3 Ağustos 2015 Pazartesi

Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz^den örnek hareketler-Yılmaz Parlar

BARIŞ ÜLKESİ 724 YILINI KUTLADI.

İsviçre Bağımsızlık günü kutlaması kapsamında, İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyon Swiss Hotelde gerçekleşti.


İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz ve eşi Yıldırım Kırgöz, fantastik bir şöhrete sahip İsviçrenin geleneksel entstrümanı Alphorn ustası Keller Walker tarafından icra edilen geleneksel İsviçre muziği eşliğinde konukları karşıladılar.


İki ülke milli marşları sonrası Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz yaptığı konuşmasında, Dünyanın en çok siyasal ve sorumluluğa sahip olan bu ülkede konsolosluk yapmaktan gurur duyduğunu, zor zamanlarda bile çok verimli bir ülke olduğunu, Ülkeye ve İstanbul’a her fırsatda hayran kaldığını dile getiren konuşmasında; İki Ülkenin ikili ilişkilerinin artan gelişimi ve ekonomik gelişimler için hız kesmeden çalışmalarına devam etmeye ve çok daha geliştirmeye istekli, niyetli ve amaçlı oldukarını mutluluk içinde öğrenmiş olduk.


Demokrasi, İnsan hakları, Siyasi ve askeri tarafsızlık geleneğini sürdürmeye devam eden, anlamlı sözleri ilgiyle dinlendi.


Demokrasi Pusulası ülke olarak gösterilen Orta Avrupa’nın Alp Dağlarında konfederasyon ülke İsviçre Milli Gün resepsiyonda yerli yabancı konuklarını ağırladı.


 Düzenlenen davete İş, ilim, sanat dünyasının ünlü kişileri istanbul’daki konsolosluklar siyaset, ekonomi, diplomasi, akademi, cemiyet, kültür dünyası, idari makamlar, elit grup ve Türkiye’de yaşayan İsviçre vatandaşları katıldı.
Resepsiyon arasından göze çarpan isimler; ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Moldovya Genel Konsolos Mr. Veaceslav Filip - Eşi Mrs. Larisa Filip, Brezilya İstanbul Başkonsolosu Luiz Henrique Pereira Da Fonseca'nın eşi Solange Greco, İstanbul ABD Başkonsolosu Charles F. Hunter, Ermeni Patrik Genel Vekili Başpiskoposu Aram Ateşyan, İtalya Bursa Fahri Konsolosu Oya İzmirli.

İsviçre Konfederasyonunun 724 üncü yılının kutlanıldığı resepsiyonda İsviçre’ye özel spesiyaliteler servis edildi. Alphorn sanatçısı Franz Keller’in performans sergilediği akşamda bir DJ canlı dans müziği yaptı. İsviçre Yemekleri ve peynirleri içeren  zengin büfe eşliğinde konuklar gece boyunca sohbet ederek ve müzikli eğlenceli kutlama geçirdiler.


İsviçre Milli Gün resepsiyonu 1291 yılında üç dağ kantonunun birleşerek kurdukları konfederasyondan esinlenerek düzenlenen bir organizasyon. Bu birleşme daha sonra İsviçre’nin kuruluşu olarak adlandırıldı. O zamandan sonra İsviçre çok altlardan refah düzeyi yüksek, çok dilli ve çok kültürlü bir ülke haline geldi. Ülke, doğrudan demokrasi diye adlandırılan, halkını yönetim kararlarına dahil eden, dünyada eşi  benzeri olmayan bir siyasi sitemine sahip.


İsviçre ile ikili ilişkiler 1899-1900 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Brüksel’deki Elçisinin İsviçre nezdinde görevlendirilmesi ile başlamıştır. 1915 yılından itibaren ise Bern’de mukim bir Osmanlı Elçisi görev yapmaya başlamıştır. 1 Kasım 1922 tarihinden itibaren Bern’deki Elçilik TBMM Hükümetine bağlanmıştır. 1925 yılında “Dostluk Anlaşması” imzalanmıştır. İsviçre ise ülkemizdeki ilk temsilciliğini (Elçilik) 1925 yılında İstanbul’da açmış, ilk diplomatik temsilcisi güven mektubunu Atatürk’e 1928 yılında sunmuş, Elçilik, 1934 yılında İstanbul’dan Ankara’ya taşınmış ve 1957 yılında Büyükelçilik olmuştur.


yilmazparlar@yahoo.com

23 Temmuz 2015 Perşembe

41.KIBRIS BARIŞINI ANMA-YILMAZ PARLAR

41.KIBRIS BARIŞINI ANMA

20 Temmuz 1974 Kıbrıs  Barış Harekatı’nın 41. Yıldönümü vesilesiyle, KTKD Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu Himayelerinde İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Sosyal Tesislerinde bir resepsiyon veridi.

Gündemdeki katliam masum insanların ölümü nedeniyle Yas vardı…Müzik Dans Eğlence Yok… Saygı vardı… Kıbrıs Barış Harekatı'nın 41. yıldönümü nedeniyle verilen sade resepsiyonda gelen konukları Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray ile birlikte KKTC İstanbul Başkonsolosu Fahri Yönlüer karşıladılar.

Etkinliğe başta İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ve III. Kolordu Komutanı Korg. Salih Ulusoy, Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Sirkeci Şubesi Başkanı Gazi Ahmet Kendigel, Konsolos Asu Muhtaroğlu-Turizm Koordinatörü Özge Palamutcu, birçok üst düzey Askeri ve Sivil erkan yanında Kıbrıs Dernek yöneticileri, Gaziler, gazi yakınları, iş siyaset sanat dünyasının önemli isimleri katıldı.

Resepsiyonda Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray ve Başkonsolos Fahri Yönlüer birer konuşma gerçekleştirdiler.

Başkonsolos Fahri Yönlüer, Kahraman Kıbrıs Türk Mücahidi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’yle omuz omuza savaşarak, canları ve kanları pahasına gerçekleştirdikleri 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 41. Yıldönümü’nü her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir  gururla kutladıklarını,  20 Temmuz, Ada’ya barışın gelmesinin, Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğe kavuşmasının ve varoluş mücadelemizin dönüm noktası olduğunu bildiren kısa bir konuşma yaptı. 

