14 Ekim 2019 Pazartesi

UTİKAD Zirve 2019’-Yılmaz Parlar

Hava Kargoda Hedef Üçüncülük 

UTİKAD Zirve 2019’da Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı  “Hava kargoda hedefimiz dünyada ilk 3’e girmek, Dünyanın ilk üç hava köprüsünden biri olmak.” dedi.




Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği (UTİKAD) Türkiye’de lojistik kültürünün oluşturulması ve sektörün gelişimine yönelik hedefleri çerçevesinde 10 Ekim 2019 tarihinde İstanbul Elite World Europe Otel’de “UTİKAD Zirve 2019- İleriye Dönüşüm Zirvesi”ni gerçekleştirdi.



Yeni Havalimanı ve Kapıkule’deki iyileştirme çalışmaları umut veriyor
Materyallerin, binaların ve kavramların özlerini koruyarak farklı işlevler kazanmaları olarak tanımlanan ‘ileri dönüşüm’ kavramından ilham alan “UTİKAD Zirve 2019- İleriye Dönüşüm Zirvesi”nde; iş dünyasında yaşanan teknolojik ve kurumsal dönüşüm, farklılaşan iş modelleri ve iş yapış şekilleri, yenidünya düzeni, geleceğin getireceği fırsatlar ve riskler konularında farkındalığın artmasının amaçlandığı ve nasıl ileriye dönüşeceğiz gibi sorularına cevap buldu.

Firmalara yeni bakış açıları sunmak, profesyonel hayata dair farklı senaryolara hazırlamak ve gelecek planlarıyla ilgili önemli ipuçları paylaşmak amacıyla düzenlenen Zirvede UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, zirvenin “İleriye Dönüşüm" temasıyla gerçekleştirildiğini, hayatın parçası haline gelen teknolojinin, iş hayatına özellikle lojistik sektörüne getireceği değişiklikleri, katılımcıların zirveyle iş hayatının sıkıcı gündemin uzaklaşarak gelecek yolculuğuna çıkacağını söyledi.




Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Ülkelerin, şirketlerin artık birbiriyle yarıştığı bir dönemden tedarik zincirlerinin birbiriyle yarıştığı rekabet ettiği bir döneme geçildiğini, böyle bir dönemde ürünlerin çok süratli ve güvenli ilgili adreslere ulaştırılabilmesi gerektiğini, bundan dolayıda lojistik sektörünü dünya ticaretinde daha merkezi bir konuma getirdiğini belirtdi.


Aycı “3 yılda THY özellikle hava kargoda yüzde 80 büyüdü. 24 uçaklık hava kargo filomuz oluştu. Bugün hava kargo ile 86 ülkeye giderek dünyada en çok ülkeye uçan hava yolu şirketi unvanını açık ara aldık. Hava kargoda yüzde 4 olan dünya pazar payımızı büyüteceğiz. Bu alanda dünyada 13’üncülükten 7’nciliğe yükseldik, önümüzdeki dönemde hedefimiz önce ilk 5’e sonra ilk 3’e girmek. Dünyanın ilk üç hava köprüsünden biri olmayı hedefliyoruz” dedi


450 üyesiyle 50.000 İstihdam yaratan, tüm taşıma modları ve lojistik hizmetleri veren, 5 Milyar dolarlık ciro üretimi olan UTİKAD,  Zirve 2019’da İleri Dönüşüm bakış açısıyla; İş dünyasında yaşanan teknolojik ve kurumsal dönüşüm, Farklılaşan iş modelleri ve iş yapış şekilleri, Yeni dünya düzeni, Geleceğin getireceği fırsatlar ve riskler konularında farkındalığın artması amacında nasıl ileri’ye dönüşeceğiz, Hızla dönüşen dünyada rekabet üstünlüğünü nasıl sağlarım? Gelecekte var olabilmek için nasıl bir dönüşüm geçireceğiz? Dönüşüm ve değişim dalgasından lojistik sektörü nasıl etkilenecek? Soruları cevab buldu.


Ekonomik, Sosyal, Kişisel, Çevresel, Lojistik, Sanayi, Ekonomi, Bilişim, Çevre, Yapay Zeka, Robot Teknolojileri, Blockchain, Otonom Araçlar, Akıllı Depolar, İklim Değişikliği konular işlendi.




Dönüşüm, Ekonomi, Lojistik, Dijitalleşme, Sürdürülebilirlik, İnsan, Eğitim Konuşuldu.

Değişim Masallarla Başlar, Yıkıcı Dönüşüm: Blockchain, Ekonomi Çarkları Dönüşüyor, Tedarik Zincirinde Dijital Dönüşüm, Yapay Zeka Dönüşümün Neresinde?, İş Dünyasına Yön Verenler, Teknolojinin Öte Yanı, Z Kuşağı İş Hayatında!, Yaşanabilir Gelecek İçin gibi program başlıklarında Geleceğe Bakış, Geleceği şekillendirecek fikirler,  Ekonomist ve fütürist fikir önderleri, Sosyal Etki, İş dünyasının liderleri, Fark yaratanlar sunumlar katılımcılara fayda sağladı.

