27 Aralık 2015 Pazar

Yelda Aslan 2016-2017 sonbahar-kış defilesi ‘Rocky Girl’-Yılmaz Parlar



GÜÇLÜ KADIN - GÜÇLÜ MODACI ve “ROCKY GİRL”

Modada imaj;  estetik ve güç bir arada

Yaşantımızın her alanında, her an, her yerde dile getirilen, kadına şiddet protestoları, kınamalar, söz, yazı, sanat, müzik, sinema, tiyatro vs. gibi dillerle ifade edilirken, moda tasarımcısı Yelda Aslan, estetik bir dille şiddete karşı koyma olarak algıladığımız, boks eldivenlerle kıyafeti bütünleştirmiş göz kamaştıran güzellikde bir koleksiyon hazırlamış.


 Güçlü iş Kadını, başarılı modacı ünlü mankenler podyumda


26 Aralık 2015 Bomonti İmperial Hotel’de, Lions 118 -T Yönetim Çevresi Federasyonu Beşiktaş Lions Kulübü’nün ev sahipliğinde, moda tasarımcılığındaki en başarılı isimlerden biri olan Yelda Aslan, ünlü mankenlerin kendisine eşlik ettiği göz alıcı muhteşem defile organizasyonu gerçekleştirildi.

Başarılı, yetenekli ve genç moda tasarımcısı Yelda Aslan 2016-2017 sonbahar-kış nefes kesen müthiş defilesinde ünlü mankenler ‘Rocky Girl’ olarak podyuma çıktılar. Koreografisini, ünlü koreograf Asil Çağıl’ın yaptığı ve gelirinin, Başkanlığını Ayşen Ağma’nın yaptığı, Uluslararası Lions 118-T Yönetim Çevresi Federasyonun “Lions Tecrübeni paylaş Yaşam Evi” yararına yapılan ana hizmet projesi olan, yaşlı kreşine aktarıldığı defilede  sunucuğu Ece Pirim üstlendi.

Defile öncesinde temelinde Özgürlük, Anlayış, Ulusumuzun güvenliğidir sloganı olan Lions Federasyonun Başarılı ve katkısı olan isimlerine kısa bir ödül töreni gerçekleşti.

Kadına gösterilen şiddeti vurgulamak ve şiddete cevap niteliğinde değerledirdiğimiz güçlü kadın imajından yola çıkarak modacı Yelda Aslan’ın hazırladığı ‘Rocky Girl’ defilesi, izleyenlerin olağanüstü beğenisini kazandı.
İzleyenleri büyüleyen koleksiyonda podyuma çıkan ünlü modellerden; Günay Musayeva, Sema Şimşek, Tuğçe Sarıkaya, Yağmur Ayaz, Sanem Balcı,  Chantal  Bruijn, Gözde Coşkun, Hande Aras, Jenya Krivenko, Gamze Balım, Özlem Karaoğlu ve Parıl Erdem , Dilek Çelik ve Olga Fabi gibi isimler yer aldı.

Pek çok ünlü ismin bir araya geldiği gecede, defile öncesi verilen resepsiyonda başarılı modacı Yelda Aslan eşi iş adamı İsmail Aslan ve iş adamı Kayınpederi Mehmet Aslan’la sohbet fırsatımız oldu. Çukulata imal ettikleri üzerine söyleşiye dönüştü. Böylece, başarılı girişimci iş kadını modacı Yelda Aslan’ın ikinci saygı duyulacak tarafı ortaya çıktı.


1988 yılından itibaren İstanbul’da üretime geçen dünyanın 45’ten fazla ülkesine ihracat yapan, Golbon, Meteor, Montana ve  Aslan gibi markalarla tanınan çukulata fabrika sahibi eşi Yelda Aslan.pek çok kimsenin rahat hayat süreceği maddi imkanlara sahip olmasına rağmen içindeki cevheri keşfederek iş ve aile sorumluluklarını dengeleyerek yetenekli olduğu mesleği seçerek iş hayatına girmiş. Pek çok kimseye istihdam kapılarını açmış.

Ülkemizde ev işlerinden dolayı işgücüne katılamayan kadın sayısı 11,5 milyon kişi olduğu, kadınların ekonomiye katılımı milli gelir artışına ve büyümeye, yoksulluğun azalmasına, nesillerin daha sağlıklı yetişmesine, kurumsal yönetimin güçlenmesine büyük katkı sağlandığı düşünüldüğünde; Moda tasarımcısı Yelda Aslan örnek iş kadınlarımızdan biri. Hem küresel çapta moda tasarımlı son derece muhteşem defilesi için Hem de ailesinin maddi imkanlarına sırtını dayamadan ekonomiye katkısından dolayı, yürekden takdirlerimizi sunuyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Aralık 2015 Salı

Sherpa, Secrest Of Mallorca Gamze Karslıgil-Yılmaz Parlar

SHERPA NİŞANTAŞI’NDA

Dünyaca ünlü Mallorca (Mayorka) incileri, doğal taş ve özel takılarının yer aldığı İspanya markası Sherpa, Secrest Of Mallorca olarak İstanbul Nişantaşı’nda Sevda Şözen’e ait franchise ilk mağazası açıldı.

Açılışa, İspanya İstanbul Başkonsolosluk Ekonomi ve Ticaret Müsteşarı Víctor Audera Lopez, İspanya İstanbul Konsolosluk Dış Ticaret Ekonomi Uzmanı Emek Gizem Meral, İspanya güzeli ve bu yıl  yapılan güzellik yarışmasında Dünya 2’incisi seçilen ve aynı zamanda firmanın reklam yüzü Natalie Fernandez, İspanya markasını Türkiye’ye getiren başarılı Türk İş kadını ve  Sherpa Secrets Of Mallorca Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Karslıgil, Dünya Markalar Derneği Başkanı Umut Çınar, Dünya Yaşlılık Derneği Akdeniz Bölge Başkanı Osmaniye Kursun, işkadını Birsen Kurtoglu, Nevşehir Dernekler Federasyon Başkanı Mustafa Şen, Prodüktör Efe Erdem, Aktif iş Kadınlar derneği Başkanı Dr. Gülten Erdem Ünlü başta olmak üzere iş,sanat ve magazin dünyasından bir çok ünlü isim de renk katdı. Açılışta, kurdeleyi ispanya Güzellik yarışma birincisi ve Dünya Güzellik yarışma ikincisi Natalie Fernandez kesti.


Başta İspanya İstanbul Başkonsolosluk Ekonomi ve Ticaret Müsteşarı Víctor Audera Lopez, İspanya İstanbul Konsolosluk Dış Ticaret Ekonomi Uzmanı Emek Gizem Meral,olmak üzere emeği geçenlere plaket verildi. Plaketler verildiğinde Dünya Markalar Derneği Başkanı Umut Çınar ve İspanya İstanbul Konsolosluk Dış Ticaret Ekonomi Uzmanı Emek Gizem Meral Başarılı Girişimci iş kadını Gamze Karslıgil’e olan takdirleri   bildirerek birer kısa konuşma yaptılar. Gamze Karslıgil örneği  kadın girişimcilere ilham vereceği ve kadın girişicilerin önü açılacağı dile getirildi.


