18 Mayıs 2016 Çarşamba

BU Journal 30. Yılını Uluslararası Bir Konferansla Kutluyor-Yılmaz Parlar

ŞİRKET YÖNETİMİ BİR İKLİMDİR
İyi yönetim kuruluşlarının sürdürülebilirlik ve tüm yaşam iyileştirilmesi kalitesinin anahtarıdır. 
Yönetişim, ister küresel organizayonlar olsun, isterse ülkeler veya şirketler olsun, bir kurumun hedeflerine ulaşması ve en üstün performansı göstermesi açısından kritik önem taşıyor. Bu hedefin gerçekleşebilmesi için kurum ve çevresindeki tüm paydaşların davranışlarının her zaman şu ilkeleri yansıtması gerekiyor: tutarlılık, sorumluluk, hesap verebilirlik, adillik, şeffaflık, etkililik ve katılımcılık. İyi yönetişim kurallarla değil, davranışlarla sağlanır. Kurallar önemlidir, ancak iyi yönetişimin temel ilkelerinin ruhunu anlamaksızın, sadece çeşitli otoritelerce oluşturulan kurallara uyum için atılan adımların yönetim kalitesini geliştirmesini beklemek gerçekçi değildir. İyi yönetişim bir kültürdür, bir iklimdir ve bir davranışlar bütünüdür. Sözler ARGE Danışmanlık’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten, Dr. Yılmaz Argüden’in, Boğaziçi Üniversitesi’nin yayınlamakta olduğu BU Journal’ın 30. yaşını kutlama kapsamında, Sosyal Bilimler alanında düzenlenen uluslararası konferansda “Yaşam Kalitesi için Stratejik Liderlik konulu” konuşmasının özetiydi. 


16-17 Mayıs 2016 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Ortadoğu’dan Avrupa’ya, alanında uzman konuşmacılarca dünya siyasetinin güncel konularından Suriye, Ortadoğu’da hukuk, Avrupa Birliği’nin geleceği, mülteci krizi gibi konular başta olmak üzere pek çok konu ele alındı.
Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker ve BU Journal Editörü ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Refik Erzan birer konuşma gerçekleştirdiler.
Uluslararası ekonomi, Avrupa entegrasyonu ve uluslararası ticaret konuları üzerine çalışmaları bulunan Université libre de Bruxelles’den Prof. Dr. André Sapir, “Still the Right Agenda for Europe” başlıklı konuşma yaptı. Ayrıca diğer konuşmacılar; Brookings Enstitüsü Türkiye Projesi Direktörü Prof. Dr. Kemal Kirişçi ve Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Melani Cammet Stefan Koch, Zeynep Gürhan Canlı, T. Umut Kuzubaş, Lucca (R. Benabou, Andrea Vindigni, Melani Cammett, Kental Kirişçi,  Yeşim Arat, Murat G. Kırdar, Remzi Kaygusuz, G.Ventura, Ceyhun Elgin, Murat Koyuncu, Barış Kaymak, M. Poschke, Selva Demiralp, T.Umut Kuzubaş, Ceyhun Elgin, Selva Demiralp, J. Eisenschmidt, T.Vlassopoulos, Levent Yıldıran, G.G.Akın, A.F. Aysan, G.Gollu,, S.Mehmet Özsoy, G.I.Kara. 
Kurumları geleceğe hazırlama çalışmaları, geliştirdiği yaratıcı ve yenilikçi yönetim stratejileri ve toplumsal katkılarıyla ile tanınan Strateji, iş mükemmelliği, kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik konularında birçok Türk ve yabancı şirkete yönetim danışmanlığı hizmetleri veren Dr. Argüden, iş dünyası liderlerine 21 yüzyılda liderlik konusunda ışık tutan  "Güven iyi yönetişimin özü ve sürdürülebilir gelişmenin temelidir. Kurumların güven duyan toplumların yaşam kalitesi artar. İyi yönetişim insanoğlunun yaşam kalitesini geliştirmenin ve kurumların sürdürülebilirliğini sağlamanın anahtarıdır. Yönetişim, toplumların, faaliyetlerini yönetmek amacıyla kullandığı politik, ekonomik ve yönetsel iradedir.” diyerek yönetişim, toplumsal aktörler arasında ve toplumsal aktörlerle kamu yönetimi arasındaki karşılıklı etkileşimin niteliğine işaret etdi.

Son ekonomik kriz küreselleşen dünyada insanların karşılıklı bağımlılığının ne kadar arttığını geniş kitlelerin anlamasına neden oluyor. özel sektörü oluşturan şirketlerin de sorumlulukları sadece hissedarları için kâr üretmenin ötesine geçiyor, sürdürülebilir bir dünya için kaynakları etkin kullanmaları her geçen gün daha büyük önem kazanıyor. Tüm paydaşlara güven sağlayabilen kurumlar, tüm değer zincirinde daha çok kaynağı harekete geçirip vizyonları doğrultusunda yönlendirerek, başarıya daha kolay ulaşabiliyor ve sürdürülebilirliği sağlayabiliyorlar. Bu nedenle, kurumsal güvenin temelini oluşturan kurumsal yönetişimin şirketler açısından da önemi küçük-büyük veya halka açık-aile şirketi ayırımı olmaksızın her geçen gün daha yaygınlaşıyor. Kısaca iyi yönetişimin hayatımızdaki yeri ve önemi her açıdan artıyor: ister küresel sorunlara çözüm aramada, ister ülkelerin refah düzeylerini geliştirme çabalarında, isterse şirketlerin sürdürülebilir başarıyı yakalama çabalarında olsun. Ancak, yeterince anlaşılmayan bir konu iyi yönetişimin bir kurallar dizisi değil, bir yönetim kültürü olduğudur.