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Bilge Eray yaptığı konuşmada gelişmeleri ayrıntısıyla dile getirdi. Tekrar bilgileri tazelemek adına konuşma metnini tam olarak şu şekilde 

“20 Temmuz 1974 Mutlu barış Harekatını 41. yıl dönümü Türk Ulusuna kutlu olsun                                                         
20 Temmuz 1974 mutlu Barış harekatının neden yapıldığını anlayabilmek için  Kıbrıs’ta 1974 öncesi neler yaşandığını bilmek gerekir.

Kıbrıs adasında yıllardan beri birlikte yaşadığımız Rumlar Büyük ülküleri Enosisi gerçekleştirmek uğruna Türklere karşı akla gelebilecek insanlık dışı davranışı yapmaktan geri durmadılar.1955  yılının 1 nisan günü kanlı terör örgütü Eoka silahlı saldırıları ile Enosis için faaliyete geçtiğini tüm Kıbrısa, dünyaya ve İngiliz sömürge yönetimine duyurdu. Başlangıçta saldırıları İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere karşı idi. Ancak asıl hedeflerindeki Enosis için en büyük engel olarak gördükleri Türklerdi. 1960 yılına gelene kadar yaptıkları saldırılarda Kıbrıs Türkleri yaklaşık 110 şehit verdi. 1960 yılı barış yılı oldu. Tüm taraflar anlaşarak imza attıkları 1959-1960 Londra ve Zürih anlaşmaları ile Kıbrıs Halkları 82 yıllık İngiliz sömürge yönetiminden kurtulmuştu. 1959-1960 anlaşmalarının getirdiği güvenlik ve hürriyet ortamı ne yazık  ki sadece 3 yıl sürdürülebildi. Enosis saplantılarının esiri olan Rumlar Akritas katliam planını yürürlüğe koyarak Kıbrıs Türklerine 21 Aralık  1963 Kanlı Noelini yaşattılar.Kıbrıs Türk Halkı Hükümetten, Meclisten, Devlet dairelerinden silah zoru ile dövülerek, öldürülerek atıldılar.Anlaşmalardan gelen tüm hakları Rumlar tarafından gasp edildi.Türkler 21 Aralık 1963 den  31 Aralık 1963 e kadar 10 günde 134 şehit verdi. Türkler artık bir devlete sahip değildi.Adada savaş istemiyor, insanca yaşamak istiyordu. Rumun Türklerden barış için istediği tek sey teslimiyetti.Bu dönemde  Rumlar 103 köyden Türkleri silah zoruyla atıp, köyleri yakıp yıktılar. Türkler adanın %3 ü kadar kantonlara hapsedilmiş ve dünyanın en ağır ambargo ve izolasyonuna maruz bırakılmış, dünya ile olan tüm ilişkileri kesilmişti. 21 Aralık 1963 -18 Temmuz 1974 tarihleri arasında Türkler toplam 401 şehit verdi.

Rum lider Papadopulos ise 1963-1974 arasında bir tek Türk öldürülmedi iddiasında bulunabiliyordu. 15 Temmuz 1974 de  Rumlar bir kez daha Enosisi gerçekleştirme sevdasıyla  yeni bir katliam planı İFESTOS 1974 üuygulamaya koydular. Bu plana göre Rumlar süratle  Kıbrıslı Türklere son darbeyi indirecek, Adada Türk varlığı silinecek, Türkiye müdahale etmeden her şey bitmiş olacaktı. 15 temmuz 1974 de Makariosa yönelik darbe gerçekleştirdiler. Plan gereği Rum Muhafız birlikleri Türk köylerini top ateşine tutup saldırılara başladılar. Karşılarına çıkan Türkleri katlettiler. Bu olaylar sonucunda

20 Temmuz 1974, 41 yıl önce bugün Kıbrıs ta 1963-1974 yılları arasında 11 yıl boyunca Adada ki  Rumlar tarafından, Dünya devletlerinin ve adadaki barış gücü askerlerinin  gözleri önünde her türlü mezalimin uygulandığı Kıbrıs Türk halkının, Anavatanımızın, 1960 Antlaşmalarından doğan garantörlük haklarını kullanarak Adaya yaptığı çıkartma harekatı ile gerçek bir soykırımdan kurtarıldığı, yeniden doğduğu, özgürlüğüne kavuşturulduğu gündür.

15 Temmuz 1974 günü Rumlar bir bomba gibi patlayan en son oyunlarını kendi aralarında yaptıkları bir darbe ile başlattılar. Oldu bitti ile Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlandığını ilan etmişlerdi. Darbenin esas yöneticisi  Yunan Alayının komutanı idi. Rum ulusal muhafız gücü ele geçirdikleri Kıbrıs Rum Radyosundan Cumhurbaşkanı Makarios’un öldürüldüğünü, yeni Cumhurbaşkanının Nikos Samson’un olduğunu ve Kıbrıs’ta  bir Helen Cumhuriyeti kurulduğunu ilan ediyordu. Darbeciler 1960 yılında kurulan Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin bayraklarını resmi binalardan indirerek yakıyorlardı. Yunan Alayının Lefkoşa Havalimanını     da işgal ettiği haberini yayıyorlardı.

Kıbrıs Türk Halkı son derece kötü şartlar altında idi. Bayrak radyosu devamlı olarak Cumhurbaşkanı yardımcısı Sn. Rauf Denktaş’ın “ Türkler evlerinden dışarı çıkmasınlar” mesajını duyuruyordu. Kıbrıs’ı Yunan adası yapma ve enosisi gerçekleştirmek hayal ve arzusu ile Rumlar Türklere karşı saldırıya geçmişlerdi. Amaçları  Büyük idealleri ENOSİS için uyguladıkları Akridas planı ile Adadaki Türklerin topyekün yok edilmesi, Enosis’e hayır diyecek tek bir Türkün kalmamasıydı.