UTİKAD Zirve 2019-İleri'ye Dönüşüm zirve  Judith Liberman'dan Değişim Masallarla Başlar’dan sonra, “Yıkıcı Dönüşüm: Blockchain” paneli ile devam ederek, Blockchain 101 kitabının yazarı Ahmet Usta'nın moderatörlüğünü üstlendiği “Yıkıcı Dönüşüm: Blockchain” panelinde, Maersk Türkiye Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Esra Yaman Gündüz ve IBM Türkiye Teknoloji Lideri Sevilay Kurt konuşmacı olarak katıldılar.


Panelde blockchain ekosisteminin önemli yapıları olan yazılım, finans, lojistik gibi farklı disiplinleri nasıl etkilediği, lojistik sektörünün bu değişim ve dönüşüme nasıl hazırlandığı üzerine konuşuldu.


“Ekonomi Çarkları Dönüşüyor” panelinde Habertürk TV Ekonomi Müdürü Serdar Kuter moderatörlüğü üstlendi. Ekonomist Dr. Murat Kubilay, Küresel ekonomide son durum nedir? Dünyadaki politik ve teknolojik gelişmeler Türkiye'yi ve yatırımları nasıl etkiliyor? Türkiye'yi, orta ve uzun vadede nasıl bir ekonomik dönüşüm bekliyor? Konularını vevaplandırdı.


“Tedarik Zincirinde Dijital Dönüşüm” panelinde Lojistik sektörüne akademik ve pratik değerler katan Dokuz Eylül Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Okan Tuna, Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Gökşen Töre Sancak ve Turkcell Lojistik Müdürü Ömer Faruk Erkal’a Dijital Dönüşüm, Blockchain ve Endüstri 4.0 uygulamaları tedarik zincirine nasıl yansıyor? Otomasyon ve Büyük Veri'ye dayalı akıllı tedarik zincirleri hangi çözümleri sunuyor? Geleceğin tedarik zinciri nasıl olacak? gibi sorular yöneltdi.


“Yapay Zeka Dönüşümün Neresinde?” panelinde Dijital Dönüşüm Lideri ve Akademisyen Kozan Demircan, Türkiye'de yapay zeka uygulamaları hangi düzeyde? Yapay zeka, robotlaşma ve derin öğrenme iş yapış şekillerini nasıl etkileyecek? Gibi soruların bilgilerini paylaştı. 


“İş Dünyasına Yön Verenler” panelinde UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Türk Hava Yolları Kargodan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen ve Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Fuat Pamukçu; “Gelecekte var olabilmek için nasıl bir dönüşüm geçirmeliyiz? Ekonomik dalgalanma ve pazardaki rekabete rağmen büyümek için hangi adımları atmalıyız? Yaratıcı yeniden yapılanmaya dayalı kurum kültürü nasıl oluşturulabilir?” sorularını işlediler.


Teknoloji Yazarı ve Trend Avcısı Serdar Kuzuloğlu "Teknolojinin Öte Yanı" panelinde, Teknolojinin Öte Yanında bizi neler bekliyor? Kurumların ve kişilerin teknolojiyle dönüşümü nasıl gerçekleşecek? Yeni dünyanın düzeni ve ayakta kalma yolları neler? konularına cevap verdi.


“Z Kuşağı İş Hayatında” panelinde; MEB İstanbul İli Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Gür, PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı ve Defacto İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Berna Öztınaz konuşmacı olarak yer aldı.


Öğrenme Tasarımları Kurucusu ve Eğitim Uzmanı Tuğba Çanşalı moderatörlüğünde gerçekleşen


Z Kuşağı İş Hayatında panelinde; Z kuşağının karakter özellikleri neler ve bu kuşak iş hayatını nasıl etkileyecek? İşverenlerin yeni kuşaktan ve yeni mezunlardan beklentileri neler? konuları yer aldı.


 “Yaşanabilir Gelecek İçin” panelinde, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz ile SDSN Türkiye Eğitim Koordinatörü Bahar Özay, Yaşanabilir Bir Gelecek için Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı-UNDP'nin hazırladığı Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini paylaştılar.




Göze çarpan standlarda SDG4Kids’den Türkan Uçar İklim değişikliğine, Sorumlu üretim ve tüketime, Temiz enerjiye ve Doğayı korumaya yönelik farkındalığı eğlenirken öğretmeyi hedefleyen Dünyanın Geleceği Çocuk Oyunların açıklamalarını yqaptı

.


Zirvede Şinasi Yelkenci’nin “Denizden gelenler sergisi” muhteşemdi. Doğal olarak denizden toplanan çöplerle elde edildiği için, her biri birbirinden farklı, her biri yeşil bir dünya için mesaj vermekteydi Şinasi Yelkenci ve yine kendisine çğp toplamada yardımcı olan sanatcı Gülhan Bayrak ile yaptığımız söyleşide tüm dinlenme zamanlarını denizde çöp toplamaya ayırdıklarını söylemeleri gerçekden çok düşündürücüydü. Gülhan Bayrak’ın gösterdiği  enstalasyonlarda yine insanlık çirkinliğini gösteren mesajlardı.





Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Lojistik öğretim görevlisi Dr. Selva Staub İle yaptığımız söyleşide Utikad Zirve-İleriye Dönüşüm zirve hakkında izlenimlerini sorduğumda “ UTİKAD’ın İleriye Dönüşüm zirvesinde birbirinden değerli konuşmacıları dinleme fırsatı elde ettim.  Denizden gelenler sergisi ile sanatın ilham veren özelliğini tema alan giriş sonrası salona girdiğimizde bütün bir gün boyunca farklı bir zirveyle karşı karşıya olduğumu fark ettim.  Lojistik sektörünün geleceğe hazırlığında nesnelerin interneti, arttırılmış gerçeklik ve büyük data hakkında yetkin şirketlerden örnekler zirvenin en can alıcı konularını oluşturdu.  Oyunlaştırma ve hikaleştirme teknikleri ile geçmişten günümüze lojistik sektörüne giriş yapılan zirvede akademisyenlerin yanında sektörün önde gelen yöneticileri ve isimleri karşılıklı olarak sadece lojistik sektörünün değil ülkenin ve orta öğretimden üniversiteye kadar olan eğitim sisteminin lojistik eleman yetiştirmede olmazsa olmazları tarıtışıldı.  Z kuşağına ağırlık verilen ve bu kuşağın iş dünyasındaki en büyük beklentisinin çevreye duyarlılık olduğu ve bu yüzden özellikle lojistik sektörünün bu konuda inovatif bir yapı içerisinde sektörünü ileriye dönüştürmede 4. Endüstrinin bütün aletlerinin adapte edilmesi için bir yol haritası gerektiğinin üzerinde durulduğu zirve son dakikalarına kadar dolu bir salonda gerçekleşti. Çok güzel fikirler ve donanımlarla önümüzdeki yılın zirvesini beklemekteyim.” Şeklinde paylaşdı.


yilmazparlar@yahoo.com


9 Ekim 2019 Çarşamba

İnovatif Gelişim Zirve 19-Yılmaz Parlar

Sınırların ötesinde Bir şey Yok

İnovatif Gelişim Zirve 19

Öğrencileri değil her kesimi ele alacak, Ezberleri bozacak bir etkinliğe hazır mısınız gibi başlıkların yer aldığı “İnovatif Gelişim Zirve 19” iyi niyetli düzenlendiğine inansakda; Sloganında, “Öncelikle kişisel gelişimi, ardından da toplumsal kalkınmayı hedefliyoruz” sözlerine karşın tamamen yapıcı olarak doğruları yazmak durumdayız.

Zirve iştirakcılarından Dicle Kalkınma Ajansından bir temsilci yok…
Bakanlarımızın 12 milyar dolardan 20 milyar dolara iş hacmini artırmayı hedeflediği Türkiye - Irak Ticari İlişkileri konulu panelinde kimse yok… 

Ekonomist Prof. Dr. Harun Öztürkler, Erbil Gümrük Ataşesi Ersay Çete, Erbil Ticaret Ataşesi Zihni Tuğrul’un Türkiye - Irak Ticari İlişkileri ekonomi panelinde Mardin Ticaret odası-Sanayi odası Temsilcileri Üyeleri, Mardin’li ve Yakın çevre işadamları yok.


Hackathon, yarışmasında jüri yok. Danışman yok. Mardin’in ihtiyacı olan Tema yok…



Oysaki turizm endüstrisi, Mardin’in en önemli ekonomik sektörlerden birisi olabilir. Mardin’de tomurcuklanan girişimcilere, teknoloji meraklılarına ve turizm operatörlerine, sanayiyi geliştirmek için fikirlerini geliştirmek için bir Turizm hackathonu düzenlenir sanıyordum.

4-5 Ekim 2019 tarihleri arasında Mardin DİKA (Dicle Kalkınma Ajansı) konferans salonunda düzenlenen İnovatif Gelişim Zirve 19 “Sınırların ötesinde” zirve danışmanlarla daha nitelikli olabilir, fayda sağlıyabilir.

Turizm gelişimi, inovasyon ve girişimcilik, Bölgesel Ekonomik Kalkınma Stratejisinin bir parçasını oluşturur.
Turizm endüstrisine fayda sağlayacak yenilikçi ürün, hizmet veya araçları prototiplemek için kullanılacak analizlerin kapsayan Hackathon, turizm endüstrisini teşvik etmeyi ve pazara turistler için daha cazip gelecek ve uygulayıcılar için daha fazla gelir sağlayacak yenilikçi çözümler ve hizmetler getirmeyi hedeflenebilir düşüncesindeydik.



Gençlerin ülkemizdeki turistlerin kalışlarını daha anlamlı ve konforlu hale getirmek, servis sağlayıcılar (rehberler, müzeler, transfer şirketleri) ile ilgili projeler geliştireceklerini, sanıyorduk ülke turizm endüstrisi için benzersiz bir yazılım geliştirmede yarışı Umuyorduk.
Günümüzün rekabetçi döneminde, oradaki her şirket verimliliklerini ve etkinliklerini artırmak için yenilik arıyor. Bu yüzden Hackathon, temelde çeşitli alanlardan bir grup yetenekli insanın yenilik yapmak için bir araya geldiği bir olaydır. Hackathon, İnovasyona yol açar. Yetenek bulmada şirketlere fayda sağlar. Size yeni insanlarla tanışma fırsatı verir.



Hackathon, API kullanımını artırmada yardımcı olur. Hackathon, bir problemi çözmek için birkaç gün boyunca düzenlenen bir olaydır. Başarı metrikleri (yenilik ve yaratıcılık” gibi metrikler öznel olabilir, problem formüle etmeli, bir çözüm önermeli ve ürünlerinin prototipini göstermelidir. En iyi çözümler şirketten ödüller ve daha fazla işbirliği imkanı sunar.

