16 Şubat 2020 Pazar

Fikret Mualla -Renklerde Kaybolan Hayat-Yılmaz parlar


Fikret Mualla’ya yolculuk


Sanatcının dolayısıyla sanatın misyonluğunu üstlenmek, cesaretle başlamak, tüm güzel sanatların, tüm büyük sanatların özünde şükranlık yatmaktadır. Türk sanatı adına şükranlığı, Türk resim sanatında önemli bir isim Dünya çapında tanınması gereken Fikret Mualla’nın hayatını uzun metraj drama olarak “Renklerde Kaybolan Hayat” isimli filmi vizyona sokan Yapımcı ve Yönetmen Metin Güngör’e kocaman alkış



Çekimleri 2008 yılında yapılan ancak maddi imkânsızlıklar nedeniyle montajı 10 yıl süren “Renklerde Kaybolan Hayat”ın Proje fikrinden, fikirden prömiyere kadar hiçbir kamu ve özel  kuruluşdan, devletden destek almadan geçen uzun zamanın hikayesini öğrendikce takdiri ikiye katlıyorsunuz.

Fikret Mualla’nın hayatı ile ilgili biyoğrafisine bakıldığında sanatında iki büyük dönem vardır. İstanbul dönemi, Fransa dönemi şeklinde eserlerini görmek lazım. Göze çarpan değişiklik sadece konularıdır. İstanbul dönemine bakıldığında; Ayasofya, cami avluları, Boğaz, Haliç, görüntüleri, peyzajlar, portreler ve nü resimler yer alır.


Fransa döneminde ise bohem ve trajik bir hayat, kültür ve sanat şehri Paris’teki ekonomik sıkıntıları, Picasso ile tanışması, deli ve alkolik olarak bilinmesi, yalnızlığına eşlik eden içkisi ve fırçası ile Notre Dame Kilisesi, kahveler, barlar, çalgıcılar, berberler, sokaklar, kuşlar, balıklar, hastalar, melankolikler ve deliler gibi konulu resimleri yer alır.


Yaşadığı ruhsal sorunların bunalımın altında yatan; Özendiği futbolcu dayısının izinde gitmek isterken geçirdiği sakatlıkdan dolayı çocuk yaşdan itibaren topal kalması, kaptığı İspanyol gribinden annesine geçişi ve onun grip ölümünden kendisini sorumlu tutması, pilot kardeşini uçak kazasında kaybetmesi, babasını anne ölümünden sonra anne evinde başka bir kadınla sevişirken yakalaması vs daha pek çok sebepler yatmaktadır.


Onun paronaya belirtileri gösteren ruh yapısının izleri, hiçbir zaman resimlerinde görülmez. Sanatçı yaşamı boyunca hiç kimsenin özentisine kapılmadan ve hiç kimseyi taklit etmeden üretti.

Fransa’da kimsesizler mezarlığına gömülen Fikret Mualla’nın devlet adamları sayesinde mezarı (kemikleri) 1974 yılında Türkiye’ye getirilmiş, ünlü sanatçımıza ancak böyle sahip çıkılmıştır.

Çok yoğun ilgi gören film, vizyona girmeden önce,  MKM’de muhteşem bir Galası yapıldı. Tüm yıldız isimlerin davetli olarak katıldığı, Gala gecesinin takdimciliğini, Beşiktaş Belediyesinde görev yapan İnşaat Mühendisi, İstanbul 2.Bölge Milletvekili Canan Sezenler üstlendi. Metin Güngör Bedri Baykam konuşma yaptılar.





Aynı dönemdeki; Pablo Picasso, Marlene Dietrich, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyuboglu, Nazım Hikmet, Semiha Berksoy, Arif Dino, Fikret Adil, Elif Naci, Hale Asaf, Neyzen Tevfik, Avni Arbas ve Hıfzı Topuz gibi ünlü sanatçıların Fikret Mualla’nın yaşantısına nasıl yansıdığını söyleyen, Metin Güngör “Türkiye’nin dünya çapında üne sahip sanatçılarından biri olan ressam büyük usta Fikret Mualla’nın hayatının ele alınarak, sanatçımızın yaşam hikâyesini, ülkesinden uzakta çektiği zorlukları, vatanına duyduğu sevgi ve özlemi Türk halkına ve dünyaya hak ettiği şeklide yansıtılmasını amaçlayan bir sinema filmi çektim.

