2 Şubat 2020 Pazar

Küba-Türkiye Turizmi-Yılmaz Parlar

Küba-Türkiye Turizmi

Hayalleri Süsleyen Küba Turizmi

Başkent Havana'nın bir parkında Atatürk'ün büstü bulunan, Renkli evleri, sıcak kanlı insanları, farklı kültürü ve atmosferi ile farklı destinasyonlardan biri olan Küba, Emitt 2020 fuarda, standıyla yoğun ilgi gören ülke Standlarındandı.




Emitt Fuar kapsamında, Küba’nın Ankara Büyükelçisi Luis Alberto Amoros Nunez’in ev sahipliğinde Kaya Hotelde Küba turizm bakanlığının ticari direktörü Michel Bernal’in da katıldığı, Gala yemeği düzenlendi.





Karayip Denizinin, delici mavi gökyüzlü, yeşillikleri, tropik bitkilerin parlak renkleri, turkuaz dalgaları, plajların beyaz kumu tropik iklimi, karstik mağaraları ve dalış için güzel koyları, sahil mango çalılıkları, ünlü rom ve puroları, ihtiva eden özgürlük seven insanlar ülkesi Küba tanıtımı bir video gösterildi

.


Video gösterim sonrası, Küba’nın Ankara Büyükelçisi Luis Alberto Amoros Nunez, yaptığı konuşmasında Türk Turizmci dostları ağırlamakdan memnuniyet duyduğunu ifade etdi. Türk dostluğunu ve Türk turizme verdiği öneme dikkat çekti. Arzu edilen seviyede Türk turistlerin olmadığının altını çizdi. Küba’nın kültürü, tarihi ve turizm altyapısından dolayı daha çok Türk turisti ağırlamak için potansiyeli bulunduğunu ve  THY’nin haftada 3 uçuşun olduğunu belirtdi.

Sağlık, termal, iş turizmi, otel yönetimi gibi alanlarda Türkiye’nin büyük bir deneyimi olduğunu, Küba’nın sağlık alanında önemli bir gelişim gösterdiğini, sağlık alanında birçok uzmanlaşmış kurumu, doktoru ve altyapısıyla bu turizme açık olduğunu vurguladı.




Küba turizm bakanlığının ticari direktörü Michel Bernal Türk turistlerin son yıl olarak 18 bin gibi çok az sayıda olduğunu ve artırmak arzusunda olduklarını söyledi. Uluslararası Küba Turizm Fuarı  FITCuba 2020’nin Rusya'ya adanacağını vurguladı. Özgürlük adasının tarihi mirası, Küba'nın geçmişine götürecek çok sayıda müze, sergi olduğunu, Karayip suları, deniz yaşamı türlerinin çeşitliliği tüm balıkçılık yöntemleri ve türleri, tekne turları, Küba, deniz manzarasının dalış meraklıları ve kaşifleri için gerçek bir cennet olduğunu dile getirdi.





Konuşma sonrası Küba’dan gelen orkestra  eşiliğinde konuklar Küba’ya özgü dansları, Rumba, Bolero, Cha Cha Cha ve Salsa yaptılar. Küba’nın Ankara Büyükelçisi Luis Alberto Amoros Nunez ve Küba turizm bakanlığının ticari direktörü Michel Bernal konuklara dans pistinde eşlik etdiler. Harika dansları ve çok güzel figürleri gözden kaçmadı.


Masamızda bulunan Day Tours sahibi Altuğ Uğurola, Küba’lı eşi Dayana Uğurola ve Roma’da turizm danışmanı olarak görev yapan Madelen Gonzalez Bardo Tanchez yaptığımız sohbetde; Madelen Gonzalez Şaşırtıcı derecede güzel mercan resifleri, korsan hazineleri olan batık gemiler, Santiago de Cuba'ya giden bir trenle çökmüş ve batık demiryolu köprüsü, tropik kuşların, muhteşem mangrovlar ve palmiye ağaçları, huzurlu sessizlik, hareketli Havana ile Küba tatil için mükemmel bir yer olduğunu söylüyor.





Day Tours sahibi Altuğ Uğurola Pek çok ülkeden Küba’ya turist getiriyor. İlginç anekdotlarla Küba’ya gidişini anlatdı. Unesco'ya göre dünyada en çok görülmek istenen ülke olarak Küba’da en yenisi 1959 model olan Amerikan arabaların bulunduğunu, barınma, sağlık ve eğitimin ücretsiz olduğunu, aktardı. Hekesin eşit olduğu Küba’da, Dünyanın en iyi sağlık eğitimi bu ülkede verilmekte olduğunu ve en iyi doktorların bu ülkeden çıktığını söyledi..


Gala yemeği çıkışında Kaya hotelin resepsiyonda görevli çalışanların özel üniformalı kıyafetleri dikkatimizi çekdi. Turizmimizi en iyi şekilde temsil ettiklerinin işareti olarak  algıladık ve görüntüledik.


yilmazparlar@yahoo.com


24. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT-Yılmaz Parlar

 Emitt’de Standları Dinlemek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, TOBB, Türk Hava Yolları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen, Hyve Group, TUROFED ve TTYD iş birliğiyle, 30 Ocak - 2 Şubat 2020 tarihleri arasında 24. kez düzenlenen, dünyanın en büyük dört turizm fuarından bir olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT’de sadece standlara bakmak değil öykülerini ürünlerini dinlediğinizde fayda sağlar.