Anavatanımıza Yürekten bağlı olan halkımız 1964 yılında  Erenköy’de gerçekleşen efsane kurtuluşun tekrar edeceğine inanarak büyük bir azimle direniyordu. Kulaklarımız Ankara’dan gelecek seste,gözlerimiz Girne dağlarında idi.
Rumlar Türkiye’nin adaya çıkartma yapamıyacağına  inandırılmıştılar. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk paraşütlerinin ve helikopterlerinin göründüğü Girne sahillerine çıkartma yapılacağı hiç kimsenin aklına gelmemişti. Türkleri yok olmak üzere olan moralleri bu yıldırım harekatı ile doruk noktasına erişmişti.Mutluluğumuz sonsuzdu. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Sn.Bülent Ecevit’in heyecan dolu sesi TRT radyolarından Silahlı kuvvetlerimizin adaya çıkartma harekatının başladığını bildiriyor ve adaya “savaş için değil barış için ve yalnız Türk halkına değil, Rum halkına’da  barış götürmek için gidiyoruz” diyordu.

Türkiye’nin müdahale edeceğine inanmayan uzun yıllar mevzilerinden Türk mücahitlerine ‘Ne zaman Geleceksin’ şarkılarını dinleten ve alay eden Rumlar şaşkına dönmüşlerdi. Her tarafı yakıp yıkmaya başladılar. Temmuz sıcağı da eklenince yeşil ada adeta cehenneme döndürülmüştü. Hiç kimse bir dakika sonra ne olacağını bilemiyor
Ateşkes sonrasında kurtarılan Türk bölgelerinde bulunan toplu mezarlar, acımasızca çocuk genç ihtiyar demeden Rumlar tarafından katledilen Türklerin görüntüleri, içinde bulunduğumuz durum, yapılan barbarlık, bütün dünyaya yabancı basın tarafından sergileniyordu. Kurtuluş savaşımızda olduğu gibi Rumlar Mehmetçiklerin önünden kaçarlarken geride kalan her şeyi yakıp yıkıyor öldürüyordu.

20 Temmuz günü başlayan harekatla ve yaklaşık bir ay sonra 14 Ağustosta adanın doğusunda bulunan halkımızı kurtarmak için gerekli görülen ikinci kurtarma harekatı yapılarak Türk halkının can güvenliği sağlanmıştır.

Türk ulusunun milli davası olan bu haklı dava hepimizin bildiği gibi yaklaşık yarım asırdan beri devam etmektedir. Kıbrıs’a  Barış ve ayni zamanda fiili çözüm, 1974 Mutlu barış harekatı ile gelmiştir. 41 yıldan beri Kıbrıs’ta iki halk arasında hiçbir olay yaşanmamıştır.
Kıbrıs meselesi hukuki bir mesele değildir diyerek 1960 antlaşmalarını yok sayarak, Kıbrıslı Türklerle Türkiye cumhuriyetinin haklarını inkar ederek atılan her adım Kıbrıs meselesinin çözümüne değil daha fazla halledilemez hale gelmesine yaramaktadır.

Kıbrıs’ta arzulanan uzlaşma yıllardan beri yaşananlar göz önüne alınarak, Rum halkı kadar Türk halkının da eşit egemenlik hakkına sahip olduğunun kabulü ile mümkün olacaktır.
Adada köklü çözümden kaçan Türkler değil Rumlardır. Türk Halkının isteği yaşanan tüm zorlukları göğüsleyerek, şehitler vererek canları pahasına  15 Kasım 1983 yılında kurulan Milli benliği olan Bağımsız Egemen  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  yaşatılması  ve Anavatanımızın fiili garantör olarak, Türk halkının güvenliğini bu gün olduğu gibi her zaman  sağlamasıdır.

20 Temmuz 1974 mutlu barış harekatının 41. yıl dönümünde Milli davamıza inanan ve son nefeslerine kadar çaba gösterecek olan tüm vatandaşlarımız adına, Yüce Türk Ulusuna, Kahraman ordumuza , mehmetçiklerimize, gazilerimize, mücahitlerimize şükran ve minnetlerimizi sunar,Başta büyük kurtarıcımız Mustafa kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal eden büyüklerimize, Toplum liderimiz Dr. Fazil küçük’e Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaşa, vatan uğruna canlarını veren vatanın gerçek sahibi olan tüm şehitlerimize  tanrıdan rahmetler dilerim.Sözlerime son verirken KTKD İstanbul şubesi yönetim kurulu olarak davetimize  katılarak bizleri onurlandıran siz değerli konuklarımıza sonsuz saygı ve sevgilerimizi sunarız.”


yilmazparlar@yahoo.com

22 Temmuz 2015 Çarşamba

UIP “2015 BOĞAZİÇİ ZİRVE” YENİ GELİŞMELER-YILMAZ PARLAR

UIP “2015 BOĞAZİÇİ ZİRVE”  YENİ GELİŞMELER
9 - 11 Aralık 2015 tarihleri arasında yapılacak olan UIP “2015 Boğaziçi Zirvesinde” işlenecek konular arasında yer alan Çin-Türkiye ekonomik ilişkileri ve İpek Yolu projesi panelinin proje hazırlayıcısı, Pekin Nangay üniversitesinin Rektörü, Ekonomi, Siyaset ve Diplomatik alanda çok projeyi hayata geçirmeyi sağlayan Uluslararası İşbirliği Platformunu (UIP’ i) ziyareti esnasında, İTÜ'nün Rektörüyle önemli bir toplantı gerçekleştirdi.
Bu ziyaret sonrası iki üniversitenin iş birliği görüşmelerinin devam edebileceğini söyledi.

29 Ağustos 2015 Tarihinde  Pekin'de yapılacak olan “İpek Yolu Ekonomi Konferansına” UIP Boğaziçi Zirvesi yetkilileri, Nangay üniversitesi yetkilileri tarafından davet edildi.


Kurucu ve Organizasyon Komite Başkanlığını  Cengiz Özgencil’in yaptığı ve Prof.Dr. Kerem Alkin, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy,  Angola Devlet Türkiye temsilcisi Ceren Çerçiler gibi kurul üyelerin bulunduğu Uluslararası İşbirliği Platformunun (UİP) Türkiye - Çin İlişkilerinde Yeni Ekonomik Döneme ufuk açacak.

