16 Aralık 2019 Pazartesi

Winter Wonderland 2019 -Yılmaz Parlar

Başarı iletişimle Başlar

Günümüzde kişilerarası iletişim, insanlar arasındaki etkileşimlerde çok önemli bir faktördür, çünkü onsuz tek bir psikolojik işlev oluşturmak imkansızdır. 




Konuşma sırasında karşılıklı anlayışı geliştiriyoruz ve karmaşık sistemindeki tüm dinamikleri ile birçok yönden ilişkiler kuruyoruz.


Etkili iletişim psikolojisi için yeteneğini belirleyen birkaç seviye vardır. Yüksek uyumluluk, esneklik ve temas olduğunu varsayarsak, özgürlüktür; cesaret ve onur gösterisi ile aktif liderlik; ortak düzeyinde, fikri dinlemenizi ve en iyi çözümü bulmanızı sağlar. Sosyallik, tanışma ve iletişim kolaylığı ve kolaylığını sağlayan bir kişinin iyi niyetli duygusal durumu ile doğrudan ilgilidir.




Londra merkezli 19 ülke, 23 şehir”de faaliyet gösteren kadın platformu "Global Woman Club”  Türkiye kurucusu İş Kadını Sevda Kaya “Başarı iletişimle Başlar, İletişime sarıl markanı yarat” sloganıyla, kurumsal ve kişisel, özellikle kadın girişimcilerin genç tasarımcıların, markası olan ya da yeni marka yaratmış tasarımcılar icin iletişim stratejisi, marka yönetimi, satış, pr ve network konusunda hizmet veriyor.




Çeşitli iş kollarını bünyesinde bulunduran kurumsal şirketlere kurumsal iletisim, eğitim ve organizasyon, hizmetleri sunan, ayrıca farklı temalar’da butik fuar organizasyonları düzenleyen Blissevent-Pr kurucusu Sevda Kaya, Elif Gönlüm koordinatörlüğünde Winter Wonderland 2019 düzenleyerek Nişantaşı St. Regis Hotelde yerli-yabancı bir çok seçkin ünlü markaların, tasarımcıların ürün ve hizmetini biraraya getirdi.


Her etkinlikde farklı uyguladığı gibi, Winter Wonderland 2019’da sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne çocukların hayal güçlerini ve yeteneklerini sergilemelerine destek verdi.




TAV Passport ana sponsorluğunda, Dünya mutfağının lezzetlerini tattıran DİO Nişantaşı’nın hizmet sponsorluğunu ve Global Gayrimenkul pazarında Ingiliz markası Gred-Knight Frank’ın destek sponsorluğunu üstlendiği etkinlikde özgün, çağdaş, modern koleksiyonların ve aksesuarların sergilendiği elit katılımcılar ve elit ziyaretciler vardı. 


Doğal ve taze ürünleri hijyenik ve sağlıklı ambalajlarda tüketime sunan Mehmet Kemal Yerlioğlu tarafından kurulan Nutta marka kuruyemişler yılbaşına özel gün hazırlık içinde olduklarını söylerken gıda ürünlerinin sergilendiği standları, ilgi çeken yoğunluk gösterenler arasındaydı




Ethica Sağlık Grubu’nun bir parçası olan estethica; Ataşehir, Bakırköy ve Levent lokasyonlarında hizmet veren; gelişmiş teknolojiler, alanında uzman doktorlar ve tecrübesiyle, Türkiye’deki en güvenilir estetik cerrahi hastanesi olduğunu, Estetik ve plastik cerrahi, saç ekimi ve saç sağlığı, sağlıklı yaşam ve beslenme, dermatoloji ve medikal estetik, ağız ve diş sağlığı, varis ve akupunktur kliniklerinde hizmet verdiği bilgilerini iletişim müdürü Gülşah Sadık, Dermatoloji Bölüm yöneticisi Zeynep Akbaş ve misafir ilişkiler müdürü Evrim Eryılmaz’dan alıyoruz.


İngiliz gayrimenkul pazarlama devi Knight Frank ile “Global Vitrin” (The Global Showcase) adı altında inovatif bir işbirliği projesi yapan, Türk yatırımcılara konut ve perakende gayrimenkul konularında danışmanlık ve aracılık hizmeti veren Londra merkezli Türk Girişimi GRED (Global Real Estate Development), kurucusu, ABD’de sürdürülebilirlik üzerine akademik çalışmalar yapmış Türk kadın girişimci Meltem Türker ile şehir planlama ve gayrimenkul geliştirme konularında sohbet ediyoruz. 




Nefes koçluğu,Yaşam koçluğu, NLP Practitioner Master programları konusunda danışmanlık yapan, İletişim becerilerinin önemine dikkat çeken iş kadını Sevda Kaya ile kısa bir söyleşi gerçekleştiriyoruz.


