26 Eylül 2023 Salı

GLOBEMEETS B2B Networking-Yılmaz Parlar

 GLOBEMEETS B2B Networking

“GLOBEMEETS B2B Networking Etkinliği” 10 Numara



Uluslararası turizm pazarlama alanında faaliyet yürütmek amacıyla Hüseyin Kurt ve Serdar Söyler tarafından kurulan GLOBEMEETS’in “GLOBEMEETS B2B Networking Etkinliği” 22 Eylül 2023 Perşembe günü JW Marriott Hotel İstanbul Marmara Sea’de gerçekleştirildi.



Amac olarak, İstanbul başta olmak üzere ülkenin farklı şehirlerindeki karar vericilerin yanı sıra farklı ülkelerden hizmet sağlayıcılar ve turizm paydaşlarını bir araya getiren kaliteli ve verimli bir etkinlik düzenlemek olan“GLOBEMEETS B2B Networking Etkinliği” çok verimli oldu .



Doğrudan iş geliştirmeyi sağlayacak bir B2B ağ oluşturma etkinliğine katılan İstanbul’dan 250 kişi civarında MICE segmentinde çalışan acentalar, etkinlik yönetimi şirketleri, kongre acentaları, outgoing incentive, leisure, FIT ve outgoing kültür turizmi segmenti çalışan acentalar ile 25 farklı şehirden hosted buyer ,70 civarında acentacı organizasyonda ağırlandı. 

Etkinliğe Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği, İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği, MPI Turkey Club, Pazarlama İletişimcileri Derneği, Site Turkey, Tüm Etkinlik Teknolojileri Sektörü Derneği, Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ve Türk Hava Yolları gibi kuruluşlar da destek verdi.



Turizmde Yeni Bir Soluk Kazandırmak Ve Sınırları Ortadan Kaldırmak

GlobeMeets Başkanı Hüseyin Kurt açılış konuşmasında Turizme yeni bir soluk kazandırmak ve sınırları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. 



25 şehir civarında ve KKTC’den acentelerin katıldığı ve 33 ülkeden DMC, havayolları, kruvaziyer firmaları ve sponsor iş ortaklarını bir araya geldiği tüm gün randevulu sistemde ikili görüşmelerin yapılacağını ifade eden Kurt “Bu etkinlik, geleceğimizi şekillendirecek çok önemli bir adımdır. Bizler, önüne çıkan her engele rağmen yılmadan güçlenen ve her zaman birbirine tutunan sektör paydaşlarıyız. Rekabet gücümüz ve dünyaya hızla uyum sağlayan bakış açımız ve vizyonumuz sayesinde sınırları aşacağımıza inanıyoruz. Turizm sektörüne yeni bir soluk kazandırmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı amaçlayan organizasyonumuzda gelecekte de sürecek iş birliklerinin ve ortaklıkların kurulmasını cesaretlendirirken, yeni destinasyonlar ile kültürel deneyimler hakkında fikir alışverişleri yapacağız” dedi.



TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya özetle “Önümüzdeki yıllarda turizm sektörünün dünya ekonomisindeki yerinin çok daha artacağını öngörüyoruz. Paydaşlar arasında sinerjinin yakalanması açısından B2B etkinlerin çok etkili ve önemli olduğunu düşünüyoruz. GlobeMeets B2B Networking Etkinliği’nin yeni işbirliklerine zemin hazırlamasını diliyorum.” Sözleriyle MICE, kruvaziyer ve sağlık turizminin çok önemli tirizm çeşitleri olduğunu belirten Bağlıkaya “Bu turizm çeşitleri nitelikli iş gücüne de katkı yapıyor. Bu sektörleri ileri taşıyan acentalarımızı dikkatle izliyoruz. İlerleyen yıllarda turizmin dünya ekonomisindeki payının daha da artacağını görüyoruz. TÜRSAB olarak turizmimizin gelişmesi için atılan her adımı destekliyoruz. GlobalMeets B2B Networking Event gibi etkinlikler de turizmi geliştiriyor. Bu etkinlikle acentalarımız güçlü ortaklıklar ve işbirlikleri kurmalarını diliyorum. Bu etkinlik için Hüseyin Kurt ve Serdar Söyler'e teşekkür ediyorum. Başarılı ve verimli bir etkinlik olmasını diliyorum” şeklinde Etkinliğin önemli olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin turizm yolculuğunda MICE, bleisure ve farklı segmentlerin önemine dikkat çekti. Bu alanda büyük emeklerin sarf edildiğini belirten Bağlıkaya, “Kişi başı turizm gelirinin artırılması için en önemli segmentlerden bir tanesi. Aynı zamanda bu segmentler, sektörümüzdeki nitelikli iş gücünü de artıran alanların başında geliyor. Seyahat acentelerimizi başta MICE ve bleisure olmak üzere kruvaziyer, sağlık ve gastronomi gibi yüksek katma değerli turizm segmentlerini ileri noktalara taşımalarını gerçekten takdir ediyoruz.”dedi



B2B Etkinlik yorgunluk atmak ilişkileri daha da kuvvetlendirmek adına Fişekhane’ de parti ile devam etdi. Mükemmel atmosfer, müzik, dans gösterimi ve ikramlar Başarılı, verimli geçen toplantıya, “10 Numara ya” eklendi.  

