11 Aralık 2015 Cuma

Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)- enerjide bağımlı olma-Yılmaz Parlar


YAKIT DEĞİŞTİR ENERJİDE BAĞIMLI OLMA
Doğalgaz konusunda sıkıntıya giren Türkiye’ye Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği’nden çağrı var.
Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İlhan, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Eren, Veysel Karabaş, Cevat Akkaya, ve Cem Özyıldırım  Avangarde Hotel’de basın toplantısı düzenleyerek kamuya  “Enerjide bağımsızlık seferberliğine hazırız” mesajı verdi.
Son zamanlarda yaşanan istem dışı olaylar yüzünden çıkan kriz nedeniyle enerjide yaşıyacqağımız bağımlı olduğumuz doğalgaz sıkıntılara açıklama ve alternatif yakıtlarla çare  Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) geldi.
Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İlhan kısa bir jeopolitik ufuk turu ile sebeblerin açıklamasını yaptı. Ahmet İlhan “Enerjide bağımsızlık seferberliğine hazırız. Devletimizin bu konuda sergilediği tavrı destekliyoruz. Doğalgaz konusunda olası bir kriz doğarsa, biz KBSB olarak, tüm sanayi ve evsel kazanların dönüşümünü gerçekleştirmeye hazırız” dedi
Rus devlerinin tavrına yönelik “Türk hava sahasının ihlal edilmesi sonrası, Rus devletinin, olayı tüm yönleriyle tetkik etmesini beklerken, ülkemize ve menfaatlerimize karşı çok yönlü bir saldırı,  tahrik ve tehdit tavrı ortaya konuldu. Karşı karşıya olduğumuz tehdit ve tahriklerin, doğalgaz ihtiyacımızın yüzde 55’ini sağladığımız bir ülkeden olması, ülkemiz açısından bir tedirginlik kaynağı.  Hukuk ve diplomasiye uygun olmayan bir şekilde, tabir-i caizse aba altından sopa gösterircesine, ‘Doğalgaz vanasının kapatılacağı’  söylemi, satır aralarına sıkıştırılmakta ve ima edilmektedir” sözleriyle doğalgaz sıkıntısını dile getirdi.
Yapılan eylemin arkasında olarak üzerlerine düşecek görevi çok kısa zamanda ifa edeceklerini açıkladı. “Başka bir ülke uçağının sınır ihlali yapmış olması nedeniyle düşürülmesi, ülkemiz silahlı kuvvetlerinin doğal görevidir. Gerek silahlı kuvvetlerimiz, gerek hükümetimizin egemenlik haklarımızı korumak konusundaki kararlı duruşunu destekliyor ve 55 kazan sanayicisi üyemiz ile beraber arkalarında olduğumuzu bildiriyoruz. Rusya’nın, ülkemizin stratejik işbirliği antlaşmalarını hukuksuz olarak tek taraflı olarak askıya almasını,  Doğalgazı silah olarak kullanmak konusunda kapıyı sürekli açık tutmasını doğru bulmuyor ve kınıyoruz. Ülkemizin doğalgaz yakan cihazlar ve sistemler konusunda, çaresiz ve alternatifsiz olduğunun zannedilmesine de itiraz ediyoruz.” dedi
Ahmet İlhan alternetifi ilk tedbirleri şöyle ifade etti. “Kazan ve basınçlı kap sanayicileri olarak, ülkemizin bu bağımlılıktan çıkmasını mümkün görüyor, destekliyor ve bu bağımlılıktan çıkış için göreve hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. Öncelikle, tüm stratejik kamu binalarında, doğalgaza alternatif yakıt için altyapı oluşması gerektiğini, bu amaçla; tüm stratejik kamu binalarında 45 gün içerisinde, alternatif yakıt altyapısının kurulabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Camia olarak, ülkemizin doğalgaza dönüşümünü kısa sürede sağladığımız gibi doğalgazdan alternatif yakıtlara geçişini de 2 yıl içerisinde sağlamamız mümkündür”
Her daireye çok az mali külfet getirecek kazan ve ünite ilaveleriyle daoğal gaza bağlı kalmadan alternatif yakıtla sıkıntının giderileceğiyla kamuya seslendi.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Kasım 2015 Pazar

Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı -Power your Business -Yılmaz Parlar


Metav2016


23 – 27 Şubat 2016 tarihleri arasında Düsseldorf kentinde düzenlenen “Power your Business” sloganı altında 19. Uluslararası Metal İşleme Teknolojileri İhtisas Fuarı “Düsseldorf METAV  2016 Fuarı” basın tanıtımı 26 kasım 2015 Perşembe günü Kalyon Hotelde yapıldı.

Toplantıya katılan Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuarlar Müdürü   Christoph Miller ile Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı Proje Müdürü Petra Cullmann
 Aditif (katmanlı) Üretim ile “Inside 3D Printing” İhtisas Kongresi, Kalite, Kalıp ve Tıp Teknolojileri yeni bölümleri tanıtıldı.

 Fuarda üretim teknolojileri tüm yönleriyle ele alınacak. Fuarın ağırlıklı konularını takım makineleri, üretim sistemleri, hassas aletler, otomatik malzeme akışı, bilgisayar teknolojileri, endüstriyel elektronik ve aksamlar oluşturuyor. Bunlara Moulding, Medical, Additive Manufacturing ve Quality gibi yeni konular da eklenmiş olacak.

Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuar Bölümü Sorumlusu Christoph Miller ile Messe Düsseldorf METAV 2016 Fuarı Proje Müdürü Petra Cullmann 26 Kasım 2015 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Basın Toplantısı’nda verdiği bilgilere göre;
METAV Fuarı’nın yeni konseptini dört başlık altında özetleyebiliriz: METAV Fuarı’nın  bilimsel içeriğine dört yeni konu daha ekleniyor.
METAV Fuarı’na ilave edilen yeni bölümler - ziyaretçi ve katılımcı firmalar açısından cazip olmanın yanı sıra - fuarın içeriğini güçlendiriyor ve aynı zamanda da birbirlerini tamamlayıcı nitelik taşıyorlar.
METAV Fuarı zengin çerçeve programı ile yine üretim teknolojileri alanında eksiksiz bir enformasyon forumu olmaya devam edecek.
 METAV Fuarı CAD/CAM ile başlayan planlama aşamasından simulasyona ve üretimden otomasyon ve kalite güvenliğine kadar uzanan üretim sürecinin tüm katma değer aşamalarını kapsıyor. Fuarın ağırlıklı konularını takım makineleri, üretim sistemleri, otomatik malzeme akışı, bilgisayar teknolojileri, endüstriyel elektronik ve yardımcı aksamlar oluşturuyor. Fuar  başta otomotiv ve otomotiv yan sanayi, makine üretimi, tıp teknolojileri ve uçak üretimi, elektroteknik ve elektronik, demir, sac ve metal işleme sektörleri olmak üzere metallerin işlendiği tüm sanayi dallarına hitap ediyor.
METAV Fuarı’nın bilimsel içeriğine 2016 yılından itibaren iki ürün grubu  Katmanlı (aditif) Üretim, Kalite Güvenliği, Takım ve Kalıp Üretimi ve Tıp Teknolojileri. Bu bölümlerin tümü kalıcı olarak fuara entegre edilecek ve kendi nomenklatürleri ile öne çıkarak,
Aditif (Katmanlı) üretim yöntemi imalat sanayinde hakimiyet kazanıyor
Fuarda “Additive Manufacturing Area” bölümünde üç boyutlu baskı teknolojileriyle bağlantılı tüm jeneratif yöntemler, malzemeler ve bu sektörle bağlantılı hizmetler ele alınacak.
24 Şubat 2016’da “Inside 3D Printing” İhtisas Kongresi çerçevesinde dağıtılacak olan IAMA 2016 ödülleri için başvurular devam ediyor.
Kalite üretebilmek ve kaliteyi ölçülebilir hale getirebilmek, Fuarda ilk kez yer alacak “Moulding Area” Bu sektörde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler yüksek teknoloji ürünü üretim sistemleriyle donatılmış bulunuyor. Bu firmaların ulaştığı yüksek performans gücü METAV kapsamında “Moulding Area” bölümünde sergilenecek.
Tıp teknolojileri bölümü giderek büyüyor
İlk kez “Metal meets Medical” adı altında METAV 2010 Fuarı’nda özel gösteri olarak hayata geçirilen tıp teknolojileri bölümü zaman içinde yoğun rağbet gördüğü için, METAV 2016 kapsamında “Medical Area” adı altında fuarın sabit bir bölümü olarak yer alacak. İşlenmesi, kişiye özel implant üretimi (tek adet üretim), tıbbi ürünler için CAD/CAM işlemleri veya Endüstri 4.0 döneminde cerrahi gereç ve implant üretimi gibi konular ele alınacak.    
Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği Fuar Bölümü Sorumlusu Christoph Miller Ayrıca genel ekonomik profil çizerek verdiği bilgiler;
 METAV Fuarı’na gelecek ihtisas ziyaretçilerinin yaklaşımları ve yatırım eğilimleri açısından Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu durum önemli bir ölçü oluşturuyor.

Göstergeler Avrupa ekonomisinin ılımlı bir büyüme eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor. İngiliz iktisadi araştırma kuruluşu Oxford Economics içinde bulunduğumuz yıl için % 1,2 oranında ve hatta 2016 yılı için de yüzde 1,9 oranında bir Gayrısafi Yurtiçi Hasıla artışı bekliyor. Euro’nun Amerikan doları karşısında belirgin oranda değer kaybına uğramış olması ve ham petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş olumlu yöndeki gelişmenin itici gücünü oluşturan unsurlar arasında sıralanıyor. Bu gelişmelerden özel tüketimin ve firmaların aynı ölçüde yararlanacakları belirtiliyor. Avrupa sanayi ayrıca, fiyat açısından rekabet koşullarının olumlu yönde gelişmiş olmasına ve dolayısıyla Euro Bölgesi dışındaki satış olanaklarının da yükselmiş olmasına dayalı olarak güç  kazanmış bulunuyor.  Kredi faizleri düşük düzeyini korumaya devam ettiği ve bankaların artan kredi taleplerine yanıt vermeye hazır oldukları görülüyor.  Son olarak da Ukrayna/Rusya anlaşmazlığına ve Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkma olasılığına ilişkin endişeler de arka plana kaymış bulunuyor.