İnsanlarla iletişim kurmanın kurallarını sorduğumuzda; Sevda Kaya “Her şey iletişim ile başlar, eğer iletişim ilginç ise, huzur, memnuniyet ve başarı getirir. Etkili iletişim stratejileri, çalışanları iyi bilgilendirilmiş ve üretken tutabilir. Profesyonel ve yüksek kaliteli iletişimin tek bir tuvali, rahat, kolay bir atmosfer yaratmanıza yardımcı olacak bir dizi basit kurala uymalı İletişimin temellerine hakim olmak için, bir kişinin ilk bakışta bu süreçle ilgisi olmayan becerileri birbirine bağlaması gerekir.” bilgeliğin incilerini  içeren  cevabı alıyoruz.




yilmazparlar@yahoo.com

Dilan Bozyel’in, Paris – Beyrut Mutluluk Hattı sergisi-Yılmaz Parlar

Mutluluk Hattı

İnsan, nerede yaşayacağını nasıl seçer? Hangi şehir? Hangi semt? Hangi sokak? Ya da hangi yarım küre? Afrika' da? Belki Güney Kore ya da Fransa' da? 

“Doğunun mistik ve batının estetik yüzü”



Dilan Bozyel’in “Paris – Beyrut “Mutluluk Hattı” kitabının yayınlanmasının ardından aynı ismi taşıyan fotoğraf sergisi Institut français’de açıldı.


Sergi alanının tüm duvarları “Paris – Beyrut : Mutluluk Hattı” kitabında yer alan yazılarla kaplandı. Ziyaretçiler mekana girdiklerinde kendilerini Dilan Bozyel’in güzel eseri kitap dünyasında buldular.


Mabel Matiz, Nazan Kesal, Demet Gül, Gülten Kaya ve Birkan Nasuhoğlu isimler başda olmak üzere elit sanatsever davetli sergi açılışına katıldı.


Yaşayacağı şehri, yaşamak istediği şehirleri fotoğraflayarak bulmaya çalışan fotoğrafçı Dilan Bozyel. Hikâyesinin ilk ikilem rotası yaşadığında mutlu olacağına inandığı iki şehirde geçiyor; Paris ve Beyrut.




Diyarbakır doğumlu fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel’in annesi Kıbrıs Limasollu, babası Diyarbakır Liceli. Yirmi yaşına dek doğduğu şehirde yaşamış, adeta bir kalenin içinde büyürken; dünyayı, iki farklı kültürün buluştuğu aile evinde; okuduğu kitaplar ve şiirler, dinlediği müzikler, izlediği filmler ve üç kardeşiyle birlikte oynadığı oyunlardan  öğrenmiş. Kaleden dış dünyaya adımını attığı ve ailesinden uzaklaştığı ilk adımında bir soru belirmiş zihninde: "İnsan, nerede yaşayacağını nasıl seçer?" Hangi şehir? Hangi semt? Hangi sokak? Ya da hangi yarım küre? Afrika' da? Belki Güney Kore ya da Fransa' da?




Herkesin rotası evine çıkıyormuş; Peki, evimiz nerede? " diyen  Dilan Bozyel, Belki büyüdüğü şehirden tanıdık notalarda, belki oryantal bir estetiğin tarihle harmanlanmasında ya da belki yüksek medeniyetin sanatla buluştuğu bohem sokaklarda mutluluğu keşfeden sanatçı, bu nadir bulunan duyguyu kendine saklamak istemeyerek; bir kitap ve yazıların fotoğraflarla buluştuğu bir gezegen hissi yarattığı sergisi aracılığıyla dünya ile buluşturmaya karar veriyor.


Dilan Bozyel manifestosundan özetler“  Doğunun mistik ve batının estetik yüzü beni her iki tarafa da çekiyordu. Ortadoğu' dan başlayıp, Avrupa' ya uzanan yolculuğumda gözlerim ve kameramın ortak işbirliği ile arayışımı fotoğraflar üzerinden sürdürmeye devam ettim. Derken; Fransız estetik kültürüyle doğu motiflerinin şekil aldığı Beyrut sokaklarında, kültür ve politik tarih fısıltılarını duvarlardan dinledim. Frankofon medeniyetin, Arap gelenekleriyle harmanlanarak insanları güzelleştirdiğine şahit oldum.




Paris' e doğru yola çıktığımda; başka ama benzer bir rüzgardan büyülendim. Sadece mimari büyü değildi kamerama yansıyan, Paris sokaklarında rastladığım insanların yüzlerinde de hikayeler vardı. Neredeyse karşılaştığım her bir portre başlı başına adeta bir kitap gibiydi. Yalnızca portreler ve mimari de değildi hikaye barındıran; sokaklar, kaldırım taşları, cafelerdeki tabureler, mezarlıklar, metrolardaki müzik sesleri, şehrin tüm akışına yön veren güvercinler..Bir şehir, insanı daha nasıl kendine aşık edebilirdi?” şeklinde ifade ediyor


Evini aramaya devam eden, yolcuğunun molalarında hep aynı duygu belirdiğini söyleyen ; Dilan Bozyel “Paris' e ve Beyrut' a derin bir özlem besliyordum. Bu duygunun ölümsüz olması gerektiğine karar verdim; bavulumdan Paris ve Beyrut' ta çektiğim fotoğrafları ve not defterime karaladığım cümleleri sizlerle paylaşmak için sabırsızca bir heyecan duymaya başladım. Önce kırmızı kaplı bir kitap haline geldi seyahatlerimin mutluluk hattı şehirleri. Kitap, kendine sığamadı; heyecan dolu bir sergiye dönüştü. Paris ve Beyrut, beni şans ve mutlulukla doldurdu.” Sözlerinden  sonra, kitabın sayfalarından serginin duvarlarına, gözlerden yüreğe iyi yolculuklar diliyor.