Kıta ve Deniz boyutlarda "Tek Kayış, Tek Yol" vizyonu ile hareket eden ''Yeni İpek Yolu; 2015 Boğaziçi Zirvesinde Türkiye için derin olumlu potansiyel etkileri olabilecek.
''Yeni İpek Yolu”  Çin Rönesans, değişimin 21. yüzyıl önemli faktörü bağlamında Çin Devlet Başkanlığın "Büyük Stratejisi" olarak çok önemsenmektedir.
Bulunduğumuz coğrafyada değişen dengeler, yeni alternatif arayışlarına ihtiyaç duyulduğu ve bu bağlamda gelişmekte olan pazarların yeniden değerlendirildiği  geleceğimizi şekillendirecek yeni dünya dinamiklerle işbirliğin zorunlu olunduğu bu dönemde ilişkiler çok önemli.
UIP 2015 Boğaziçi Zirvesi Coğrafyanın bu penceresinden ekonominin olumlu gelişmesinde anahtar olabilecek. Zirve çok hızlı yoğun bir tempoyla yapılanıyor.
 yilmazparlar@yahoo.com

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Aktif İş Kadınlar Derneği iftar daveti-Yılmaz Parlar

AKTİF İŞ KADINLARI DERNEĞİ RAMAZANI NOKTALADI. 

Son noktayı mükemmel bir organizasyonla düzenledikleri iftar davetinde kadınların bir kere daha gizli gücünü gösterdi.

Aktif İş Kadınlar Derneği Başkanı Dr. Gülten Erdem Ünlü dernek olarak İş hayatına atılan kadınların haklarını korumak, iş kadınları arasında dayanışmayı sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürdüklerini, iş kadınları arasında birlik, beraberliği sağlamak, dayanışmayı artırmak, ortak paydalarda buluşarak sinerji oluşturmaya çalıştıklarını, dile getiren konuşmasında Türkiye'nin demokratik bir ortamda eğitim, kültür, sosyal alanda gelişmesine yardımcı olmayı amaçladıklarının vurguladı.
Osmanlı Ocakları Genel Başkanı A. Kadir Canpolat Başta olmak üzere  Aktif İş Kadın Dernek yönetim kurul üyeleri Müge Karadeniz, Özlem Seçkin, Deniz Tanık, Aynur Ayaz, Kübra Kapli, Fatma Taşkıran olmak üzere Aktif İş Kadın Dernek   üyeleri ve elit konuklar olmak üzere iki yüz kişi üzerinde katılım oldu. 

İftar Davete katılan Çeşitli Federasyon ve Dernek Başkan ve temsilcileri isimleri ise ;

TÜMBİFED Başkanı Cevdet Akay, Pendik Dernekler Federasyon Başkanı Yaşar Saka, Diyarbakır Kültür Sanat Dernekler Başkanı Avukat Vahit Kaya TÜMBİAD YKÜ Dr.Şerafettin Ekici, Diyarbakır Dernekler Başkanı Medeni DeveciTÜMBİFED Başkan Vk .Can Çobanoğlu, Tümbifed Genel Koordinatörü Arif Ekşi Kastamonu Dernekler Federasyonu Ykü Hüseyin Aydın Ve Üyeler, Roman Dernekler Federasyonu Üyeleri, Ataşehir Roman Dernek Başkanı Nebahat Bilgiç, Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanları Ve Camiadan Tuncay Anlı, İstanbul Mardinliler Derneği Başkanı Fuat Bodur, Kudüs Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Tarık Abdülrezzak, Bayırbucak Türkmenlerini Temsilen Murat Molla, Türkiye Üniversiteleri Mezunlar Birliği Türkiye Temsilciliği, Türk Felsefe Araştırmaları Merkezi Başkanı Selahattin Halil, Üsküdar Üni.Sosyoloji Bölüm Başkanı E.Süleymanlı, A.A. Haber Müdürü Hüseyin Altunalan , Marmaranın Sesi Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Acar, Sanatçı Arzu Akça, TABA-AmCham  Yüksek İcra Kurulu Yasin Umur, İzmir Muhtaç Çocuklar İçin Elele Derneği Başkanı Fatma Ölçer, Süleyman Hilmi Tunahan Talebele Yurdu Hocaları, Ak Parti Kadın Kolları ÜyeleriFesiad Yönetim Kurulu Üyeleri, Milli Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Altuğ BerkerDünyev Başkanı Miilletvekili Yüksel Çavuşoğlu, İstanbul Üniversitesi Boks Kulübü Yunus Emre Ökten , Kudüs Derneği Ayhan Ocak , Burak Derneği  Ykü Recep KaraTeknik Ve Bilim Araştırma Vakfı Başkanı Tarkan Yavaş 

Programın sunuculuğu Aktif İş Kadınlar Derneği yönetim kurul üyesi Aysel Hisar üstlendi. Başkanı Dr. Gülten Erdem Ünlü konuşması sonrası 

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı A. Kadir Canpolat kısa olarak Osmanlı Ocakları hakkında bilgiler verdi.
Dr. Gülten Erdem Ünlü yaptığı açıklama konuşmasında mesleği Tıb üzerinden örnekledi. “Bir hastalığın tedavisinde ,etkili birsonuç elde edebilmek için doğru teşhis çok önemlidir.teşhisin ardından başlayan  tedavi  ise; söz konusu hastalık vücuttan atılana kadar titizlik ve kararlılıkla devam ettirilmelidir. Aksi halde hastalığın nüks etmesi kaçınılmazdır.
Aynı anlayış toplumsal hastalıklar için de geçerlidir.Herhangi bir toplumsal sorunla mücadele ederken, öncelikle yapılması  gereken o sorunun ortaya çıkış nedenlerinin belirlenmesi olmalıdır.Yoksa alınan önlemler geçici olacaktır.
İnsanların, toplumsal sorunlar karşısında köklü çözümler üretememelerinin nedeni bu nedenlerin doğru tespit edilememesidir.
Yüzyılımızın en önemli toplumsal sorunlarından biri ,tüm insanlarda ,sevgi ,birlik,beraberlik  ve kardeşlik duygularının hakim olduğu doğru ahlaki tavırlar ile Toplumsal olarak birleşeceğimize inanmaktayım.
Bizler ancak kendi özümüzdeki değerlere sahip çıkarak yükseleceğiz.Bu değerlerin en önemli olanı da toplumsal birlik ve beraberliğimizdir.
Bu birlik ve beraberlik yani tüm ümmetin birliği gerçek manada sağlanmalıdır.Ancak bu şekilde ; demokratik , insan haklarına değer veren ,ifade özgürlüğünün hakim olduğu,musevilerin,  hristiyanların ,her inançtan insanın veya inançsız veya ateist olanların haklarının korunduğu , herkesin birinci sınıf insan muamelesi  gördüğü  bir yapıya sahip olabiliriz. dedi 