Desdek almadım. Ali Poyrazoğlu, Bedri Baykam, Okan Bayülgen, Şebnem Schaefer, Selen Gorguzel Alkan, Bora Gencer, Mehmet Tokat, Oznur kula, Bulent Seyran gibi daha bircok çeşitli aktör ve sanatçıların, kostümleri sağlayan by retro, sanat yönetmenimiz Hakan Vardar’ın destekleriyle yaptım.” açıklamalarda bulundu.

Ölçülmeyen karışık hayat yaşayan Fikret Mualla’ın filmini telaşsız, bir sanatçının resmi olarak izliyorsunuz ve ayrıntıları fark etmek ve nüansları hissetmek için daha derin bakmak istiyorsunuz.


Metin Güngör gibi yapımcıların buna benzer unutulan değerlerin filmini yaparak gün ışığına çıkartması uluslararasında ülkemizin insanlarının yabancı meslekdaşların yanında isimlerin yerini almasını sağlaması dileğiyle.


Fikret Mualla “Renklerde Kaybolan Hayat” mutlaka izlenmesi gereken çok güzel film. Ayrıca bireysel sorumlulukla destek verilmesi gereken film.


yilmazparlar@yahoo.com


Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümü-Yuvarlak masa-Yılmaz parlar

Asya’nın ‘İsviçre’si Türkmenistan 

Dünyanın en büyük 4. doğalgaz üreticisi Türkmenistan, 25 yıl gibi, bir devlet için çok kısa sayılabilecek bir sürede daimi tarafsızlık siyaseti ve ekonomik büyümesiyle en hızlı gelişen ülkeler arasında yer almayı başardı.  




Çin’e ve komşusu İran’a yeni doğalgaz hatları inşa ederek enerji alanında dev yatırımlar gerçekleştiren, Afganistan, Pakistan ve Hindistan doğalgaz hattının temelini de 4 ülkenin devlet başkanlarının katıldığı bir törenle atan, Türkmenistan, 12 Aralık 1995 tarihinde BM Genel Kurulunun 50. Meclisinde BM üyesi ülkelerin 185’i tarafından oybirliği ile desteklenen ‘Türkmenistan’ın daimi Tarafsızlığı’ hakkındaki özel Karar kabul edildi. Bu Karar 3 Haziran 2015 tarihinde tekrar kabul edildi. Böylece Türkmenistan, Asya’nın ‘İsviçre’si oldu. 


Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından ‘Türkmenistan Tarafsızlığın ülkesi’ yılı olarak ilan edilmesi üzerine Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümünün kutlanacağı 2020 yılında çeşitli etkinliklerler düzenlenecek. 


Bu kapsamda, Türkmenistan İstanbul Başkonsolosluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. ile birlikte, 14 Şubat 2020 tarihinde Topkapı Kültür Parkında, Yuvarlak Masa toplantısı düzenlendi.

Toplantıya Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu temsilcileri, Kültür A.Ş. Yönetimi temsilcileri, Akademisyenler ve ulusal basın mensupları katıldı.




Kültür A.Ş Müdür yardımcısı Doğan Hamit Doğruer ve Türkmenistan İstanbul Başkonsolus Myratgeldi Seyitmammedow birer konuşma yaptılar. Yuvarlak masaya katılanlar olumlu görüşlerini bildirdiler. 

Türkmenistan İstanbul Başkonsolus Myratgeldi yaptığı uzun bilgilendirme konuşmasının özetl “Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından ‘Türkmenistan Tarafsızlığın ülkesi’ olarak ilan edilen 2020 yılında, Türkmenistan Devletimiz daimi Tarafsızlığının 25. yıldönümünü büyük coşkuyla kutlayacak.

Türkmenistan’da Tarafsızlık ve Barış yılı olarak ilan edilen 2015 yılı boyunca ülkemizde ve uluslararası düzeyde düzenlenen çeşitli etkinlikler tekrar bizim ülkemizin dış-siyasi stratejisine büyük desteği anlamına geliyor. 


12 Aralık 2015 tarihinde “Tarafsızlık politikası: Barışa, güvenliğe ve gelişmeye yönelik uluslararası işbirliği” konulu uluslararası forum düzenlendi. 


2 Şubat 2017 tarihinde BM Genel Kurulu “Uluslararası Tarafsızlık Günü” hakkında Kararname kabul etmiştir. Bu Kararname ile Uluslararası Tarafsızlık Günü dünya tarihinde ilk kez BM tarafından kabul edilen uluslararası gün olarak her senenin 12 Aralık günü kutlanmaya başlanmıştır. 