Sergi 9 Şubat 2020 arasında Institut français’de zitayetçilere açık olacak.


yilmazparlar@yahoo.com

13 Aralık 2019 Cuma

Çiğdem Tunç tiyatrosu-3+1 Zombili-Yılmaz Parlar

Zombili’de Donald Trump

Tüm sanatların sentezi denilen, sanat sevgisini gerçekten yansıtan, en erişilebilir sanat olan tiyatronun rengi dediğimiz insanlar tarafından başlatılan bayrak yarışının bitmediğinin göstergesi olarak, tiyatroya dönen Çiğdem Tunç yeni bir oyunu sahneye koydu. Çiğdem Tunç ardı ardına sahneye koyduğu oyunlarla, neslinin sürekliliğine katkı sağlıyor.



Çiğdem Tunç’un “3+1 Zombili” isimli son oyununda misafir sanatcı, ünlü showman, Yavuz Seçkin oyunun finalinde, sadece gala gecesine özel bir sürpriz olarak Donald Trump tiplemesi ile sahneye gelerek renk katdı. 

Galaya Şebnem Schaffer, Nesli Özsoy, Esin Yağmurdereli, Aydan Şener, Neşe Aksoy, Bedia Öztep, Melek Şahin, Devlet Devrim, Süheyl Uygur, Açelya Elmas, Murat Parasayar, Nermin Denizci, Bora Gençer, Nida Şan, Sibel Gökçe gibi isimlerin başda olduğu elit davetliler katıldılar.



Senaryosu, Eray Yasin Işık tarafından kaleme alınan “3+1 ZOMBİLİ”  oyun  Çiğdem Tunç tarafından sahneye konuldu. Tiyatro kimliği şöyle; Oyuncular Çiğdem Tunç, Levent Sülün, Özkan Ayalp, Sema Aras, Deniz Salman, Deniz Değirmenci, Alper Çorumluoğlu,  Soykan Kişioğlu, Ezgi Küçük, Balca Aydoğdu, Savaş Özkartal 

Yönetmen Yardımcılığı Alper Çorumluoğlu, Müzikler Nida Şan, Dekor ve Sahne Tasarımı Cihan Aşar, Afiş Fotoğrafı ve Tasarımı Şahin Tuhan, Kostüm Şinasi Günaydın, J’adore’, Hanzade Günaydın.



Çiğdem Tunç Tiyatrosu’ndan birde duyarlılık göstererek, yaklaşan yılbaşı vesilesiyle hem kendilerinin hem de galaya gelen misafirlerin getirmiş oldukları çeşitli hediyeler, fuaye alanında kurdukları yılbaşı ağacının altında toplandı.

Oluşan hediyeleri Çiğdem Tunç Yılbaşı hediyesi olarak Maltepe Çocuk yuvasındaki çocuklara bizzat vereceklerini söyledi.



2 Perde  120 dakikalık  “3+1 Zombili” oyununun konusu Hilmi Bey Apartmanı Daire 3’de, beş hanımdan oluşan kendi halinde yaşayan ailede;  Ailenin reisi Nur, hem evde kalmış ablasından, hem hiçbir şeyi umursamaz iki kızlarından, hem de demans hastası 94 yaşındaki annesi Refiya hanımın geçiminden sorumludur. Kira ödeme sıkıntısı çeken ailenin gelişen olayları seyirciyi kahkalarla güldürüyor.

Tiyatroda en önemli şey sahnedeki insan ruhunun hayatı oynamasıdır. Tiyatro sahnesinde. oyuncular rolü doğru şekilde tasvir ederse, tüm duyguları tadarsınız. “3+1 Zombili” oyuncuları gerçek davranış kadar rollerini icra ediyorlar. Başarılı performansları parmak ısırtacak kadar mükemmel.

Aslında tiyatro hayattır, Böylece izleyici, kendisinden çok daha fazla duygu iletir, oyuncu ile tek bir bütün olarak empati kurar ve sevinir. Bir toplumun idealleri varsa, bir tiyatroya ihtiyaç duyulur. Bu nedenle Çiğdem Tunç’un misyonu tiyatroyu sevdirme çabaları takdire şayan. Tiyatro sevgisinin meşalesini taşıyanların sayılarının artması dileğiyle oyun ekibini kutluyoruz

yilmazparlar@yahoo.com 

TÜRSAB Başkanlığı’na seçilen Firuz Bağlıkaya, Mazbatasını aldı-Yılmaz Parlar

 Kararlılıkla Çalışmaya Devam

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin 30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde düzenlenen 24. Olağan Genel Kurulu’nda, yeniden TÜRSAB Başkanlığı’na seçilen Firuz Bağlıkaya, Mazbata töreninde yaptığı konuşmasında “Aynı kararlılık ve azimle TÜRSAB için çalışmaya devam edeceğiz” dedi



Türkiye Seyahat Acentaları Birliği  (TÜRSAB) Başkanı  Firuz Bağlıkaya, yeni yönetim kurulu, Denetim ve Disiplin Kurulu Üyeleri, TÜRSAB Genel Merkezi'nde düzenlenen törenle mazbatalarını aldı.