Başkan Ünlü, Gerçek ahlak,gerçek insan ve İslam ahlakı,farklı dinden ve inanıştan olan tüm insanlara sevgi,şefkat,hoşgörü ve merhametle yaklaşmayı emretdiklerimi ifade ederken “Hepimiz farklılıklarla yaratıldık.Kimimizin gözü renkli,kimimizin boyu uzun kimimizin kısa,kimimizin cildi esmer,kimimizin teni beyaz ,bunun için şükrediyorum.Bu farklılıklar birer çatışma ve husumet konusu değil,inanılmaz zenginlik ve çeşitliliktir.

Ve Cenabb-ı  Allah ;Rum Suresi 22 ‘de ,’Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması O’nun ayetlerindendir.Şüphesiz bunda Alimler için gerçekten ayetler vardir.’buyurmuştur.” ayetiyle tanıklığı ortaya koydu.

Gülen Ünlü  farklı odlumuzu ,ancak bu farklılıklar ruhlarımızda bir olduğu gerçeğini değştirmiyeceğini hutbeyle açıkladı  

“Peygamber Efendimiz (SAV)  Veda hutbesinde , Ey insanlar,muhakkak ki Rabbiniz bir ve atanızda birdir.Hepiniz  Ademden ,Adem de topraktandır.Allah’ın yanında en üstün olanınız ,O’ndan en fazla korkanınızdır.Arabın aceme ,acemin arap ‘a , beyazın siyaha ,siyahın da beyaza bir üstünlüğü yoktur,demiştir.
Bir insan, her ne olursa olsun, hayatını doğru yola vakfetmiş ,bunu tüm tavır ve davranışları ile ispatlıyor, Allahın rızasını ve rahmetini gözeterek güzel davranışlarda bulunuyorsa ,diğer tüm insanlar o kişiye karşı derisinin rengi ,ait olduğu milleti,dini,dili, maddi imkanları ve mevkisini kıstas olarak değerlendirmez.Sadece sevgi,saygı ,samimiyet ve hürmet duyarlar.
Toplumumuzda kişilerin birbirine bakış,bakış açısı ,birbirleri ile olan ilişkilerinde temel ölçü,karşısındaki kişinin ırkı,etnik kökeni,dili,dini,sahip olduğu imkanları,makamı ,mevkisi değil,davranışları,imanı ve güzel ahlakıdır.Çok varlıklı ancak güven vermeyen hatta ahlaken mazbut olmayan bir insanla kimse yanyana olmak istemez.
İşte, bu güzel ahlak ile Biz tüm Avrupa ortaçağın karanlığında iken,Dünyaya bilimi,akılcılığı,tıbbı,sanatı,şefkati,temizliği ve bir çok hasleti öğretmiştik.” Şeklinde vurguladı.
Ünlü Kur’an nurundan ve hikmetinden kaynaklanan bu yükselişi tekrar başlatmak için ,geçmişte olduğu gibi bugünde  bizlerin Kuran ahlakı ve Peygamber Efendimiz (SAV)in  sevgi şefkat,samimiyet,adalet,hoşgörü ve tüm sünnetini temel alan bir yol göstericiliğe ,rehberliğe ihtiyacımız var olduğunuı bununla ilgili olarak 
“Tüm bu konularda  ülkemize çok büyük bir rol düşmektedir.Çünkü Türkiye,hem tarihi  ve sosyolojikalt yapısının gereği  olarak hem de Peygamber Efendimizin hadislerinde müjdelediği gibi çok büyük ve önemli sorumluluklar  üstlenmektedir.
Bu sorumlulukların en başında Dünyada barışın, kardeşliğin ,birliğin sağlanması için öncülük etmek gelmektedir.
Unutmamak gerekir ki,Türkiye ;sözünü ettiğim manada Türk, Kürt,Çerkez,Laz ,Gürcü, Ermeni,Müslüman,Hristiyan,Musevi  ve tüm insanları kucaklayan bir ümmet birliği kurmuş ve beşyüzyıldan  uzun bir süre başarıyla idare etmiş Osmanlı İmparatorluğunun mirasçısıdır.
Bu sorumluluğu tekrar üstlenebilecek , toplumsal alt yapıya ve devlet geleneğine sahiptir.
Dahası Türkiye İslam Dünyasının, Batı ile ilişkileri en gelişmiş ülkesidir.Bu da Batı ile İslam Dünyasının sorunlarının çözümünde arabuluculuk yapabilmesine olanak sağlar.
Türkiyenin  tarihsel olarak anlayışlı ve mutedil olması ve Türkiyenin İslam Dünyasında ,Müslümanların büyük çoğunluğunun izlediği ehli sünnet inancını temsil etmeside önemli bir vasıftır.
Altıyüzyıl  boyunca  yaşadığımız bu çok kültürlü ve değerli medeniyet tüm dünyaya barış,adalet, hoşgörü ,kardeşlik,yardımseverlik,birlik  ve beraberlik getirmiştir.
Günümüzde tüm dünya insanları böyle bir kültürün özlemi içindedir.Ve böyle bir kültürün oluşmaması için ortada hiç bir neden yoktur.
İnanıyorum ki ,bu kültürün yaşatılması ile ; en üst kademedeki yöneticilerden en alta kadar herkesi adaletli  merhametli ,hoşgörülü,sevgi dolu ,saygılı ,affedici ,dürüst ,birlik ,beraberlik ve kardeşlik duyguları ile bir bütün olacak .Ve toplulumuza huzur  ve barış gelecektir.”şeklinde konuşmasın tamaladı.

Konuklar geç saatlere kadar birbirleri ile dernekleri hakkında bilgiler paylaştılar.

Başkanlara çiçek buket sunuları ile son buldu.