Ayrıca doğru yer seçilmesi gerekir.  24 saat erişime sahip yer seçmek, Ayrıca, hackathon sırasında, temel yiyecekler içecekler sağlamak,

Yarışma sırasında takımlara tavsiyede bulunabilecek bağımsız uzmanlardan pazarlamacılar, iş analistleri, geliştiriciler ve diğerleri olmalı

yilmazparlar@yahoo.com

2 Ekim 2019 Çarşamba

Hilal-i Ahmer -Hanımlar Merkezi-Belgesel-Yılmaz parlar


Kızılay  Meleklerin Belgeseli


Hilal-i Ahmer  “Hanımlar Merkezi”

18. Uluslararası Varna Film Festivali kapsamında, Kızılay Kızılhaç Filmleri Kategorisinde “En İyi Film Ödülü”ne layık görülen, yönetmenliğini Türkiye’nin en önemli kadın yönetmenlerinden Biket İlhan’ın, yapımcılığını Nihan Belgin’in yaptığı Hilal-i Ahmer “Hanımlar Merkezi” adlı belgesel film Ankara Film Festivalinden sonra 26. Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılan özel bir gösterimle  seyirciyle buluştu. 



Kızılay Sanat Yönetmeni Armağan Pekkaya, filmin yönetmeni Biket İlhan, yapımcısı Nihan Belgin, Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı ile film ekibininde birlikde izlediği  belgesele ilgi oldukca yüksekdi. Ariplex Sineması’nda yapılan özel gösterimde sinema ful dolu olduğu halde çok sayıda seyirciler basamaklarda izlediler.

Dökü-drama şeklinde hazırlanan belgesel Osmanlı döneminde, 1912’de kurulan ve önemli sayılabilecek ilk kadın hareketi olan Hanımlar Merkezi’nin umut dolu hikayesini anlatıyor.
24 Eylül Salı günü gerçekleşen gösterim sonrası Yönetmen Biket İlhan ve yapımcı Nihan Belgin söyleşi için seyircilerle bir araya geldi. İlhan belgesel için  “Daha önce anlatılmamış bir hikayeydi ve anlatılması benim için önemliydi.” ifadelerini kullandı.



Yapımcılığın yanı sıra Halide Edip karakterini de oynayan Nihan Belgin projenin yapım sürecinde yaşananları anlattı ve bu projeyi gerçekleştirdiği için mutluluk duyduğunu belirtti.

Belgeselde ayrıca Yeşim Ceren Bozoğlu, Güner Özkul, Özgür Erkekli gibi isimler de yer alıyor. Belgesele sesiyle hayat veren ise Tilbe Saran.

Kültür Bakanlığı’nın da maddi, Kızılay’ın manevi desteklediği Hilal-i Ahmer “Hanımlar Merkezi” Belgeseli önümüzdeki aylarda festivallerde seyircilerle buluşmaya devam edecek.

Söyleşide yakın tarihe özel ilgi duyduğunu dile getiren Yönetmen Biket İlhan, araştırmaları sırasında Türkiye’nin ilk ve en önemli kadın organizasyonlarından, sanatçı kadınların liderliğinde kurulan ve Hilali Ahmer’e büyük katkı sağlayan “Hilali Ahmer Hanımlar Merkezi” filmini yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.



Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı da “Biket İlhan’ı ve film ekibini Adana’da, Altın Koza’da ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemiz ve Kızılayımızın tarihi için de çok önemli bir yere sahip bu konuyu toplumsal hafızamıza kaydettiği için Biket İlhan’a ve film ekibine teşekkür ediyoruz” dedi

11 Haziran 1868’de bir grup idealist doktor “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti”ni kurdu. Cemiyet 1877 yılında “Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti” adını aldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından kuruluşun adı da 1923 yılında “Türkiye Hilali Ahmer Cemiyeti” olarak değişti. 1935 yılında kurumun ismi “Türkiye Kızılay Cemiyeti” oldu. Kuruluşa “Kızılay” adını büyük önder Atatürk verdi. Kızılay, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı’dan miras olarak aldığı pek az kurumdan biriydi.

Bu sırada bir yandan Türk kadınını toplum içinde aktif konuma getirebilmek bir yandan da kadın-erkek bütün toplumun desteğini kazanabilmek amacıyla, "Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi" kurulması girişimleri başladı. Bu merkez, gönüllü olarak faaliyetlere katılan kadınların organize olarak çalışmalarını sağladı. Hemşirelik okulu açıldı. Bu çerçevede gönüllü hizmet veren kadınların emeğinin boşa gitmemesi ve eğitimli, disiplinli çalışmalara imkan tanınması için hemşirelik okulları açıldı.





Yakın tarihde savaşda gönüllü hemşirelik yapan meşhur kadınlarımız.