SHERPA Secret Of Mallorca markası kurucusu ve yönetim kurul Başkanı Gamze Karsligil ile yaptığımız söyleşide 2004 yılında İspanya’nın Mayorka Adasında Sherpa (Secrests Of Mallorca) adında kendi tasarımı özel takılarıyla  kısa sürede bir çok ülkeye satışını gerçekleştirdiğini, ülke kültürüne özgü tasarımıyla marka oluşturduğunu ve bunuda turizmci oluşuna borçlu olduğunu söyledi.


Mayorka İncilerin çok meşhur dünya markası olması ve değerli taşlarla bütünleştirdiğini, ve değerli taşların pozitif güç verdiğini, ülke kültürüne göre takılar yaparak Mayorka sınırları boyutlarını aştığını Dünya ya açılmaya hazır olduğunu öğreniyoruz. Franchise ve Bayilik sistemiyle her ülkeye her şehire yayılabileceğinin hazır durumda olduğunun bilgileri alıyoruz. Başarılı iş kadını Gamze Karslıgil; Sherpa markasıyla bir çok kişiye hem meslek hem de iş imkanı sağlamak arzusunda olduğunu ilave ediyor.


28. Tüketici Zirvesinin  panelinde konuşmacı olarak İspanya’nın Mayorka Adasından katılan “Sherpa Mallorca” şirketinin sahibi iş kadını Gamze Karslıgil, İspanya’daki Tüketici konuları hakkında yaptığı açıklamalarıyla dikkat çekmişti  Sherpa Mallorca, “Yılın En iyi Markası“ dalında Lobin Kalite ödülüne layık görüldü. İş kadını Gamze Karslıgil ödülünü, TSE Marmara Bölgesi Genel Müdürü Mehmet Hüsrev’in elinden almıştı. 

1998 yılından bu yana İspanya Büyükelçiliği Ticaret Ataşeliğinde, Dış Ticaret Uzmanı olarak görev yapan Türk pazarına girmek isteyen İspanyol İhracatçılara yönelik çalışmaları yürüten Emek Gizem Meral ile yaptığımız kısa söyleşide daha önce 
İspanya Ticaret ve Yatırım Ajansı (ICEX) ve İspanya Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Ataşeliği İstanbul Ofisi işbirliğinde, İstanbul´da, “İspanya´dan Türkiye´ye Tasarım” etkinliği gerçekleştirdiklerini hatırlatarak,Türkiye –İspanya iş hacmini sorduk. Emek Gizem Meral “Ekonomik ve ticari alanda ilişkiler Türkiye-İspanya ilişkilerinin önemli bir veçhesini teşkil etmektedir. 2013 yılında İspanya ile ikili ticaret hacmimiz 10,7 milyar Dolar, 2014 yılı itibariyle ise 10,8 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir (ihracatımız 4,7 milyar Dolar, ithalatımız 6 milyar Dolar).

İspanya’ya ihracatımızda başlıca ürünler otomobil, vagonlar, yarış arabaları, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar ve hazır giyim ürünleridir. İthalatımızdaki başlıca ürünler ise otomobil, steyşın vagonlar, yarış arabaları, arıtılmış bakır, işlenmemiş bakır alaşımları, kara taşıtları için aksam parçalarıdır.


Ülkemizde yaklaşık 450 İspanyol firması faaliyet göstermektedir. 2002-2014 döneminde, İspanya’dan ülkemize gelen toplam yatırım miktarı 4 milyar 946 milyon Dolar olmuştur. İspanya’da 90’a yakın Türk firması faaliyet göstermektedir. 2002-2014 döneminde Türkiye’den İspanya’ya yapılan doğrudan yatırım tutarı 136 milyon Dolar’dır” bilgileri verdi.


yilmazparlar@yahoo.com

13 Aralık 2015 Pazar

ECE DORSAY-DÜNYAMIN HARİTASI MÜZİK ALBÜMÜ-YILMAZ PARLAR


DÜNYAMIN HARİTASI
Ece Dorsay – Dünyamın Haritası albümüyle zirve yolunda. Babası, Duayen Sinema yazarı Atilla Dorsay’dan ozanlık ve Annesi Leman Dorsay’dan da müzik sevgisi alarak ozan/şarkıcı/müzisyen olarak sanat dünyasına küçük yaşlardan itibaren adım atmış sanatcımız.

Ece Dorsay, 90’lı yıllardan beri kendi müziğinin ve sesinin peşinde bir ozan/şarkıcı/müzisyen. Dünyamın Haritası, 3. albümü. Her daim kendi sözlerini yazan ve kendi şarkılarını yapan, bir çok festival ve müzik mekanlarında icra eden Ece’nin çok yönlülüğünün göstergesi olarak bu albümde tüm aranjmanları ve tüm enstrümanları bulabiliyorsunuz.
Müziğe olan tutkusunun ve 2002 yılında yayımlanan ilk albümü Kum Saati ile çok iyi yorumlar almıştı, yaşına göre olgun bir albüm olduğu yazılmıştı. 2010 yılında yayımlanan Kırmızı Karanlık albümüyle, ruhundaki evrim ve devrimleri, farklı renkleri cesurca bize sunmuştu. Kırmızı Karanlık klibi de Türkiye’de devrim niteliğindeydi, klibin zarafeti, mesajını daha derinden vermesine sebep olmuştu. Ece, sektördeki imkansızlıklardan yaratıcılığı doğurdu. Röportajlarında, yazılarında ve şiirlerinde şablonlara karşı duran Don Kişot gibi bir çocuk kadın vardı.
Dünyamın Haritası albümünün bir kısmını evinde, bir kısmını Sezen Aksu’nun stüdyosunda kaydetti. Ajda Pekkan yorumuyla tanıdığımız Vitrin haricinde tüm söz ve besteler gene kendisine ait. İlk kez bir cover’a bu albümde yer verdi. Yorumlamayı  hep hayal ettiği Vitrin’e yine farklı ve özgün bir klip çekti. Bu şarkının sözleri, Ece’nin aşka bakışını, cesaretini ve kadınlara yüklenen rolleri yıkmasını cesur bir dille anlatıyor. Emek Sineması yıkıldığında, İstanbul Ayaklar Altında adlı şarkıyı besteledi. Fosil, Kırmızı Karanlık’a ilham olan karaktere veda şarkısı olarak, 2010 yılında bestelendi.
Ece Dorsay, bildiği yoldan şaşmayan, sıradışı ses rengi ve duruşuyla benzeri az bulunan, mülti enstrümantalist ve çok yönlü bir kadın ozan/şarkıcı. Sadece cesareti, sektördeki savaşı ve sağlam duruşu için bile albümleri arşivlenmeli.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Aralık 2015 Cuma

Antik A.Ş. Antik Palace 289. Müzayede-Yılmaz Parlar



ELİT İNSANLAR NEŞE İÇİNDE MÜZAYEDE


Surre Alayı tablosu 920 Bin TLye alıcı buldu.