Yatırımların içinde bulunduğumuz yıl % 1,9 oranında, gelecek yıl ise % 4,2 oranında artması bekleniyor. Bu yatırımların bir bölümü takım makinelerine yönelik olarak gerçekleşecek. Buna göre Avrupa genelinde takım makineleri tüketimi önümüzdeki yıl % 4,1 artışla benzer bir gelişme gösterecek. Bu rakam 17,5 milyar Euro tutarında bir ticaret hacmi oluşturacak. Doğu Avrupa ülkelerinde ise talep artışının  ortalamanın üzerine çıkması   Türkiye, İspanya, Fransa ve İtalya’da da takım makineleri talebinin ortalamanın çok üzerinde yükselmekte olduğu belirtiliyor.
İktisadi araştırma kuruluşu Oxford Economics tahminlerine göre Türkiye ekonomisi 2015 yılında % 2,8 ve 2016 yılında da % 3’lük bir büyüme hızına ulaşacak. Buna dayalı olarak sanayi üretiminde ve yatırımlarda artış bekleniyor.     Türkiye’de makine üretimi, otomotiv sanayi ve taşımacılık sektörlerindeki yatırımların ortalamanın üzerinde artış göstereceği tahmin ediliyor.  güvensizlik ortamı yaratıyor.
2014 yılında ise Türkiye’ye yönelik ihracat % 15 oranında azalarak yaklaşık 191 milyon Euro düzeyine geriledi.  Ancak bunun geçici bir gerileme olduğu, nitekim bu yılın ilk altı ayında Almanya’nın Türkiye’ye yönelik ihracatında % 80 oranında artış yaşandığı görülüyor. Türkiye’ye yönelik ihracatta torna makineleri, dövme makineleri ve işleme merkezleri ilk sıralarda yer alıyor. Alman Takım Makineleri Üreticileri Birliği (VDW) istatistiklerine göre aynı dönem içinde Türkiye’den gelen siparişlerde de beşte bir oranında artış görülüyor. Almanya Türkiye’den takım makineleri de ithal ediyor. Geçtiğimiz yıl içinde toplam 63 milyon Euro değerinde makine ithalatı gerçekleştirildi. Özellikle torna makinelerine talep duyuldu.
Rakamsal veriler genel olarak Türkiye pazarının ciddi bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koyuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Kasım 2015 Pazar

Malatya Film Festivali Turizmde Farkındalık Yaratıyor-Yılmaz Parlar

MALATYA TURİZMİ
Malatya Film Festivali Turizmde Farkındalık Yaratıyor 
6.Uluslararası Malatya Film Festivali kapsamındaki kültürel gezilere katılan yabancı film yapımcı ve yönetmenleri Malatya'dan etkilendiler.   


Önemli bir turizm destinasyonu olma yolunda ilerleyen Malatya; civar kültürel alanlarla büyük bir uyumluluk içinde. 
6-12 kasım 2015 tarihleri arasında altıncısı yapılan “Malatya film Festivali '' kapsamında gerçekleştirilen kültürel geziler pek çok ülkenin film yapımcıları, yönetmen ve oyuncalarına Malatya’da film yapılması konusunda ilham verdi. Malatya Fırat Havzasına yapılan geziye, Malatya eski yerleşim alanı olan Battalgazi gezisi ile başlandı. Yerel ekonominin sosyal kurumları ve ulusal kalkınmada anahtar olan yüksek öğretim kurumları üniversitelerimizden  tarafından sinemacılar karşılandı

Tarihi mekanları zengin Battalgazi’nin Belediyesinde Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde çalışan arkeolog Cem Kaya rehberliğinde Aslantepe Höyüğü İlk olarak Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliği taşıyan Aslantepe Höyüğü’nü konuklar gezdi.

İlk Medeniyetin yalnızca Mezopotamya olmadığı Aslan tepe höyüğü ile tarihin derinliklerine inildikçe ortaya çıkan gerçek bulgular göstergesinde Malatya böylesine mükemmel bir gururun haklı payına sahipleniyor ve dünya turizmine kollarını açıyor.

M.Ö. 5 bin yıllarından M.Ö 712 tarihindeki Asur istilasına kadar şehir olarak varlığını sürdüren Aslan tepe höyüğünde turizm yetkililerinden aldığımız bilgilere göre; Şehir M.S. 5-6 yüzyıllar arasında Romalılar tarafından kullanılmış ve daha sonra Bizans nekrapolü(mezarlık) olarak yerleşimini tamamlamıştır.

1930'lu yıllarında Fransız arkeologlar tarafından yapılan kazılarda taş üzerine alçak kabartma iki aslan heykeli ve kral heykeli ile Geç-Hitit Sarayı bulunmuştur.

Höyükte yapılan kazılar sonucunda M.Ö. 3300-3000 yıllarına ait bir kerpiç saray M.Ö.3600 - 3500 yıllarına ait bir tapınak, binlerce güzel mühür baskısı kaliteli metal eserler bulunmuştur. Aslan tepe, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir.

