birlikde pazarlamaya önem verilmesi gerektiğini, ancak yatırımların bu şekilde etkin ve verimli olabileceğini ifade etdi. 
Stratejik Ekonomi Araştırma Uzmanı Tülin Hattat, Bloomberg News’den Fethiye Sarol ile birlikde Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır ile yaptığımız sohbet toplantısında, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanlığı’na seçilen Oya Narin'i makamında ziyaret ederek tebrik ettiğini, TYD Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman ve TÜROB Genel Müdürü İsmail Taşdemir’in de katıldığı ziyarette, Oya Narin’i tebrik ederek, TYD’nin bundan sonraki faaliyetlerinde başarı dileklerini sunduğunu, turizm sektörünün bu iki önemli meslek kurumunun, Türk turizminin içinde bulunduğu sıkıtınların aşılması konusunda işbirliği içinde olacaklarını söyledi. 
Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’de Oya Narin’in çok başarılı bir grafik çizeceğine inandığını bizlerle paylaştı. 
yilmazparlar@yahoo.com

19 Nisan 2017 Çarşamba

İsmet X Bilen 66. kişisel sergisi-Yılmaz Parlar


“Moleküler Akış”


İsmet X Bilen 66. kişisel sergisini Nişantaşı Scotch Club’da açtı.


Hiçbir zaman aramayı durdurmayan, hiçbir zaman bulamayacağı sonsuzluk yolunda  ışığı hisseden ruhlarımızdan günlük hayatdan söyliyeceğini resme döken,Türkiye’nin Pablo Picasso’su olarak bilinen dev sanatcı ancak kendisini farklı görüyor.

Sanatcı kendisini “Resimlerimdeki figürlerimin üstüne vuran gizil estetiksel ışıklar düşünsel bilinçli düşünmenin bir merkezidir; ışık benim varlık anlayışımdaki aranmamdır. Resimlerimdeki estetik düzeyde kullandığım ışık oyunlarının renk skalaları kendi özünün toplamına girmiş yabancı ışıkları ayırt ederek atar. Ben salt renklerimi ve desenlerimi büyülü bir Dünya'dan yola çıkarak resimlerime yansayan ışığın yüreğine kabul ettirmeye çalışıyorum. Benim estetiğinin gizil olarak saklanmış olduğu resimlerimdeki şekillerinin içinde derin düzlemlemeler ve ikilem düzlem hamleleriyle birbirine bağlaçlar oluşturdum.”şeklinde ifade ediyor.
Sergi açılışına sanatsever dostları, koleksiyonerler, akademisyenler, iş ve sanat dünyasınında isim yapan kişiler katıldılar. Pek çok ünlülerin erkek berberi Sadettin Çelikoğlu aynı zamanda ressam İsmet x Bilen’in de berberi sanatcıyı bu güzel gününde işine ara vererek yalnız bırakmadı. Resepsiyonda ünlü barmen Yusuf Konaklı özel kokteylerini sundu.

İsmet X Bilen’in 50 yıl üstü sanat üretim sürecinde 66. kişisel sergisi 30 Aralık 2016 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.


İnsanların koyduğu perspektif kuralları tarafından, önyargılara boğulmamış yönlendirilmeyen göz, tabloyu açıklamaya anlamaya çalışmak yerine, bakmak seyretmek içsel önemlerini kavramak daha doğru bir yaklaşım olur. Cisimleri gördüğü gibi değil, düşündüğü gibi boyayan sanatcı, düşleri, içgüdüleri, istekleri, düşünceleri, gün ışığına çıkartıyor. İlhamını fırcayı kalemini çizmeye boyamaya başlarken yakalıyor. Resim yaptığında rahatlıyor ve dinleniyor.