10 Aralık 2019 tarihinde TÜRSAB Genel Merkezi’nde gerçekleşen törende Kültür ve Turizm Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, TÜRSAB 24. Genel Kurulu’nda TÜRSAB Onursal Başkanlığı’na seçilen Talha Çamaş, Genel Kurul’da Divan Başkanlığı’nı üstlenen Deniz Tüfekçi yaptıkları konuşmalarında;




Bahattin Yücel, “Çok zor bir görevi üstlendiklerini biliyorum."
Deniz Tüfekçi, “Geçmiş dönem yönetim kurulu birçok zorlukların üstesinden geldi. Yeni seçilen Yönetim Kurulu da hiç geride kalmayacak çok daha iyisini yapacak.”
Talha Çamaş, “Onursal Başkan seçilmem vardığım en onurlu nokta”
Firuz Bağlıkaya “Ses getiren çalışmaları hayata geçireceğiz” dediler.

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB’a yakışır, demokratik bir Genel Kurul süreci yaşadıklarını söyledi. Bağlıkaya, “Yeni yönetim kurulumuzda görev alan arkadaşlarıma hoş geldiniz ve kolları sıvayın diyorum. Önümüzde TÜRSAB’da değişimi devam ettirmek ve daha ileriye taşımak için yepyeni bir sayfa açıldı. Geçtiğimiz dönemde çok çalıştık, büyük emek harcadık. Önemli projeleri hayata geçirdik. Aynı kararlılık ve azimle yeni dönemde çalışmaya devam edecek, sektörümüz ve ülkemiz için daha çok proje üreteceğiz” dedi.



Yeni yasanın çıkmasıyla sektörün rahat bir nefes alacağını belirten Bağlıkaya; “Birlik yasamızın, yeni dönemde sektörümüzün önünü açmasını ve yeni hamleler yapabilmemize olanak sağlamasını bekliyoruz. Yeni yasamızdan alacağımız güçle, hızımızı artıracağız. TÜRSAB’ı; teknolojik ve dijital gelişmelerin belirleyici olduğu dünyanın yeni dönemi ve gidişatına uygun bir birlik haline getirmek için önemli adımlar atacağız” şeklinde birlik çatısının önemine vurgu yaptı.



23. Dönem Yönetim Kurulu’nda yer alan arkadaşımız Halil İbrahim Kalay, seyahat acentalarını temsilen Turizm Tanıtma Ajansı’na seçildiğini söyleyen Bağlıkaya “İbrahim Bey’in Turizm Tanıtma Ajansı’nda TÜRSAB’ın sesi olacağına ve çok başarılı çalışmaları hayata geçireceğine yürekten inanıyorum. Kendisine bu yeni görevinde tekrar başarılar diliyorum.” Sözleriyle ve yeni yönetime başarı dilekleriyle konuşmasını noktaladı.



23. Dönem Yönetim Kurulu Üyelerine Başkan Firuz Bağlıkaya tarafından plaket verildi.24. Olağan Genel Kurulu’nda üyelerin oylarıyla seçilen Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu Üyelerine mazbataları verildi. Başkan Firuz Bağlıkaya ve yeni üyeler mazbatalarını Divan Başkanı Deniz Tüfekçi’nin elinden aldı.



yilmazparlar@yahoo.com

10 Aralık 2019 Salı

Netoloji360 -2019 ödül töreni -Yılmaz parlar

Netoloji360 Dünyada Yapılanıyor

Kurucusu Özgür Erol’un dünya markası olduklarını söylediği Netoloji360, ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ürdün ve Suudi Arabistan’daki yapılanmakla birlikde hedefi tüm Dünya ülkeleri.




Netoloji Yazılım’ın geleneksel yıllık iş ortakları ile buluşmasını, bu yılda Aralık 2019 ‘da Hilton Kozyatağı Hotelinde gerçekleştirdi. Düzenlenen, Netoloji360 ödül tören ve konferans toplantısına tüm Türkiye iş ortakları katıldılar.


Zirvenin sponsorları Budgetlab, Chip Computer, Erd Bilgi Teknolojileri, Finmaks, Planet Yazılım ve Salesplus oldu. Sponsorlar kendilerine ayrılan alanlarda çözümlerinden bahsedip ikili görüşmeler yaptılar.




Açılış konuşmasını yapan Netoloji Yazılım kurucusu Özgür Erol, Netoloji’nin gelişimden ve gelecek vizyon hakkında  bilgi verdi. Konuşmasında iş ortakları ekosisteminin gücünden bahseden Özgür Erol özellikle artık bir dünya markası olduklarının altını çizerek aktif olarak yer alınan ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ürdün ve Suudi Arabistan’daki yapılanmayı aktardı.