Fişekhane , sanayici kimliğiyle iki asra yakın bir geçmişe sahip olan “Zeytinburnu Fabrika-i Hümâyûnu” bünyesinde 19. yüzyılın ilk yarısında kuruldu. 1800'lü yıllarda inşa edilen ve klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan su kulesi, zırhlı araç tamirhanesi, atölyeler ve depolar günümüzde kültür varlığı olarak restore edilmiştir. Mekan belediye tarafından tescil edilerek İstanbul'da mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler listesine girdi. Dolayısıyla FİŞEKHANE, İstanbul'un en önemli tarihi değerlerinden biridir. Yaklaşık 170 yıl sonra, eşsiz restorasyonuyla şehrin yeni buluşma noktasıdır.

yilmazparlar@yahoo.com


23 Ağustos 2023 Çarşamba

ATA PARTİ ALTIN İLKELER-Yılmaz Parlar

 ATA PARTİ ALTIN İLKELER,

ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'le ATA Parti Yeniden Türk Devrimi Tasarlaması (Programı) ilkeleri hakkında Sayın Başkanın İstanbul özel ofisinde söyleşi gerçekleştirdik. 



Sayın Başkan'ın çok güzel ilkeleri var, iktidara geldikleri zaman Başkan'a ATA Parti'nin ilkeleri hakkında buna  yeni Çağdaş Türk devleti devrimi diyorsunuz, Bunlar hakkında biraz kısa bilgi verir misiniz? Sorumuza;

ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek,

“ATA Parti ana amacı Atatürk'ün Türk devrimini

Atatürk döneminde, Atatürk Türk devrimi derdi ve öyle denilirdi. Sonradan söz değiştirildi. Atatürk'ün Türk devrimini iyi anlayıp, özümseyip, çağa taşıyarak

Yeniden, Türk devrimi yapmak üzere yola çıkan kişilerin kurduğu bir siyasi partidir. 

Ben de o partinin öncüsüyüm. Evet. Ata Parti'nin amacı Atatürk'ten sonra başlayan karşı devrim sürecini bütün

bütün yanlışlarımızı silmek bugünkü karşı devrime tam karşı bir devrim gerçekleştirerek yeniden Türk devrimi yaparak Türkiye'yi tarihinde olduğu gibi ve Atatürk döneminde olduğu gibi hızla yükseklere çıkarmak amacıyla kurulan bir siyasi partidir.” 

Devrimleri ?

“Ata Parti. Biz yeniden Türk'te devrimi derken beş devrimden söz ediyoruz.

Bunlardan birisi devleti yeniden Türk devleti olarak kurmak. 

Yani en güçlü erk kurultayda olacak. Türk devlet geleneği budur. 

Evet Türk devlet geleneğinde kağnı kurultay seçer. Ve kağan da başbakanı ve bakanları seçer. 

Atatürk de Türkiye'yi kurtarırken böyle başladı. Orduyla başlamadı. Kurultayla başladı Erzurum'da, Sivas'ta. 

Sonra Ankara'da büyük kurultayı toplayarak adına da Türkiye Büyük Millet Meclisi denildi. Ve ordu bu meclisin yani kurultayın ordusuydu.

Devlet başkanı da buranın başkanı. Yani Atatürk oldu. Sonra da bu kurultay sonra kamutay da denildi. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk'ü ve sonrakileri başkan seçti. Doğrusu budur. Yani devlet başkanını seçti.

Bunu geri getireceğiz. Parlamenter sisteme geri getireceğiz filan deniliyor. 

Tabii ki bir manada bu ama çok daha derin bir anlamı var bizim söylediğimizin. Türk tarihin derinliklerinden başlatıyoruz olayı.

Bunun dışında devlet bugünkü yanlışlardan kurtularak gerçekten çağdaş bir devlet olacak. Yasama, yürütme ve yargı ayrışacak. Yargı tam anlamıyla bağımsız olacak ama Yargı mensubu olmak için de çok derin araştırmalar ve deneyimlerden sonra gerçekleşecek bir durum olacak.”

İkincisi? 