6 Aralık 2015 Pazar günü Antik A.Ş. tarafından Antik Palace’da kendilerinin ifadeleriyle  289. Müzayede Gerçekleşti.


Elit insanların rahat huzur ve neşe içinde katıldığı özel koleksiyonlardan seçilmiş değerli tablolar ve antikaların satışa sunulduğu müzayedeyi hiperaktif keyifli bir şekilde yöneten deneyimli duayen Turgay Artam bazı eserlerde nazik hatırlatmalar yapmakla ilgiyi artırarak tatlı çekişmeyi hareketlendirdi.


Turgay Artam’ın Yönetimindeki Antik Aş Müzayede 800-900 Bin üzerinde kolay alıcı bulan iki tablo; Naci Kalmukoğlu’nun Padişahın cuma Selamlığında Yeni Camiye gelişi tablosu 800 Bin   TL Stefano Ussı’nın Surre Alayı tablosu 920 Bin TL


5.Bin TL.ile 800 Bin fiyat frekansları arasında açılan müzayede yüzlerce sanatsever koleksiyonerlerin katıldığı, yüzlerce kalemin doruklara çıkan rakamların oluşturduğu iş hacmi sektöre canlılık getirirken Devlet kasalarına katma değer vergisiyle potansiyel gelir sağladı.


Katılımcı sanatsever koleksiyonerlerin arasında göze çarpan isimlerden pek çok onur ödüle sahip koleksiyoner Sinema oyuncusu İzzet Günay ve eşi İpek Günay ile Klasik unutulmaz Türk ressamlarımızdan İbrahim Çallı torunu Türkiye Millet Meclisi ressamlığı yapan Yaşar Çallı ve Çiğdem Çallı kendilerini İbrahim Çallı tablosu önünde görüntüledik.


Yeni koleksiyoncuların sayısındaki artışın sanat piyasası için çok olumlu olduğunu belirttiği gibi, Bir kere daha görüldü ki; sanat sektöründeki hareketler, sanat ürününe değişik fiyat seviyelerin her biri arasındaki ilişkiyi kuran talep fiyatının fonksiyonunu belirlerken, Kültürel sermaye birikimi ve ekonomik kalkınma arasında anlamlı bir bağ olduğu görüşü gözler önüne serdi.


Nazmi Ziya “Natürmort” 530 Bin TL, Hikmet Onat “Sarıyer Yeni Mahallede tekneler” konulu eseri 250 Bin TL,  İbrahim Çallı “Boğaz’da balıkçılar” 240 Bin TL fiyata satıldı.

Müzayedede Osmanlı Hat eserlerine de büyük ilgi vardı:
Hilye-i Şerife Mahmut Celaleddin, 265,000 TL
Kamil Akdik Hat Levha 310 Bin TL satıldı.

Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa koleksiyonundan müzayedeye çıkan Tombak sahanlar 190 Bin TL fiyata satılırken, Yıldız Vazo 70 Bin TL


 Son yıllarda önceliği kültür odaklı kentsel gelişim projelerin kültür ve sanatsal yatırımlarla kentsel canlanma yaratmaya çalışmakta kültürel sermayeyi oluştururmaktadır.

Kültürel miras ve yaratıcılıktan beslenen,Kültürel sermaye ülkenin sahip olduğu fiziki ve beşeri sermayenin daha akılcı ve verimli kullanılmasına olanak vermesini sağlar  ekonomide katma değer yaratır.
Toplumsal bütünleşme, kimlik oluşturma ve dayanışma için önem arz eden Kültürel sermaye birikiminin sosyal refahı arttırıcı etkisi olduğu kadar ülke ekonomisi için istihdam ve gelir arttırıcı etkisi de vardır.
Kültürel ve sanatsal yatırımlar ekonomik değer yaratma potansiyelinin bilincinde olan Gelişmiş ülkeler kültürün çoğaltan etkisi ile ekonomideki diğer sektörler ile etkileşimde bulunurak büyüme hızını artırmaktadırlar.Böylece sanata kültüre hareket kazandırmasıyla birlikte taşlar yerine oturmaktadadır. Zaman içerisinde eserler ait olduğu ortama geri kazandırılmaktadır.


yilmazparlar@yahoo.com

Kervansarayların dili-Ressam Pınar Çimen sergisi-Nişart Galeri-Yılmaz Parlar


Kervansarayların dili
Ressam Pınar Çimen Kervansaraylarla ilgili muhteşem sergisini Nişart Sanat Galerisinde gerçekleştirdi.
10.yüzyılda Orta Asya'da Selçuklu hanları tarafından, ticaret yolları üzerindeki kurulan konak yeri olan Kervansarayların anlatacakları çok hikaye vardır.
Yine onların dili olan sanatcı Pınar Çimen bin yıldır bilincimizin kıvrımlarına kalıcı görüntüler dizisinin zamana bağlamda çizgiye çekmeyi sanatıyla ifade ediyor.
10 yıldan bu yana Türkiye’deki kervansarayları gezip, fotoğraflayan daha sonra onları tablo haline getiren sanatcı sunduğu eserler ile arasında duygusal ilişkiyi sinerjiyi hatırlatan zihnimizde yankılanması sunum unsurlarıyla bütünleştiği şeklinde açıklanabilir.  

Eserlerdeki İfadesinin temposunu hazırlıyan mekanizmanın tarihsel bir içerikle yer aldığı kalıcılığı, Ruhun saf duygusuna yakın kendi özgür bilincli iradesinde kervansaray kültürü çok önemli gibi görünüyor. Dogu Batı arasında görünmez bir köprü simgesel düşşsel boyutlar geçmişin zamana çağrışımı artırıyor.


Ressam Pınar Çimen açılışda yaptığı konuşmasında sebebleri, tutkusunu mana yüklü sözleri bizi adeta geçmişe götürdü. Kültür mirasımıza sahip çıkmamaız gerektiğinin bir kere daha altını kalın çizgiyle çizdi. Pınar Çimen “Tüm dünya başka şeyler için savaşırken ben kervansaraylar için savaşmayı seçtim. Bakımsız virane halleri beni çok üzdü. Tarihe meydan okuyan o yorgun bedenlere renklerimle ses olabilmek istedim. Resimlerimde kullandığım kırmızılar çığlıkları, turuncular, morlar ise fısıltıları. Eskimiş, unutulmuş, kaderine terk edilmiş kervansaraylar renklerle sanki yeniden dile geldi, böyle hissediyorum, mutluyum. Ticaret yolları üzerinde kurulan kervansarayların tarihte çok önemli bir misyona   ancak günümüzde yeterli desteği göremekdedir. Bu yapılar bizim tarihi mirasımız. Ancak, öyle yapılar gördüm ki içerisinden maalesef asfalt yol geçiyor. Ben bir sanatçı olarak bu duruma renklerimle ve çevremle dikkat çekebileceğimi düşündüm. Yüreğimdeki bütün devinimi, gizi, duyguyu resimlerime yansıttım. İşte Çin’den Avrupa’ya kadar ticareti koruyan yapıların bendeki öyküsü böyle başladı” dedi. 