Türkmenistan dünyanın 147 ülkesi ile diplomatik ilişkileri başlatarak, 47 uluslararası kuruluşun üyesi oldu. Günümüzde Türkmenistan Birleşmiş Milletler, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Şanhay İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi büyük bölgesel ve uluslar arası kuruluşlar ile verimli ilişkileri günden güne geliştiriyor.

  


Devlet Başkanımız Gurbanguly Berdimuhamedov tarafından öne sürülen küresel başlangıçlar ile koordinedir. Ülkemiz çok taraflı uluslararası belgelerin 152’sine katılıyor. Bunlar arasında, BM’nin ve onun özel acentelerinin kabul ettiği, uluslararası hukukun genel kurallarını içeren Sözleşmelerin 133’ü bulunuyor.


 Türkmenistan’da ve yurt dışında çeşitli ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlardan en önemlisi 11-12 Aralık 2020 tarihlerinde başkent Aşkabat’ta düzenlenecek «Tarafsızlık politikası ve onun evrensel barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasındaki önemi» adlı uluslararası konferans olacaktır. Bu yüksek düzeyli etkinliğe BM üyesi olan tüm devletler ve uluslar arası kuruluşlar davet edilmiştir.“  şeklinde açıklamalarda bulundu.


Yuvarlak Masa toplantısı sonrası, Topkapı Kültür Parkında bulunan Türkmen milli ve manevi sanat kültür ürünlerinin yer aldığı Kültür Evleri ziyaret edildi. Türkmen Otağında Türkmen pilavı ikram edildi. Türkmenistan kültürü sohbet edildi.


yilmazparlar@yahoo.com  


Ebru Uygun’un Suma Han'da Biz isimli ebru sergisi -Yılmaz parlar

Renklerle Dans

Ebru Dünyasında Ebru’dan doyumsuz güzellikdeki ebrular.

Bulutlar üstüne çıkararak içsel yolculuk yaptıran, Ebru Uygun’un Sadece kalbin ifadesi değil, kalp ve aklın  birlikte çalıştığı, sıra dışı tekniklerini uyguladığı, “Biz” adlı muhteşem ebruların oluşturduğu sergisi, Suma  Han’da sanatseverlere kapılarını açtı.




Sanatda yürek ve zihin beraber hareket etdiğinde renk kombinasyonunda bir denge oluşur. Ebru Uygun’un bu uyumlu ebruları, seyirci düşüncesine ilham veren, derin deniz mavisinden, deniz yosununa, toprak üstü tüm yeşil tonların ve gün batımın olağanüstü görünümdeki tüm renklerin akışları, gizem içinde desenlere dönüştürülerek damarlı küpler şeklinde büyüleyici eser bütünlük sağlamış.


Bu nedenle herkes kendi benliğinde kendine ait bir şeyleri bulacağı için Serginin “Biz” ismini  çok uygun bulduk. “Biz” isimli serginin herkesin ortak kaygılarına dair merkezine kendi  hayatını koyarak birşeyler söylemek istediğini görüyorsunuz.




Yerel ve uluslararası sanatçılarla sanat ve sanatla ilişkilendirilmiş 2018 yılında Banu Bilen ve Begüm Alkoçlar tarafından kurulan Standart Contemporary, Suma Han’da yeni sezonunun ilk sergisine, Ebru Uygun’un eserlerine yer vermekle dinamik başlangıç yapmış oldu.

“Tüvana” Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfını kuran, 102 No’lu  Oda, Dokunduğum Yürekler, Birlikte Büyümek, Gönül Irmağı, 180 Günde Hayallere Yolculuk isimli kitapları bulunan 10 senedir, geleneksel yöntemlerle ebru sanatı üzerine çalışan Ebru Uygun’un sergisinin küratörlüğünü Begüm Alkoçlar üstlenmiş.


13. yüzyılda, ilk formları Orta Asya'da ortaya çıkan ve Anadolu'ya yayılan yüzdürüldüğü, tasarımlar ve desenler oluşturmak için özel aletler kullanılan görüntü yakalanan asırlık sanat formu ebruyu Ebru Uygun özel ve zor tekniğiyle yeniden tanımlamış.





12 Şubat 2020 Çarşamba günü Suma Han’da Standart Contemporary’nin organizasyonu ile gerçekleşen açılışa iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri ve akademisyenler katıldılar.  

Çeşitli  boyutlarda üretilmiş küplerden oluşturulan  her seferinde farklı bir bölgesinin ebrulanmış enstalatif yapıtı hakkında gerek, sanatcı Ebru Uygun’dan, gerekse kuruluşları hakkında TOÇEV Direktörü Eda çetin Standart Contemporary sahipleri Banu Bilen ve Begüm Alkoçlar direktörü Mina pamir’den bilgiler aldık.