Fuarlar turizm endüstrisinde pazarlama politikaları alanında sabit bir parça haline gelmiştir. Turizm fuarları, sektör meslektaşları ile iş bağlantıları sağlamak, ağ kurmak için mükemmeldir. Giderek daha ticari hale gelen fuarlar, turizm endüstrisinin büyümesini, yaygınlaşmasını ve küreselleşmesi teşvik eder.

Forbidan paradigması ötesinde, turizmin yeni çağında turizm endüstrisinin misyonları daha karmaşıktır. Şirketlerin ve kümelerin rekabetçiliğine sistematik olarak katkıda bulunarak bilgi işlevlerini güçlendirirler. Rekabetçi faktörlerinin her birini iyileştirmeye yönelik mevcut ve potansiyel katkı sağlar. Turizmin geliştirilmesi, optimize edilmesi için stratejik rol üstlenir.




Turizm firmaların büyümesine somut bir katkı sağlamak için tüm ön koşullara sahiptir. Zengin bir tarihi ve kültürel miras, eşsiz somut ve somut olmayan kültürel değerler, birçok görkemli mimari topluluk, uluslararası turizm fuarlarında tartışılmaz bir avantajıdır.

Ziyaret etdiğimiz ve dinlediğimiz bazı standları grub halinde toplayan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği TÜRSAB ve Türkiye Otelciler Birliği TÜROB başda olmak üzere birkaç standların verdiği bilgiler.

TÜRSAB, EMITT Fuarı’nda, üyelerinin ücretsiz olarak kullanımına açtığı 220 metrekarelik stantla yerini aldı. Standda Basın Danışmanı Ayşe Korkmaz’dan aldığımız bilgilere göre Ziyaret etdiğimiz zaman diliminde, Başkan ve yönetim kurul üyelerinin Bakan ile görüşmeler için ayrıldığını, Standlarını çok sayıda Belediye Başkanların TÜRSAB temsilcileri ile ziyaret etdiklerini işbirliği için önemli görüşmeler yapıldığını, çok verimli fuar süreci olduğunu söyledi. Ayşe Korkmaz, TÜRSAB ROTA projesinin EMITT’de tanıtıldığını ilave ederek, TÜRSAB standını ziyaret eden seyahat acentalarına, 4 gün sonra sisteminin aktif hale geleceği TÜRSAB ROTA hakkında bilgi verildini açıkladı.





EMITT Turizm Fuarında TÜROB’da yoğun görüşmeler ve toplantılar yapıldı. 

Eresin Hotels Grubun Yönetim Kurul Başkan Yardımsısı ve TÜROB Başkanı Müberra Eresin’in verdiği bilgilere göre, Otelcilerin 2019 yılı doluluklarının bir önceki yıla göre yüzde 2.4 artarak yüzde 67.6 olduğunu açıkladı. Ortalama oda bedeli yüzde 10.4 artışla 77.4 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir yüzde 13 artışla 52.3 Euro’ya yükseldi. 2019 yılında son 3 yılın en iyi rakamlarına ulaşıldığını öğrendik.

Kuzey Kıbrıs Standında Ayda Akil ve Banu Dargın’dan yaptığımız söyleşide; Kuzey Kıbrıs adasını Turizm destinasyonunda önemli kılan kültürün –kültür mirasın her ilinde, ilçesinde, köyünde varlık göstermesidir.





Her platformda dile gelen Türk seyahat acantalarına sitemi yineliyorlar. Yunan ada reklamlarını üzülerek gördüklerini, Kuzey Kıbrıs'ta bizim adamız şeklinde herhangi bir reklam görmediklerini, Kıbrıs’ın kültürel tarihini, kültürel mekanları, anlatıyorlar. Her alternatifli her tür turizm çeşidine sahip Kıbrıs’ın tüm yıl sürecek turizm akışı için önem verdiği Kongre turizmde de hazırlıklı olduklarını yeterli alt yapıya sahip olduklarını söylüyorlar. 





Gerçekdende; Tarihine şehidine sahip çıkan Ülkeler varlıklarını sürdürür. Avustralya turistlerin Çanakkale’deki şehitlerini ziyaret etdikleri gibi Bizlerde Girne Karaoğlanoğlu şehitliğinde yatan yavrularımızı ziyaret etmeliyiz.





Ayda Akil ve Banu Dargın’dan yine verdikleri bilgilere göre; Kıbrıs’ta gezilecek yerler arasında oldukça etkileyici eserler var. Lefkoşa’da Surlariçi dediğimiz bölge, Lefkoşa’da Venedik Sütunu, Girnekapısı, Selimiye Camii, Osmanlı ve İngiliz dönemlerinden kalma mekanlar. Girne’de Eski Liman, Girne kalesi, Karaoğlanoğlu Şehitlik, Bellapais Manastırı, St.Hilarion Kalesi ziyaret edilebilir. Karpaz’da Apostolos Anderas Kilisesi.

8-10 Mayıs 2020 tarihleri arasında Türkiye’ninde katılacağı II. Uluslararası Okçuluk Turnuvasın olacağı Bulgaristan standında Ralitsa Petrova Okculuk yarşmaların yapılacağı Varna'ya 33 km uzaklıkta, Neofit Rilski köyünde 50 hektarın üzerinde tamamlanmış formunda 2022 yılında tamamı bitecek tematik Tarihi Park, hakkında bilgiler veriyor.