Prof. Dr. André Sapir Avrupa Birliği'nin liderlik akut ve varoluşsal krizle mücadele yıl geçirdiğini üç merkez sorunlarla karşı karşıya olduğunu, AB kurumları ve AB bütçesinin reforma ihtiyaç ve komşuluk politikası ve AB'nin dünyadaki konumuna da dahil olmak üzere dış meseleleri AB'nin yeterliklerini gözden geçirmek ve euro bölgesi ve AB arasındaki ilişkiyi yeniden ayarlamak için hazırlanmak ve ihtiyaç kadar yüzleşmek zorunda olduğunu, Borç düzeyleri tarihsel olarak yüksek bulunduğu konularında bir sunum gerçekleştirdi.

Ulrich Schmidt Sosyal karşılaştırma ve risk alma cinsiyet farklılıkları konulu sunumunda tüketim değerine bağlı risk altında karar verme modeli yanı sıra sosyal karşılaştırmalı modelin geliştirilmesi, sosyal referans noktasında tanımın
seleksiyonist mantığa göre, kadınlar tüketim değerine daha fazla ağırlıkla yatırımlarından söz ederek, ilintisiz riskler, ilişkili riskler için etki ve sosyal karşılaştırmalı örneklemelerle sunumunu gerçekleştirdi.

Ayrıca Sosyal, Ekonomik ve İdari Çalışmaların Gözden Geçirilmesi, Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler, Kaos’un Sonuçları Suriye’deki İnsani Kriz ve Koruma Konusundaki Başarısızlık, Orta Doğu’da Hukukun Üstünlüğü Alanındaki Farklılıklar, Yasak Meyveler Bilim, Din ve Büyümenin Siyasi Ekonomisi, İş Dünyasında Kapsayıcılık Yeni, Sürdürülebilir ve Yenilikçi Özel Sektör Demografi ve İşgücü, Zorunlu Eğitim Kanunlarının Türkiye’deki Erken Yaşta Evlilik ve Doğum Üzerine Etkileri,  Çocuk Bakımı Teşvikleri ve Evde Çalışan Arzı Vergilendirme, Gelir Dağılımı ve Artışı, Negatif Faiz Oranlarının Banka Bilançoları üzerine Etkisi, Kademeli Vergilendirme Çerçevesinde Kamu Sermayesi ve Eşitsizlik, Kademeli Varlık Vergilerinin Makroekonomik ve Dağıtımsal Etkileri, Reel Döviz Kuru ve İhracat Davranışı Şirket Düzeyinde Kanıt, İş Döngüsü Muhasebesi, Panik Satışı (Fire Sale) Dışsallığı Çerçevesinde Banka Düzenlemeleri, Para ve Bankacılık, Euro Bölgesinden Kanıtlar, Kredi Kartı Ödeme Hizmetleri: Yıllık Ücretler, Anlaşmalı Üye İşyeri İndirimleri ve Takas Ücretlerine Yönelik Düzenlemeler gibi konular masaya yatırıldı.
  
yilmazparlar@yahoo.com

6 Mayıs 2016 Cuma

TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

22 ülkeden ve Türkiye genelinden 15 milyon oyun kullanıldığı ve rekor bir katılımla gerçekleşen ‘Türkiye Gençlik Ödülleri’ sahiplerini buldu.


MCD Gençlik Ajansı ve Dünya Gençlik Politikaları Derneği işbirliği ile Türkiye’nin en büyük gençlik hareketi olan “Gençlik Otobüsü” projesi kapsamında düzenlenen ve 15 milyon oy kullanılarak en iyilerin seçildiği, Türkiye Gençlik Ödülleri için sonuçlar açıklandı ve ödüller sahiplerini buldu.

Dün gece Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan ödül töreninde, en iyi erkek sinema oyuncusu seçilen Ahmet Kural’a ödülünü Yönetmen Emre Budak verirken, en iyi kadın sporcu seçilen Merve Aydın’a ödülünü Oyuncu Eda Özyurt verdi. En iyi sosyal medya fenomeni seçilen Alaattin Çağıl’a ödülünü Koru Medya’dan Furkan Kaya takdim etti. Bir Dileğim Var en iyi sosyal sorumluluk projesi seçilirken Alper Türedi ödülünü, İş Adamı Turgay Kıran’ın elinden aldı. En iyi çıkış yapan sanatçı ödülünü Buray alırken, gecenin sunuculuğunu yapan Ceyhun Yılmaz, izleyicilere  eğlenceli dakikalar yaşattı.