30 Haziran 2015 Salı

İKSV_22. Caz festivali-27 Haziran-15 Temmuz 2015-Yılmaz Parlar

CAZ GÜNLERİ BAŞLADI

İKSV tarafından, Garanti Bankası’nın on sekiz yıldır süren sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Caz Festivali’nin 22’incisi, 27 Haziran 2015 Cumartesi akşamı  Avusturya Başkonsolosluğu, Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde açılışını yaptı.

Muhteşem açılışa, damgasını vuran 22. Caz festivali, caz tutkunları için rüzgar gibi dolu dolu program ile esecek. Temmuz sıcaklığında cazseverlerin içini serinletecek.


Açılış gecesinde  İKSV Genel Müdürü GörgünTaner, sanatın çok dev projelerine imza atan İKSV’nin, yine İstanbul’a sanat tarihinde derin hizmetlerinin birini daha sunmanın kıvancı içinde, teşekkür ve minnettarlık yüklü güzel bir açış konuşmasını yaptı. 


Festival, Dünyaca ünlü isimlerin de olduğu yüzlerce sanatçıyı müzikseverlerle buluşturan,Türkiye’de bir caz kültürü oluşmasını sağlayan İKSV’nin İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opcin yine akıcı programı açıklayan üslubuyla ödülün sahibini takdim etti. Emin Fındıkoğlu’na Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edildi.


Emin Fındıkoğlu,12 müzisyenle özel repertuar ile sahnede yer aldı.   Türkiye’de R&B vokalinin usta ismi Bora Uzer’in performansıyla programa devam etti. Cazsever konuklar, atmosferin doruklarda olduğu kültür bahçesinde pufların üzerinde nefis müzik ziyafetin doyasıya keyfini çıkardılar.

Festival sponsorluğunu üstlenen Garanti Bankası’nın yanı sıra festivale en yüksek katkıda bulunan sponsorlarına birer teşekkür plaketi takdim edildi. 

Festival açılış gecesine iş,sanat,dünyasının ünlü isimleri İstanbul yabancı konsolosluk kültür ataşeleri, elit grup katıldı. Duayen sinema yazarı Atilla Dorsay eşi Leman Dorsay, Münir Özkul’un kızı yetenekli tiyatro oyuncusu Güner Özkul, Şalom Gazete yazarı Viktor Apalaçi, Çela Hason ile geçmişten bugüne güncelliğini halen koruyarak gelen cazseverin üzerinde emeği olan ve caz sevgisi aşılayan, caz filmleri üzerine sohbet ettik. Atilla Dorsay yanınızda olursa asla Ansiklopedi, Bilgisayar sıkıntınız olmaz. Her sorunuza cevap bulursunuz. Her filmin kimliğini ve konusunu tüm ayrıntılarıyla alırsınız. Müzikleriyle bütünleşen Lena Horne, Ethel Waters, Chet Baker, Dave Brubeck, Sarah Vaughan, Tommy Bennet, Miles Davis, Louis Armstrong gibi ünlü isimlerin, çoğu, Broadway müzikalinden sinemaya uyarlanan filmlerin müzikal dokusu, müzisyenlerin hayatları, cazın sinemada tutkuyu temsil eden yanları söyleşinin konusuydu. Elbette ABD'li folk müzisyeni ilah isim, Joan Baez Konseri, yine festivalin en beklenen isimi olarak zikir edildi.

İKSV ( İstanbul Kültür Sanat Vakfı) tarafından her yıl düzenlenen ve bu sene 22 ncisi gerçekleşen 22. İstanbul Caz Festivali, 15 Temmuz tarihine kadar devam edecek.

22. İstanbul Caz Festivali, 15’i aşkın farklı mekanda 250’den fazla yerli ve yabancı sanatçı ile 35’in üzerinde konser sunduğu programıyla bu yaz da İstanbul’da caz rüzgarı esecek. Festival, cazseverleri her semtde sanat merkezlerinde cazla buluşturacak.

Joan Baez, Jools Holland, Marcus Miller, Melody Gardot ve Tigran Hamasyan gibi folk, blues ve cazın ilahlaşmış isimleri  ağırlayacak olan 22. İstanbul Caz Festivali, Fenerbahçe Parkı’ndaki “Parklarda Caz” ve Kadıköy’deki “Gece Gezmesi” etkinlikleriyle Anadolu yakasında esecek.  Ücretsiz etkinliklerle hizmet verecek olan Festival parklarda ve sokaklarda konserle halkla bütünleşecek. 
İstanbul Caz Festivali festivale gelen yıldızların seçmilmiş çalışmalarını oluşturan  festival CD’sini müzikseverlerin elde etmesine imkan verecek.   EMI Türkiye işbirliğiyle hazırlanan 22. İstanbul Caz Festivali CD’si,   müzik marketlerde bulunacak. 
yilmazparlar@yahoo.com
 .




12 Haziran 2015 Cuma

EGD MODEL OLABİLİR

EGD "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri" töreni

Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel "Yaza Merhaba" etkinliği ve "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri" töreni, Cvk Hotels & Resorts Istanbul Park Bosphorus Hotelde 10 Haziran 2015 Çarşamba akşamı,Vodafone Türkiye ana sponsorluğunda Park Bosphorus Hotel İstanbul ve Sony Xperia katkılarıyla gerçekleştirildi.
EGD Başkanı Celal Toprak, “Türkiye'de özlem duyulan havayı EGD'de yaşamaktayız. Farklı düşüncelerde olmamıza karşın ekonomi gazeteciliği ortak noktasında bir araya geldik ve bunu başardık. EGD'nin uyguladığı modelin Türkiye'ye örnek olmasını diliyorum" şeklinde birlik beraberliği adeta aile yapısını özetleyen sözlerle konuşmasını sürdürdü.
THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, İSO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ve Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz'un da aralarında bulunduğu iş dünyası temsilcileri ile EGD üyeleri ve davetliler katıldğıı. Etkinlikte, Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım “Ekonomi muhabiri ve gazetecilerini hep meslektaşımız gibi görmekteyiz. Sizlerin yaptığı faaliyetlerin desteklenmesi ve kolaylaştırılması konusunda yapılması gerekenleri önemsiyorum" sözleriyle büyük katılımla gerçekleşen törende duyduüu hayranlığı dile getirdi.

Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Öğüt  “EGD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri törenine destek vermekten mutluluk duymaktayız. Ekonomi basınıyla her türlü desteği paylaşmak için hazırız.” dedi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, "Türkiye, geleceği aydınlık olan ekonomisiyle bugüne kadar yatırım yapanları yanıltmadı. Belki geç kaldıkları için üzülenler vardır ama gelmek isteyenler için hala zaman var" dedi.
 EGD "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri jürisi  Rüştü Bozkurt (Dünya), Vahap Munyar (Hürriyet), Şeref Oğuz (Sabah), Jale Özgentürk (Radikal), Olcay Büyüktaş Akça (Cumhuriyet), İsmail Altunsoy (Zaman), Emin Çapa (CNN Türk), Ali Çağatay (Bloomberg HT), Fikri Türkel (Vahdet Gazetesi), Zafer Özcan (Bugün), Fikret Çengel (Türkiye), Celal Toprak (EGD), Atilla Kızıltan (Sözcü), İdriz Çokal (Para Dergisi), Mustafa Kemal Çolak (Ekonomist), İbrahim Acar (Yeni Şafak), Hasan Süel (Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı), Bahri Şahin (CVK Park Bosphorus Hotel Genel Müdürü)"
Ekonomi Basını Başarı Ödülleri alan isimler
Söyleşi Röportaj (Yazılı Basın) - Ceyhun Kuburlu, Hürriyet (Arda'nın ekonomisi)
Söyleşi Röportaj (Televizyon) - Özlem Dalga, Bloomberg HT (Jean Claude Trichet röportajı)
Ekonomi Haberi (Yazılı Basın) - Aram Ekin Duran, Ekonomist (TÜSİAD, Yeni DEİK'i mahkemeye verdi)
Ekonomi Haberi (Televizyon) - Sinem Yöndem, Güngör Yılmaz, CNN Türk (Türkiye'nin çocuk işçileri)
Ekonomi Haberi (İnternet) - Dinçer Gökçe, www.hurriyet.com.tr (Faiz paralarını Kızılay'a bağışladılar)
Yılın Araştırma Haberi ödülü -Handan Güneş, "Türk şirketleri 5 kıtada Türk bayrağını dalgalandırıyor"  
Köşe Yazarı - Hakan Güldağ, Dünya
Ekonomi Programı (Televizyon) - Cem Seymen, CNN Türk (Para Dedektifi)
Ekonomi Programı (Radyo) - Güngör Uras, NTV Radyo (Ayşe Teyze Ne Yapsın)
Grafik Tasarım (Yazılı Basın) - Tayfur Çay, HT gazete (Avrupa'da kutsal ruh ikizi)
Yerel Basın Ödülü - Akın Bodur, Ses Gazetesi (Eve teslim kaçakçılık dönemi)
Jüri Özel Ödülü - Anıl Emre, HT gazete (Mucize diyebilmek için büyüme hızını 30 yıl daha devam ettirmeli)
Jüri Özel Ödülü - Sibel Atik, Ekonomist (Rusya'da 500 milyon dolar yıllık kira gelirimiz var)
Nezih Demirkent Özel Ödülü - Şükrü Kızılot, Hürriyet
Namık Ahıska Özel Ödülü - Jülide Yiğittürk Gürdamar, Dünya (İşte Borsa'nın yeni işlem salonu)
Bülent Yardımcı Özel Ödülü - Bora Erdin, Sözcü (Sermayesi 6 lira kazancı 3 bin lira)
Esen Salihoğlu Özel Ödülü - İsa Yazar, Zaman (Toplu ölene maaş var tek başına ölene yok)
Vodafone Türkiye Özel Ödülü - Ahmet Can, Hürriyet
Park Bosphorus Özel Ödülü - Burak Coşan, Hürriyet

yilmazparlar@yahoo.co

8 Haziran 2015 Pazartesi

AREL Ve Rusya Omsk Üniversitesinden Yeni Ekonomi Modeller-yilmaz parlar

YENİ EKONOMİ MODELLER

AREL Ve Rusya Omsk Üniversitesinden Yeni Ekonomi Modeller “Avrasya Ekonomisinde Bölgesel İşbirlikleri Modeli”


İstanbul Arel Üniversitesi Sefaköy Kampüsünde, Rusya OMSK Üniversitesi, KEİT ve AREL Üniversitesi tarafından düzenlenen, 4-5 Haziran 2015  tarihli  “Avrasya Ekonomisinde Bölgesel İşbirlikleri Modeli “konulu kongre gerçekleştirildi.


Kongreye Akademisyenler, Ülkeler arası Siyasi, Ekonomi Örğüt Başkan ve temsilcileri, yatırımcı iş adamları, Firma üst düzey yöneticeleri katıldı.

Modeller sunuldu, tartışıldı, iş birlikleri oluşabilmesi için fizilibiteler tüm ayrıntılarıyla bilgilendirildi. lKongre sonunda İki fabrika Aydın Tekstil ve Mutlusan Plastik ve iki Telli organize sanayi gezildi. Yerinde gözlem yapıldı.

5. Uluslararası Bilimsel Uygulama Konferansında Avrasya Bölgesinde Kalkınmanın Sürdürülebilmesi bağlamında, birbirinden değerli makaleler, paneller ve  iş birlikleri modelleri sunuldu.


Kalkınma Kuruluşları, Yatırım Politikası, Büyüme Fırsatları incelenirken öne çıkan ögelerden birlikte üretim marka ve yakın coğrafyadan başlayarak dünya pazarına marketing benimsendi. Sektör olarak  inşaat, enerji, Turizm başı çeken ilgi alanları oldu.


Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu milli marşlarının dinlenmesi ile açılış törenin yapıldığı  Konferansda, organizatörlerinin ve katılımcıların görüşleri ve açılış konuşmalarında yer alan isimler; Roman Vlasov, Prof. Dr. Derman Küçükaltan, İstanbul Arel Üniversitesi Rektör Yardımcısı, İ.İ.B.F. Dekanı, İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Çivi, İstanbul Arel Üniversitesinden Nihal Çürük,– Basın Tanıtım Halkla İlişkiler Uzmanı Yeliz Ateşoğlu, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fahri Çakır, İkitelli Organize Sanayi Başkanı Nihat Tunalı.