10000 yıllık tarih, 5 çağ insan medeniyeti Kalokolitik ve Neolitik yerleşimleri,  Trakya ve Roma'nın görkemli tarihi boyunca Birinci ve İkinci Bulgar Krallığı'nın gününe kadar topraklarımızın gelişimi Tarih Parkı'nın topraklarında yeniden yaratılacak.

Trakya sarayları ve mezarları, Ortaçağ kalesi ve yerleşim yerleri, Göller, Tarihi anıtlar ve heykel, Binicilik, Mistik ve eski ritüeller, Okçuluk, Düellolar, savaşlar, Gerçek Altın Hazineleri, Otantik doğal gıdalar, Festivaller ve etkinliklerin sergilenecği, her ziyaretçinin deneyimleyebilmesi için Türk ve Osmanlı medeniyeti dahil Trakya dönemlerini, Proto-Bulgarları ve Slavları ve ayrıca gölleri olan bir eğlence alanı. Geçmişin tarihinin canlandığı arena olarak izah ediyor.

İç ve dış turizm açısından çok yüksek iş potansiyeli sağlıyan EMİTT fuarda katılım ve ziyaretci sayısı oldukca yoğundu.


yilmazparlar@yahoo.com  

1 Şubat 2020 Cumartesi

Kalpsiz Aşk Festivali -Yılmaz parlar

Kalpsiz Aşk Festivali

Seç ötekini ve giy onun ayakkabısını. Yürü bakalım. Ne kadar yürüyebiliyorsun, onun ayakkabıları ile kendi doğrularınla?

Sevgiyi tüm ihtişamıyla kutlayın. Aşk Festivali, hayatınızı değiştirecek ve kalbinizi sevginin dönüşümsel gücüne açacak. Sevgi, bir kişiyi tanımanın ötesinde değiştirebilir. Bu harika duygu güven aşılar, güç ve enerji verir, yeni planların ve hayallerin ortaya çıkmasının nedeni olur. 


İstanbul, 360 Dereceden Aşk Festivali ile 12. defa tüm dünyaya bir Kızılderili atasözü ile seslenmeye hazırlanıyor, “Benim ayakkabılarımda yürü”

Küratör Işık Gençoğlu, “Festival Kalp sembolü kullanmıyor. Onun yerine kendi sembolünü, dolayısıyla mesajını dünyaya yaymayı amaçlıyor. Festival; 14 Şubat'ı kutlamıyor. Onun yerine 14 Şubat akşamı Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile Taksim'de evsiz dostlarımıza yemek dağıtımına katkıda bulunuyor.


360 Dereceden Aşk Festivali'nin ana mekân destekçisi ve danışma kurulu üyeleri katılımıyla Sultanahmet Şerefiye Sarnıcında basın toplantısı gerçekleştirdi.


Toplantıya,Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu, Şef Francesca Rosa, Pınar Kartal Timer, Festival Koordinatörü Seval Koçak Güven, Festival danışma kurulundan foto  Muhabiri Ali Özlüer katıldı.

Ana teması her daim AŞK ve zamansız  bir kültür, sanat, yaşam festivali olan  360 Dereceden Aşk Festivali; Sergileri, Etkinlikleri, Konferansları, Sinemayı, Gastronomiyi kapsıyor.

Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu Bu yıl 12.si şubat ayında düzenlenecek olan uluslararası “360 Dereceden Aşk” festivali kapsamında; çalışma yaşamları sürecinde tarihe tanıklık eden, olaylara farklı bir göz ile yaklaşarak bizlerin de olayları oradaymışız gibi hissetmemizi sağlayan, başka bir deyişle görünmezi görünür kılan foto muhabirlerinin fotoğraflarının yer alacağı “Walk In Their Shoes” temalı bir sergi ile başlıyor. Festivalin Galası olma özelliğine de sahip bir açılış ile izleyici ile buluşacak Sergi, Şerefiye Sarnıcı’nda İBB Kültür A.Ş. sponsorluğunda gerçekleştirilecek olup, bu sergiyi gezenler olayları yeniden yaşayacak, görmedikleri olayları görmüş olacaklar. Tanıklık etmiş olsalar bile bakış açısından belki de olayları yeniden farklı bir şekilde görecekler.” Dedi





Festival Kurucusu, Küratör Işık Gençoğlu Festival programını açıkladı. Yaptığımız söyleşide Festival Koordinatörü Seval Koçak Güven 12 Şubat  2020 tarihindeki konferansın önemine dikkat çekerek , “Birlikte Olabilmek, Birlikte Düşünebilmek”, çeşitli sanatçıların, tasarımcıların ve konuşmacıların kendi aşklarını yani kahramanlarını anlatacağı, Aşkı Konuşanlar Konferansı, ESA 42 Maslak, 9:00-12:00 ,  13:30-17:00 saatleri arasında gerçekleşeceğini, iki oturumuna katılacakların çok istifade edeceklerini vurguladı. Konferansların ücretsiz olduğunuda ekledi.


Küratör Işık Gençoğlu 12. 360 Dereceden Aşk Festivali'nde bu defa “öteki”ni anlamak üzere çıktık yola. Gerçek hikâyelerin, sebeplerinin ve sonuçlarının peşine düştük. Gören, bilen, anlatmak isteyeni bizimle olmaya davet ettik. Öğrenip, topladığımız her bilgiyi sizinle paylaşmak hedefimiz.” Walk in my shoes! Söyleyecek sözü olan, 2020’ye iyilik ve güzellikle damgasını vurmak isteyenleri aşkın etrafında toplanmaya çağırıyoruz.” Sözleriyle çağrısın altını kalın çizdi.