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan  İlçenin, medeniyetlerin ilk kurulduğu ve Anadolu' nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında temel taşı olan bir bölgede oluşu tarihimize, kültürümüze sahip çıkma ve yaşatma adına Ulusal boyutta kutlanmasını sağladıklarını belirtdi. Ülke genelinde kendi çaplarındaki zor işleri başardıklarını, İlçenin sağlıklı yaşam alanı haline getirdiklerini, yıkılmaya yüz tutan tarihi eserleri  ayağa kaldırdıklarını, AB. Projeleri ve dış finansman destekleri sağlanarak gerçekleştirildiklerini ifade etti.


Konuklar ve sinema sanatçıları,   Eski Malatya’da bulunan Silahtar Mustafa Şapa Kervansarayı, Sanat Sokağı ve Ulu Cami’yi gezdiler.


Kervansaraylar camileri ve örnek kendine has tarzı bulunan onarılmış modern yaşanır duruma gelen mahalle tipik evleri ilçeye ilgiyi artırmaktadır.

Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda Battalgazi Belediyesi Halkevi ve Hoşuna Halk Oyunları ekibinin, büyük beğeni ile izlenen halk oyunları gösterisi oldukça ilgi gördü.  Halk Oyunları ekibi ile birlikte oyunlara eşlik etmeye çalışan özellikle yabancı sinemacı konuklar çok memnun kaldılar. Lezzet alınan, mutluluk-haz duyulan,  halkoyunu sonrası Malatya halk müziğinden örneklemeler sunuldu. Ebru sanatına ayrı bir ilgi gösteren yabancı konuklar kendileri adına çerçevelenmiş kaligrafik isim soyadı hat yazılarını aldılar.


Malatya Valiliği'nin koordinasyonunda, bu yıl altıncısı düzenlenen Malatya Uluslararası Film Festivali'nde bölgenin tarihi kültür alanlarına   tertiplenen  Gezinin diğeri Levent Vadisi, Malatya Sultansuyu at harası gibi doğal ve tarihi yerlerdi. 
Tanıtılan Levent Vadisi Malatya Jeopark projesi kapsamında bölge doğal, tarihi, kültürel değerleriyle turizme kazandırılacak.
Çok sayıda kaya mezarı ve kabartmalarla kendisine has kayaları bulunan bölgenin turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması için, Malatya ili Akçadağ ilçesi Levent bucağı sınırları içinde kalan “Levent Vadisi Malatya Jeoparkı'nın Turizm merkezi olması hedefleniyor.

Sultansuyu at harasında servet değerindeki yarış atları çok ilgi gördü. Atlara binildi, 


Levent Kanyonunda verilen bilgiler doğrultusunda, Levent Vadisi'nin, yerbilimsel, kültürel ve arkeolojik değerleriyle Doğu Anadolu Bölgesi'nde ilk kez böyle bir projenin uygulanacağı, canlandırılması ve kent turizmine kazandırılması için başlatılan çalışmaların devam ettiği bildirildi.

Bilgilere göre; Levent Vadisi Jeopark Projesi kapsamında Malatya'nın Akçadağ ilçesi sınırları içinde kalan Levent Vadisi ve civarında Üst Kretase–Pliyosen yaş aralığında çeşitli litostratigrafi birimleri yüzeylemektedir. Mağaralar buradaki killi kireçtaşlarındadır ve doğal süreçlerle oluşmuş, vadiyi kesen ana faya dik gelen fayların geliştirdiği çatlak sistemleri üzerinde oluşan bu karstik mağaraların tümü insanlar tarafından kullanılmış ve yeniden şekillendirilmiştir.

Paleolitiğe kadar gidebileceği düşünülmektedir. Çalışmalarla 20 den fazla Jeosit ve Arkeojeosit saptanmış, yürüyüş rotaları haritalanmış, mağaraların iç alanları ve yükseklikleri ölçülmüş. Kilometrelerce uzunluktaki Levent Vadisi, Tohma Kanyonu'yla birleşmektedir.Geçmişte deniz olan, vadi girişindeki kayalıklardan panorama olağanüstü. Mağaralar Malatya için önemli bir turistik değer. Vadide birçok yerde gözlenen fosiller bölgenin 30 - 40 milyon yıl önce denizle kaplı olduğunun göstergesi.
Vadinin içindeki köyleri çevreleyen kayalar üzerinde birçok kaya mezarı ve niş bulunuyor. Levent Kanyonu, Türkiye'nin önemli turistik değerlerinden birine dönüşecek.