30 eserden oluşan ve Anadolu coğrafyasındaki Selçuklu kervansaraylarını konu alan sergi, Çimen’in uzun sanat yaşamındaki önemli köşe taşlarını yansıtıyor. Sanatseverler 15 Aralık 2015 tarihine kadar Nişart Maçka Galeri’de sanatseverlerin ziyaretine açık.
Nişart galeri sahibi Nihat Tokat ile yaptığımız söyleşide Niş Art Gallery, otuz senedir varlığını sürdüren sanat hayatına yön verecek bağlantılara sahip, güncel sanat akımlarını takip eden, yeniliğe açık, sanatserverlere benzersiz bir ortam yaratan, bilgi paylaşımının gücüne inanan ve bunu vizyon edinnmiş bir güncel sanat galerisi olduğunu, Yonca Tokat ile birkaç sanat galerileri daha olduğunu söyledi.


 yilmazparlar@yahoo.com

YENİ YAŞAM BİÇİMİ, KENTLER VE DÖNÜŞÜM-YILMAZ PARLAR

YENİ YAŞAM BİÇİMİ, KENTLER VE DÖNÜŞÜM

Moderatörlüğünü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu üyesi ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’nin de konuşmacı olarak katıldığı İnşaat Platformu ve Beylikdüzü Belediyesi tarafından düzenlenen ,  “Yeni yaşam biçimi, kentler ve dönüşüm” başlıklı toplantı Beylikdüzü kültür merkezinde gerçekleşti.  
İnşaat sektör temsilcilerin çoğunlukla katıldığı toplantıya Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı konuşmasında özetle "Kentsel dönüşümle ilgili yol haritası yapılmalı, planlamaya standart getirilmeli. Yeni Yaşam Biçimi, Kentler ve Dönüşüm Zirvesi"nde konuşan Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu, "Kentsel dönüşüme anlık çözümler yapmak ileride geri dönülemez sorunlara yol açabilir. Kentsel dönüşümle ilgili yol haritası yapılmalı, planlamaya standart getirilmeli.” dedi
Moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı
Mehmet Gözcü’nün koordinatörlüğünde gerçekleşenİstanbul’un en hızlı gelişen kentsel bölgelerinden biri olan Beylikdüzü ve çevresindeki projelerin ele alındığı İki oturum halinde gerçekleşen zirvede ilk oturum Panelistler Hamit Demir (Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı, Hamdi Doğan (Kalder Genel Başkanı), Şekip Karakaya (SAMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı), Zuhal Mensfield (İstanbul Mermerciler Derneği Başkanı)
 
İkinci panelin panelistleri Kemal Şahin (Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı), Neşe Can Çekici (Gyoder Yönetim Kurulu Üyesi, Salih Kuzu (Dekar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı), Erol Kaya (Kayalar A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı)

Her zamanki gibi Celal Toprak hiperaktif ve keyifli olarak yönetdiği oturumlarda konuşmacılar önemli mesajlar verdi. Dönüşüm Zirvesi’nde konuşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentleşmede anlık çözümlerin ileride telafisi olmayan sorunlara sebep olabileceğine dikkat çekti. Kentleşmeyle ilgili unsurlara bir standart getirilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, geleceğe miras bırakılabilecek kentler oluşturulması gerektiğinin mesajını verdi.

Demir inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Halit Demir “Alt gelir grubuna konut satamıyoruz. Yerel yönetimler bize ucuz konut yapabileceğimiz araziler tahsis etmeli. Ada bazında kentsel dönüşümler olmalı. Her daireye iki otopark alanı yer almalı. Bireysel yapılara izin verilmemeli. Akıllı telefonunuzla yöneteceğiniz evler yapıyoruz. Eski çarpık yapılaşmaların kentsel dönüşümle yenilenmesi lazım”  
 İstanbul Mermerciler Derneği (İMD) Başkanı Zuhal Mansfield, “Belediyeler eserlerini gelecek ğe dönük olarak yapmalılar”   Sampaş icra Kurulu, Başkanı Şekip Karakaya, “Kentsel dönüşümün insan odaklı yapılması gerekir.  Afet riski olan yerlerin yenilenmesini kapsayan yasa, yıkılması beklenen 7 milyon yapının yıkılıp yeniden yapılmasını kapsıyor. Toplumun bütün katmanlarından 35 milyon insanı direkt  ilgilendiriyor. 600 milyar doların 20 yılda harcanması bekleniyor. Kentsel dönüşüm toplumsal bir uzlaşıyla yapılmalı”
istanbul Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Sandal da, “Sanayileşmeyi halledelim ki  kentleşme de halledilebilsin”  “Avrupa’da insanlar belli bir plan çerçevesinde şehir yapıyor. Sanayi ve kentin iç içe olduğu, çalışanın işine rahat  gittiği bir kent anlayışı var. Avrupa’da küçük yerleşimlerde fabrikalar evlerin arasındadır. Sanayileşmeyi halledelim ki kentleşme de halledilebilsin”
 Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Başkanı Hamdi Doğan ise  kentleşme olgusu kaçınılmaz olduğunu kaydederek, "Kentsel dönüşümde ekoloji ve ekonomide denge sağlamalısınız" dedi.
Beylikdüzü Organize Sanayici Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Teber “Devletin sanayiciler için yer tespit planları yapması gerekir.” 
İkinci oturumda değişik tarz uygulayan EGD Başkanı Moderatör Celal Toprak (Gyoder Yönetim Kurulu Üyesi Neşe Can Çekici’nin verdiği datalara göre izleyicilerin yönetdiği sorulara göre panelistlerin cevap vermesini istedi.
Enine boyuna derinlemesine genişliğine masaya yatırılan Kentsel dönüşüm insan endeksli yaşam biçimini şekillendiren proje olması gereği sonucu çıkarıldı.
Sertifikaların verilmesiyle toplantı son buldu.
yilmazparlar@yahoo.com

Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)- enerjide bağımlı olma-Yılmaz Parlar