Küratör Işık Gençoğlu, “29 Mart’a kadar devam edecek olan foto Muhabirlerin Onların Ayakkabılarında yürü isimli sergisi, Şerefiye Sarnıcı. 


Vural Bahadır Bayrıl, Hikmet Barutçugil, Mehmet Genç, Metin Bobaroğlu’nun İlahi Aşk Sohbetleri.


Benim Ayakkabılarımda Yürü isimli 28 Şubat'a kadar devam edecek olan karma sergi, Aynı zamanda alanda STK stantları ve onların geliştirdiği ürünler de olacak.


Genç akademisyenlerin,  Akademisyen hocaları eşliğinde tasarım atölye çalışması.

 Prof. Uğurcan Akyüz sohbeti ve imza günü, Lover's Bazaar Alanı, 42 Maslak, 

12 Şubat Aşkı Konuşanlar Konferansı, ESA 42 Maslak, 9:00-12:00 ,  13:30-17:00 saatleri arasında  iki oturum. Ücretsiz


Aşkın Damakta Kalan Tadı, Gastroshow, 42 Maslak,  Şef Francesca Rosa’nın yorumlarıyla hazırlanan yüzyıllar boyunca alınan göçler, komşuluklar, değiş-tokuşlar sayesinde kazanılmış lezzetler Dost Sofrası’nda

masamıza getiriyor. 

13 Şubat Geleneksel İstanbul Aşktır Kostüm Partisi: İstanbul Aşıkları Bir Arada! Penthouse, 22:00-01:00


Dr. Nursel Gülenaz Rehberliğinde Beyoğlu Aşıklar Gezisi, Taksim'den Pera'ya, tüm gün. Özel paket alternatifleri ile.” 


Gibi festival etkinlerinden bazılarını Açıkladı.


yilmazparlar@yahoo.com


29 Ocak 2020 Çarşamba

SKAL International İstanbul Kulübü --Konak Hotel Hamsili Pilav-Yılmaz parlar

Markalaşan Hamsi

Kültürel miras ve kentlerin kimliği, turizmde önemli rol oynar. Özelliklede, turizm endüstrisi ülkenin kilit bir döviz kazancıdır. Gastronomi spesiyalleri turizmin ayrılmaz bir parçasıdır.

Dünyanın en önemli gastronomi merkezlerinden biri olma hedefinde olan Türkiye’nin, lezzetlerini Türk mutfağını ön plana çıkarmak turizm aktörlerin toplumsal sorumluğudur. 
Konak Hotel üç tarafı deniz olan Türkiye’nin zengin balık çeşitlerinden hem hamsiyi hemde Türk mutfağında çok çeşidi olan pilavını  “Hamsili Pilav” ile markalaştırdı.

Harbiye’de Konak Otel’in sahipleri Savaş Gürsel-Dilek Gürsel ev sahipliğinde, Başkanlığını Ata Eremsoy’un yaptığı, SKAL International İstanbul Kulübü, geleneksel aylık toplantısını yine geleneksel hale gelen “Hamsili Pilav” gecesi olarak 28 Ocak 2020 Salı akşamı gerçekleştirdi. 


Ünlü şeflerin İnovasyon niteliğindeki “Hamsili pilav” özel değişiklik taşırken lezzeti tüm dünya damak tadına da uygun. Dolayısıyle Global lezzetiyle gastronomimizin bir halkası. 


Gastronomi turizm, istihdamın sağlanmasına yardımcı olur ve Gastronomi turizm endüstri ülke çapındaki işyerleri için önemlidir. Tanıtım, geliştirme ve yeterlilik arzeden çevresel ve sosyal değerleri de koruyan çerçeve içinde turizm endüstrisinin kârlı bir şekilde gelişmesine katkı sağlar. 


Turizm endüstrisinin sürdürülebilir kalkınması, hem sosyal, çevresel hem de ekonomik yönleri dikkate alan bir kalkınmanın temelidir.





Geleneksel aylık toplantıya Geçmiş dönem Uluslararası SKAL Dernekleri Türkiye Federasyon Başkanı Faik Alsaç, SKAL İstanbul kulübü Başkanı Ata Eremsoy, SKAL İstanbul Kulübü As Başkan Ayşe Önen, yönetim kurul üyeleri, Yusuf Can Arınel, Selma Tatar, SKAL İstanbul Kulübü geçen dönem Başkanları Fatma Bahar Birinci, Sadettin Bülbül, TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Geçen dönem TÜROB Başkanı Timur Bayındır, SKAL İstanbul Kulübü üyeleri katıldılar.   


SKAL İstanbul kulübü Başkanı Ata Eremsoy yaptığı kısa konuşmasında Başkanlık sürecinin son toplantısını yaptığının altını çizerek, Başkanlık hizmet zincir halkasına yeni Başkanın Şubat toplantısında ekleneceğini belirtdi.


Başkan Ata Eremsoy, Yapılan SKAL toplantıların turizm dostlarını bir araya getiren platformu oluşturduğunu turizm gelişmesine fayda sağlıyan bu tür ortamların olduğunu vurguladı.