Güneş tepemizdeki anda dingin baraj gölüne düşen parıltılar kolay dile getirilecek yazılacak duygular değil ancak yaşanacak duygular.
Her yapılan Uluslararası festival, etkinlikler turizmi de yanında getiriyor. Bir kere daha başarılı Malatya Film Festival organizasyonuna takdirlerimizi sunuyoruz


yilmazparlar@yahoo.com

7 Kasım 2015 Cumartesi

6’ıncı Malatya Uluslararası Film Festivali Açıldı-Yılmaz Parlar


BURUK FİLM FESTİVALİN ONUR ÖDÜLLERİ
6’ıncı  Malatya Uluslararası Film Festivali, Ülke bütününde üzüntülü günler yaşamamız nedeniyle buruk ve sade program ile açılış yaptı. Malatya Hilton Double Tree otelde gerçekleşen açışda  Festivalin bu yıl Onur Ödülü Serdar Gökhan ve Perihan Savaş’a  .  verildi. Yabancı onur ödülüne layık isim  Gürcü sinemasının yönetmeni Eldar Shengelaia oldu.
Malatya Valiliği’nin koordinasyonunda, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin ana sponsorluğunda Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu, Battalgazi Belediyesi, Yeşilyurt Belediyesi, Fırat Kalkınma Ajansı ve İnönü Üniversitesi’nin destekleri ile düzenlenen, bu yıl altıncısı gerçekleştirdiği Malatya Uluslararası Film Festivali geleneksel hale gelen kırmızı halı   yerine hüzün matem rengi siyaha bırakdı. Siyah halı geçidi yapıldı.
6 -12 Kasım 2015 tarihleri arasında devam edecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali düzenlenen açılış programın sunuculuğunu Yekta Kopan üstlendi.  Açılış programında  Malatya Valisi Süleyman Kamçı  “Sinema işlediği temayı izleyenlere birebir hissettirme özelliği ile müstesna bir konuma sahipdir. Sinema bütün insanları aynı temelde buluşturan ve insanlığın ortak dili olabilen büyülü bir dünyanın adıdır.  Sinema ile toplumların kendilerini ifade etme imkanı bulabildiği bir mecradır.”şeklinde özetle özelliğini vurguladı.
Bu yıl kaybetdiğimiz sinema sanatçılarını oluşturan sinevizyon gösterimi esnasında  Duygusal bir ortam yaşanırken Sinema sanatcıların gözleri doldu.
Açılış konuşmasında Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır  “Çok önem verdiğimiz bir festivale ev sahipliği yapmaktayız. Birbirinden değerli sanatçılarımızı, sanat dünyasını Malatya’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz”dedi  .Ak Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık  “Bu sene 6’ıncısını düzenliyoruz ve ilk kez halımız kırmızıdan siyaha döndü. Halının siyaha dönüştürülmesinin en önemli sebebi, vermiş olduğumuz şehitler ve gazilerimiz. İnşallah festivalimizi siyaha bürüyen bu acımızı hep beraber yeniden renklendiririz. Kardeşliğin tohumlarının atılmasına vesile oluruz” mesajını verdi.
Bu yıl festival kapsamında Emek Ödülü, Türk sinemasını hakkında   Kitaplar yazan,  sinema tarihine ve arşivine çok önemli katkılarda bulunan Agâh Özgüç ve Filmlerinin makyaj sanatçısı Suzan Kardeş’e verildi.
Suzan Kardeş Bir Demet Tiyatro’da “pencereden bakan kadın” olarak tanınmakdadır.
Perihan Savaş konuşmasında artan terör olaylarına değinerek, “Keşke yüreklerimiz de hüzün yerine sevinçleri paylaşsaydı. Keşke annelerimiz ağlamasaydı. Keşke evlatlarımız yok olmasaydı” ifadelerini kullandı. Perihan Savaş, şehit İbrahim Tanrıverdi’nin annesini ziyaret ettiğini hatırlatarak, protokolde oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’dan bir söz istedi. Şehit annesinin ricasını ileten Savaş, yeni yapılan sanat sokağında Şehit İbrahim Tanrıverdi’nin isminin ölümsüzleştirilmesini istedi. Bunun üzerine Başkan Çakır söz verince Perihan Savaş, “Şehit annesi çok mutlu olacak”  onayı aldıkdan sonra annesinin mutlu olacağını söyledi.  Toplu  fotoğrafı çekimi ile açılış töreni  son buldu.