Safiye Hüseyin Elbi, İlk Türk hemşiresidir. Türkiye'de Modern Hemşireliğin öncüsü olan Safiye Hüseyin Elbi, şefkat ve meslek aşkıyla dopdolu bir kadındı. Hilal-i Ahmer’in en önemli temsilcilerinden Dr. Besim Ömer ile çalıştı ve onun liderliğinde başlayan hemşirelik ve ebelik eğitimine katılan Elbi, Balkan ve Çanakkale Savaşları’nda gönüllü hastabakıcılık yaptı. İstanbullu hanımların fahri olarak hemşirelik yapmalarına öncü oldu. Halide Edip Adıvar Kurtuluş savaşı yıllarında Hilal-i Ahmer’de hastabakıcı olarak çalıştı. Türk edebiyatının ve İslam coğrafyasının ilk kadın romancısı olarak bilinen Fatma Aliye Hanım Hilal-i Ahmer’in ilk kadın üyesidir. Kara Fatma lakaplı Fatma Seher Hanım, devletin kendisine bağladığı üsteğmenlik maaşının tek kuruşuna bile dokunmadan Kızılay’a bağışlayan Milli Mücadele dönemi kadın kahramanlarımızdandır. Selma Rıza Feraceli 20 Mart 1912 yılında kurulan Hilâl-İ Ahmer Hanımlar Merkezinin beş̧ yıl genel sekreterliğini yapmıştır. Sorbonne'da okuyan ilk Türk kızıdır. Hece veznini kullanan ilk kadın  şairlerimizden İhsan Raif Hanım Balkan Savaşı sırasında Hilal-i Ahmer Cemiyetinde gönüllü hemşirelik yapmıştır. 19. yüzyıl Türk kadın şairlerinden Nigar Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti yararına satılan kartpostallara şiirler yazdı. Çocuk yaşında iken şiir yazmaya başlayan Nigar hanım, Fransızca dilini ve Fransız edebiyatını çok iyi bilmekteydi.


yilmazparlar@yahoo.com


18 Eylül 2019 Çarşamba

GastroANTEP Le Cordon Bleu Farkı-Yılmaz Parlar

GastroANTEP Le Cordon Bleu Farkı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziantep Valiliği koordinasyonunda ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfı’nın (GAGEV) işbirliğinde düzenlediği 2’nci Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali (GastroANTEP)   Festival kapsamında organize edilen yarışmalarda, Le Cordon Bleu’nün işbirliği yaptığı Özyeğin Üniversitesi kazandı.




“Local Chef Üniversiteliler Yarışıyor” isimli yarışmaya katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Ankara Atılım Üniversitesini temsil eden aşçı adayları, yarıştılar. 3 kişilik ekipten oluşan “Local Chef Üniversiteliler Yarışıyor” Yarışma sonunda birinci olan, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Sabancı’nın da bulunduğu, İstanbul Özyeğin Üniversitesi’nden Zeynep Özgüler, Emre Özgüler ve Korhan Kızıltan’dan oluşan ekip, 10 bin TL para ödülü kazandı.  Özyeğin Üniversitesi işbirliği ile eğitim veren Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu yarışmayı izledi.,

Dereceye giren, ikinci İstanbul Gelişim Üniversitesi    üçüncü Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) dördüncü Akdeniz Üniversitesi dikkat çeken standlardan doğal tohum  buğdaydan un ve ekmekler herkesin durak yeri oldu.   
    


Local Şef Uluslararası Mutfak Yarışması’nda; Hotel Palacio Tondon şeflerinden Sara Peral Sanchez, Llorenç Sagarra Garcıa, Dubai Versace Hotel’den Harun Keskin, Gaurav Khurana, Sunaryadı Kosasıh, Barcelona Le Meridien’den Imma Güell Bolano, Vıctor Herreranın, Jordı Guıllem Munoz, İstanbul Fairmont Hotel’den Yusuf Kızılırmak, Necati Barış Gümüş, Volkan Aydın, Hilton İstanbul Bosphorus’tan Hasan Aykut Kala, Yasin Ersin, Serdar Çakır, Swissotel The Bosphorus’tan Yunus Sidar Işıklı, Zeki Güray Arıkan, Şahan Çalışcı gibi isimler yarıştı. 

Barcelona Le Meridien, Hotel Palacio Tondon ile İstanbul Fairmont Hotel’de çalışan şefler dereceye girdi. 



Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Türkiye’de yerel yönetimlerin hayata geçirdiği ilk korumalı işyeri olan Glütensiz Bir Başka Kafe’de çalışan 9 zihinsel ve ruhsal engelli, yaptığı melemen yemeğiyle yarıştı. "Geleceğin Şefleri Yemek Yarışması"nda down sendromlu 9 çocuk birincilik için mücadele etti. Yarışmaya katılan down sendromlu 9 çocuk, menemen yaptı. Çocukların hazırladığı menemenler, jürinin takdirini toplarken, yarışma sonucunda 9 yemek de birinci seçildi.


Festivalde uzmanların sunumlarıyla düzenlenen panellerde, yöresel yemekler ilk öncelikdi. Gaziantep yemeklerinin lezzeti ve sağlığına yararları paylaşıldı.




Doğal beslenme faydaları lesunuldu.   Dilara Koçak’la Gelecek Gelenekte, Ömür Gedik’le Sinema ve Müzikte, Yemek ve Sofralar, Ender Saraç’la Gaziantep Yemekleri ve Şifa konulu paneller yoğun ilgi gördü. 

  
yilmazparlar@yahoo.com

10 Eylül 2019 Salı

6-8 Eylül 2019 Midyat Kültür sanat festivali-Yılmaz Parlar

Midyat Festivalin Mimarı Kaymakam

Festival ortamlarında organizasyonlar, önemli paydaşların desteğini sürdürerek, yerel ve ziyaret eden izleyici kitlesini, yapımcıları, sanatçıları, yöneticileri, eleştirmenleri ve tüm önemli medyaları çekmeye devam eder.