YAKIT DEĞİŞTİR ENERJİDE BAĞIMLI OLMA
Doğalgaz konusunda sıkıntıya giren Türkiye’ye Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği’nden çağrı var.
Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İlhan, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Eren, Veysel Karabaş, Cevat Akkaya, ve Cem Özyıldırım  Avangarde Hotel’de basın toplantısı düzenleyerek kamuya  “Enerjide bağımsızlık seferberliğine hazırız” mesajı verdi.
Son zamanlarda yaşanan istem dışı olaylar yüzünden çıkan kriz nedeniyle enerjide yaşıyacqağımız bağımlı olduğumuz doğalgaz sıkıntılara açıklama ve alternatif yakıtlarla çare  Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) geldi.
Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İlhan kısa bir jeopolitik ufuk turu ile sebeblerin açıklamasını yaptı. Ahmet İlhan “Enerjide bağımsızlık seferberliğine hazırız. Devletimizin bu konuda sergilediği tavrı destekliyoruz. Doğalgaz konusunda olası bir kriz doğarsa, biz KBSB olarak, tüm sanayi ve evsel kazanların dönüşümünü gerçekleştirmeye hazırız” dedi
Rus devlerinin tavrına yönelik “Türk hava sahasının ihlal edilmesi sonrası, Rus devletinin, olayı tüm yönleriyle tetkik etmesini beklerken, ülkemize ve menfaatlerimize karşı çok yönlü bir saldırı,  tahrik ve tehdit tavrı ortaya konuldu. Karşı karşıya olduğumuz tehdit ve tahriklerin, doğalgaz ihtiyacımızın yüzde 55’ini sağladığımız bir ülkeden olması, ülkemiz açısından bir tedirginlik kaynağı.  Hukuk ve diplomasiye uygun olmayan bir şekilde, tabir-i caizse aba altından sopa gösterircesine, ‘Doğalgaz vanasının kapatılacağı’  söylemi, satır aralarına sıkıştırılmakta ve ima edilmektedir” sözleriyle doğalgaz sıkıntısını dile getirdi.
Yapılan eylemin arkasında olarak üzerlerine düşecek görevi çok kısa zamanda ifa edeceklerini açıkladı. “Başka bir ülke uçağının sınır ihlali yapmış olması nedeniyle düşürülmesi, ülkemiz silahlı kuvvetlerinin doğal görevidir. Gerek silahlı kuvvetlerimiz, gerek hükümetimizin egemenlik haklarımızı korumak konusundaki kararlı duruşunu destekliyor ve 55 kazan sanayicisi üyemiz ile beraber arkalarında olduğumuzu bildiriyoruz. Rusya’nın, ülkemizin stratejik işbirliği antlaşmalarını hukuksuz olarak tek taraflı olarak askıya almasını,  Doğalgazı silah olarak kullanmak konusunda kapıyı sürekli açık tutmasını doğru bulmuyor ve kınıyoruz. Ülkemizin doğalgaz yakan cihazlar ve sistemler konusunda, çaresiz ve alternatifsiz olduğunun zannedilmesine de itiraz ediyoruz.” dedi
Ahmet İlhan alternetifi ilk tedbirleri şöyle ifade etti. “Kazan ve basınçlı kap sanayicileri olarak, ülkemizin bu bağımlılıktan çıkmasını mümkün görüyor, destekliyor ve bu bağımlılıktan çıkış için göreve hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. Öncelikle, tüm stratejik kamu binalarında, doğalgaza alternatif yakıt için altyapı oluşması gerektiğini, bu amaçla; tüm stratejik kamu binalarında 45 gün içerisinde, alternatif yakıt altyapısının kurulabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Camia olarak, ülkemizin doğalgaza dönüşümünü kısa sürede sağladığımız gibi doğalgazdan alternatif yakıtlara geçişini de 2 yıl içerisinde sağlamamız mümkündür”
Her daireye çok az mali külfet getirecek kazan ve ünite ilaveleriyle daoğal gaza bağlı kalmadan alternatif yakıtla sıkıntının giderileceğiyla kamuya seslendi.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Kasım 2015 Pazar

Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı -Power your Business -Yılmaz Parlar


Metav2016


23 – 27 Şubat 2016 tarihleri arasında Düsseldorf kentinde düzenlenen “Power your Business” sloganı altında 19. Uluslararası Metal İşleme Teknolojileri İhtisas Fuarı “Düsseldorf METAV  2016 Fuarı” basın tanıtımı 26 kasım 2015 Perşembe günü Kalyon Hotelde yapıldı.

Toplantıya katılan Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuarlar Müdürü   Christoph Miller ile Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı Proje Müdürü Petra Cullmann
 Aditif (katmanlı) Üretim ile “Inside 3D Printing” İhtisas Kongresi, Kalite, Kalıp ve Tıp Teknolojileri yeni bölümleri tanıtıldı.

 Fuarda üretim teknolojileri tüm yönleriyle ele alınacak. Fuarın ağırlıklı konularını takım makineleri, üretim sistemleri, hassas aletler, otomatik malzeme akışı, bilgisayar teknolojileri, endüstriyel elektronik ve aksamlar oluşturuyor. Bunlara Moulding, Medical, Additive Manufacturing ve Quality gibi yeni konular da eklenmiş olacak.

Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuar Bölümü Sorumlusu Christoph Miller ile Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı Proje Müdürü Petra Cullmann 26 Kasım 2015 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Basın Toplantısı’nda verdiği bilgilere göre;
METAV Fuarı’nın yeni konseptini dört başlık altında özetleyebiliriz: METAV Fuarı’nın  bilimsel içeriğine dört yeni konu daha ekleniyor.
METAV Fuarı’na ilave edilen yeni bölümler - ziyaretçi ve katılımcı firmalar açısından cazip olmanın yanı sıra - fuarın içeriğini güçlendiriyor ve aynı zamanda da birbirlerini tamamlayıcı nitelik taşıyorlar.
METAV Fuarı zengin çerçeve programı ile yine üretim teknolojileri alanında eksiksiz bir enformasyon forumu olmaya devam edecek.
 METAV Fuarı CAD/CAM ile başlayan planlama aşamasından simulasyona ve üretimden otomasyon ve kalite güvenliğine kadar uzanan üretim sürecinin tüm katma değer aşamalarını kapsıyor. Fuarın ağırlıklı konularını takım makineleri, üretim sistemleri, otomatik malzeme akışı, bilgisayar teknolojileri, endüstriyel elektronik ve yardımcı aksamlar oluşturuyor. Fuar  başta otomotiv ve otomotiv yan sanayi, makine üretimi, tıp teknolojileri ve uçak üretimi, elektroteknik ve elektronik, demir, sac ve metal işleme sektörleri olmak üzere metallerin işlendiği tüm sanayi dallarına hitap ediyor.
METAV Fuarı’nın bilimsel içeriğine 2016 yılından itibaren iki ürün grubu  Katmanlı (aditif) Üretim, Kalite Güvenliği, Takım ve Kalıp Üretimi ve Tıp Teknolojileri. Bu bölümlerin tümü kalıcı olarak fuara entegre edilecek ve kendi nomenklatürleri ile öne çıkarak,
Aditif (Katmanlı) üretim yöntemi imalat sanayinde hakimiyet kazanıyor
Fuarda “Additive Manufacturing Area” bölümünde üç boyutlu baskı teknolojileriyle bağlantılı tüm jeneratif yöntemler, malzemeler ve bu sektörle bağlantılı hizmetler ele alınacak.
24 Şubat 2016’da “Inside 3D Printing” İhtisas Kongresi çerçevesinde dağıtılacak olan IAMA 2016 ödülleri için başvurular devam ediyor.
Kalite üretebilmek ve kaliteyi ölçülebilir hale getirebilmek, Fuarda ilk kez yer alacak “Moulding Area” Bu sektörde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler yüksek teknoloji ürünü üretim sistemleriyle donatılmış bulunuyor. Bu firmaların ulaştığı yüksek performans gücü METAV kapsamında “Moulding Area” bölümünde sergilenecek.
Tıp teknolojileri bölümü giderek büyüyor
İlk kez “Metal meets Medical” adı altında METAV 2010 Fuarı’nda özel gösteri olarak hayata geçirilen tıp teknolojileri bölümü zaman içinde yoğun rağbet gördüğü için, METAV 2016 kapsamında “Medical Area” adı altında fuarın sabit bir bölümü olarak yer alacak. İşlenmesi, kişiye özel implant üretimi (tek adet üretim), tıbbi ürünler için CAD/CAM işlemleri veya Endüstri 4.0 döneminde cerrahi gereç ve implant üretimi gibi konular ele alınacak.    
Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuar Bölümü Sorumlusu Christoph Miller Ayrıca genel ekonomik profil çizerek verdiği bilgiler;
 METAV Fuarı’na gelecek ihtisas ziyaretçilerinin yaklaşımları ve yatırım eğilimleri açısından Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu durum önemli bir ölçü oluşturuyor.