“İkinci olarak söylediğimiz devrim, Yeniden çağdaş eğitim devrimi. Ne demek? Yani bir çağdaş devlet

yurttaşlarına bir din dayatmaz. Çağdaş devlet yurttaşlarına din dayatırsa böyle inanacaksınız. Derse okullarda zorunlu din dersi olarak din budur. Buna inanın diye dayatırsa…Tarihin bize gösterdiği gerçeklik. Din çürür, devlet çöker.” 

Aynen öyle.

“Ya tarihte birçok devlet böyle çöküyor. Örnekleri çok

Roma böyle çökmüştür, Osmanlı böyle çökmüştür, Memlüklü böyle, çökmüştür, Timurlu, Babürlü hep böyle çökmüştür. Evet. Hatta Uygurlar bile mali dinini devlet dini yaptıktan sonra çökmüşler. 

Dolayısıyla çağdaş eğitimde bir din eğitimi olmaz. Olmayacak. Evet. Dil öğretimi için din dersi olabilir. Orada bütün dinler kısaca özet olarak anlatılır

Eşit uzaklıkta kalarak anlatılır. Yoksa din budur denilmez. Bunun dışında peki ne denilir

Yetişen öğrencilere bilim bilinci verecek. Bilim tarihi ve aydınlanma tarihi dersi konulacak. Koyacağız. Bununla ne yapacağız? Gençlerimizin gerçekten bilimlik bakış açısı kazanmaları hayatlara öyle bakmaları sağlanacak. 

Dirliğe böyle bakmalarını sağlayacak ve bunların içinden gerçek üretici bilim adamları çıkacak. Yoksa din dersiyle yetişenlerden bilim adamı çıkmaz. Din adamı çıkar. 

O ayrı bir kategoridir. Tabii. Ama devlet

Devletin okullarında din dersi olmaz. Bilim olur. Evet, bilim dersi olur. Çağdaş eğitim dediğimizin özeti budur.”

Üçüncü?  

“Üçüncü devrim olarak diyoruz ki;

Biz toplumcu kalkınma uygulayacağız. Yani demek? Devlet yeniden fabrikalar açacak. “Devlet fabrika açmaz. Devlet üretim yeri açmaz. Devlet ticarette siyah uğraşmaz” Safsatasını bırakacağız. Ve en önemlisi de ülkemizin her yerini devletin kurduğu fabrikalarla donatacağız. Evet. Ama özel sektörü de özendireceğiz ve destekleyeceğiz. Atatürk'ün yaptığı gibi...”

Tabii karma ekonomi. 

“Özel sektöre özendireceğiz, yönlendireceğiz, destekleyeceğiz. Ama devlet de fabrika yapacak. Güneydoğu'ya özel sektör fabrika yapmaz. Devlet Güneydoğu'nun her iline ve her ilçesine fabrika

Fabrika yapacak. Onları da ordumuz koruyacak. 

Çok önemli. Onları koruyacak. Ama bizim gençlerimiz Güneydoğulu gençlerimiz iş buldukları zaman

Yani kız- erkek gençlerimiz, iş buldukları zaman orada çalıştıkları zaman evlerine maaş götürdükleri zaman akşam da evde buluşup çocuklarını da yuvalarından, fabrikaların yuvalarından alıp evlerinde onlarla uğraştıkları zaman terör örgütü işte o zaman kalkacak Işsiz genç kalkacak. 

Terörü önlemenin yolu da budur. Tabii. Önce terör örgütüne kaptırıyorsunuz. Yurttaş çocuklarını sonra da öldürmekle övünüyorsunuz. Böyle saçmalık olur mu? “

Aynen. 

“Böyle devlet olur mu? Niye kaptırıyorsun kardeşim? Doğru dürüstünü halka doğru dürüst göster. Halka yönel. Halkla ilgilen. Halka sevgi duy, saygı duy, ama aynı zamanda da karınlarını doyur. 

Karın doyar. Işsizliği önler. Bunun yolu, yöntemi de Atatürk'ün yaptığı gibi bütün ülkeyi fabrikalarla dona donatmak. Evet, pırıl pırıl yapacağız

Aynı zamanda da çok sert söyleyeceğim. Bir devlette eğer yetenekli gençler, paraları olmadıkları için okuyamıyorlarsa okudukları zaman okulu bitirdikleri zaman da yetenekli gençlerimiz, eğer daha yükseğini okuma imkanına ulaşamıyorlarsa; ya da bir ülkede yurttaşlarımız, yurttaşlar paraları olmadıkları için ameliyat olamıyorlar ya da ilaç bulamıyorlar, ölüyorlarsa o ülkeyi yönetenler canidir. Katildir.”

Doğrudur. 

“Bu bilinçle bakacağız. Dolayısıyla ATA parti iktidarında eğitim parasız olacak.” 

Parasız olacak. 