Özgür Erol’un ekosistem hakkındaki konuşmasından algıladığımız; Yeni iş teknolojilerinden tam anlamıyla faydalanmak için, ekosistemlere uyarlanmak gerekiyor.

Teknik direktörlerin geleneksel BT yaklaşımlarını ortaya çıkan teknoloji ekosistemlerinin yeteneklerine ve zorluklarına uyarlamaları şart.



İşte nasıl yapılacağı, BT'nin geleneksel anlamda rolü, şirketin temelidir. İşletmenin temel işlevlerinden biri, teknolojilere erişimi dışarıdan kısıtlamak için şirketin operasyonlarını güvenlik duvarları ve şifreleme ile korumaktı. Ancak, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, geleneksel iş çerçevesinin dışında çok sayıda fırsat ve rekabet avantajı kaynakları ortaya çıkmaktadır. Bu fırsatlar birçok yeni ekosistemde birleştirilmiştir.


Şirketler benzer bir ekosisteme bağlanarak ağın tamamına erişebilirler. Diğer şeylerin yanı sıra, yeni müşteriler bulabilir, yeni veri kaynaklarına bağlanabilir ve mevcut iş süreçlerini iyileştirebilirler 


Logo’nun ilk kurucularından  SalesUPTR kurucusu Murat Keleştimur Büyük İş Fırsatları konulu sunumu ile iş ortaklarına yeni satış fırsatlarından bahsetti. 

Yine konuşmasından çıkardığımız özet anladığımız; En son teknolojiye sahip teknoloji ile çok yakın olmak, Mobil uygulamalar yapmayı, çevrimiçi pazarlar oluşturmayı veya bilimsel verileri kullanmayı öğrebilmek. İki farklı konuda gerçekten iyi olmak, bilgi teknolojisini kullanmak. Çözmek istenilen sorunları kendisinin bulması, iyi çözün bulunmadığında araştırılması, Her şeyin nasıl yapılması gerektiğini yeniden düşünmek için teknolojiyinin  kullanılması gibi. Çoğu fikir türevdir. Başarılı birçok işletme kopya olarak başladığıdır.. Mevcut fikirlere neler eklenebilecekleri görebilmek. Bu yeni satış kanalları, daha iyi müşteri hizmeti, daha kaliteli mi? gibi sorgulamalarla iyi modeli bulabilmek.



Netoloji Pazarlama Müdürü Esra Koç pazarlama stratejilerini ve Netoloji Yurt Dışı Satış Müdürü Harun Arman yurt dışı stratejilerini katılımcılarla paylaştılar.

Netoloji iş ortakları, Belirli hedeflere ulaşmak için, küresel, temel, rekabetçi, işlevsellik, büyüme gibi türleri altında ana pazarlama stratejileri, kurumsal pazarlama, işletme ve işlevsel pazarlama stratejileri, örgütsel strateji, etkili eylemlerin uygulanması, yürütme planı gibi konular hakkında bilgilendiler.

Netoloji Yazılım Proje destek Lideri Uğur Yıldırım E-Flow DMS sunumunu yaptı. Etkinlkte E-Flow’un yeni versiyonu E-Flow3 lansmanı yapıldı ve İş Süreçleri konusunda çığır açacak özellikler katılımcılarla paylaşıldı. 


2019 yılında  başarılı olan iş ortaklarına ödül takdimleri yapıldı;  En İyi E-Flow Designer Kerem Kuş, Yılın En İyi Projesi Wagner Kablo projesi ile Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş., Yılın Anadolu Bölgesi 1.si Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş., Yılın Ege Bölgesi 1.si Planet Yazılım Veri İletişim Sis.Tur.San.Tic.Ltd.Şti., Yılın Marmara Bölgesi 1.si Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş., Yılın En İyi Yurt Dışı İş Ortağı (Azerbaycan) EMS Consulting MMC, Yılın En İyi İş Ortağı Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş. 


Ödül töreni sonrası Seramon İstanbul Orkestrası’nın Gazino Geceleri konulu konseri eşliğinde  gala yemeğiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com


9 Aralık 2019 Pazartesi

Kadın İstanbul Gibi Olmalı-İsmet XBilen-Marmara Pastanesi-Yılmaz Parlar

Kadın İstanbul Gibi Olmalı

“Kadın dediğin İstanbul gibi olmalı, fetihi zor sahibi Fatih gibi olmalı.” Cağaloglu Vali Konağı karşısında tarihi Marmara Pastanesine, İstanbul kadını ve İstanbul görüntüsünü duvara resmeden, Türkiye Picasso’su olarak bilinen Sanatcı İsmet XBilen, eserini şair Ülkühan Boz’un şirinden bir dize ile özetliyor.