Sergi 6 Mart 2020 tarihine kadar sanatseverlere kapılarını açık tutacak.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Şubat 2020 Salı

Ruh Eşin Nerede-Can aydoğmuş-kitap lansmanı-Ruby restaurant-Yılmaz Parlar


Hayatda Başarıyı Öğrenmek


Ruh Eşin Nerede? İsimli kitap, zihninizin gücünü kullanarak kendi realitenizi yaratma sürecinde mükemmel bir rehber. Dünyanın size sunduklarını almak yerine, istediğiniz hayatı yaratmada kasıtlı bir rol oynayabilirsiniz. Bu ilişkilerinizden servetinize kariyerinizden, sağlığa kadar her şey için geçerlidir. Gerçek ruh eşini bularak mutlu olabildiğiniz gibi ilişki kurmayı, geliştirmeyi ve başarılı olmayı öğreneceksiniz. Mutluluğu mıknatıs gibi çekeceksiniz.





Başarılı olmak için onu görmeli ve zihnine inanmalısın. Çekim yasası hayatınızda her zaman iş başındadır. Sır, çekim yasasını kendi yararınıza nasıl kullanacağınızı öğrenmektir. Tezahür gibi çekim yasası tekniklerini kullanmıyorsanız, bildiğinizden çok daha fazlasını kaçırıyorsunuz. Başarı oradadır ve hayatınıza nasıl çekeceğinizin sırlarını yalnızca siz bilirseniz, her zaman elinizin altında.


Tezahür nedir? Tezahür, hayatınızda başarıya ulaşmak için çekim yasasını kullanmayı içerir. Gerçek ruh eşinizi bulmak ve istediğiniz hayatı yaratmaya başlamanıza yardımcı olmak için başarılı tezahüratları, şaşırtıcı öğreti niteliğinde “Ruh Eşin Nerede”  akıcı 416 sayfalık kitapta bulacaksınız.





Öngörüleriyle, farkındalık çalışmalarıyla ve ödüllü kişisel gelişim kitaplarıyla Can Aydoğmuş “Ruh Eşin nerede” yeni kitabın lansmanını Ortaköy Ruby Restaurantda, İstanbul’un son derece cemiyet hayatında tanınan elit isimlerin davetli olduğu, görkemli bir partiyle gerçekleştirdi.


Yepyeni ritüellerle tanışacağınız, hayatınıza bambaşka bir gözle bakmanızı sağlayacak bu “Ruh Eşin Nerede” kitap içerdiği sıra dışı başlıklarla da dikkat çekiyor.

Muhteşem lansmanda konukların tamamına imzaladığı Ruh Eşin Nerede kitabında yer alan başlıklardan birkaçı şöyle; Yaşamı İçimize Alıyor muyuz? Ruh Eşi Kimdir? Şükrettiğinizde Mucizeler de Beraberinde Gelir, Bir İlişkiye Gerçekten Hazır mısınız? Ne İstemediğinize Değil Ne İstediğinize Odaklanın, İnsanlara Değil, Yaşama Güvenin, Enerji Bağları, Kalbiniz ve Zihninizin İstekleri Aynı mı?, Alan Açmak, Bağ Kesmek, Tüm Ömrünüz Boyunca Yaşama Ne Kodladınız?, Evinizde, Sosyal Yaşamınızda ve Kendi Enerji Alanınızda Detoks




“Sizi her anlamda mutlu edecek ve tamamlayacak insanı hayatınıza çekmeye hazır mısınız? -Milyonlar eşini bulacak- Gelişmeyen her şey çürümeye mahkumdur.”diyen Yazar Can Aydoğmuş insan kendi düşünce gücüyle, iyiye odaklanarak önemli başarılara ulaşabilir. Her türlü başarıyı da ilham veren- öğreten, “Ruh Eşin Nerede?” Lansmanında Kitap editörü Ayşe Nur Buğalı ve kitabın tasarımcısı Sema İşcan’ı yanına alarak Can Aydoğmuş yaptığı konuşma özetinde “Aşk hayatınızla ilgili farkındalığınızı artıracak, sürekli aynı yanlışlara düşmekten ve yanlış insanları hayatınıza çekmekten kurtulacak ve tekrar ettiğiniz hataların ardında yatan sebepleri keşfedeceksiniz.