Turizmin yalnızca ticari faaliyetlerin bir toplamı olmadığı, aynı zamanda kültürü ve doğayı kendine göre yeniden şekillendirme gücüne sahip bir çerçeve olduğudur. Tarihin, doğanın ve geleneğin ideolojik bir çerçevesidir.


Dinler ve diller kenti Midyat’ın binlerce yıllık geçmişinin kadim izlerini, kültürel ve sanatsal etkinliklerle buluşturan festivalin ikinci yılında da başarıyla düzenleyen Midyat Kaymakamı Hüseyin Tekin yeni görevi için Midyat’dan ayrılırken verdiği mesajları çok anlamlıydı.

 6-8 Eylül 2019 tarihlerinde gerçekleşen çok yüksek seviyede katılım gösteren halkı festivalle buluşturan Midyat Kaymakamı Hüseyin Tekin Hotel Biçen’de sohbet toplantısında basına tüm ayrıntıları tüm samiyetiyle aktardı.



Gerek görevi gerekse festival hakkındaki basın mensupların sorularını cevaplandıran Kaymakam Tekin Festivalin ilçenin tanıtımına ve ilçe ekonomisine büyük katkılar sağlıyacağından düzenlediklerini söyledi.

Yurt dışında yaşayan ancak gönül bağı bu topraklarla olanlar kendi kültürleriyle özlem gidermekteler. Festivalin kültürel turizmin gelişiminde öncü olarak aktif bir rol oynamaya hazır olduğunu Bir sanat perspektifinden, nihai bir temel amacın, ziyaretçinin sanat kültür dünyasında bilgiye erişim sağladığını savundu.


Kentsel ekonomileri canlandırmak, tüm şehirleri veya ilçeleri yenilemek ve şehirleri her zamankinden daha rekabetçi olan küresel sahneye yerleştirmek veya yeniden konumlandırmak amacıyla sahnelenen Kültürel Sanat festivalinin, bölgesel kimlik kazandırdığını dile getirdi.

 Sürdürülebilir ve sorumlu festivallerin planlama döngüsü turizmde sanat festivalleri ve turizm sektörleri arasında işbirliğinin yeni bir paradigmanın kurumsallaşması gereğini belirtdi.
Turizm ve sanat gibi iki üretken sektör arasındaki potansiyel sinerjileri belirleyerek uzun vadeli işbirliğine dayalı politika olması gererğini vurguladı.

Biçen Hotel ve sosyal tesisleri harika bir yer. Dış mimari tamamen mardin’in imar sistemine dokusuna uyum sağlarken iç mekan tamamen modern son trendlere uygun çağdaş ihtiyaçlara mükemmel cevap veriyor. Sahibi Ali Biçen’in pek çok yerde yatırımı var. Biçen’den Kendisinden oda yatak sayısını artırmasını arzuladığımızı dile gerirken planladıkarını yakında inşaata başlıyacaklarını öğreniyoruz.




Otel Müdürü İzmir Wyndham Grand Hotels’den gelen Simge Karamanlı’dan Hotel hakkında söyleşi gerçekleştiriyoruz. Simge Karamanlı Turizmde derin bir bilgiye ve birikime sahip. Hotelin kaba inşasından itibaren bulunduğunu, çok yakında önemli destinasyonlarımızdan biri olacağına inandığı Midyat için otel büyütme hazırlıklarını ihtiyaca cevap verecek şekilde yürüttüklerini söylüyor.


Otel sosyal tesisleri tam bir doğa harikası

altından çağlayan köpükleriyle berrak akarsu geçen kuş cıvıltıları eşliğinde yapılan kahvaltı, yenilen öğlen-akşam yemeklerin lezzeti doğal olarak iki katına çıkıyor. Bölge gastronomisine göre uygun  oluşunu eklersek ayrı bir renk katıyor.
İşini arzularak yapan güleryüzlü otel personeli servisde kusur bırakmayınca on numara turistik otellerimizin arasında yer alıyor, Biçen sosyal tesisleri.

yilmazparlar@yahoo.com

4 Eylül 2019 Çarşamba

Soroptimist Başkan Leman Dorsay'dan Foto Sanatı-Yılmaz parlar

Soroptimist Başkandan Foto Sanatı

ilk 1921 yılında California, Oakland’da kurulan, 1924 yılı Avrupa’ da Londra ve Paris’te devam eden, 126 ülkede, 3.000’ in üzerinde Kulübü ve yaklaşık 90.000 üyesi olan iş ve meslek kadınlarının ortak olarak yürüttükleri hizmetin kadın ve genç kızlara dünyada yaygınlaştırılma amaçlı, Türkiye İstanbul Soroptimist Levent Şube geçmiş dönem Başkanı Leman Dorsay’ın muhteşem fotograf sergisi Beşiktaş Belediyesi Kültür sanat Galerisinde sanatseverlere kapılarını açtı.




Tüm dünyada çiçek açan Türk Soroptimist üyelerin, Notre Dame De Sion Fransız Kız Lise mezunların, ve Sinema dünyasının ünlü isimleri sergide Sanatcı Leman Dorsay’ın yanında oldular. 


Resimler sadece bazı anları durdurmak, bir kişinin olduğu olayların veya yerlerin hafızasını korumak için çekilir. Bazen anıdan bağımsız olarak duyguları uyandıracak kadar sanki başka bir dünyada bir yolculuk yapar gibi duvarda asılı kalacak Sanat dünyasına açılan pencere oluşturur.