Birbirinden farklı boyutta ve tarzdaki eserleriyle hem kolleksiyonerlerin yeni fenomeni, tablo almak isteyen sanatseverlerin tercihi olan, İsmet XBilen’in duvar resmi geç Osmanlı döneminde öne çıkan İstanbul kadının zengin, öncü, ancak az bilinen hayat hikayeleri varmışcasına düşünmeye ışık tutuyor.
Sanatı sosyal bir sürecin parçası olarak günlük algılara, tanıdık ve yerleşik duygulara dayanan bu nedenle, her çalışması kendi zamanının tarihini referans alan İsmet XBilen’in Sanat dünyasında da popüler bir figür İstanbul kadını ele farklı alışılmış dışı bir tarzıyla güzellik kavramınını oryantalleştirerek ve soyut görüntüler kullanarak harmanlamış.



Kültürel bakış açısıyla, Türk sanat dünyasında önemli, kritik ve öncü bir konuma sahip derin bir sanat aşkı ve yenilmez boya arzusunun doğası gereği resmin alt yapısını oluşturan bir unsur değil, estetik ve kültürel çalışmalar arasında hassas denge kuran tarihçe ve sanat teorisi, görsel, algısal ve sosyal arasındaki boşluğu dolduran, başlı başına bir sanatsal dil.

Mutlu renkleriyle, koşulsuz İstanbul sevgisinin akışına bırakarak aldığı pozitif enerjisini, sanata dönüştüren İsmet XBilen, Marmara Pastanesi duvarlarına bir öykü yazar gibi pancurlu pencereden bakan kadın figürleriyle davam etmiş. Yerli yabancı Pastane müşterileri portrenin iç yapısı ile eserin kompozisyonu arasındaki ilişkiyi hayranlıklarıyla kuruyor. Portrelerin estetik versiyonlarını teorik olarak kavrıyor.



Yaptığımız söyleşide İsmet XBilen, “Kadın dediğin İstanbul gibi olmalı, fetihi zor sahibi Fatih gibi olmalı. Bu şimdiye kadar hayatımda çizdiğim en güzel resim oldu. Ön tarafda İstanbul’dan güzel İstanbul kızı. Arka planda o kızdan daha güzel İstanbul. İkiside birbirinden güzel. Fakat İstanbul’un güzelliği daha ağır basıyor. 3x4.5 metre ölçülerinde akrilik boyalarla oluşan bir resim.

Güzel olması için santim santim titreyerek, klasik olarak bire bir tüm estetik sanatsal kaidelere uyarak çizdim. Resimle aramda olan aşkı güzelliğe ulaşan bir kanaldan bilinçlenerek ve tarihsel gelişmelerle bu resmi zihnimin hayal perdesinde hissetdim. Çağaloğlu’ndaki tarihi Marmara pastanesine istedim ki; Cağaloğlu ve Sultanahmet dokusuna estetiksel yoğrulmuş güclü emeğimi artan bilinç dinamiğimle fırçamın ucundan böyle muazzam İstanbul resmi hediye edeyim istedim.” şeklinde yaptığı eser hakkında bilgi veriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Aralık 2019 Pazar

PwC ve ULI -Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçları-Yılmaz Parlar

Gayrimenkulde PropTech üstünlüğü

Teknolojinin yeniliği, sektördeki birçok noktaya dokunuyor, Buna ek olarak, PropTech'in üstünlüğünün endüstri üzerinde büyük bir etkisi var. 

PwC ve ULI iş birliği ile hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçlarını değerlendirdi.

ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal, Yeni bir akım olan Proptech gayrimenkullerin ve ilgili servis operasyon ve yönetim hizmetlerinin yeni teknolojileri kullanarak gayrimenkul ve teknolojinin içiçe geçmesi ile yatırımcı ve kullanıcılar için büyük avantajlar sağlayan bir gayrimenkul geliştirme uzmanlık alanı olarak bir kutup yıldız gibi parladığını söyledi.

PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, bu yılın raporu; Sadece barınma ya da sadece iş odaklı gayrimenkul üretimi döneminin kapandığını, ülkemiz için de gayrimenkulün sağlayacağı kişisel ve toplumsal faydanın dikkate alındığı bir gayrimenkul planlamasının gerekli olduğunu belirtdi.  



PwC ve ULI iş birliği ile hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçları, 4 Aralık 2019 Çarşamba günü The Bosphorus Swissotel Hotelde açıklandı.
PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal açılış konuşması gerçekleştirdiler.  

PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme A.Ş. Yönetici Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi  Neşecan Çekici, Pamir - Soyuer Gayrimenkul Danışmanlık Şirket Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi Firuz Soyuer, Dalfin Finansal ve Kurumsal Çözümler Ortağı Mustafa Aşkın, Doğaner Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi Dr. Berra Doğaner, Rel Collection Yiğit Şatıroğlu oturumda raporu açıkladılar ve yorum yaptılar.

Siyasal belirsizlik, ticaret savaşları ve kilit pazarlarda ekonomik büyümenin yavaşlaması Dünya çapında, Gayrimenkul endüstri şimdi sıkıca artan spekülasyonlar arasında riskli bir durumda..



Gayrimenkul yatırımcıları 2019’da ekonomik belirsizlik konusundaki endişeleri aynı zamanda, değerleri gözden geçirmek zorunda kaldılar.