Bu kitapla birlikte, aşk ilişkinizin derinliklerine inmek ve daha mutlu bir aşk hayatına sahip olmak için uygulamanız gereken ritüellerin ve tekniklerin yanı sıra; rüyaların önemi, gezegenlerin ve astrolojik haritalarınızın etkileri, Feng Shui teknikleri, eskilerle bağ kesme yöntemleri ve olumlama çalışmaları gibi birçok konuda bilgi sahibi olacaksınız.


Dahası, nihayet farkındalığa ulaştıktan sonra özgürleşecek, özgürleştirecek ve aydınlanma yolunda ilerleyerek hayatınızda mucizelere tanık olacaksınız!” dedi ve davetlilere, kitap editörüne tasarımcımsına, orijinalliğe dikkat çeken benzersiz etkinlik organizasyon ekibine, nefis menü sunan Ruby restaurant hizmetine teşekkürlerini sundu.





Etkinlik Sera davet dekoru, Lacilla Events tarafından gerçekleşti. Davetliler zaman zaman hediye edilen kitaba göz gezirdirken editör Ezgi Peşken, Senarist, yazar, akademisyen Aylin Doğan, Girişimci iş kadını Tuçe Peksayar’ı okurkan görüntüledik. Senarist, yazar, akademisyen Aylin Doğan ile yaptığımız sohbetde  “Ruh Eşin Nerede” kitabı çok beğendiğini soluksuz okuyacağını söyledi.


Moda Güneşi Cemil İpekci’de uzun süre yakın dostlarıyla “Ruh Eşin Nerede” kitabın sohbetini yaptılar. Can Aydoğmuş Cemil İpekci’ye kitabı imzalarken görüntü aldık.


Mutlaka okunması gereken “Ruh Eşin Nerede” kitabı gerçek ruh eşini bularak mutlu bir hayat süreceğiniz gibi, ilişkilere öncelik vermeyide öğreneceksiniz. Her türlü başarı için iyi ilişki şartdır. Başarının yolu iyi ilişki kurmakdan geçer . Akarsu tarafından köklerini gönderen su tarafından dikilmiş bir ağaç gibi olursunuz. Yapraklarınız her zaman yeşildir. 


yilmazparlar@yahoo.com

İstanbul’da Sri Lanka Mutfağı-Beta House-Yılmaz Parlar

İstanbul’da Sri Lanka Mutfağı

Sri Lanka Ankara elçiliği, 10 Şubat 2020 pazartesi günü Bağımsızlık kutlamaları kapsamında, Eminönü tarihi mekan Beta Yeni Han’da gerçekleştirilen bir festivalle Sri Lanka mutfağını tanıtdı.

Sri Lanka Ankara elçiliği ve fabrikaları Trabzon’da Genel Müdürlükleri Adana’da bulunan Beta Tea ile Basın toplantısı düzenlediler.




Basın Toplantısına Sri Lanka Ankara Büyükelçisi Muhammed Rizvi Hassen, Beta Tea Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Uğur, Fatih Belediye Başkanı  Ergün Turan katılarak birer konuşma yaptılar.


Sri Lanka'yı Türkiye'de sergilemek için Bağımsızlık ayı olan Şubat ayında bir dizi etkinlik düzenledi. Büyükelçilik ilk kez İstanbul'da bir yemek festivali gerçekleştirdi.





Muz, tarçın, Hindistan cevizi, muskat ağaçları ve kendine özgü lezzetleri ile dünyanın en çeşitli baharat ve meyvelerine sahip Sri Lanka, bu lezzetlerin bir kısmı masa üzerinde teşhir edildi.

Geleneksel bereket getirmesi için kandil lambederdeki kandil fitilleri protokol tarafından yakıldıkdan sonra Sri Lanka Ankara Büyükelçisi Muhammed Rizvi Hassen,açılış konuşması yaptı.

Elçi Hassen “Sri Lanka baharatlı yemek festivali, İstanbul 2020 için hepinize çok sıcak bir dostluk sunuyorum. Sri Lanka halkı İstanbul'u Türkiye'den daha iyi biliyordu.

Türkiye ile ilişkilerimizin tarihi çok eskilere dayanıyor. Osmanlı Sultan Abdülhamid döneminde Sri Lanka İstanbul'u birbirine bağlayan ilk Konsolosluğu kurdu.” Dedi.




Elçi Hassen Kolombo'da dostluğu ve dayanışmayı yansıtan İstanbul caddesi olarak adlandırılan bir sokağın olduğunu,yüzyıllar önce, birçok Türk gezgin ve tüccar Sri Lanka'nın bulunduğu deniz yollarını dolaştığinı ve bazılarında çeşitli nedenlerle bir süre kaldığını ifade etdi.