Medya Pano, Sabırtaşı Restoran, Golden Reklam, New York Academy, Tatil Bus, Türsab, Termal Belediyesi, Vizyon Koleji, Tarihi Beyoğlu Kahvecisi, Koru Medya, Nevada Telsiz,  Önce Reklam, Crown Yurt Dışı Eğitim, Host Avrupa, Klass Magazin,  desteği ve sponsorluğunda, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılan ödül törenine sanat, müzik, siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Türkiye Gençlik Ödülleri’ne katılanlara teşekkür eden, Genel Koordinatör Maksut Coşkun Dokunulmaz, ödüle bizzat ödül sahibinin katılması gerektiğini, ödüle katılamayanların 2 yıl aday gösterilemeyeceğini söyledi. Oylama sonuçlarının rekor bir katılımla gerçekleştiğini ve oylama ve süreçlerini anlattı ve şöyle konuştu: “Türkiye Gençlik Ödülleri” 2016 adaylarının belirlenmesi, web sayfamızda kategori başlıkları açılarak, tüm kategorilerde gençlerin istedikleri ismi yazıp göndermeleriyle belirlenmiştir. Gençler, 25 günlük aday belirleme sürecinde 42 kategoride 1.186,141 kişi 76.219 aday ismi
göndermiştir. Her kategoride en çok ismi yazılan 420 kişi aday gösterilmiştir. 15 Aralık 2015 - 15 Şubat 2016 tarihleri arasında yapılan oylamada 14.695,387 oy kullanılmıştır. “Türkiye Gençlik Ödülleri” oylamasında her bilgisayar veya Cep telefonundan 24 saatte bir oy kullanılmıştır. Oylamanın güvenliği HostAvrupa tarafından 24 saat denetlenmiştir. Oylama sürecinde hileli oy tespiti durumunda hileli oylar silinmiştir. 

TÜRKİYE GENÇLİK ÖDÜLLERİ
OYLAMA SONUÇLARI VE EN İYİLER


EN İYİ ŞARKI: KORAY AVCI 133.077 %36,85
EN İYİ MÜZİK GRUBU: ATHENA 168.461 %52,23
EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN SANATÇI: BURAY 131.868 %36,16
EN İYİ ERKEK SANATÇI: MUSTAFA CECELİ 169.521 %49,22
EN İYİ KADIN SANATÇI: SILA 144.713 %46.50
EN İYİ REKLAM FİLMİ: DERİMOD 236.970 %54,48
EN İYİ KADIN DİZİ OYUNCUSU: TUBA BÜYÜKÜSTÜN 669.875 %44,11
EN İYİ ERKEK DİZİ OYUNCUSU: BARIŞ ARDUÇ 357.938 %53,59
EN İYİ YÖNETMEN: BARIŞ YÖŞ 200.482 %47,94
EN İYİ SENARİST: MERİÇ ACEMİ 191.044 %49,31
EN İYİ DİZİ FİLM: KİRALIK AŞK 306.884 %52,28
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: SALİH BADEMCİ 232.166 %49,23
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: SİNEM ÖZTÜRK 232.645 %50,58
EN İYİ YAPI / İNŞAAT FİRMASI: DUMANKAYA 162.572 %39,92
EN İYİ SİNEMA FİLMİ: DÜĞÜN DERNEK 2 146.545 %48,85
EN İYİ KADIN SİNEMA FİLMİ OYUNCUSU: EZGİ MOLA 145.899 %48,30
EN İYİ ERKEK SİNEMA FİLMİ OYUNCUSU: AHMET KURAL 159.974 %49,08
EN İYİ MÜZİK TV KANALI: POWERTÜRK 134.380 %61,04
EN İYİ TV KANALI: STAR TV 166.488 %41,30
EN İYİ ANA HABER: ATV ANA HABER 205.332 %42,80
EN İYİ TV SHOW PROGRAMI: BEYAZ SHOW 177.995 %57,86
EN İYİ SHOWMEN: BEYAZIT ÖZTÜRK 192.297 %59,64
EN İYİ SPOR PROGRAMI: 100%FUTBOL ( NTV SPOR ) 113.220 %60,53
EN İYİ RADYO: ÂLEM FM 113.988 %42,98
EN İYİ RADYO PROGRAMCISI: ÂDEM METAN 108.589 %39,64
EN İYİ SPOR KULÜBÜ BAŞKANI: MEHMET SEPİL ( GÖZTEPE SK ) 89.063 %33,26
EN İYİ GİRİŞİMCİ: ACUN ILICALI 136.603 %59,90
EN İYİ ERKEK SPORCU: ARDA TURAN 131.188 %40,04
EN İYİ KADIN SPORCU: MERVE AYDIN 106.311 %51,25
EN İYİ MARKA: ÜLKER 177.665 %57,20
EN İYİ E-TİCARET SİTESİ: SAHİBİNDEN.COM 100.572 %50,66
EN İYİ GİYİM MARKASI: KİĞILI 74.232 %37,61
EN İYİ GENÇ MARKASI: MAVİ 95.574 %42,97
EN İYİ AVM: ZORLU CENTER 73.361 %46,34
EN İYİ VAKIF VEYA DEVLET ÜNİVERSİTESİ: ANADOLU ÜNİVERSİTESİ 156.606 %44,52
EN İYİ BANKA: ZİRAAT BANKASI 101.542 %51.39
EN İYİ SEYAHAT ŞİRKETİ ( ULAŞIM ) : THY 113.469 %44,23
EN İYİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ: BİR DİLEĞİM VAR 20.535 %40,03
EN İYİ CEO: KAAN TERZİOĞLU ( TURKCELL ) 83.999 %50,01
EN İYİ İŞ ADAMI: SEDAT PEKER 176.497 %39,45
EN İYİ İŞ KADINI: GÜLER SABANCI 113.596 %70,11
EN İYİ SOSYAL MEDYA FENOMENİ: ALAATTİN ÇAĞIL 114.193 %42,13
EN İYİ KAMU KURULUŞU: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ 169.216 %74,58