Duayen Sinema Yazarı Atilla Dorsay’ın eşi ozan pop sanatcı Ece Dorsay’ın Annesi Leman Dorsay tüm aile fertleri gibi on parmak on marifet dolu dolu sanat yetenekleriler.

Küçük yaşlardan itibaren fotoğraf çekime merakı olan, en klasik makinelerden tüm açıları, tüm ayarları, fonları yakalamaya alışkın Sanatcı Leman Dorsay sergilediği fotoların büyük bir kısmı en zor çekim olan bulut, deniz, gökyüzü temaları. Sadece zor sanatın keşfi değil değil ruhlara hitap eden yüzlerce kelimenin ifade edemeyeceği bir hikaye anlatıyor çektiği resimler.

Adadığı temada niyet sanat yaratmak olarak değil nesneyi galvanize ederek, titizlikle çalışılmış ince zarif bir şekilde işlenmiş tonları yakalamış, geniş formatı ve analog kompozisyonunun fotoğrafsal yaratıcılık örneğidir.






Bu görülmeye değer, bulanık kenarları, açık liladan koyu maviye kadar uyumlu, ancak güneş ışınlarından kırmızımsı veya altın renkte görünen, anıtsallık niteliğini kazanan, belirli bir duygusal ton belirliyen, bulutlar, saf ritmin çerçevelerinde yer alıyor.

Ruh getirebilecek sonsuz bir ilham kaynağı gökyüzü ve deniz dalgaları, arzu edilen, birkaç saniye sürecinde çekimin zorluğu, sanatın anı yakalamak olduğunun en büyük kanıtıdır. An tüm çekimlerin kilit bir unsurdur. 

Gerçekten detaylara göz atdığınızda ışık -gölge oyunu, Nötr yoğunluk gradyanlı filtreler veya basamaklama gibi, renklerle yaptığınız yolculuk, kalbinize de en derin anlam, duygu ve güzellik yüklüyor.





Zor sanatda çekim için her zaman gökyüzüne güvenemezsiniz. Bir dahaki sefere harika olabileceğini düşündüğünüz fotoğraf çekimi uyumsuzluk getirir, o nedenle o an çekim duygusal ani karar gerektir 


Çekim öncesinden, derin hisleri, düşünceleri ve empatileri olan sanatcının, insanlara anlatan, harika sanat dili olan bu fotoğraf sergisi kısa süre 14 Eylüle kadar ziyarete açık olacağından zaman geçmeden ilham almanızı öneririm.


Uluslararası Soroptimist -Türkiye (Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu (Union)


İlk Kulüp olan İstanbul Soroptimist Kulübü 1948 yılında aydın Türk kadını, yazar Müfide Ferit Tek tarafından 1948 yılında kurulmuş. 1953 yılında İstanbul ve Ankara Kulüpleri “Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu”nu kurmuşlardır. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu kamu yararına bir dernektir. Uluslararası Soroptimist Avrupa (SI/E) üyesidir. 16 şehirde, 37 Kulübü ve 1.000’i aşkın üyesi vardır. Soroptimist  Adını Latince “soror - kız kardeş” ve “optima – iyi niyet” kelimelerinden almış olup, genellikle "en iyiyi amaçlayan kadınlar" olarak yorumlanmaktadır. Uluslararası Soroptimist Federasyonu her biri kendi içinde ünyon/bölge ve kulüplere ayrılmış, Amerika, Avrupa, Büyük Britanya -İrlanda ve Güney Batı Pasifik olmak üzere dört federasyondan oluşmaktadır. 


yilmazparlar@yahoo.com

30 Ağustos 2019 Cuma

XBilen’in “Çingene Kızı”-Yılmaz Parlar

XBilen’in “Çingene Kızı”

Antik çağlardan beri göz kamaştıran renkleri, kendine özgü estetiği ve zengin detayları ile büyüleyen mozaik sanat eserlerden aldığı ilhamla, Türkiye Picasso’su olarak bilinen, büyük sanatcı ressam ve heykeltıraş İsmet XBilen, ilk mozaik çalışması olarak Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ndeki Buğulu Bakışlı “Çingene Kızı” Maenad Mozaiğin benzerini Sultanahmet Vamos Restaurant’da uyguladı.

Maenad Villası'nın yemek odasının dikdörtgen tabanına ait taban mozaiğinin 78x 52 cm ebatlarındaki orijinalini, 130x120 cm ebatlarında, aslına uygun ancak mermer parçalarla yaptığı çalışmayı Restaurant’a gelen yabancı turistlerin beğenise sunarken, Anadolu kültür sanatın muhteşemliğini yansıtıyor.  



Sanat ve dekorasyona göz alıcı bir yaklaşım sunan, süslü tasarımları ve görünüşte gizemli yöntemleriyle, titizlikle düzenlenmiş renkli karolardan yapılmış mozaik yapımını, İsmet XBilen çalışmasında mermer parçalar kullanmış.


Hijyenik ve lezzetli mutfağıyla yoğun turist müşterisi olan, İspanyolca ve Portekizce haydi anlamına gelen, Sultanahmet’deki Vamos isimli restaurant’da İsmet XBilen ile söyleşide bulunduk. 


İsmet XBilen Zeuğma panosu hakkında; “Hayatımda ilk defa bir mozaik işi yaptım. Fakat enteresandır, ilk yapmama rağmen Antep müzesindeki Zeugma eserinden daha kaliteli oldu ve onu geçti. Nedenmidir?” Açıklama getiriyor.  