Hassen “Belki baharat ticareti için faliyetde bulundular. Bununla birlikte, modern tarih boyunca temas kurmak için esas olarak insanları insanlara olan yakın temasımızı kaybettik. Yine de bağımsızlığımızın ardından Türkiye ile güçlü bağlayıcı siyasi bağlar kurduk. Türkiye, 1948'de bağımsız olduktan sonra diplomatik ilişkiler kuran ilk ülkelerden biri.


Değişim sayısının (mil olarak değil) uzaklığı nedeniyle, ticaret faaliyetlerinde belki de daha az sayıda değişim olması nedeniyle birbirimizin kültürlerini unuttuk.





Sonra alışkanlıkları, değerleri ve gelenekleri unuttuk. Neyse ki, Ceylon Çay ilişkilerimiz için bir miktar güç sağladı. Umarım bu kararlı ve küçük çaba, Sri Lanka'yı ve İstanbul'u, belki de Türkiye'yi bağlamak için bir yolculuğa başlayacaktır.” sözleriyle ilişkileri geliştirmenin arzusunu taşıdığını gösterdi.


Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Bağımsızlığının 72’nci yıldönümünü kutlayan Sri Lanka ve Türkiye yaklaşık 1000 yıldır, ilişkilerini karşılıklı güven ve saygı temelinde yürüten, küresel düzlemde yaşanan hadiselerde, benzer görüşleri savunarak; benzer tutumları takınan iki kardeş ülke olduğunu söyledi.


Turan, “Bugün burada, ortak bir hafızaya sahip bu iki ülkenin gastronomi gibi önemli bir kültürel miras teması ile bir araya getirilmiş olmasını; gastronomik mücevherlerle dolu Fatih’imizde; bir diğer gastronomi hazinesi ülkenin yemeklerinin tanıtılıyor olmasını, takdire şayan bulduğumu söylemek istiyorum. Bu değerli festivali öncelikle gastronomi adına; farklı tatların, farklı coğrafyalarda tanıtılması adına, oluşturulan bu kültürler arası ilişkinin turizm, ekonomi gibi farklı boyutlara yansıması adına çok değerli bulduğumu bilmenizi istiyorum.” dedi





Turan.bir ulusal mutfak, Bir ulusal giysi kadar tarih yansıtdığını, Filozof Roland Barthes’in sözünü hatırlatarak “Yiyecek dediğimiz şey; Sadece ürünler toplamı değil, aynı zamanda bir iletişim sistemi, bir imgeler bütünü, gelenek ve davranış biçimlerine ilişkin bir bütündür” şeklinde ifadede bulundu.


Beta Tea Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Uğur’un takdir ve teşekkür konuşma sonrası Sri Lanka’nın otantik yemekleri, tatdırıldı.


Genelde deniz mahsülü yiyecekler sunuldu. İlginç sokak yemeği. “Kottu Roti” yumurta, et, sebze, yufkaya benzer ekmek ve diğer malzeme ve baharatların karışımıyla yapılan ve kokoreç gibi ızgarada küçük parçalara bölünerek pişirilen yemek ilgi gördü. Tatlı sevenlerin de unutulmadığı festivalde Asya bölgesinde yetişen bir ağaçtan yapılan, yine Sri Lanka’ya özgü “jagger” denilen bal benzeri şurubun kullanıldığı "Watalappam" sunuldu.


yilmazparlar@yahoo.com


9 Şubat 2020 Pazar

Sri Lanka Yiyecek Festivali -Yılmaz Parlar


Sri Lanka Yiyecek Festivali


Sri Lanka Bağımsızlık Günü (Ulusal Gün) kapsamında Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen ev sahipliğinde 8 Şubat 2020 Cumartesi akşamı, Galata Anemon Hotelde tüm ay sürecek etkinliklerden Food Festival (Yiyecek Festivali)in  galası gerçekleşti.





Sri Lanka Bağımsızlığının 72. Yıl Kutlamaları galasına, Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Türkiye’deki Fahri konsoloslar; Beşir uğur, Anemon Hotel direktörü oğuz Akçura, Ahmet Yıldız, Aday Alp Türkyılmaz, Katar Havayolları Türkiye satış müdürü Evren Ökmen, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Mili Futbolcu Ümit Karan, QNB Turizm sahibleri İş Kadını Nazan Bayrambey, Kübra Bayrambey, Akademisyen Doç Dr. Nur  Ündey Kalpakoğlu başdda olmak üzere pek çok Ülke konsolos ve temsilcileri iş adamları katıldılar.