Ana temel desen öğesinden yola çıkan sergideki resimler, Perspektif çizimdeki yeterliği gerçeğe uygunluğu, sergi mekanındakı sorgulaması özgürlük direniş, meydan okuma temalarından doğan kompozisyonlardan “Moleküle Akış” adını alıyor. İrrasyonel bilinçaltı göndermelerle direniş meydan okuma özgürlük her figürde desende size sesleniyor.
Sanatcının kendisiyle yaptığımız kısa söyleşide; Sanatsal hayatının varoluşunu devam ettirecek 60. kişisel sergisinde 60 adet birbirine bakışlı ve hareket kabiliyeti özlemler arası figüratif soyutsal çizğileriyle kendisini ödüllendirdiğini söylüyor.
Sanatcı “Bu sergimin asıl amacı insan özünde olan eglenebilme eglencesinin akıs diyalektiginin sekteye ugratmamak ve onların siirsel ve melodisel diskolardakı hareketlerini hür bırakmak ve bu türlü yerlere yapılan her türlü eylemsel
saldırıları protesto etmektir. Bu mekanda daha önceden yapmıs oldugum yukarıda arz ettigim resimleri satmaktan maada bu hususlara dikkat çekmek ve bu türlü cebirsel eylemleri kınamak ve bu yüzden 66. kisisel sergimi benim için degisik bir mekan olan tarihi bu meshur eski bir eglence kulübünü seçtim. Burada 9 büyük ebatta yaglı boya resimlerimi zorla sürdürülebilir bir ısık dogallıgında sergiliyorum. Bu is bir sentez olarak diskolardaki iradesi hür canlıların dans ederken el ve kol hareketlerinin resimlerimdeki kullandıgım biyolojik renklerimle; bir anlam olarak ritimle birlikte süzülmeyi birlestirmektedir.”açıklamalarında bulunuyor.




yilmazparlar@yahoo.com

16 Nisan 2017 Pazar

Bahar nezlesinden orunmanın 6 altın kuralı-Yılmaz parl

Bahar nezlesinden orunmanın 6 altın kuralı
Bahar nezlesi işitme kayıplarına neden olabilir mi?
Havaların giderek ısınmasıyla, artık yavaş yavaş varlığını hissettiren bahar aylarına girmemizle birlikte, çocuklar başta olmak üzere, halk arasında ‘bahar nezlesi’ olarak adlandırılan mevsimsel allerjik hastalıklar ile sıkça karşılaşıyoruz. Saman nezlesi olarak da adlandırılan bu durumdan, çayır polenleri ve çimen gibi ilkbaharda ortaya çıkan çeşitli bitkisel ürünler sorumludur.