yilmazparlar@yahoo.com

26 Ekim 2015 Pazartesi

TÜRSAB 43. YILININ MUHTEŞEM KUTLAMASI-YILMAZ PARLAR


TÜRSAB 43. YILININ MUHTEŞEM KUTLAMASI
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği  (TÜRSAB) 43. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İstanbul Lütfü Kırdar ICEC'de resepsiyon gerçekleştirdi.
Düzenlenen yemeğe, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ile TÜRSAB üyelerii  ve turizmci temsilcileri katıldılar
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy çılış konuşmasında,   “Turizm sektörü Türkiye'nin dünyaya açılan en önemli penceresi. TÜRSAB Türkiye turizm sektörünün öncü kuruluşu olarak seyahat acentelerini tek çatı altında topladı. Türkiye turizm alanında çok mesafe kat etti. 2000 yılında 22 yat limanı olan Türkiye, şu anda 52 yat limanına, 2000 yılında 15 havalimanı olan Türkiye şimdi 51 havalimanına kavuştu. Yine 2000 yılında 913 bin yatak kapasitesi olan Türkiye'de bu rakam 2014'te 1 milyon 613 bin seviyesine ulaştı. Turizm sektörümüz bugün ihracatımızın yüzde 21,8'ini, bütçe açığının da yüzde 41,6'sını karşılamaktadır.
Seyahat acentelerinin pazarlama faaliyetlerini yürüttüğü bu alanda Türkiye gelir bakımından 2000 yılında dünyada 22. sıradayken 2014 yılında 12. sıraya yükseldi. Bunlar kolay olmadı. Bugün bize vize koymaya kalkan ve vize koymakta gayret gösteren ülkeler var. Yarın gün gelecek biz o ülkelere vize koyacağız. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızın ilk kelimesinde 'korkma' diyor. Biz, Türkiye'yi ayrıştırmaya, ötekileştirmeye ve insanları birbirinden uzaklaştırmaya çalışanlara karşı korkmuyoruz. Türkiye tek vücuttur. Sektör olarak da buradayız, korkmuyoruz. Biz Türkiye’nin tanıtım elçileriyiz. Türkiye turizm sektörü 2014 yılında 8 bin 500 seyahat acentesi ve 9 bin rehberiyle ilk 4'e oynamaya çalışan bir sektör oldu. 
2014 yılında yurt dışına çıkanlarla birlikte 16 milyon iç turizm hareketi olmuş. Bunun 8 milyon 536 bini yurt dışına çıkmış. Türkiye artık yurt dışında itibar gören, iyi bir müşteri olarak kabul edilen bir ülke haline geldi."dedi
5-6 Aralık'ta TÜRSAB'ın Genel Kurulu olacağını hatırlatan Ulusoy, bütün üyelerini Genel Kurul'a oy kullanmaları için davet etti.
İTO Başkanı İbrahim Çağlar “TÜRSAB  43 yıllık yolculuğunu en iyi anlayanlardan odalardan biri oldu. İTO nasıl ki 133 yıldır girişimciliğin ilk adresi ve en önemli destekçisi olduysa TÜRSAB da aynı şekilde turizm sektörü için bir fener ışığı ve bir pusula olmuştur.  Türkiye bugün dünyanın en çok ziyaret edilen 6, Avrupa'nın ise 4. ülkesiyse İstanbul da dünyanın en fazla kongre toplantısına ev sahipliği yapan 9. şehri ise ne mutlu bizlere. TÜRSAB'a ve değerli üyelerine, İTO'nun 383 bin 913 üyesi adına tek tek teşekkür ediyorum" dedi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş,  “Türkiye bir kıta özelliği gösteriyor. Her şeyi bir ülke gibi farklılıklar arz ediyor. Dünyanın yeryüzü cenneti diyebileceğimiz özelliklerine ve tarihi birikime sahip bir ülkede yaşıyoruz. Eğer bu ülke dünyada hak ettiği yere gelemiyorsa, turizmden yeteri kadar payını alamıyorsa burada eksiklik bizden kaynaklanmaktadır. Biz ne kadar katkı sunarsak Türkiye o kadar çabuk hak ettiği yere taşınır ve gelir. İstanbul adeta tarihin çeyiz sandığı. Farklılıkların, zenginliğinin yaşandığı bir kent. Dünyanın gerçekten merkezi. 70'li yıllarda İstanbul'a havalimanı yapılırken projeyi incelemeye gitmiştik. O dönemde İstanbul'un nüfusu yaklaşık 2,5 milyondu. '2,5 milyonluk İstanbul'a 3 milyonluk havaalanı' dediğimizde 'Bunlar yetmeyecek, kat be kat daha fazlası gerekli' dedi
Şimdi 3. havalimanı birilerinin hoşuna gitmese de Türkiye'nin ve İstanbul'un gücünü çok daha fazla artıracak imkan ve fırsat veriyor. Her alanda hızla gelişen bir İstanbul var."şeklinde konuştu.
İstanbul Valisi Vasip Şahin “Türkiye'nin turizm ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 1980 yıllarından  başlayan bu yolculuğun son yıllarda hızlanarak devam ediyor. Dünyanın en büyük 6. turizm ülkesi olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu kolay olmadı. Turizm sektörü özel olarak desteklendi ve teşvikler verildi. Zaman zaman 'Akdeniz ve Ege kıyıları peşkeş çekiliyor' eleştirilerine göğüs gerilerek bu sektör desteklendi. Bugün yüzümüzü ağartan turizm sektörü o günkü desteklerle buraya geldi."dedi

yilmazparlar@yahoo.com

25 Ekim 2015 Pazar

Atilla Dorsay-Yeşilçam’dan 100 Portre-Efsaneler ve Renkler-Saint Benoît-La Galerie-Yılmaz Parlar


DUAYEN DORSAY VE YEŞİLÇAM YILDIZLARI

Başarının bir yolculuk olduğunu, bir varış noktası olmadığını bize sergilediği sinema bilgi ve genel kültürüyle örnekleyen Duayen, Yüzyılda bir gelen isimleden Türk ve dünya sinemasının usta eleştirmeni gazeteci-yazar Atilla Dorsay, Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi

 Charles Fries’in Yüksek Himayelerinde,
Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu
Muriel Domenach’ın Saint Türk sinemasının ünlü oyuncuların ve yönetmenlerin katılımıyla gerçekleşen 22 Ekim - 30 Kasım 2015 tarihleri arasında devam edecek olan Saint Benoît Lisesi "La Galerie" de "Efsaneler ve Renkler" adlı sergiyle sinemaseverleri Türk sinemasının geçmişten günümüze doğru da bir yolculuğa çıkartı.