“Çünkü Antep müzesindeki mozaik çakıl taşlarından yapılmış, ben mermerleri keserek ve yontarak yol aldım. Önüme gelen tüm engelleri hep düşünerek mantık yürümesinde en kaliteli malzemeleri kullandım. Mesela ördüğüm mermer taşların altına çelik ızgara file kullandım. Bu cesaret isteyen bir iş. Çelik kullanırsan mozaik bombe yapabilir. Tüm riskleri göze aldım ve en altına en sağlam Alman mdf'si kullandın tam 11 milimlik; yapıştırıcı olarak fayans ve ağır teknoloji olarak en kaliteli silikon yapıştırıcısını kullandım. Şunu da söylemeliyim baya baya zehirlendim. Zeugma eserini bitirdikten sonra, zemini seramik yapıştırıcısı baya seramik bileşenli kalekim betonu kullandım”



Bu yöntemleri nerden biliyorsunuz, danışmanlıkmı aldınız sorumuza; “Tüm bunları niçin bu kadar iyi başardığımı soruyorsunuz, çünkü profesyonel bir seramiker ve heykeltıraşım. Tüm bu işlerin ve buna benzerlerinin alt yapılarını çok iyi biliyorum. Dünya harikası Antep müzesinde bulunan bu muazzam eseri yaparken baya zorlandım.” Şeklinde eserin zorluğunun altını çiziyor.

İsmet XBilen mozaik taş konusunda dertli “Tarihin en büyük mozaik ülkesinde yaşarken mermer mozaik taşlarını zor elde edebilmek çok üzücü. Anadolu Dünyanın en önde gelen ve birinci derecedeki müzeleri mozaik eserlerine sahip. Dünyada ilk, yine önemli ilk hiristiyan kilise mozaiklerine sahiptir. Bu ülkede bu konuda  bundan daha önemli ne olabilir. Gerçekten mozaik çok zevkli ve sevimli, estetik değerleri çok yüksek bir sanat. Domino taşları gibi, taşları gediğine koyuyursunuz ve doğanın renkleriyle portre yapıyorsunuz. Zeugma mozaikini yaparken Anadolu'da yaşamış olan Romalıların ve tarihi antik halklarının ne kadar zevk sahipleri olduğunu duyumsadım ve bu olayı yaşadım.” Şeklinde duygularınıda dile getiriyor.

Ayrıca XBilen “En önemlisi, Dünyada en büyük medeniyetlerin ilk çıkış noktalarının Anadolu olması. Anadolu bir renkler mozaikidir. Ben böyle bir ülkenin üstünde yaşamaktan o kadar gurur duyuyorum ki; tüm bize mal olmuş, bizim olmuş bu medeniyetlerin daha iyi korunması ve restore edilmesi düşüncesindeyim.”  




Bundan sonra mozaik sanatına devamı sorumuza; “Artık önüm açıldı ve ben bu işi en iyi şekilde başardığıma inanıyorum. Piyasada camdan mozaikler yapılıyor; bunlara birşey demiyorum. Fakat Romalılar o yıllarda renkli cam şişeleri ve camlarda yapıyorlardı. Neden camdan mozaikler yapmadılar? Mozaik mermerden yapılır. İşin aslı olanı ve etik olanı budur. Çakıl taşdan da yapılır. Fakat çakıl taşlardan yapanlar avam kamarasından olanlardı. Romayı idare edenler ve aristokratlar. Zeugma zaten “Çingene kızı” Saray'da değil bir ev zemininde yani orta halli halkın yaşadığı bir yerleşkede bulunmuştur. Çakıl taşlarından yapıldığı halde görülmeye ve takdire şayandır. Anadolu arkaik eserlerin basiti olmaz. Çünkü hepsi Dünya tarihinin ilki ve il çıkış noktasındaki ilk model ve öncüsüdür.”şeklindeki eserin gücünü vurguluyor.


Mozaikler; Küçük cam parçaları, taş veya diğer doğa temelli malzemelerden oluşan sanat türüdür. Karolar veya fragmanlar daha sonra bir yapıştırıcı ve harçla bir arada tutulan desenler, resimler ve diğer dekoratif tasarımlar şeklinde düzenlenir. Teknik içgörü, mozaiğin yaratılmasının ve takdir edilmesinin anahtarıdır ve sanatın teknik yönleri özel bir vurgu gerektirir. Ayrıca, Batı sanatında önemli bir rol oynayan ve diğer kültürlerde ortaya çıkmış olan mozaiğin önemli stilistik, dini ve kültürel yönleri de vardır .

Mozaikler dünyadaki çeşitli kültürlerde popüler bir sanat formu olmuştur. Bilinen en eski mozaikler M.Ö. 3. bin yıllara dayanan bir Mezopotamya tapınağında bulundu . Fildişi, deniz kabuğu ve taşlardan oluşan bu dekoratif, soyut parçalar, binlerce yıl sonra Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda yapılan mozaiklerin temelini attı. Ancak Mezopotamya'daki mozaik yapımcılarının aksine, Klasik sanatçılar mozaiklerinde resim, desen ve motifler oluşturmayı seçti.

Çingene Kızı Mozaiği; Oryantal mozaiklerde, en meşhurları Zeugma Belkis müzesinde günümüz Türkiye'sinde bulunan Zeugma mozaiğidir .


yilmazparlar@yahoo.com