Gerçekdende; Seyahat ve turizm endüstrisinin tüm kollarını birleştiren, küresel turizmi, profesyonel iş dünyası ve dostluğu teşvik eden, dünya çapında turizm liderlerinin kuruluşu olan tek uluslararası grup SKAL, üyelerin, endüstrinin yöneticilerin ortak ilgi alanlarını tartışmak ve takip etmek için yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde toplanma platformunu oluşturur. 


Turizm uzun yıllardır önemli bir sektör öncelikli bir alan olmuştur. Turizm endüstrisi ülke genelinde büyümeye ve değer yaratmaya katkıda bulunmaktadır. 

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) sürdürülebilir turizm için, özellikle de SKAL hareketinin önemi büyükdür. STK'lar, bir toplumun katılımını ve bağlılığını dikkate alarak turizmin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesinde rol oynarlar. 




STK'lar turizm yönetimi ve kalkınmasında hayati bir rol oynamaktadır. SKAL uluslar arası turizm gelişimi için güvenilir bir kaynak olduğunu kanıtlayan birkaç STK'dan biridir. 


Çevre bilinci programları yürüterek ve özel sektör, topluluklar ve hükümet arasında irtibat rolü oynayarak SKAL, sektörde uygulanacak standartları geliştirir ve belirler. Diğer önemli roller arasında medya temsilcileri, turizm paydaşları, turizm endüstrisinin gelişmesinde akademisyenler ve düzenleyiciler. SKAL ve STK'ların genel olarak katılımı turizm endüstrisi için faydalıdır.


SKAL İstanbul kulübü Başkanı Ata Eremsoy, Yönetim Kurul üyelerini yanına alarak geleneksel SKAL toast ritueli sözleri Asbaşkan Ayşe Önen önderliğnde söylenerek uygulandı. Eremsoy, Konak Hotel Yönetim Kurul Başkanı ve SKAL eski dönem Başkanlarından Savaş Gürsel’e SKAL İstanbul kulübün geleneksel aylık toplantısına katkılardan dolayı teşekkür plaketini takdim etdi.


Ünlü ödüllü şeflerin hazırladığı Hamsili pilav Konak Otel Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Gürsel eşi Dilek Gürsel ve kızı Selin Gürsel tarafından SKAL üyelerine servis edildi. 





Toplantı sürecinde Kovboy-Kızılderilerin showların sergilendiği Sioux-City kasabası kuracak  Er-tur sahibi Erkan Erdem’ın Moda Deniz Kulübü Başkan adayı olmasından dolayı Kruvaziyer Turizmi Duayeni, SKAL İstanbul Kulübü geçen dönem Başkanlarından, Yüzme İhtisas Kulubü eski yöneticilerinden Sadettin Bülbül ve Geçen dönem 
Uluslararası SKAL Dernekleri Türkiye Federasyon Başkanı Faik Alsaç’ın turizm konusunda yardım edeceklerine tanık oluyoruz. Moda Deniz Kulübü Derneğinin toplumsal sorumluğu olarak Moda’yı Turizm Destinasyonu yapacağı konusunda projeleri olduğunu söyleyen   Erkan Erdem başlangıçda nostaljik tramvayın geçtiği yol boyunca turizmi geliştireceğini söylüyor.


Yaptığımız sohbetde Erdem “Değer yaratma sadece birkaç turistik yer etrafında değil, aynı zamanda her yerine yayılmalıdır. Böylece Moda’da değer yaratmaya, istihdama ve gelişmeye Moda Deniz Kulubü katkıda bulunacak. Daha fazla zaman geçirmek isteyen bireysel yerli yabancı turistlerin hedefi olacak. Bireysel turistler, daha fazlasını deneyimliyorlar ve büyük gruplarda seyahat edenlerden daha fazla para harcıyorlar. Bölgelerin tanıtımı her bölgenin ihtiyaçlarına göre uyarlanmıştır. Sürdürülebilir destinasyonların etiketi yerel olarak turizme katkıda bulunmaktadır” Şeklinde açıklıyor.


Gastronomi konusuna tekrar dönecek olursak, Gastronomi alanında yaratıcı şehirler ağında, Türkiye’de pek çok şehir, dünyanın en önemli gastronomi merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Avrupa ve Asyaya açılan pencere olan Türkiye, gastronomisini dünyaya tanıtmak global vizyonumuzu dinamik tutabilmek adına zengin kültürel tarihi, doğal ve mimari güzelliklerinin yanı sıra Anadolu’ya özgü misafirperverliğinin ve   Türk mutfağının şehrin ve gastronomi zenginliklerini ulusal ve uluslararası arenada sergilemeye devam etmek sorumluğumuz olmalı.





Gastronomi, turizm sektörüne ivme kazandıran önemli global trendlerden biri durumunda. Dünya çapında değerli kültürel varlıklardan biri olan Türk  mutfağı ve gastronomisini dünyaya açmak, Hotellerimize büyük görev düşüyor.


Hotellerde uygulanan Dünya mutfağından seçkilere Türk mutfağından bir lezzeti ön plana çıkararak, Türk gastronomisinin global alanda tanınanlara eklenmesi turizm sorumluluğunu taşır.Yabancı spasiyelleri uyguladığımızda, markalara ve başka ülkelere bağımlı oluyoruz. Miras aldığımızı miras olarak bırakmamız için memleketin değerlerine sahip çıkmalıyız.


Türk lezzetinin korunmasına titizlik göstererek, yerel lezzet kimliği korumak İthal bağımlılığını yok etmek, toplumsal alanda sorumluluk olarak karşımızas çıkıyor. 