Gece Bereket refah ilham eden kandil lambası geleneğindeki mumların protokol tarafından yakılmasıyla başladı.


Yağ lambası Sri Lanka kültürünün ve yaşamının kalbine ve ruhuna çağlar boyunca   ışıltısını dokundu. Fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan adada inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği nesiller boyu devam ediyor. Eski gelenekleri onurlandıran  en üste sembolik horoz şeklindeki pirinç lambaderdeki mumlardan çıkan titrek parlaklık bilgelik, umut ve yeni başlangıçları simgeliyor. Çevredeki kasvetleri ortadan kaldırıyor inancını taşıyor.


1505'te Portekizlilerin başlattığı, Hollandalıların ve İngilizlerin devam ettirdiği 443 yıllık işgalin ardından 4 Şubat 1948'de bağımsızlığını kazanan Sri Lanka'nın bağımsız gün kutlama gecesinde Ankara Elçisi Mohamed Rizvi Hassen yaptığı konuşmasında


Tarihe dayalı köklü ilişkilerimizin olduğunu, Sri Lanka'nın bağımsızlığını kazanmasından ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan çok önce, Osmanlı Sultan II. Abdülhamit döneminde 1864'te başkent Kolombo'da bir fahri konsolosluk var olduğunu söyledi.





İki Ülke tarihsel ilişkileri; Osmanlı Devleti’nin ilk Fahri Konsolos olarak atamasıyla başlamıştır.


Sultan II. Abdülhamit tarafından Japonya’ya gönderilen Osman Paşa komutasındaki Ertuğrul Firkateyni, o zamanki adıyla Seylan’ın batısında bulunan Kolombo da dahil pek çok Asya limanını ziyaret etmiştir. Kolombo’ya 1 Kasım 1889 tarihinde varan ve beş gün süreyle Kolombo limanında demirleyen Ertuğrul’da bulunan mürettebat yerli halkla iyi ilişkiler geliştirmiş, Ertuğrul Firkateynini Kolombo’da bulunduğu sırada 200.000’den fazla insan ziyaret etmiştir.





 4 Şubat 1948 yılında, o zamanki adıyla Seylan’ın (1972 yılı itibariyle Sri Lanka) bağımsızlığını kazanmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin Yeni Delhi’deki Büyükelçiliği Sri Lanka’ya, Sri Lanka’nın ilk olarak Kahire'de bulunan Büyükelçiliği daha sonra ise Tel Aviv’de bulunan Büyükelçiliği Sri Lanka’nın Ankara’daki Büyükelçiliği 2012 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kolombo’daki Büyükelçiliği ise 2013 yılında faaliyete başlamıştır.

İki Ülke ekonomi, kültür gibi alanlarda birlikte çalışmanın ticari hacimlerinin geliştirmenin önemine atıf yaparak Türkiye ile Sri Lanka arasındaki en önemli ortak noktaları çay üretimi ve tüketimi ortak projeler olabileceğini söyledi.




 Çay üretimde Sri Lanka dünyada 4'üncü, Türkiye ise 5'inci sırada yer alıyor


Yaklaşık 200 milyon dolar olan ikili ticaret hacminin 2020 yılına kadar 500 milyon dolara çıkarılması hedefini ve buna ulaşmak   tüketiminde dünyanın ilk sırasında yer alan Türkiye'nin seylan çayını almalarını Türk İnşaat firmaların Sri Lanka’da faliyet göstermeleriyle yakalabileceği çnceki ekonomi toplantılarda dile gelmişti.





 Elçi Hassen ada ülkesi olduklarından, çeşitli ülke mutfak kültürlerinden beslendiklerini ima ederek ki  bunlar;  Portekiz, Hint, İngiliz, Malezya, Türk mutfağı gibi birçok kültürün etkisi olabilir. 

Yemeklerin baharatlı ama sağlıklı, enerji veren yiyecekler olduğunu söyledi Sri Lanka Hilton otelden özel gelen Şefler önderliğinde EGD Başkanı Celal Toprak ve Mohamed Rizvi Hassen birlikde nasyonel yemek hazırladılar. Konuklara ikram edildi.
Etkinlikte, çeşit çeşit baharatların teşhir edildiği masa, ülkenin“baharat adası” olarak tanımlanabileceğini yansıtıyor.