ÖDÜL ALANLAR
ÖDÜL VEREN

Bir Dileğim Var – En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi - ALPER TÜREDİ
TURGAY KIRAN ( İŞADAMI )

Alem Fm – En İyi Radyo - MEHMET AYAN
HALİL KAYA ( MCD GENÇLİK KULÜBÜ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )


Adem Metan – En İyi Radyo Programcısı
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )
Merve Aydın – En İyi Kadın Sporcu
EDA ÖZYURT ( OYUNCU )


Alaattin Çağıl – Sosyal Medya Fenomeni
FURKAN KAYA ( KORU MEDYA )

Powertürk – En İyi Müzik Tv Kanalı
CENGİZHAN GÜLOĞLU ( GENÇ GİRİŞİMCİ )
Ziraat Bankası – En İyi Banka
TAHSİN BECAN ( YALOVA TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI )


Sedat Peker – En İyi İş Adamı
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )
Ahmet Kural – En İyi Erkek Sinema Filmi Oyuncusu
EMRE BUDAK ( YÖNETMEN )

Atv Ana Haber – En İyi Ana Haber
CEM TOPAL ( MCD GENÇLİK KULÜBÜ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )

Beyaz Show – En İyi Tv Show Programı
RECEP PALİÇ ( YAPIMCI )

Kaan Terzioğlu (Turkcell) – En İyi Ceo 
NURİ BUĞRA BAŞGÜL ( OYUNCU )

Buray – En İyi Çıkış Yapan   Sanatçı
BURCU CENGİZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )

Düğün Dernek 2: Sünnet – En İyi Sinema Filmi
ÇAĞLAR PALİÇ ( YAPIMCI )


Kiğılı – En İyi Giyim Markası
ÖZHAN GÜL ( SANATÇI )
Dumankaya - En İyi Yapı & İnşaat Firması
MAKSUT COŞKUN DOKUNULMAZ ( DÜNYA GENÇLİK POLİTİKALARI DERNEĞİ BAŞKANI )

Koray Avcı - En İyi Şarkı
MUSTAFA YILMAZ ( BOSNA HERSEK ÜNİVERSİTESİ )




yilmazparlar@yahoo.com 

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Messerschmitt Lansmanı-Yılmaz Parlar

Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Messerschmitt Lansmanı


Dünya tarihinin en büyük savaşı olarak tarihe geçen 2 Dünya savaşına damgasını vuran, dönemin hava harplerinin efsanesi çift jet motorlu efsane ilk savaş ucağı “ Messerschmitt” yepyeni müzecilik anlayışıyla kapılarını açmış olan, Hisart Canlı Tarih Ve Diorama Müzesi’nde 30 nisan 2016 cumartesi cemiyet hayatının ünlü simalarının katılımıyla gerçekleştirilen özel bir gece ile lansmanı yapıldı.

Çuhadaroğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurul Başkanı ve Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi kurucusu Nejat Çuhadaroğlu yaptığı konuşmada tarihin önemine dikkat çekerek “Tarih aptallar için tekerrür eder”dedi

Nejat Çuhadaroğlu “Türkiye dünyanın merkezindedir; hem jeolojik hem stratejik hem ekonomik hem de kültürel ve tarihsel olarak.” Bizans’ın sözünü etdiği “Dünya merkez taşının” Sultanahmet’de olduğunu söyleyen Çuhadaroğlu “Anadolumuz gezildiğinde dünyanın çok yerinden daha üstün zengin bir kültüre sahip tarih geçmişini yaşadığımızı anlarız. Göbeklitepe M.Ö. 12.000 sene öncesine kadar devam eden medeniyetimizin göstergesi. Dünya medeniyet tarihini değiştirecek olan arkeolojik çalışmalar devam ediyor. 200 yıllık geçmiş tarihi olan ülkeler abartılı bir şekilde tarihlerini anlatıyorlarsa, biz neden anlatmayalım. 12.000 yıl tarih geçmişimizden neden övünmeyelim. Zengin kültüre sahip tarihinden övünen ama tarihini bilmeyen tek ulus biziz. 