Basit nezle 7-10 günde iyileşirken, bahar nezlesinin alerjenle temas süresi boyunca devam ettiğini kaydeden Kolan International Hospital KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “Bahar nezlesinin sık şikayetleri arasında, burun tıkanıklığı, sık hapşırık ve burun kaşıntısı ile birlikte, göz yaşarması ve şeffaf burun akıntısını sıralayabiliriz. Ayrıca bu hastalarda, tat ve koku bozukluğuna, astım ve nefes darlığı da eşlik edebilir” dedi. 
Geniz eti ve bademciğe, ‘bahar nezlesi’ eklenince tablo ağırlaşabiliyor  Geniz eti sebebiyle geceleri rahat nefes alamayan ve horlayan çocuklara, ilaveten bahar nezlesinin de üstüne eklenmesiyle tablonun ağırlaşabileceğini belirten KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Geniz eti çocuklarda, horlama ile birlikte uyku apnesine de neden olabiliyor. Çocuklarda uyku apnesi, hiperaktivite, dikkat eksikliği, sosyal uyumsuzluk ve geceleri altına kaçırma gibi çeşitli şekillerde kendini gösterebiliyor. Beraberinde, sık bademcik iltihaplanması veya iri bademcik bulunması ile bahar nezlesi durumlarında tablo daha da ilerliyor. Erişkin uyku apnelerinde ise, gün içinde yorgunluk ve uykusuzluk şikayetleri gerçekleşiyor” diye konuştu.
Bahar nezlesinde, işitme kayıpları artabiliyor KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, konuşmasına şöyle devam etti: “Polen allerjisi olan çocuklarda, burun ve geniz tıkanıklığına bağlı östaki tüpü de tıkanarak, kulakta sıvı birikimlerine ve nihayetinde işitme kayıplarına neden olabilir. Bu biriken sıvı, yapışkan kıvamında olup, orta kulakta çökme sonucunda ileri de kulak zarında delinme ve kalıcı işitme kayıpları yapabiliyor. Bu durumda, genellikle allerjinin tedavisi, sakız çiğneme ve basit egzersizler gerçekleşiyor. İlkbaharda eğer işitme kaybı çok hızlı ilerlemiyorsa, mümkünse kulak zarına tüp takmak tercih edilmez. Bunun nedeni,ılıman ve sıcak havalarda üst solunum yolları direncinin düşmesine bağlı orta kulak sıvı birikimleri genellikle iyileşme eğiliminde olduklarının yanında, yazın denize girip kulağına su kaçırma riskinden dolayıdır. Fakat bazen kulakta, ısrarlı bir şekilde sıvı birikimi oluyor ve egzersizle birlikte ilaç edavisiyle işitme kaybı düzelmiyorsa, kulak zarına tüp takmak gerekli olabilmektedir” şeklinde konuştu.  
Bahar allerjisinde ilaç ve aşı tedavisi bulunuyor
Bahar allerjisi tanısının hastanın şikayetleri ve muayene bulgularıyla ortaya konulduğunu anlatan KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti:  “Bahar allerjisinde, cilt veya kanda bakılan allerji testleri de tabloyu destekliyor. Tedavi olarak, bu çocuklara öncelikle allerjiye dönük burun spreyleri ve allerji şurup veya hapları yeterli olabilmektedir. Bunun bir alternatifi de, artık ülkemizde de ticari olarak satılabilen polen aşısı haplarıdır. Bunları henüz SGK kurumları ödemiyor ve 3-5 yıl süreyle kullanmak gerekiyor, ama uzun dönemde polene karşı bağışık kalmak için elimizdeki tek seçenektir” diye konuştu.
Bahar nezlesinden korunmanın 6 altın kuralı
Bahar aylarında sıkça karşılaşılan allerji problemlerine karşı alınması gereken önlem hakkında Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları açıkladı:
Polen zamanında dış ortamda, özellikle çim, çayır ve kavak ağacı gibi doğal ortamlardan uzak durmaya çalışın.
Mecburen bu ortamlara gidecekseniz, gözlük ve maske kullanın.-Her akşam duş alın.Tüm kıyafetlerinizi günlük değiştirin. Kıyafetlerinizi, yatak odanızda çıkarmayın.
Bu dönemde, evinizin ve arabanızın camlarını kapalı tutun.
Hem arabada, hem de ev ve iş ortamlarınızda, polen filtreli klimalar kullanın.

yilmazparlar@yahoo.com




15 Nisan 2017 Cumartesi

İHRACAT ŞAMPİYONLARINA TET’TEN ÖDÜL -YILMAZ PARLAR



İHRACAT ŞAMPİYONLARINA TET’TEN ÖDÜL 
2016 YILI İHRACAT ŞAMPİYONLARI BELLİ OLDU

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) 2016 yılı İhracat Başarı Ödülleri, 14 Nisan tarihinde sahiplerini buldu. 2016 yılında yaklaşık 10,2 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşan Elektrik Elektronik ve Hizmet sektörlerinde ihracat şampiyonluğunu göğüsleyen firmalara ödülleri takdim edildi

Elektrik Elektronik ve Hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren ihracat şampiyonlarının ödüllendirildiği 2016 TET İhracat Başarı Ödül Töreni, 14 Nisan Cuma günü Ortaköy Four Seasons Hotel’de gerçekleştirildi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TET Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fatih Kemal Ebiçlioğlu ve sektör temsilcilerinin katıldığı törende Türkiye geneli Elektrik Elektronik, Hizmet sektörü, Edebi Eser ve Televizyon Dizileri alanlarında en çok ihracatı gerçekleştiren firmalar ödüllendirildi. 
Elektrik - Elektronik sektörünün ihracatı 10,2 milyar dolar