Rus-Türk ekonomik ve bilimsel işbirliği, yatırım, kurumlar, teknoloji, Ar-Ge, işbirliği, ekonomik kalkınma gibi konuların ele alındığı konferansda yer alan Rus tarafı isimleden Vlasov Roman “Avrasya’da Ekonomik Güvenlik Stratejisi – Medeniyetin Sonu ya da Kimlik Arayışı",Erdoğan Gündüzpolat "Türkiye – Rusya Ekonomik İşbirliği”, Savenkov Vladimir "Rusya'nın Yatırım Haritasında ve Sanayi Bölgesinde Sanayi Potansiyeli", Posazhennikova. A. "Avrasya’da Ekonomik Bölgesel Sistemin Kurumsal Altyapısı”

Türk tarafından ise Prof. Dr. Ahmet Yüksel, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Uğur Özgöker, İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, Volkan Korkmazer, (CRM Danışmanlık Ltd) yer alarak modelleri tartıştılar.

İki Ülke Üniversiteleri arasındaki İşbirliği anlaşmasının imzalanma töreninden sonra oturumlar devam etti.


Avrasya’da bölgesel sistemlerin ekonomik kalkınması: oluşum metodolojisi, işleyen özellikleri, ulusötesi modelleme.konulu panele  Vlasov R.G. Moderatorluk yaptı.

Rus tarafında Savushkina E. "Rusya ve Türkiye arasında küçük işletmelerin yatırım işbirliğinin Potansiyeli", Volgina T. Y. "Insan kaynakları yönetiminde toksik yönetimin Sorunu", Denisov I. P. “Avrasya bölgesinde Rus Üniversitelerinin teknolojik rekabeti”, Fedyunin V.V. " Bölgesel ekonomik sistemlerin kalkınması için Omsk bölgesinde işbirliğinin geliştirilmesi”
Türk tarafında Yrd. Doç. Dr. Volkan Tatar, İ.İ.B.F. Dekan Yardımcısı bulunmaktaydı.

Kriz yatırım politikası konulu panelde Büyüme fırsatları, kısıtlamalar, Avrasyanın dinamikleri işlendi.  Moderatorlüğü Vlasov R.G. yaptı.


"Rus holdinglerinin organizasyonu ve yönetimi Özellikleri" Arshinin A. N. " Rusya'nın Sanayi politikası;  devlet düzenlemesi, yatırım fırsatları, antikriz yönetimi "konularında


Prof. Dr. Hasret Çomak, Türkçe Uluslararası İlişkiler Bölümü Şangay örğütü  hakkında geniş bilgiler Verdi. Tarihsel kronolojik anlaşma maddelerin ana unsurlarıyla modellere atıfta bulundu. Doç. Dr. Atilla Sandıklı, BİLGESEM Başkanı

Araş. Gör. Serdar Yılmaz, İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölümü model sundular modeller tartşmaya açıldı olumlu olumsuz yönlerine katılımcılar katkıda bulundular.

Volkan Korkmazer ve Vlasov Roman’ın Moderatörlüğünü yaptığı “Rusya Federasyonu Doğu ve Batı Sibirya'da yatırım projeleri günü "

Yatırım Projeleri ve “Türkiye'de sektör tanıtımları ve projeler” konulu oturumda, Rusya ve Türkiye arasında ticari iletişim için platform. Rusya ve Türkiye arasındaki yatırım işbirliği, yatırım projelerinin ve programlarının tanıtımı incelendi.

Ayrıca iş dünyasında Otel kompleksi Bridge Resort Sochi (Olimpiyat Parkı)– E. Savushkina  Bilgi teknolojilerinin gelişimi "Omsk" - E. Savushkina

Omsk Bölgesi gelişimi işbirlği Projeleri: Azovo, Bolchekulachie, OSB Taksan Makine araçları – Arshinin A. M. Endüstriyel parklar, teknoloji parkları, ortak sanayi işletmelerinin – Vladimir Savenkov birer sunu yaptılar.

İş eğitimi ve Avrasya’da yatırım için pratik danışmanlık başlıklı konudaki konuşmaclar

Erdoğan Gündüzpolat – RECON E&C - Rus-Türk İş okulu, Volkan Korkmazer  – (CRM Danışmanlık Ltd), İsmail Gülle  - (İTHİB-İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı), Mustafa Kaçmaz – ( Mutlusan Elektrik A.Ş., YKB ),
Cengiz Öztürk – Ali Aydın temsilen ( Aydın Tekstil San Tic. A.Ş. Dış Ticaret müdürü ), Murat Dilmen (Asos Mekatronik ), Levent Demirbilek ( Demirbilek Makina Ltd.Şti.), Ahmet İlhan (İlhan Demirçelik), Taner Tümsek (GYO İnşaat San. Tic A.Ş.), Mustafa Büyükmıhçı ( Taksan Takım tezgahları San. Tic. A.Ş.), Dr. Murat Cahit Cıngı ( Erciyes A.Ş. / Kış Sporları ve Türkiye ), Cengiz Karaçalık, ( Oraka İnşaat Başkan Danışmanı), Tuncay Altınsu ( Oraka İnşaat Yönetim kurulu Başkanı), Prof. Dr. Ahmet Müslümanoğlu ( Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi), Alper ESEN ( MÜSİAD YKÜ, Uluslararası İlişkiler ), Hasan Barutçu ( PROGE YKÜ), Selçuk Alten (YKBY), Hüseyin Öztürk ( Moda Fedarasyonu Başkanı),
Davut Yasin Bilen, Haşim Büyükbalcı (TETSİYAD Genel Kordinatörü) Murat Ergüç, Avrasya Otomobil Sporları Kulübü Başkanı, İlhan Mürsel (Tavros Yatırım Holding Genel Müdürü, Hasan Çelebioğlu, Ege Ticaret A.Ş. Genel Müdürü, Musa Karademir ( Uluslararası Diplomatlar Birliği AB Danışmanı ) gibi isimlerdi.

Konferansın değerlendirme ve kapanışını, Uluslararası Ticaret ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. A. Güngör Keşçi gerçekleştirdi.

Plaketlerin sunumu ile başarılı geçen kongre sonunda organize sanayi ziyaret edilerek yatırım alanlarına örneklemeler sunuldu.

yilmazparlar@yahoo.com