Hızla değişen tüketici taleplerine cevap veren modellere ve sınır ötesi yatırım faaliyetine yönelme isteğinde olan gayrımenkul küresel bir durgunluk içinde olmasına rağmen, hala tercih edilen varlık gösteren sektör.

Tüketiciler çevresel ayak izlerinin giderek daha fazla farkındalar ve hem iş hem de oyun için kaynak verimli yapılar konusunda ısrar ediyorlar. 

Bunun da ötesinde, akıllı bina teknolojisi norm haline geliyor ve tüketiciler bu tür bir binanın vaat ettiği daha yüksek verimlilik ve düşük maliyetler istiyor. 
Değişen trendlerin nabzına dokunan ve tüketici davranışlarına uyum sağlayanlar, daha büyük bir kitleye hitap edecekleri ve daha fazla başarı kazanacakları öngörülüyor
Teknoloji odaklı inovasyon oyun değiştiricidir

Dördüncü Endüstri Devrimi'ni (veya Endüstri 4.0'ı) yönlendiren yeni teknoloji ile inovasyonun etkisiyle Gayrimenkul sektörüde, teknolojik gelişmelerle büyük ölçüde değişmiştir. Başarılı geliştiriciler ve yatırımcılar, içinde bulundukları pazarların ihtiyaç ve isteklerini dinliyor ve teknolojideki değişikliklere uyum sağlıyor, böylelikle avantaj sağlıyorlar.

Toplantının açılış konuşmasında; ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal, şehir içi ve şehir dışı Alışveriş Merkezlerinin gayrimenkul yatırımcıları tarafından artık listenin en sonlarında ve en az geliştirilen ve talep gören ticari gayrimenkul kategorisi olarak değerlendirildiğini söyledi. Baysal, “Avrupa’da gayrimenkul yatırımcılar hala temkinli ama yatırım yaptıkları gayrimenkul kategorilerinde geçmiş yıllardaki rapor araştırma sonuçlarına göre lojistik tesislerine, yaşlı bakım ve emekli evlerine, paylaşımlı ekonomi kapsamındaki karma kullanımlı yaşam projelerine, öğrenci yurtlarına, sağlık tesislerine, data merkezlerine, servisli apartmanlara, paylaşımlı ofislere, esnek hizmetler sunan servisli ofislere, endüstriyel depolara, self-servis depolama alanlarına, otellere, bilim parklarına, sosyal meskenlere ve şehir merkezlerindeki MİA bölgesi ofislerine kaymakta olduğunu gözlemlemekteyiz.”dedi



Proptech gayrimenkullerin ve ilgili servis operasyon ve yönetim hizmetlerinin yeni teknolojileri kullanarak gayrimenkul ve teknolojinin içiçe geçmesi ile yatırımcı ve kullanıcılar için büyük avantajlar sağlayan bir gayrimenkul geliştirme uzmanlık alanı olarak bir kutup yıldız gibi parlafığı söyleyen Baysal “Gayrimenkul geliştirmenin geleceğinin burada olduğuna dair adeta bir projektör gibi ışık tutarken, içerisinde konutların da yer aldığı karma kullanımlı projelerin de artık çok daha belirgin bir şehirleşme mozaiği olarak karşımıza çıkacak bir gayrimenkul geliştirme trendi olduğu da raporda ifade bulan en önemli eğilimlerden biridir.”Diyerek raporada atıf yaptı.

PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu   “900’e yakın katılımcının 2020 yılının Avrupa gayrimenkulü için tüm politik belirsizliklere, maliyet artışlarına ve karışıklıklara rağmen yine de olumlu geçeceğini söylemesi özellikle son yıllarda ortaya çıkan trend olan, artık gayrimenkulün sadece alınıp satılan ya da kiraya verilen bir yatırım aracı olmaktan uzaklaşmasının bir sonucu belki de. Raporda da söylendiği gibi iyi pazar dinamikleri, likidite, geleceğe yönelik özellikle de toplumsal refahı artırıcı adımlar ve kentsel mobilitenin artması ile gayrimenkulün bir hizmet ürünü haline dönüşmesi, gelişen teknolojik altyapı ile geleceğe daha umutla bakılmasına imkân sağlıyor.”dedi
Bayraktaroğlu  “Ülkemizde de kentlerin planlanmasında “insan” ve “toplum” odaklı kent uygulamalarının teknoloji ile birleştirilmesi sayesinde gayrimenkule erişimin kolaylaşmasını beklemek hiç de yanlış olmaz. Sadece barınma ya da sadece iş odaklı gayrimenkul üretimi döneminin kapandığını, ülkemiz için de gayrimenkulün sağlayacağı kişisel ve toplumsal faydanın dikkate alındığı bir gayrimenkul planlamasının gerekli olduğunu düşündürtüyor bu yılın raporu.”şeklinde yorum yaptı.