Bu konuda örgütlenmek şartdır. Örgütlenmenin faydası, markanın yaratılmasında önemli payı vardır.

yilmazparlar@yahoo.com


21 Ocak 2020 Salı

Anfaş’da Yuvarlak Masa-Yılmaz Parlar


Anfaş’da Yuvarlak Masa


15-18 Ocak 2020  tarihleri arasında ANFAŞ tarafından Antalya’da gerçekleştirilen HORECA (Hotel, Restaurant, Cafe) fuarında, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) desteklediği yuvarlak masa toplantısı çalıştay atmosfer niteliğinde geçti. Çok önemli hedefler belirlendi.





Toplumcu Gıda Mühendisleri grubunda yönetim üyesi olan Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri, Kanal Ekonomi Program Yapımcısı, Gazete ekonomi’nin Gıda Editörü Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe’nin Moderatörlüğünü üstlendiği ve 12 Konuşmacının yer aldığı panel son derece hiperaktif geçti.


Yurt içi katılımcıların yanı sıra, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Brezilya, Cezayir, Çin, Endonezya, Hindistan, İran, İsrail, İtalya, Libya, Litvanya, Nepal, Rusya, Tayland, Tunus, Ukrayna olmak üzere toplam 17 ülkeden katılımcıyı, ziyaretçileri bir araya getiren fuar, hedef çıtasını yükseklere çekerek yerli ve doğal ürünleriyle dünya pazarından en büyük payı kapmak, üretimi yeşil enerjiyle elde etmek, israfa son vermek, sıfır atık ve ideal beslenmeye şekil vermek misyonlarını tüm yönleriyle masaya yatırdı.





Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız Yaşasın Anadolu, Atık problemi, Yemek israfı, Sera atıkarından enerji elde etme gibi konuları içeren panelin konuşmacıları ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu, Türk Mutfağı Derneği Başkanı ve Öztiryakiler Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryakiler, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Antalya şube Başkanı Cahit Urfan, Gazeteci Yazar ve  Güvenilir Ürün Platformu  İcra kurulu üyesi Talip Bayram, Gazeteci Yazar Fikri Türker, Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz, Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, ARNİCA Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkan Yardımcısı Mehmet Bahar, ARZUM Pazarlama ve Ürün Geliştirme Direktörü Mehtap Yıldız ve SERKONDER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kozan.



Gıda Müh.Elif Aşlamacı Attepe’nin ön konuşması Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız mottosu eksenindeydi. Yerli üretimi desteklemek ithalat kapılarını kapatmakla üretimi ateşlemek kalitesini artırmak ve üretim fazlasını ihracat etmek özünü ifade eden giriş konuşmasıydı.
Gerçekdende, tüketime bakıldığında; alıcıların yerli mal ve ithalat arasında seçim yapma özgürlüğü var ancak ucuz ithalat, yerli mallarla rekabet ettikçe, ülkede fabrikalardan işletmelerden işten çıkarılma potansiyeli artıyor. En çok ithalat yerli mallardan daha düşük fiyatlarla satılmasından ve yerli mala güvenilir olarak bakılmadığından kaynaklanmaktadır. Daha geniş olarak bakıldığında, daha ucuz yabancı malların bulunabilirliği, yerli mal ve hizmetlerin satın alınması için daha fazla harcanabilir geliri serbest bırakır.
İhracatı artırarak ve yurtiçinde yurtiçi malları teşvik ederek ticaret açığını azaltmak misyonunda olmamız gerekir.




Diğer konulara bakıldığında; Sıfır atık çöpsüz iş modeli geliştiren Dünyada örnek restaurantlar çoğalıyor. Yine pek çok projeler, geleceğin boş bir restaurant oluşturmak için teknoloji, bilim, akademik araştırma ve tasarımın bir kombinasyonunu kullanıyor. Diğer kuruluşları ile tesisin tüm parçalarını kullanarak ve yerel olarak malzemeleri tedarik ederek sıfır atık pişirme yapmanın yollarını deniyorlar. Dünya çapında artan sayıda şef yemek israfını azaltmaya çalışırken, Otel yiyecek atıklarının görünmeyen skandalı, kişi başına düşen gıda atıkları oldukca fazla.





Elbetde, Herkes lüks bir tatil ya da lüks bir otel büfesini seviyor, ancak ağırlama yapanlar küresel gıda israfı sorununa nasıl katkıda bulunuyor?  Her yemek için oturulduğunda, dörtte birini çöp kutusuna atılmış olsa, müşterileri memnun etmek için bir hevesin  görünmeyen  gıda skandalına dönüştüğü misafirperverlik endüstrisindeki gizli atık hikayesini oluşturuyor.

Otel yiyecek atık danışmanlıkları, otellerin atık ayak izinin büyüklüğüne  ve tesis bünyesindeki  yiyecek ve içecek satış noktalarının sayısına bağlı olarak çok daha yüksek seviyelerde  olabildiğini söylüyorlar.

ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı açılış konuşmasında yuvarlak masayı oluşturan sektör değerlerin desteğiyle, ANFAŞ’ı Orta Doğu’nun en büyük fuar alanı yapmayı hedefliyebileceklerin altını çizdi. ANFAŞ’I dünyanın fuar merkezi yapmak istediklerini açıkladı.