2016 yılında 10,2 milyar dolar olarak gerçekleşen Elektrik Elektronik Sektör ihracatı Türkiye ihracatında yüzde 7’nin üzerinde pay alıyor. Sektör, Türkiye’nin 2023 hedefine önemli katkı sağlıyor. Ödül töreninde sektör temsilcilerine teşekkürlerini sunan TET Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, “2016 yılında Birlik olarak sektörümüzün yurt dışı pazarlarda güçlü bir konuma gelmesi için birçok faaliyet gerçekleştirdik. 2014 yılında bünyemize katılan Hizmet Sektörlerimizin de ihracat potansiyelinin artırılması için yoğun çalışmalarda bulunduk. İhracatta Atılım Yılı ilan edilen 2017 yılının ülkemiz adına önemli gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olmasını hedefliyoruz.” açıklamasında bulundu.
Daha sonra söz alan TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi “Atılım Yılı ilan ettiğimiz 2017 yılında ihracatta sıçrama yapacağımız bir döneme gireceğiz. İnşallah, bu sıçrama sadece ihracatımızla da sınırlı kalmayacak. 2017 aynı zamanda Türkiye’nin önünün açılacağı ve her alanda büyük bir atılım gerçekleştireceği bir yıl olacak. Güven ve istikrar piyasalara hakim olacak. Üretim, istihdam ve yatırımlar yeniden canlanacak” şeklinde konuştu.
Türkiye Geneli Elektrik Elektronik sektöründe 2016 yılında en çok ihracat yapan firma Vestel oldu. Sektörde en çok ihracat gerçekleştiren ikinci firma Arçelik olurken, üçüncülüğü BSH Ev Aletleri aldı.


Sektörün alt kategorilerinden olan Beyaz Eşya sektöründe en çok ihracat yapan firmalar sırasıyla Arçelik, Vestel ve BSH Ev Aletleri oldu.

Diğer bir alt kategori olan Elektronik sektöründe en çok ihracat yapan firmalar sırasıyla Vestel, Arçelik ve E.G.O Elektrikli Aletler oldu.

Elektrik Üretim ve Dağıtım Ekipmanları kategorisinde en çok ihracat gerçekleştiren firma Grid Solutions oldu. Aynı kategoride Siemens ikinci, Balıkesir Elektromekanik ise üçüncülük ödülünü aldı.

Kablo sektörünün ihracat şampiyonu Nexans Türkiye oldu. Kablo sektöründe en çok ihracata imza atan ikinci firma Pamukkale Kablo, üçüncü firma ise Atom Kablo oldu.

Hizmet sektörü birincisi THY

TET 2016 İhracat Başarı Ödülleri’nde hizmet sektöründe en çok ihracat gerçekleştiren firma Türk Hava Yolları (THY) oldu. İkincilik Pegasus Hava Taşımacılığı’na; üçüncülük ödülü ise Çalık Enerji’ye gitti.

İhracat Şampiyonu Diziler

TET bünyesinde bulunan hizmet sektörünün önemli ihracat kalemlerinden dizi, sinema ve kitap gibi kültürel hizmetler bu yıl üçüncü kez ödüllendirildi. Özellikle Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerine ihraç edilen Türk dizileri gecede ödüllerine kavuştu. Geçtiğimiz yılın ihracat şampiyonu dizisi Paramparça oldu. Star Tv’de yayınlanan, Başrollerini Erkan Petekkaya ve Ebru Özkan’ın paylaştığı dizinin yapımı Endemol Shine Türkiye’ye, dağıtımı ise Global Agency’e ait.


Med Yapım’ın iddialı dizilerinden Güllerin Savaşı ikinci en çok ihracat gerçekleştiren yapım oldu. Başrollerini Barış Kılıç ve Canan Ergüder’in paylaştığı dizinin yayını ve dağıtımı Kanal D tarafından gerçekleştirildi.