Göstergeler Avrupa ekonomisinin ılımlı bir büyüme eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor. İngiliz iktisadi araştırma kuruluşu Oxford Economics içinde bulunduğumuz yıl için % 1,2 oranında ve hatta 2016 yılı için de yüzde 1,9 oranında bir Gayrısafi Yurtiçi Hasıla artışı bekliyor. Euro’nun Amerikan doları karşısında belirgin oranda değer kaybına uğramış olması ve ham petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş olumlu yöndeki gelişmenin itici gücünü oluşturan unsurlar arasında sıralanıyor. Bu gelişmelerden özel tüketimin ve firmaların aynı ölçüde yararlanacakları belirtiliyor. Avrupa sanayi ayrıca, fiyat açısından rekabet koşullarının olumlu yönde gelişmiş olmasına ve dolayısıyla Euro Bölgesi dışındaki satış olanaklarının da yükselmiş olmasına dayalı olarak güç  kazanmış bulunuyor.  Kredi faizleri düşük düzeyini korumaya devam ettiği ve bankaların artan kredi taleplerine yanıt vermeye hazır oldukları görülüyor.  Son olarak da Ukrayna/Rusya anlaşmazlığına ve Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkma olasılığına ilişkin endişeler de arka plana kaymış bulunuyor.

Yatırımların içinde bulunduğumuz yıl % 1,9 oranında, gelecek yıl ise % 4,2 oranında artması bekleniyor. Bu yatırımların bir bölümü takım makinelerine yönelik olarak gerçekleşecek. Buna göre Avrupa genelinde takım makineleri tüketimi önümüzdeki yıl % 4,1 artışla benzer bir gelişme gösterecek. Bu rakam 17,5 milyar Euro tutarında bir ticaret hacmi oluşturacak. Doğu Avrupa ülkelerinde ise talep artışının  ortalamanın üzerine çıkması   Türkiye, İspanya, Fransa ve İtalya’da da takım makineleri talebinin ortalamanın çok üzerinde yükselmekte olduğu belirtiliyor.
İktisadi araştırma kuruluşu Oxford Economics tahminlerine göre Türkiye ekonomisi 2015 yılında % 2,8 ve 2016 yılında da % 3’lük bir büyüme hızına ulaşacak. Buna dayalı olarak sanayi üretiminde ve yatırımlarda artış bekleniyor.     Türkiye’de makine üretimi, otomotiv sanayi ve taşımacılık sektörlerindeki yatırımların ortalamanın üzerinde artış göstereceği tahmin ediliyor.  güvensizlik ortamı yaratıyor.
2014 yılında ise Türkiye’ye yönelik ihracat % 15 oranında azalarak yaklaşık 191 milyon Euro düzeyine geriledi.  Ancak bunun geçici bir gerileme olduğu, nitekim bu yılın ilk altı ayında Almanya’nın Türkiye’ye yönelik ihracatında % 80 oranında artış yaşandığı görülüyor. Türkiye’ye yönelik ihracatta torna makineleri, dövme makineleri ve işleme merkezleri ilk sıralarda yer alıyor. Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği (VDW) istatistiklerine göre aynı dönem içinde Türkiye’den gelen siparişlerde de beşte bir oranında artış görülüyor. Almanya Türkiye’den takım makineleri de ithal ediyor. Geçtiğimiz yıl içinde toplam 63 milyon Euro değerinde makine ithalatı gerçekleştirildi. Özellikle torna makinelerine talep duyuldu.
Rakamsal veriler genel olarak Türkiye pazarının ciddi bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koyuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Kasım 2015 Pazar

Malatya Film Festivali Turizmde Farkındalık Yaratıyor-Yılmaz Parlar

MALATYA TURİZMİ
Malatya Film Festivali Turizmde Farkındalık Yaratıyor 
6.Uluslararası Malatya Film Festivali kapsamındaki kültürel gezilere katılan yabancı film yapımcı ve yönetmenleri Malatya'dan etkilendiler.   


Önemli bir turizm destinasyonu olma yolunda ilerleyen Malatya; civar kültürel alanlarla büyük bir uyumluluk içinde. 
6-12 kasım 2015 tarihleri arasında altıncısı yapılan “Malatya film Festivali '' kapsamında gerçekleştirilen kültürel geziler pek çok ülkenin film yapımcıları, yönetmen ve oyuncalarına Malatya’da film yapılması konusunda ilham verdi. Malatya Fırat Havzasına yapılan geziye, Malatya eski yerleşim alanı olan Battalgazi gezisi ile başlandı. Yerel ekonominin sosyal kurumları ve ulusal kalkınmada anahtar olan yüksek öğretim kurumları üniversitelerimizden  tarafından sinemacılar karşılandı

Tarihi mekanları zengin Battalgazi’nin Belediyesinde Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde çalışan arkeolog Cem Kaya rehberliğinde Aslantepe Höyüğü İlk olarak Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliği taşıyan Aslantepe Höyüğü’nü konuklar gezdi.

İlk Medeniyetin yalnızca Mezopotamya olmadığı Aslan tepe höyüğü ile tarihin derinliklerine inildikçe ortaya çıkan gerçek bulgular göstergesinde Malatya böylesine mükemmel bir gururun haklı payına sahipleniyor ve dünya turizmine kollarını açıyor.

M.Ö. 5 bin yıllarından M.Ö 712 tarihindeki Asur istilasına kadar şehir olarak varlığını sürdüren Aslan tepe höyüğünde turizm yetkililerinden aldığımız bilgilere göre; Şehir M.S. 5-6 yüzyıllar arasında Romalılar tarafından kullanılmış ve daha sonra Bizans nekrapolü(mezarlık) olarak yerleşimini tamamlamıştır.

1930'lu yıllarında Fransız arkeologlar tarafından yapılan kazılarda taş üzerine alçak kabartma iki aslan heykeli ve kral heykeli ile Geç-Hitit Sarayı bulunmuştur.

Höyükte yapılan kazılar sonucunda M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray M.Ö.3600 - 3500 yıllarına ait bir tapınak, binlerce güzel mühür baskısı kaliteli metal eserler bulunmuştur. Aslan tepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir.