Diğer panelistler aynı görüşde birleştiler konuşmalardan çok kısa özetler ise şöyle;
Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki Türkiye’nin yaklaşık 180 milyar dolar civarında ihracatı olan her sektörü çok gelişmiş bir ülke olduğunu,   dünyanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapıya sahip kapasitesini vurguladı.




Bunun bir göstergesi olarak mutfak sektörünün 200 civarında ülkeye ihracat yaptıklarını belirtdi. Türk malının, Öztiryaki “Türkiye’de üretilen malların kıymetinin bilinmesinin ve geleceğimizin bunlara bağlı olduğunu anlatmamız lazım. Aksaklık ve eksikliklerini de düzeltmemiz gerekiyor.”sözleriyle yerli malların kullanımın önemine dikkat çekdi.


Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan  “Yerli ise yeriz, yerli ise kullanırız” mottosunu desteklediklerin 10 adet farklı belediyelerin topladığı çöplerin yakarak işlendiği ve ayrıştırdığı biogaz enerjileri olduğunu, çöpten elektrik üretdiklerini açıkladı.


ASKON Antalya Şube Başkanı Cahit Urfan,   “En büyük problem ürettiklerimizi satamamak. Pazarlamada problemimiz var, markalaşma ve dijitalleşmede geri kaldık, yanlış bir kulvarda hareket ediyoruz. Markalaşmak ve dijitalleşmek zorundayız. Dünya gelişirken aynı zamanda, e-ticaret ve e-ihracat üzerine bir yoğunlaşma var. KOBİ’lerin birleşip hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Esnafımızın birleşemediğini görüyoruz. Yol almak için birleşmeye ve markalaşmaya ihtiyacımız var. Biz kendimizi iyi ifade edersek başarılı olacağımıza inanıyoruz”


 Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkan Yardımcısı Mehmet Bahar, “Yerli ürün bizim için çok önemli. Yerli ürün kullanılmalı ama bunu yaparken de Türk gıda ürünleri ön plana çıkartılmalı. Tarım ürünleri ile ilgili, eskiden kendi kendimize yeten nadir ülkelerden olmamıza karşılık, geldiğimiz noktada samanı bile ithal eden bir ülke konumuna geldik. Bu nedenle sürdürülebilirlik çok önemli, sürdürülebilirlikte de yerel yöneticilerin desteklenmesi anlamında da önemli”


Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu, “Eskiden ülkemizde Türk yönetici yerine yabancı yönetici tercih edilirken şu anda dünya markalarının hemen hemen hepsinin başında Türk yöneticileri görebiliyoruz”


SERKONDER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kozan, “Eğer kaliteli ürün yetiştirmek istiyorsak kontrollü yetiştirmemiz gerekiyor. Bunun için de tarımda modernizasyon çok önemli. Modernizasyonda öne çıkan da seralardır. Seralar sağlıksız gibi bir algı var, ama aslında seralarda sağlıksız yetiştirilmemesi için kontrol var. İçerideki üretimi kontrol etmeniz gerektiği kadar, sera kurulumunu da kontrol etmeniz gerekiyor. Burada da kontrolü önemle ortaya çıkartmanız gerekiyor.”


Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz

tedarik zincirinin önemini dikkat çekerek,  fuarların, bütün paydaşların birleşme, buluşma noktası olduğunu başarıyla istenilen kalitede uygulandığında, ürünlerin ihraç edilme kabiliyetini arttırabileceğini vurguladı.

ARNİCA Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, “Yerli malı kullanalım, özellikle Türk ise kullanalım” düşüncesine tam olarak katıldıklarını, Türkiye’de ilk mutfak robotunu üreten firma olduklarını yurt dışına kolaylıkla satdıklarını ancak yurt içinde satışların yerli malı diye zorlandıklarının gerçeğini bir kere daha gözler önüne serdi.


Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz  “Ülkenin üretim gücü olmazken bile okullarda yerli malı ile ilgili “Yerli malı yurdun malı, herkes bunu kullanmalı” sloganları vardı. Sektörlerde bilmediğimiz ve bilmemiz gereken konular ve firmalar var. Yurtdışı ürünlerini tamamen engelleyemezsiniz. Bu bir süreç, bir güvenilirlik.”


yilmazparlar@yahoo.com


12 Ocak 2020 Pazar

UTİKAD, lojistik sektörünün 2020 yılı beklentileri-Yılmaz Parlar

UTİKAD 2020 Beklentileri

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektörünün 2019 yılını değerlendirmesiyle ve 2020 yılına dair öngörüleriyle ile ilgili 09 Ocak 2020 Perşembe günü InterContinental Ceylan Hotel 'de basın toplantısı düzenledi.





450 üyesiyle 50.000 İstihdam yaratan, tüm taşıma modları ve lojistik hizmetleri veren, 5 Milyar dolarlık ciro üretimi olan UTİKAD, yeni yılda dönüşüm ve değişim dalgasından lojistik sektörün beklentilerini açıkladı.


UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'in 2019 yıllını değerlendirmesi ve 2020 yıl beklentileri konulu basın toplantısına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Turgut Erkeskin, Cihan Yusufi, Serkan Eren, Ayşem Ulusoy, Berna Akyıldız, Cihan Özkal, Ekin Tırman, İbrahim Kemal Barış Dillioğlu, M. Mehmet Özal, Nil Tunaşar gibi  Yönetim kurul üyeleride katılarak Basın mensupların sorularına uzman oldukları konuda bilgi verdiler.