Dünya sinemasını içinde taşıyan, önceleri sinemanın her olgusunu bilgi düşünce duygularını 60’a yakın kitaplarına aktaran duayen yazar Atilla Dorsay "Yeşilçam’dan 100 Portre" kitabının lansmanıyla  sergiyi bütünleştirdi.


Bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir sinema sevgisi noktasında odaklanan konsantrasyonunu sürekli dinamik uygulayan  yetenek, Başarısını tevazuyla bütünleştiren erdemli davranışlarıyla muhteşem ve ölümsüz bir kitap servetine bir yenisini ekledi.


Sabır ve özveriyle yapılan çalışmaların meyvesi olan bu kitapda  İki farklı anlatım izliyoruz.

Birincisi yönetmenler oyuncular akademisyenler hakkında dostluk ilişkileri, özellik kazanan çok kısa anılarıyla sinema geçmişi, yapıtları.  
İkincisi duayenenin objektifinde çok ifadeli çok zengin sinema geçmişini anlatan portre pozları.

Bu iki öğe vurgulanırken geçişlerde yaşanan bütünlük, düş gücünü hızlandırıyor. Konu edilen sinemacıların örgüsü birbirinden bağımsız olağanüstü bir performansla birbirinden benzersiz anlatım zenginliğiyle ve farklı formlara bürünerek adeta resital oluşturulmuş.  

Saint Benoit’a ait olan, zarif, şirin ancak sanatsal dev mekan salonda dev isim Atilla Dorsay’ın sergisinin dinamik açılışı çok güzide sanat dünyasının yerli yabancı sinemaseverleri ve sinemanın ünlü elit yıldızlar katılımının sıcak atmosferi hepimizi sarıp kucakladı.
Yaşanabilecek en üstün anıya vesile oldu.     .

Sinema kütüphanesi özeti denebilecek kadar bilgileri akademisyen değer taşıyan yazılara aktaran yazar, şimdi son olarak anı yakalamaya adamış foto ustası kadar sanatsal fotoğraf sanatcılıyla objektifinden ve kaleminden sayfalara aktardığı muhteşem yapıt yılların Yeşilçam kahramanlarını anmamızı sağlayan Yeşilçam’ın 100. yılına atıf  “Yeşilçam’dan 100 portre” kitabına imza attı.


Saint Benoit Lisesi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Atilla Dorsay, " Fotoğrafçılığı hiçbir zaman ciddiye almadım. Yıllarca sadece arşiv oluşturabilmek için fotoğraf çektim. Baktım ki bu iş gerçekten zevkli ve keyifli bir iş, iyi bir makine edindim. Yakın bir tarihte, 2007'de bir dijital makine aldım ve o tarihten itibaren fotoğraflarım çok daha iyi olmaya başladı. Bu da hem benim onlara, hem de başkalarının fotoğraflara olan ilgisini artırdı" dedi.


Yenilerini de çekmek istediğini, beşinci kişisel sergisini açtığını, portre ve yakın plan fotoğraf çekmeyi çok sevdiğini sözlerine ekledi.  


Dorsay "Fotoğrafı sanat haline getirenlerden biri, yani bir 'Ara Güler' değilim ama insanların ruh hallerini, düşüncelerini fotoğraf yoluyla kavramaya yönelik bir tarzım var. Türkiye'de ve dışarıda festivalleri takip ettiğim için elime çok fırsat geçiyor. Mesela bu yıl Cannes'dan bir sürü Fransız sanatçısının fotoğraflarını getirmiştim ama üç tanesini sembolik olarak seçtik." Şeklinde tarzını belirledi.


Atilla Dorsay, serginin esas amacının Türk Sineması'nın 100. yılını anmak olduğunun söyleyerek Türk sanatçılarından Yeşilçam’ın  ağırlıkta olduğunu geçmiş kuşağa yer verdiğini modern sinemanın  burada çok fazla temsil edilmediğini açıkladı.


Dorsay “Albümde de yok zaten. İlk albüm geçmişe ait oldu. İkinci ciltte Yeşilçam'dan resimlerini çekip de buraya sığdıramadığım isimler yer alacak. Günümüzün sinemasından çok portrem var. Yenilerini de çekmek istiyorum" diyerek devamını olacağını belirtdi.


Ünlü oyuncu ve yönetmenlerin portrelerinin sergilendiği etkinliğe, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray,   Selda Alkor, Derviş Zaim, Filiz Akın, Reis Çelik, Nebahat Çehre, Füsun Demirel, Sevda Ferdağ, Lale Mansur, Hale Soygazi gibi isimler de katıldı.