Her yaştan her kesimden her dinden her insanın tarih merakını aşılamalıyız. Tarihini bilmeliki doğru anlatsınlar doğru gerçek tarih bilgisine erişelim. Müzedeki ünlü devlet büyüklerin bilim insanların tarihle ilgili yazıları bulunmaktadır. Tarihini bilmeyen geçmişine sahip çıkmayan geleceğinede sahip çıkamaz. Sadece, Osmanlı -Türkiye tarihi değil Dünya tarihini de iyi bilmeliyiz.  Mademki Dünyanın merkezindeyiz. Böyle bir sorumluluğumuz var. Üç tarafı denizlerle çevrili dört tarafı savaşlarla çevrili bir ülkede yaşıyoruz. Bu savaşların neden çıktığını çok iyi anlamamız, çok iyi anlatmamız gerekiyor ki; savaşların durması azalması için önlemler alalım.  Tarih tekerrürden ibaret olmasın. Tarih aptallar için tekerrür eder.” Açıklamalarında bulundu.
Arkalarında hiçbir devlet desteği olmadan kendisi dahil eğitimini almamış beş altı kişiyle yaptığı müzeden bahsederek, böyle bir müzeyi yarattıklarını bundan dolayı müzeye  hayat veren ruh veren arkadaşlarını tebrik etdi.

“Ben dahil tarih- sanat tarihi eğitimi almadım. Ben ekonomi okudum. Gönülden gelenle bir yerlere geliniyormuş. Müze gün geçtikce çok büyüyor ziyaretciler her gelişlerinde dünyanın hiçbir yerinde olmayan veya sergilenmeyen paha biçilemez eserle karşılaşacaklardır. Dünya var oldukça, bizler olmasak da müzemiz yaşayacak. İlk ve tek olmanın gururunu bayrağını taşıyacakdır.”

Nejat Çuhadaroğlu Messerschmitt Bf (Me) 109-G6 model uçak hakkında Efsane Alman savaş uçağının 2. Dünya Savaşı’nda önemli görevler üstlendiğini belirtdi. Çuhadaroğlu “1937-1945 yılları arasında devamlı üretilen uçağın çok özellikleri var. Her türlü hava şartlarında her cephede kullanılan kıvrak en önemli savaş uçağı    Efsane bu uçağı önemli yapan 2. Dünya Savaşı’nın hava harekatlarında Alman Hava Ordusu’nun en güçlü silahlarından biri olarak tek başına 300’den fazla uçak düşürmesi ve Türkiye’de ilk ve tek 2. Dünya Savaşı’na ait bir Alman savaş uçağı olması” bilgileri paylaştı. 

Lansman sonrası davetlilere bir resepsiyon verildi.
Ayrıca aynı güne rastlayan yaş günü kutlaması ve Lansman için Messerschmitt’in aslına uygun özel yapılmış pasta kesimi yapıldı. Hak eden bir kutlama ile etkinliğe devam edildi.

İki ayrı grup tarafından Latin dansları göz kamaştırdı.
Geceye ayrıca sahne alan Hayko taverna şarkılarıyla renk katdı. Ziyaretciler ilk ve tek olan Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nde tarihi bir kez daha gördükleri objelerle yaşarken birde mükemmel tank gösterimini izlediler.  


yilmazparlar@yahoo.com 

18 Nisan 2016 Pazartesi

Mâini pe șolduri -Eli belinde -Yılmaz Parlar

Mâini pe șolduri -Eli belinde 

“Eli belinde/-Mâini pe șolduri”, ilk Romen-Türk seramik atölye çalışması düzenlendi.  

İstanbul'da bulunan "Dimitrie Cantemir" Romen Kültür Merkezi, İstanbul Üniversitesi, Bükreş Ulusal Sanat Üniversitesi ve "Yunus Emre" Türk Kültür Merkezi’nin işbirliği ile “Eli belinde- Mâini pe șolduri” adlı çok kapsamlı bir ikili projeyi hayata geçirdiler. İstanbul Üniversitesi’nin Rektörlük binasında halka açık kalıcı heykel şeklinde sunulan seramik açılışına Brezilya Konsolosu Paulo Roberto França’da katıldı.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Yunus Söylet Yaptığı kısa konuşmasında, amacı Balkanlar üzerine çalışan farklı coğrafyalardan bilim insanını bir araya getirmek ve Türk ve akraba topluluklarla ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacak olan Balkan  Konferansın Uluslararası Yıllık Balkan Konferansı”ın “4’üncü, Bükreş Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapıldığını daha sonra Romanya’nın Yaş şehrinde ikinci bir toplantı gerçekşeştirmekle iki ülke arasında kültür köprüsü oluşturduklarını söyledi. Prof. Dr.Yunus Söylet “Romanyalı ve Türk sanatcılarımız kültürlerinin kesiştikleri alandaki bu fiğürü kendi karekteristik sanatlarıyla işleyip bir kolaj haline getirdiler” dedi.

Romanya konsolosluk Romen Kültür Merkezi direktörü Nadıa Tunsu “Proje, ortak kültürel değerlerimizi tanıtmayı ve her iki ülkedeki Romen ve Türk sanatçıları ve üniversite öğrencileri bir araya getirerek Eli Belinde motifini estetik bir biçimde aktarılması için beraber çalışmalarını sağlamayı amaçladık. 'Hora', el ele vererek halka şeklinde dans edilen ve Romanya geleneğine ait olan sembol aslında ülkelerimiz arasında var olan uyumu gibi önemli bir mesajı vurguluyor.” Şeklinde özet konuşma yaptı.