QNB Turizm sahibi Nazan Bayrambey ile Sri Lanka ve Türkiye Turizmi hakkında yaptığımız sohbetde verimli olduğunu ancak istenen arzu edilen seviyelerde olmadığını söyledi. Daha çok tanıtıma ihtiyaç olduğunu belirtdi.


Yaklaşık 21 milyon nüfusa sahip ülke son yıllarda istikrarlı büyüyen bir ekonomiye sahip. Sri Lanka'nın, Hindistan ve Pakistan ile serbest ticaret anlaşmaları bulunmaktadır. Çin, Singapur ve Güney Asya ülkeleriyle ticaret anlaşmaları planlayan ülkenin Türk firmaları için önemli fırsatlar ve avantajlar olduğu muhakkakdır.


yilmazparlar@yahoo.com


360 Dereceden Aşk Festivali-gala-Onların Ayakkabılarında Yürü-Yılmaz parlar

Algı Değiştiren Muhabirler

Fotoğfrafları ile bir şeyler anlatmayı ilke edinen duyarlı muhabirlerin, İnsan hayatındaki kesitlerinden, gözler önüne serdiği gerçeklerinde, anı donduran görüntülediklerine bakarken duygusallık göstermemek mümkün değil. Acımaz ve anlamsız savaşın-kavganın olumsuz kodlarını bulurken, insanlığınızla insanlık dışı insan hikayelerinin evrensel benzerliğinde hayatın ipuçlarının adeta dili olan olgulara isyanınızı gizliyemiyorsunuz. Hayata olan algınızı değiştiriyor.





İstanbul’dan tüm Dünya’ya aşk ve barış için seslenen, “360 Dereceden Aşk Festivali” gala niteliğinde açılan, “Onların Ayakkabılarında Yürü” sergiyle festivale dinamik bir giriş yaptı.


29 Mart 2020 tarihine kadar devam edecek olan sergi İBB Kültür A.Ş. sponsorluğunda Sultanahmet Şerefiye Sarnıcı’nda gerçekleşti.





Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu, Koordinatör Seval Koçak, Danışman Ali Özlüer, mekanıyla festivale destek veren Türkiye'nin başarılı emlak yatırımlarından 42 Maslak- Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Erol Özmandıracı, eşi dizi ve sinema oyuncusu Naz Elmas, danışman Pınar Kartal Timer yabancı sanatcıların kuratörü Catherine Delalez başda olmak üzere yoğun elit konuklar açılışda bulundular.

Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu ve 42 Maslak-Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Erol Özmandıracı birlikde açılış konuşması yaptılar.

Türkiye'nin ekonomik gelişimi paralelinde kaliteli ofis alanı ihtiyacının arttığını değerlendirerek iş ve sosyal yaşamı sanatla zenginleştiren, Maslak’ın odak noktasında yer alan 42 Maslak Festival kapsamındaki bazı etkinliklere ev sahipliği yapıyor.





Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Erol Özmandıracı, yaşam konsepti ile sanattan ilham alan, fonksiyonelliği ve verimliliği de ön planda olan mimari olarakda dikkat çeken, sanat konusunu bir çekim merkezi olarak kurgulayan, tüm sanatcıları aynı çatı altında toplamayı ve sanata değer katmayı amaç edinen 42 Maslak olarak iş birliği içinde olmanın ve güçlü mesajlar içeren 360 Dereceden Aşk Festivalinine kapılarını açmanın mutluğunu içeren sözleri sanatseverlerin takdirini ve beğenisini kazandı.


Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu açılışa gelen konuklara ve festivale desdek verenlere teşekkürlerini dile getirdi. Farklı seçenekler arayan zengin bir sanat sunmayı hedeflemek kentin yaşam kalitesine ve marka değerine katkı sağlamak arzusunda hız kesmeden çalışmalarına devam edecekleri anlamında konuşma gerçekleştirdi.





Sergi süresince İBB Orkestralar Müdürlüğü Oda Müziği Arpde Birimi Burcu Aygider Hiçyılmaz , flütde Duygu Kozak ikilisi mini konser verdiler. İkili çok beğenilen Shumann-Shubert-Tchaikovsky-Strauss’dan ve Türk ezgilerden bir demet repertuar icra etdiler.


Büyük ebadlara taşınan sergi fotoğrafların bazılarında da kültürel sanatsal dokusunu görüyor bunların yanı sıra estetik anı yakalayan birbirinden değerli sanatcıların sergileledikleri fotoğraflara da defalarca bakıyorsunuz.


Festival İstanbul’un çeşitli mekanlarında ve çeşitli etkinlikleriyle devam edecek.


yilmazparlar@yahoo.com