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan  İlçenin, medeniyetlerin ilk kurulduğu ve Anadolu' nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında temel taşı olan bir bölgede oluşu tarihimize, kültürümüze sahip çıkma ve yaşatma adına Ulusal boyutta kutlanmasını sağladıklarını belirtdi. Ülke genelinde kendi çaplarındaki zor işleri başardıklarını, İlçenin sağlıklı yaşam alanı haline getirdiklerini, yıkılmaya yüz tutan tarihi eserleri  ayağa kaldırdıklarını, AB. Projeleri ve dış finansman destekleri sağlanarak gerçekleştirildiklerini ifade etti.


Konuklar ve sinema sanatçıları,   Eski Malatya’da bulunan Silahtar Mustafa Şapa Kervansarayı, Sanat Sokağı ve Ulu Cami’yi gezdiler.


Kervansaraylar camileri ve örnek kendine has tarzı bulunan onarılmış modern yaşanır duruma gelen mahalle tipik evleri ilçeye ilgiyi artırmaktadır.

Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda Battalgazi Belediyesi Halkevi ve Hoşuna Halk Oyunları ekibinin, büyük beğeni ile izlenen halk oyunları gösterisi oldukça ilgi gördü.  Halk Oyunları ekibi ile birlikte oyunlara eşlik etmeye çalışan özellikle yabancı sinemacı konuklar çok memnun kaldılar. Lezzet alınan, mutluluk-haz duyulan,  halkoyunu sonrası Malatya halk müziğinden örneklemeler sunuldu. Ebru sanatına ayrı bir ilgi gösteren yabancı konuklar kendileri adına çerçevelenmiş kaligrafik isim soyadı hat yazılarını aldılar.


Malatya Valiliği'nin koordinasyonunda, bu yıl altıncısı düzenlenen Malatya Uluslararası Film Festivali'nde bölgenin tarihi kültür alanlarına   tertiplenen  Gezinin diğeri Levent Vadisi, Malatya Sultansuyu at harası gibi doğal ve tarihi yerlerdi. 
Tanıtılan Levent Vadisi Malatya Jeopark projesi kapsamında bölge doğal, tarihi, kültürel değerleriyle turizme kazandırılacak.
Çok sayıda kaya mezarı ve kabartmalarla kendisine has kayaları bulunan bölgenin turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması için, Malatya ili Akçadağ ilçesi Levent bucağı sınırları içinde kalan “Levent Vadisi Malatya Jeoparkı'nın Turizm merkezi olması hedefleniyor.

Sultansuyu at harasında servet değerindeki yarış atları çok ilgi gördü. Atlara binildi, 


Levent Kanyonunda verilen bilgiler doğrultusunda, Levent Vadisi'nin, yerbilimsel, kültürel ve arkeolojik değerleriyle Doğu Anadolu Bölgesi'nde ilk kez böyle bir projenin uygulanacağı, canlandırılması ve kent turizmine kazandırılması için başlatılan çalışmaların devam ettiği bildirildi.

Bilgilere göre; Levent Vadisi Jeopark Projesi kapsamında Malatya'nın Akçadağ ilçesi sınırları içinde kalan Levent Vadisi ve civarında Üst Kretase–Pliyosen yaş aralığında çeşitli litostratigrafi birimleri yüzeylemektedir. Mağaralar buradaki killi kireçtaşlarındadır ve doğal süreçlerle oluşmuş, vadiyi kesen ana faya dik gelen fayların geliştirdiği çatlak sistemleri üzerinde oluşan bu karstik mağaraların tümü insanlar tarafından kullanılmış ve yeniden şekillendirilmiştir.

Paleolitiğe kadar gidebileceği düşünülmektedir. Çalışmalarla 20 den fazla Jeosit ve Arkeojeosit saptanmış, yürüyüş rotaları haritalanmış, mağaraların iç alanları ve yükseklikleri ölçülmüş. Kilometrelerce uzunluktaki Levent Vadisi, Tohma Kanyonu'yla birleşmektedir.Geçmişte deniz olan, vadi girişindeki kayalıklardan panorama olağanüstü. Mağaralar Malatya için önemli bir turistik değer. Vadide birçok yerde gözlenen fosiller bölgenin 30 - 40 milyon yıl önce denizle kaplı olduğunun göstergesi.
Vadinin içindeki köyleri çevreleyen kayalar üzerinde birçok kaya mezarı ve niş bulunuyor. Levent Kanyonu, Türkiye'nin önemli turistik değerlerinden birine dönüşecek.

Güneş tepemizdeki anda dingin baraj gölüne düşen parıltılar kolay dile getirilecek yazılacak duygular değil ancak yaşanacak duygular.
Her yapılan Uluslararası festival, etkinlikler turizmi de yanında getiriyor. Bir kere daha başarılı Malatya Film Festival organizasyonuna takdirlerimizi sunuyoruz


yilmazparlar@yahoo.com

7 Kasım 2015 Cumartesi

6’ıncı Malatya Uluslararası Film Festivali Açıldı-Yılmaz Parlar


BURUK FİLM FESTİVALİN ONUR ÖDÜLLERİ
6’ıncı  Malatya Uluslararası Film Festivali, Ülke bütününde üzüntülü günler yaşamamız nedeniyle buruk ve sade program ile açılış yaptı. Malatya Hilton Double Tree otelde gerçekleşen açışda  Festivalin bu yıl Onur Ödülü Serdar Gökhan ve Perihan Savaş’a  .  verildi. Yabancı onur ödülüne layık isim  Gürcü sinemasının yönetmeni Eldar Shengelaia oldu.
Malatya Valiliği’nin koordinasyonunda, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin ana sponsorluğunda Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu, Battalgazi Belediyesi, Yeşilyurt Belediyesi, Fırat Kalkınma Ajansı ve İnönü Üniversitesi’nin destekleri ile düzenlenen, bu yıl altıncısı gerçekleştirdiği Malatya Uluslararası Film Festivali geleneksel hale gelen kırmızı halı   yerine hüzün matem rengi siyaha bırakdı. Siyah halı geçidi yapıldı.
6 -12 Kasım 2015 tarihleri arasında devam edecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali düzenlenen açılış programın sunuculuğunu Yekta Kopan üstlendi.  Açılış programında  Malatya Valisi Süleyman Kamçı  “Sinema işlediği temayı izleyenlere birebir hissettirme özelliği ile müstesna bir konuma sahipdir. Sinema bütün insanları aynı temelde buluşturan ve insanlığın ortak dili olabilen büyülü bir dünyanın adıdır.  Sinema ile toplumların kendilerini ifade etme imkanı bulabildiği bir mecradır.”şeklinde özetle özelliğini vurguladı.
Bu yıl kaybetdiğimiz sinema sanatçılarını oluşturan sinevizyon gösterimi esnasında  Duygusal bir ortam yaşanırken Sinema sanatcıların gözleri doldu.
Açılış konuşmasında Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır  “Çok önem verdiğimiz bir festivale ev sahipliği yapmaktayız. Birbirinden değerli sanatçılarımızı, sanat dünyasını Malatya’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz”dedi  .Ak Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık  “Bu sene 6’ıncısını düzenliyoruz ve ilk kez halımız kırmızıdan siyaha döndü. Halının siyaha dönüştürülmesinin en önemli sebebi, vermiş olduğumuz şehitler ve gazilerimiz. İnşallah festivalimizi siyaha bürüyen bu acımızı hep beraber yeniden renklendiririz. Kardeşliğin tohumlarının atılmasına vesile oluruz” mesajını verdi.
Bu yıl festival kapsamında Emek Ödülü, Türk sinemasını hakkında   Kitaplar yazan,  sinema tarihine ve arşivine çok önemli katkılarda bulunan Agâh Özgüç ve Filmlerinin makyaj sanatçısı Suzan Kardeş’e verildi.
Suzan Kardeş Bir Demet Tiyatro’da “pencereden bakan kadın” olarak tanınmakdadır.
Perihan Savaş konuşmasında artan terör olaylarına değinerek, “Keşke yüreklerimiz de hüzün yerine sevinçleri paylaşsaydı. Keşke annelerimiz ağlamasaydı. Keşke evlatlarımız yok olmasaydı” ifadelerini kullandı. Perihan Savaş, şehit İbrahim Tanrıverdi’nin annesini ziyaret ettiğini hatırlatarak, protokolde oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’dan bir söz istedi. Şehit annesinin ricasını ileten Savaş, yeni yapılan sanat sokağında Şehit İbrahim Tanrıverdi’nin isminin ölümsüzleştirilmesini istedi. Bunun üzerine Başkan Çakır söz verince Perihan Savaş, “Şehit annesi çok mutlu olacak”  onayı aldıkdan sonra annesinin mutlu olacağını söyledi.  Toplu  fotoğrafı çekimi ile açılış töreni  son buldu.