Sergide  portreleri sergilenen  oyuncular ve yönetmenler;  Cem Yılmaz, Tarık Akan, Memduh Ün, Vedat Türkali, Aram Gülyüz, Fevzi Tuna, Erden Kıral, Engin Ayça, Tomris Giritlioğlu, Reis Çelik,  Derviş Zaim, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Ümit Ünal, Semih Kaplanoğlu, Kutluğ Ataman,  Fatih AkınHalit ve Gülper Refiğ, Lütfi Akad, Osman Sınav, Sezer Sezin, Çolpan İlhan, Suzan Avcı, Nilüfer Aydan, Sevda Ferdağ, Fatma Girik, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın Selda Alkor, Nebahat Çehre, Şerif Sezer, Gülsen Tuncer, Hale Soygazi, Lale Mansur, Serra Yılmaz, Füsun Demirel, Eşref Kolçak, Fikret Hakan , Ekrem Bora, Tuncel Kurtiz, Halit Akçatepe, Ediz Hun, Yılmaz Köksal, Halil Ergün, Rutkay Aziz, Meltem Cumbul, Kadir İnanır, İzzet Günay


yilmazparlar@yahoo.com

Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı TÜRKİYE İSTİKRARLA KALKINIR-Yılmaz Parlar.

TÜRKİYE İSTİKRARLA KALKINIR.


Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı ve AK Parti İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı M. Mehdi Eker  “Tavuk "Eti Ve Yumurta İhracatında Avrupa’da Birinci Sıradayız

Eker:  1 Kasım Türkiye İçin Karar Günüdür”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı ve AK Parti İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı M. Mehdi Eker, Türk kanatlı sektörünün önde gelen temsilcileri tarafından düzenlenen istişare toplantısına katıldı.

Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu (KTG), Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) ve Yumurta Üreticileri Merkez Birliği  (Yum-Bir) tarafından düzenlenen toplantıda sektörle ilgili kurumların yönetim kurulu başkanlarının yanı sıra  yönetim kurulu üyelerinde hazır bulundu. Has Tavuk Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, BESD-BİR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sait Koca, Keskinoğlu Tavukçuluk Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu ve tavukçuluk sektörünün önemli isimleri katıldı.

Son on yılda kanatlı sektöründe yapılan gelişmeleri aktaran M. Mehdi Eker, tavuk eti ve yumurtada Avrupa’da birinci sıraya yükselen sektörle ilgili açıklamalarda bulundu. Eker, “Mevzuat ile sektörün önünü açtık. Teşvik ve desteklerle maddi ve manevi olarak sektörün yanında olduk. Eğer Türkiye’de istikrar olmasaydı son on yılda tavukçuluk sektörü bu gelişmeleri kaydedemezdi.” dedi.

İstikrar yumurta sektörünün ihracatını yüz kat büyüttü

M. Mehdi Eker, “Son on yılda 696 bin tavuk eti üretimini, 1 milyon 900 bin tona; 11 milyar yumurta üretimini ise  17 milyara çıkardık.  Aynı şekilde ihracatta da önemli gelişmeler kaydettik. Kanatlı eti ihracatında 20 bin ton olan ihracatımızı, 431 bin tona çıkarttık. Parasal değer olarak 14,5 milyon dolardan 700 milyon dolara çıkardık” dedi.  Aynı şekilde yumurta ihracatımız da 4 milyon dolardan 400 milyon doların üzerine çıktı.
Sektörün 2 milyon üzeri istihdam sağladığını ve teknoloji ile know how satabilecek bir konuma geldiği belirten Eker,  “Bu sektör, çok dinamik, dünyaya açılan, teknoloji üreten bir sektör. “ dedi. Türkiye’de istikrar olduğu zaman uyum ve koordinasyon ile cesur kararlar aldığını ve beraberinde başarının geldiğini belirtti.
1 Kasım Türkiye’nin kader   günüdür                                                                                                              
“Birlikte krizler aştık. 5 eylül 2005 tarihini unutmuyorum.  Kuş gribinde Türkiye dünyaya örnek bir mücadele sergileri. Türkiye’nin bu alandaki hiçbir ticari işletmesi kuş giribinden etkilenmedi. Bu konuda dünyada tek ülke olduk. Sizde bu aşk bu heyecan oldukça Türkiye sizinle birlikte bu sektörde çok daha ileri noktalara gidecek.” şeklinde konuştu.
Bütün bunların istikrarla olduğuna dikkat çeken eski Bakan Mehdi Eker: “ Eğer istikrar olmasaydı son 10 buçuk yılda tavukçuluk sektörü bu gelişmeleri kaydedemezdi. Türkiye 7 Haziran’da istikrarını kaybetti. Tarım Bakanlığını her kademesinde görev aldım. 24 yılda 14 bakan gördüm. Türkiye’nin istikrarsızlığının, Türkiye’yi nerelere götürdüğünün en canlı şahidiyim. O yüzden 1 Kasım Türkiye’nin  kader seçimi. Ya Türkiye istikrarla yola devam edecek ya da koalisyonların türbülansına girecek. “ dedi.
Türkiye istikrarlı olunca dışarıdaki sorunları da daha rahat çözer. Gençlerimize daha özgürlükçü, güvenli bir Türkiye hazırlayacağız. Türkiye’nin yeni bir maceraya tahammülü yok.” dedi.
Sektör, Eker’e tavuk heykeli sundu
BESD-BİR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sait Koca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı Mehdi  Eker’e bir tavuk heykelciği ve ferman kutusu hediye ederek: “ Beyaz et sektörü sizinle büyüdü. Teşekkürlerimizi sunarız. Bir ferman kutusu hediye ediyoruz. Fermanlarınızı bekliyoruz. Emirlerini bekliyoruz. “ dedi.

yilmazparlarqyahoo.com