Üç gün içinde aldıkları eğitimle Atölye çalışması sonucunda meydana gelen eserler Romanya Bükreş’de de 9-18 mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleşecektir.

 Her iki ülkedeki en önemli güzel sanatlar üniversitelerden seçilen Romen ve Türk sanatçıları ve öğrencileri bir arada buluşturan Proje, Türkiye ve Romanya arasındaki kültürel değerleri teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Eli belinde gibi motifini estetik bir şekilde yansıtılması, kültürel ve sanatsal işbirliği için önemli bir fırsat olduğu belirtilmektedir. 

Seramik ve güzel sanatlar alanındaki  on iki tanınmış sanatçı ve üniversite öğretim görevlisinin katıldğı Proje sahibi Romanya kökenli seramik sanatçısı Yıldız İbram.
Proje koordinatörü İstanbul Üniversitesi’den Özlem Özer Tuğal. Projede yer alan Romen sanatçılar, Bükreş Sanatçılar Birliği üyeleri: Adela Mărculescu, Oriana Pelladi, Dan Popovici, Ovidiu Ionescu, Matei Dumitrescu. Bükreş Ulusal Sanat Üniversitesi, Cam-Seramik–Metal  Bölümü’nde okuyan öğrenciler de projeye katıldılar.
Türkiye, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aydın Tavman, İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Güngör Güner, Marmara Üniversitesi’nden Pınar Aydın Krom, Çanakkale Üniversitesi’nden Ergün Arda ve Uşak Üniversitesi’nden Kenan Tarhan  tarafından temsil edildi.
Projeye dahil olan Türk sanatcılar, İstanbul Üniversitesi, Seramik bölümünde okuyan öğrencilerden seçildi.

yilmazparlar@yahoo.com

DÜNYADA SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ YÖNETİMİ-YILMAZ PARLAR