Rapora göre politika ve ekonomideki dalgalanmalara rağmen Avrupa genelinde sektör liderleri gayrimenkulün cazip ve talep gören bir yatırım alanı olmaya devam edeceği görüşündeler. Pozitif ama temkinli bir yaklaşımın öne çıktığı raporda, araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlası 2020 yılında; şirketlerine en büyük etkiyi artan inşaat maliyetlerinin yapacağını belirtti. Uygun fiyatlı konutların olmaması gayrimenkul yatırımcıları için hem endişe hem de fırsat yaratan alan olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıla göre önemli bir artışla katılımcıların % 61’i önümüzdeki yıl uygun fiyatlı konut konusunun daha da derinleşeceğini dile getiriyor.

Raporda; sektörün Avrupa ve dünya genelindeki politik belirsizliklerin gölgesinde kaldığı görüşü öne çıkıyor. Politik belirsizlik dünya genelinde katılımcıların % 81’i, Avrupa’daki katılımcıların ise % 70’i tarafından en önemli endişe kaynağı olarak gösteriliyor. Katılımcıların yaklaşık % 60’ı ulusal politikalar hakkında da endişeli. Bu oran, geçtiğimiz yıla göre oldukça yüksek ve bu durum yatırımcıların İngiltere ve Almanya pazarlarına yaklaşımını etkiliyor.

Çevresel, sosyal ve yönetişim konularına ilişkin endişeler sektörün gündeminde bir süredir yer tutarken, bu yıl bu konulara yaklaşımda anlamlı bir değişiklik olduğu görülüyor. Katılımcıların üçte ikisinden fazlası, çevresel sorunların işlerine etkisi hakkında endişeli olduklarını dile getiriyor. Kurumsal yatırımcılar çevresel, sosyal ve yönetişimsel yatırım kriterleri ortaya koyarken yatırım yöneticileri bu kriterleri karşılama çabası içindeler. Sektördeki diğer oyuncular da geliştirme projeleri ve yatırımların gelecekte Paris Anlaşması’nın şartlarına uygun olmasını sağlamak için artan yasal düzenlemelerden kaynaklanan emisyon azaltma hedeflerine uyum sağlamaya çalışıyorlar.

Raporda sektörün özellikle iklim riskleri konusunda daha da bilinçlendiği öne çıkıyor.  Araştırma katılımcılarının neredeyse yarısı, hâlihazırdaki gayrimenkul portföylerinde iklim değişikliği riskinin yükseldiğini, % 73’ü ise bu riskin önümüzdeki beş yılda daha da artmasını beklediğini belirtti.

Bu yılın raporundaki kent sıralamaları, katılımcıların likidite ve istikrar sunduğuna inanılan kentlere odaklandıklarını, pazara yön veren fırsatlara önem verdiklerini ve temkinli yaklaşımlarını yansıtıyor. Yatırımcıların 2020 yılı için Paris’i Brexit’ten, 2024 Olimpiyat Oyunlarından ve özellikle de Büyük Paris projesinden bekledikleri zincirleme fayda sebebi ile listenin başına yerleştirdiklerini görüyoruz.

Araştırmada yer alan 4 Alman kenti (Berlin, Frankfurt, Münih ve Hamburg ) de ilk on içinde yer alıyor. Bu sıralama, Almanya’nın ekonomisiyle ilgili endişeleri geçersiz kılarak “oldukça sağlıklı”  değerlendirildiğini gösteriyor. Benzer şekilde, iyi arz/ talep dinamikleri Amsterdam ve Madrid gibi kentleri de ilk ona sokmaya yetiyor.

Brexit’le ilgili süren endişelere rağmen, katılımcıların üçte birinin ‘iyi’ veya ‘çok iyi’ ; üçte birinin ise orta düzeyde olduğunu belirtmesiyle Londra bu yıl listede dördüncü sırada yer alıyor. Buna karşılık, özellikle merkezi iş alanlarındaki gayrimenkuller iyi performans göstermesine rağmen diğer İngiliz kentleri Manchester, Birmingham ve Edinburgh, hala Brexit’ten kaynaklanan belirsizliğin etkisi altında kaldığından listenin alt kısımlarında yer alıyorlar.31 Avrupa kentinin yer aldığı listede Türkiye’den temsil edilen tek kent olan İstanbul, bu yıl geçen yılki gibi sonuncu sırada değil ancak sadece Moskova’nın üzerinde 30. Sırada yer alıyor.Gayrimenkulde Gelişen Trendler Listesi’nin ilk 10 kenti; Paris, Berlin, Frankfurt, Londra, Madrid, Amsterdam, Münih, Hamburg, Barselona, Lizbon

Kentsel mobilite; Raporda aynı zamanda akıllı mobilite çözümlerinin daha fazla kullanımının, Avrupa kentlerinin başarı ve büyüme potansiyeli için ne kadar vazgeçilmez görüldüğü incelendi. Araştırma katılımcılarının yaklaşık %80’i gelişen mobilite ve altyapı çözümlerinin yatırım kararı alma süreçlerinde etkili olduğunu söylüyor.

Ulaşım bağlantısı, kent seçimini etkileyen en önemli faktör olarak görülüyor. Bisiklet/motosiklet ve araç paylaşımından otomatik araçlara kadar yeni çözümler, gayrimenkul yatırımcıları ve geliştiricilerin en değerli bina ve bölge tercihlerini değiştirebiliyor.


yilmazparlar@yahoo.com