Televizyon dizileri ihracatında üçüncü sıraya yerleşen dizi ise Star TV’de yayınlanan Kara Sevda oldu. Burak Özçivit ile Neslihan Atagül’ün başrolde olduğu ve halen yayınlanmakta olan dizi Ay Yapım tarafından hayata geçirilen bir proje. Dizinin dağıtımı ise ITV Intermedya aracılığıyla gerçekleştirildi.


Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kitapları 2016 yılında 12 dile çevrildi.

2016 yılında en çok kitabı ihraç edilen yazar Merhum Ahmet Hamdi Tanpınar oldu. Ödülü Meliha Büyükçelebi’ye takdim edildi. Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Huzur ve Beş Şehir gibi 56 eseri ile bugüne kadar 23 dile çevrilip tüm dünyada okurlara ulaşmıştı. 

yilmazparlar@yahoo.com

7 Nisan 2017 Cuma

Siyasilere -Roman Gecesi-Yılmaz Parlar

Siyasilere “Roman Gecesi”

05 Nisan 2017 Çarşamba gecesi Roman Federasyonu Başkanı Nebahat Bilgiç ve eşi Metin Bilgiç’in ev sahipliği yaptığı “Roman Gecesi”nde, siyasiler, ölüyü bile canlandıran roman orkestra müziğinde keyifli zaman geçirirken bir tarafdanda sorunlarını dinlediği romanlarımıza yardım etmenin gereğini duydular.
Kökenleri, dilleri ve kültürleri farklı toplumsal yapılara sahip olsalar bile temel geçim stratejileri aynı olan tabiat insanları romanlar, siyasal ve ekonomik yükselişlerinin temelini teşkil eden doğal maddi zeminini yitirmişlerdir.

Ekonomik grupların belirlendiği toplumsal yapılar değişmiş olmasına rağmen, olumsuz koşullar altında her türlü geçim imkanından yoksun maddi gücün kaynağı olan tüm unsurları yitiren halklar olarak karşımızdalar.
Meslekleri biçim değiştirip yeni dönemin koşullarına uygun olarak yeniden üretilmiş olsada, başkalarının çalışmak istemeyeceği düşük gelirli ve insan sağlığına zararlı işlerde çalışmaya devam etmekteler.
Kolu kanadı kırılmış bir halde bir yandan kendisini mutlak mülksüzlüğe, mutlak dışlanmışlığa mahkum eden statülere kısır döngünün içerisinde hapsolmaktadır.
Müzik, roman yaşamının ayrılmaz bir parçası. Hiçbir etnik grubun romanlar kadar müzik zevki ve yeteneğinin olmadığı, müziği sanat için değilde, geçim için yapıldığı   eğlenceye ve oyuna düşkün özellikleriyle dinleyicileri eğlendirirken, kendileri de aynı oranda eğlenmeleridir.
Konuksever olan, son lokmalarına kadar konuklarıyla paylaşan, gelenek ve göreneklerine çok bağlı oldukları yaşadıkları her yerde dışlanan, horlanan marjinal bir grup olmaktan kurtulamayan, romanlar gecede kendilerine ikram edilen etli pilav-baklava-ayran menülü strafor ambalajları çöp kutusuna atarak çevreci olmaları hayran bırakan davranışdı. Gerçekden bizim romanlarımız asil.
Aileyi yaşam okulu olarak kabul eden çocuksuz aileleri mutsuz sayan  roman aileleri için çocukların yaşamın özü, hedefi ve yaşamının merkezi olduğunu belirtiyorlar.
Çok çocuklu aile yapısını devam ettirdikleri kadınların, ev işlerinin yanı sıra aile geçimini temin etmekte önemli bir rol oynadıkları, ekonomik koruyucusu olduğu  ev ekonomisinin yükünü önemli ölçüde üzerinde taşımaktalar.

Romanların ekonomik, sosyal, psikolojik ve eğitim gibi pek çok sorunu var. Eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi atılan  adımlar yetersiz. Bu geceyle umarız kendilerine gereken önem verilir devlet yardım eli uzanır.

yilmazparlar@yahoo.com