yilmazparlar@yahoo.com

26 Ekim 2015 Pazartesi

TÜRSAB 43. YILININ MUHTEŞEM KUTLAMASI-YILMAZ PARLAR


TÜRSAB 43. YILININ MUHTEŞEM KUTLAMASI
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği  (TÜRSAB) 43. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İstanbul Lütfü Kırdar ICEC'de resepsiyon gerçekleştirdi.
Düzenlenen yemeğe, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ile TÜRSAB üyelerii  ve turizmci temsilcileri katıldılar
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy çılış konuşmasında,   “Turizm sektörü Türkiye'nin dünyaya açılan en önemli penceresi. TÜRSAB Türkiye turizm sektörünün öncü kuruluşu olarak seyahat acentelerini tek çatı altında topladı. Türkiye turizm alanında çok mesafe kat etti. 2000 yılında 22 yat limanı olan Türkiye, şu anda 52 yat limanına, 2000 yılında 15 havalimanı olan Türkiye şimdi 51 havalimanına kavuştu. Yine 2000 yılında 913 bin yatak kapasitesi olan Türkiye'de bu rakam 2014'te 1 milyon 613 bin seviyesine ulaştı. Turizm sektörümüz bugün ihracatımızın yüzde 21,8'ini, bütçe açığının da yüzde 41,6'sını karşılamaktadır.
Seyahat acentelerinin pazarlama faaliyetlerini yürüttüğü bu alanda Türkiye gelir bakımından 2000 yılında dünyada 22. sıradayken 2014 yılında 12. sıraya yükseldi. Bunlar kolay olmadı. Bugün bize vize koymaya kalkan ve vize koymakta gayret gösteren ülkeler var. Yarın gün gelecek biz o ülkelere vize koyacağız. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızın ilk kelimesinde 'korkma' diyor. Biz, Türkiye'yi ayrıştırmaya, ötekileştirmeye ve insanları birbirinden uzaklaştırmaya çalışanlara karşı korkmuyoruz. Türkiye tek vücuttur. Sektör olarak da buradayız, korkmuyoruz. Biz Türkiye’nin tanıtım elçileriyiz. Türkiye turizm sektörü 2014 yılında 8 bin 500 seyahat acentesi ve 9 bin rehberiyle ilk 4'e oynamaya çalışan bir sektör oldu. 
2014 yılında yurt dışına çıkanlarla birlikte 16 milyon iç turizm hareketi olmuş. Bunun 8 milyon 536 bini yurt dışına çıkmış. Türkiye artık yurt dışında itibar gören, iyi bir müşteri olarak kabul edilen bir ülke haline geldi."dedi
5-6 Aralık'ta TÜRSAB'ın Genel Kurulu olacağını hatırlatan Ulusoy, bütün üyelerini Genel Kurul'a oy kullanmaları için davet etti.
İTO Başkanı İbrahim Çağlar “TÜRSAB  43 yıllık yolculuğunu en iyi anlayanlardan odalardan biri oldu. İTO nasıl ki 133 yıldır girişimciliğin ilk adresi ve en önemli destekçisi olduysa TÜRSAB da aynı şekilde turizm sektörü için bir fener ışığı ve bir pusula olmuştur.  Türkiye bugün dünyanın en çok ziyaret edilen 6, Avrupa'nın ise 4. ülkesiyse İstanbul da dünyanın en fazla kongre toplantısına ev sahipliği yapan 9. şehri ise ne mutlu bizlere. TÜRSAB'a ve değerli üyelerine, İTO'nun 383 bin 913 üyesi adına tek tek teşekkür ediyorum" dedi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş,  “Türkiye bir kıta özelliği gösteriyor. Her şeyi bir ülke gibi farklılıklar arz ediyor. Dünyanın yeryüzü cenneti diyebileceğimiz özelliklerine ve tarihi birikime sahip bir ülkede yaşıyoruz. Eğer bu ülke dünyada hak ettiği yere gelemiyorsa, turizmden yeteri kadar payını alamıyorsa burada eksiklik bizden kaynaklanmaktadır. Biz ne kadar katkı sunarsak Türkiye o kadar çabuk hak ettiği yere taşınır ve gelir. İstanbul adeta tarihin çeyiz sandığı. Farklılıkların, zenginliğinin yaşandığı bir kent. Dünyanın gerçekten merkezi. 70'li yıllarda İstanbul'a havalimanı yapılırken projeyi incelemeye gitmiştik. O dönemde İstanbul'un nüfusu yaklaşık 2,5 milyondu. '2,5 milyonluk İstanbul'a 3 milyonluk havaalanı' dediğimizde 'Bunlar yetmeyecek, kat be kat daha fazlası gerekli' dedi
Şimdi 3. havalimanı birilerinin hoşuna gitmese de Türkiye'nin ve İstanbul'un gücünü çok daha fazla artıracak imkan ve fırsat veriyor. Her alanda hızla gelişen bir İstanbul var."şeklinde konuştu.
İstanbul Valisi Vasip Şahin “Türkiye'nin turizm ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 1980 yıllarından  başlayan bu yolculuğun son yıllarda hızlanarak devam ediyor. Dünyanın en büyük 6. turizm ülkesi olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu kolay olmadı. Turizm sektörü özel olarak desteklendi ve teşvikler verildi. Zaman zaman 'Akdeniz ve Ege kıyıları peşkeş çekiliyor' eleştirilerine göğüs gerilerek bu sektör desteklendi. Bugün yüzümüzü ağartan turizm sektörü o günkü desteklerle buraya geldi."dedi

yilmazparlar@yahoo.com