Ayrıca, UTİKAD'ın sektöre yönelik hazırladığı "Lojistik Eğilimler ve Beklentiler Araştırması" ve UTİKAD İcra Kurulu Sektörel İlişkiler Departmanı'nın hazırladığı  "UTİKAD Lojistik Sektörü Raporu-2019" sunan, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tuna, UTİKAD Sektörel İlişkiler Müdürü Alperen Güler’de toplantıya katıldılar.




UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Taşıma İşleri Organizatörlüğü (TİO) ücretlerinin sembolik rakama düşürülmesini, Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sisteminin (U-ETDS) devreye girdiğini ve 6 ay ertelendiğini, Havalimanı’nda kargo çalışma koşulların düzeltilmesini, Transit taşımalara önem verilmesini,  Hizmet ihracatçılarının öneminin artığını,  Çin'in “Bir Kuşak Bir Yol projesinin” Türkiye'ye katkısı başda olmak üzere pek çok konuyu dile getirdi. 


1 Temmuz 2019 tarihinde yürürlüğe giren Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinde (TİO) mevcut belge ücretinin 450 binden 150 bine indirdikleri halde rakamın yüksek değerde olduğunu söyledi.





Yük hareketlerinin elektronik ortama aktarılması sayesinde istatistik olması ve taşımaları kayıt altına alma amaçlı, Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sisteminin (U-ETDS) devreye girmesine karşın 6 aylık erteleme yapıldığını açıklayan Eldener, “Sistem, amacı itibariyle bizlere uygun. Ancak sistemle ilgili Bakanlık tarafından yeterli bilgilendirme yapılmadı. 6 aylık erteleme yapıldı. Ancak, sonrasında bu sorun tekrar kendini gösterecek. 25 ülkede elektronik taşıma bilgisi sistemi hazırlanan AB’yi örnek göstererek, AB’de bu bilgiye ihtiyaç olduğu zaman, bu bilgiyi firmalardan aldıklarını,  Bizdeki sistemin bu şekilde uygulanmasına itirazları olduğunu vurguladı.


Emre Eldener, lojistik şirketlerinin hem Atatürk, hem de İstanbul havalimanlarında çalışmak zorunda kaldığını, İstanbul havalimanında kargo terminali ile yolcu terminali arasında 9 kilometrelik gibi uzak mesafenin olduğunu, çalışma koşulları iyi olmadığına dikkat çekerek "Çalışanların ihtiyaçları için sosyal alanlar oluşturulmalı. İstanbul Havalimanı'na tren hattı yapılmalı. Taşımacılık şirketleri için iki havalimanında çalışmak masraflı. İstanbul havalimanında metrekare fiyatları 100 Euro'yu aşan ofis kiralarına en lüks yerlerden bile daha yüksek bedel ödüyoruz. Uğraşmalarımıza rağmen kiraları düşüremedik." dedi


Eldener, "Transit taşımacılık mutlaka geliştirilmeli. Aktarmalar hızlı yapılmalı. Hollanda ve Dubai ticari taşımacılıkta çok ileri. Kapıkule'de tıkanıklık devam ediyor.” İşlemlerin hızla yapılmasına bağlı olduğunun altını çizdi.


Eldener, Çin ile Avrupa arasında bağlantı Rusya üzerinden kurulduğunuda belirtdi.

Gerçekdende Çin’in Dünya ülkelerdeki yatırımları dikkat çekici, Rusya Federasyonu ülkelerden geçen “Tek Kuşak Tek Yol” girişimi bunun bir göstergesi. Çin'den yatırımcılar için cazip olduğunu ve bunun da ekonomik işbirliğinin siyasi bileşeni ve birlikte uygulanan “Tek Kuşak Tek Yol” girişimi ile birlikte Rus-Çin yatırım ilişkilerinin daha da güçlendirileceği sonucu çıkıyor.





“Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesinin Türkiye'ye de katkısı olacak. Türk malları tren hattıyla Orta Asya'ya daha ucuz gidecek." Diyen Eldener,“Çin, klasik teknolojiden yüksek teknolojiye geçiyor. Afrika hala klasik teknolojili mal alıyor. Çin'in ihracatını en az artırdığı kıta Afrika. Çin ile Afrika'nın frekansı tutmadı. Çin'e direnç var.” Lojistik açısından böyle olmasına rağmen Ekonomi yatırım açısından 20. yüzyılın sonunda Afrika'nın çoğuna yayılmış olan sermaye ve siyasi gücün boşluğu, büyüyen Çin'in dikkatini çekti. Çin, kendi çıkarlarına dayanarak, iyi düşünülmüş bir eylem planı geliştirdi ve uygulamaya başladı.


Çin, çok sayıda Afrikalı öğrenciyi yeniden eğitti ve eğitim programlarını yerel üniversitelerde, Kenya, Mozambik ve Tanzanya'da uyguladı. Böylece, birçok öğrenci sadece daha sadık olmakla kalmadı, aynı zamanda kendilerini Çin teknolojisine bağlı buldu. Afrika'daki madencilik endüstrisinin mühendislik personeli de, Çinlilerin tesadüfen kendi modern ekipmanlarını tedarik ettiği yeniden eğitim ve eğitime tabi tutuldu.

Çin,Afrika'ya birçok kişinin oraya ihraç etmekten korktuğu ileri teknolojileri getirdi.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'den sonra

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tuna, UTİKAD Sektörel İlişkiler Müdürü Alperen Güler’de raporlarını sundular.

Basın mensupların soruların cevaplanmasıyla toplantı son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com