DÜNYADA SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ YÖNETİMİ  
Destek Patent tarafından düzenlenen ve İstanbul Ticaret Odası tarafından desteklenen “Dünya’da Sınai Mülkiyet Haklarının Yönetimi Konferansı” için Dünya sanayi devlerinin patent danışmanları 15 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da bir araya geldi.
 İTO Meclis Salonunda gerçekleşen seminerin, İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Tezer Palacıoğlu,İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun, İTO İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Kemal Yamankaradeniz, Weickmann & Weickmann, Ortak, Marka ve Tasarımlar Yöneticisi Udo W.Herberth, MG-IP, Yönetici Ortak Martın Geıssller, Starke Consulting, Bejing, Yönetici Ortak, Avukat Danıel Albrecht, Weickmann & Weickmann,  Yönetici Ortak Frank Feller,  Sonderhoff & Einsel  Hukuk Departmanı Yöneticisi Robert Rauther, Masako Barnard, MG-IP, Yönetici Ortak Ken Muncy konuşmacılarıydı.        
Dünya’nın en önemli patent uzmanlarının katıldığı   konferansta; Türkiye’de sınai hak koruması ve dikkat edilmesi gerekenler-Avrupa birliği: ulusal marka ve topluluk marka koruması- ABD: Marka ve tasarımlar: Patentlerin ötesinde sınai hakların korunması- Çin: Markalara ilişkin güncel konular-Avrupa birliği: Ulusal Alman patenti, Avrupa patenti, topluluk patenti-Japonya: Patent başarı yönetimi- ABD: patentte yeni gelişmeler / patent ofisinde üçüncü kişi itirazları-Avrupa birliği: Faydalı modeller – ihmal edilen taklitle mücadele aracı gibi konular masaya yatırıldı. Mercek altına alındı.
Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma için Türkiye ekonomisine yön veren sektörlerdeki odaklanması gereken katma değer oranlarının artırılması için kurumların birbirlerini destekleyen inovasyona ve teknolojiye yatırım yapması, son derece önemli olduğu aşikardır.
Türkiye imalat sektörünün ekonomi içindeki payı yüzde 17 yüzde 83’ü hizmet sektörü. Küresel pazarlarda rekabet için ileri teknoloji, katma değer ve Ar-Ge odaklı bir üretim yapması önemli koşul olarak karşımıza çıkıyor.
İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun yaptığı açılış konuşmasında Özetle "Üretim ve kalkınma için sermaye artırımı, eğitim ve Ar-Ge çalışmaları ne kadar önemliyse, buluşların korunması için sınai mülkiyet haklarının tescili ve hukuk tarafından etkin bir şekilde korunması da aynı şekilde önemlidir. Ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin belirlenmesi ve yükseltilmesinde 'Fikri Mülkiyet' kavramının ayrı bir yeri bulunmaktadır. Eğer gelişme yolunda bir mesafe kat edilmek isteniyorsa genel olarak fikri mülkiyet kavramının daha özelde sınai mülkiyet hakkı kavramının toplum vicdanında ve bilincinde yer etmesi gerekmektedir" dedi.
Türkiye’de Sınai Mülkiyet Haklarının korunması dikkat edilmesi gerekenler konusunda sunumunu yapan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz Yurtdışında markanızı “zamanında” tescil ettirin. Madrid Protokolü – CTM – Bölgesel Tescil Sistemleri Latin harflerini kullanmayan ülkelerde trans-literal marka, bazen ülkesel tescil  gereği. Tescilinizin olmadığı ülkelerde fuarlara katılırken marka araştırması yapın. Markanızın ne anlama geldiğine dikkat edin. Profesyonellerle çalışın. Taklitlerle mücadele edin.gibi uyarlarda bulundu.
Kemal Yamankaradeniz “Destek Patent olarak, ülkemiz 2023 vizyonuna doğru emin adımlarla ilerlerken, dünya endüstri devlerine fikri mülkiyetler konusunda danışmanlık yapan dünyanın önde gelen patent vekilliği şirketlerinin önemli temsilcilerinden Dünyada patent nasıl üretiliyor, nasıl korunuyor, dünya markası olmaya giden yolda bir marka nasıl üretiliyor ve korunuyor, bu konuda dünyanın önde gelen markalarına ne gibi hizmetler sunulmuş bu seminerde göreceğiz” derken seminerin önemine dikkat çekti. 
Yamankaradeniz “Dünyada Sınai Mülkiyet Haklarının Yönetimi” konusunu Türkiye’de konuşuyor olmak, fikri ve sınai haklar alanında epeyce yol aldığımızın en önemli göstergelerinden…Yarım yüzyıl önce güçlü ve öne çıkan şirketler ya da devletler büyük maddi varlıklarıyla dikkat çekerken günümüzde gayri maddi varlıklar yani  sınai ve fikri mülkiyete dayalı varlıklarıyla dikkat çekmektedirler. Sınai ve fikri mülkiyete dayalı şirketler ya da devletler ürettikleri ürünlerin patent hakkını satarak ya da ürünlerini bedelleri karşılığı yararlandırarak büyümelerini sürdürmektedirler.”dedi
21. yüzyılın ana temasına bakıldığında üretmek ve ihtiyacı karşılamak değil, o ihtiyacı oluşturmak ve tükettirmek olduğu görüldüğünü ancak inovasyonla gerçekleşebileceğini söyleyen  Yamankaradeniz “Türkiye olarak iktisadi ve beşeri etkilerin ihtiyaçlarını karşılamak için, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayabilmemiz gerekmektedir. yatırım ile gerçekleştirebiliriz ekonomik büyüme sağlanabilmesi için farklılık yaratılması gerekmektedir. diğer firmalar tarafından kullanılamasın. Kullanılacaksa bile, bu kullanım ücreti karşılığında yapılsın. Sınai Mülkiyet Hakları”nın devlet tarafından koruma altına alınması gerekmektedir.  Bu hakların korunmaması veya kullanım haklarının ödenmemesi, doğal olarak yeni yatırımların önünü kapatacaktır. Sınai Mülkiyet Hakları”nın etkin biçimde korunması, sağlam bir sanayinin ve kararlı ekonominin en önemli koşullarından biri olduğu unutulmamalıdır.”sözleriyle devam etti.
Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ve eki, “Ticaretle Bağlantılı Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Anlaşması”nın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren, fikri ve sınai hakların etkin biçimde korunması konusunda tüm ülkeler, ihlallere karşı etkin yaptırım yollarını ortaya koymakta olduğunu, Türkiye’nin, hem ulusal sanayi ve ticareti, hem de uluslararası ticaret ve rekabette hak ettiği yeri alabilmek için, ülke içindeki uygulamalar sayesinde, sınai mülkiyet haklarının uluslararası standartlarda etkin biçimde korunmasında önemli yol kat etdiğini dile getirdi.
Rakamlarla konuşmasını sürdüren Yamankaradeniz
“Türk Patent Enstitüsü’nün verilerinden 2000’li yılların başında 300’lü patent başvuru rakamları, 2015 sonunda 5000’leri geçmektedir. faydalı model ve endüstriyel tasarım başvurularında artıiş görülmektedir. Unutulmamalıdır ki, yapılan araştırmalar sonucunda bir şirketin değerinin yüzde 30 ila yüzde 50’si fikri mülkiyetten gelmektedir. TBMM Başkanlığına sunulan Onuncu Kalkınma Planı’na göre, 2018 yılında yerli patent başvuru sayısının 16 bine çıkarılması amaçlanıyor.
 2015 yılında gerçekleşen ve Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan patent başvurusu rakamlarına göre; patent başvuru sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 13 artış kaydetti. 
Türkiye’de yerli ve yabancı şirketlerin toplam patent başvuru sayısı 2014 yılında 12.375 adet olurken, 2015 yılında ise bu sayı 13.958 adede ulaştı. Burada 5.512 adet yerli başvuru mevcuttur ve oranı %40 seviyesindedir. Yenilikçi üretimin temel alınacağı bir ekonomi için sayıların artırılması şart.”olduğunu vurguladı
Yüksek Lisanslı Avukat Dr. Udo W. Herberth
Uluslararası Fikri Mülkiyet Kuruluşları; ARIPO (Afrika Bölgesel Fikri Mülkiyet Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), kökeni LAFTA Andean Ulusal Topluluğu, EUIPO (Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi), Alicante hakkında bilgiler verdi.
Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi Konseptinin 1964 yılında sözleşmesinin Avrupa Marka Hukukunu oluşturmak amcıyla kurulduğunu, 1980 yılında  İlk önerinin, 1Nisan  1996 da  Toplum Markalar ele alındığını paylaştı.
Avrupa Topluluk Yönetmeliği Reformu, Avrupa Topluluk Markası Tüzüğü Reformu, değişiklikleri, 23 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, Yeni terminolojileri,
İç Pazar Uyumlaştırma Ofisi (OHIM) Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) olacağını ve Topluluk Markası Mahkemeleri Avrupa Birliği Marka Mahkemeleri olacağını, Reformun  aynı zamanda resmi ücretlerde genel bir düşüş getirdiğini söyleyerek,Temel ücret sistemi ve uygulamalar hakkında bilgiler verdi.  
MG-IP, Yönetici Ortak Martın Geıssller , Tasarım Patenti ve benzer tasarım farklıları detayların tescildeki roller hakkında bilgilendirdi.  
Çin Pekin Starke Danışmanlık Ltd. Kurucusu Daniel Albrecht, Marka nedir, Başvuru ve Markaların Tescili, Markaların Korunması konularıyla sunumuna başladı.
“Çin’de Ürün markasını, hizmet markasını, belgelendirme işaretleri ya da kolektif işaretleri, ses işaretleri, renk kombinasyonları ve 3 boyutlu işaretleri dahil olmak üzere benzersiz isimler, semboller ya da logolar Marka tanımını belirliyor.”
Çin'de ulusal bir marka uygulaması, bir uygulama resmi bir ajan tarafından Çin Marka Ofisi olduğunu, Çin Marka Ofisi (CTMO) objektif kritelerini dışarı için hazırladığını, Formatında ve ses markalarının maddi muayene standardını, onaylanan ilk Çin Radio uluslarası, bir ulusal radyo istasyonu ve onun jingle ile uygulaması olduğunu söyledi..
Çin Madrid Anlaşması üyesi olduğunu uluslararası tescil için, uluslararası tescil sistemi kullanarak orada bir marka için başvuruda mümkün olduğunu ancak WIPO sistemi ile uygulama Çin'de yaklaşık işe yaramadığını vurguladı.
Diğer önemli yönleri: Marka sahibi Çin sınırları içindeki markayı kullanmak zorunda, Koruma Çin'de tescil günden itibaren başlar, 10 yıllık sürelerle 10 yıl koruma, yenilenebilir, bu doğru bir sebep olmaksızın birbirini takip eden 3 yıl boyunca kullanılmadığı takdirde  tescilli marka iptal edilebilir, Markalar tescil edilmiş şekilde tam olarak kullanılmalıdır kurallarını özetledi.
 Markaların Korunması, Ceza Dava hakkında ; Makaleler Çin'in Ceza Kanununun 215 213 (  Aşağıdaki haller ciddi vakalarda suç olabilir : Tescilli markanın izinsiz kullanımı, Tescilli markası içeren malların satışı, Yasadışı tescilli ticari markaları üreten veya bunları satan.
Yasal suç ceza 3 yaşından küçük ya da 3 ila 7 yıl arasında özellikle ağır vakalarda hapis koşullarını belirlemek için parasal ceza, gözaltı arasında değişmektedir. Bilgilerini verdi.
 Patent ve faydalı modelde yaşanan son gelişmelerde konuşulduğu seminerde ABD'den Ken Muncy ve Avrupa Birliği'ni temsilen Frank Feller, taklitle mücadelenin nasıl gerçekleşeceği ve patentte başarının nasıl sağlanacağı konusunu anlatdılar.
Sonuç olarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için şirketlerin gerçekleştirilebilir hedefler koyması ve belirli sektörlerdeki şirketlerin de doğrudan teşvik edilmesi gerekmektedir.
Somut ilerleme kaydetmemiz mümkün olabilmesi için üniversitelerin ve akademisyenlerin desteklenmesi, desteklenen üniversitelerin her birinin bir uzmanlık alanına sahip olması gerekiyor. Bir üniversitemiz sağlık medikal alanda uzmanlaşırken diğeri otomotiv,  iletişim bilişim teknolojileri alanında uzmanlaşmalı.
 Artık Ar-Ge merkezi kurmakla, Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirmek daha kolaylık sağlarken Sınai Mülkiyet Kanunu ile de Patent tescil süreçleri basitleştirilecek, ihlallerin önüne daha hızlı şekilde geçilmiş olacak. 
Kanun ile birlikte gelecek en önemli değişikliklerden biri de, patent ihlallerinin artık cezasız kalmayacak olması. 
İhlallerde asgari standartlar belirlenerek daha hızlı şekilde hukuki yaptırımlar uygulanabilecek. Marka ve Endüstriyel Tasarım hakkı için de cezai yaptırım zorunlu olacak.
yilmazparlar@yahoo.com