“Sağlık parasız olacak. Devlet verecek. Hemen denilebilir ki devlet nereden bulacak? Yolsuzlukları önleyin

Yolsuzluklar çok büyük bir bütçeden kanama meydana getiriyor. Çok büyük. Savurganlığı önleyin. Çok büyük kanama meydana getiriyor. Aynı zamanda da Türkiye'yi istila ettirdiğiniz yerleştirdiğiniz şu Suriyelilerden Türkiye'yi kurtarın. Sadece bununla siz bütün bunları yapacak finansal paraya, akçeye ulaşırsınız..

Sadece bunlarla. Çok zor işler yok. Efendim ekonomi için şöyle uzmanlar böyle uzman. Hayır bu çok basittir bunlar. Ya çok da basit söylüyorum. Yolsuzluğu önleyin. Savurganlığı önleyin. Suriyeli saçmalığından Türkiye'yi kurtarın…

Birdenbire elinizde bütün ülkeyi fabrikalarda donatacak kadar para oluşur. Türkiye'de kaynak var. Biz bunu yapacağız. Toplumcu kalkınma dediğimiz bu.”

Diğer ilke? 

“Evet. Başka? Tabii ki ayrıntısı var…

Bunun dışında ayrıca ileri demokrasiyi getireceğiz. Türkiye artık ileri demokrasiyi hak eden bir ülkedir. Dolayısıyla, önce partiler de genel başkanlık diktatör yazısını ortadan kaldıracağız. 

Siyasi partiler kanununu değiştireceğiz. Milletvekili ve belediye başkanı adaylarımızı partilerin üyeleri seçecek

Ya insanlar çalışıyorsa, önce parti içi demokrasinin olması lazım. Şu hale bak. Yani bir kişi bir partiyi ele geçirince kendisini padişah ilan ediyor. Bir daha orayı bırakmıyor. Yahu kardeşim ne var yani…

Bırak da başkaları gelsin. Şimdi denilebilir ki peki siz yapar mısınız? Ben yaparım demiyorum. Yaptım diyorum. Demokrat Parti Genel Başkanıyken baktım ki olmuyor. Yani partinin örgütüyle ve konumuyla benim

Bu köktenci düşüncelerim uyuşmuyor. Ya partide buna göre ekmek olanağım yok. Onun üzerine bir yıl yaptım. Ve hem o bina koca binayı bir sürü imkanı bırakıp ayrıldım. Dedim ki buyurun. Kimi istiyorsanız seçin

Ya ondan sonra da kendi bu köktenci düşüncelerime göre yeni parti kurmak için yıllardan beri uğraşıyorum. Ve bu düşüncedeki arkadaşlarla birlikte uğraşıyoruz.”

Beşinci?

“Peki beşinci Türkiye'yi bilgi çağına sokacağız. Evet. Çok önemli. Şunu çok açık söyleyeyim. 

Türkiye'de siyasi yazılıma siyasi söyleme, bilgi çağına yatırım kişi benim. Yani o dönemleri yaşayan kişiler bilirler. Özal'a da anlatmaya çalıştım. Demirel'e anlattım. Tansu hanım  anlamadı. Yıldırım Bey anlamadı. Ama Anlattım.. Anlattım… Anlattım…

Yani yazdığım kitaplar belli, yaptığım konuşmalar belli. Bilgi çağı diye dünyada büyük bir dönüşüm var. Evet. Şimdi aslında bence ilgi çağında aşan yeni bir çağ geliyor. Bilgi çağı içinden çıkan bir çağ o da yapay zeka çağı. Evet. Yani Türkiye'yi yönetenler Türkiye'yi yönetenler, başbakanlığa, bakan, başkanlığa istekli olanlar, ben Türkiye'ye yararlı olurum diyenler kitap okumalı…Atatürk böyle yapıyordu... Evet. Binlerce kitap okudu... Ben de okudum… Yirmiden fazla kitap yazdım. Ve hala okumayı sürdürüyorum. Dolayısıyla okuduklarımdan bildiğim bilgi çağı kavramı. Modern yönetim teknikleriyle devlete uygulayarak, yurttaşlarımıza bilgi çağı konusunda eğiterek Türkiye'yi bilgi çağına sokup bilgi çağının üreticisi olan.. Biz Tüketicisiyiz. Evet. Herkes cep telefonu falan kullanıyor. Şu önümüzdeki, teknik olanaklardan yararlanıyoruz. Ama bu değil. Üretici  olarak Türkiye'yi bilgi çağına sokacak devrimi yapacağız…”

Sözleriyle Başkan tamamladı. ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek 23 yaşından itibaren çeşitli ilçelerde Kaymakamlık, Gümrük Müşavirlik, Milletvekilliği yapmış, Kültür Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Büyük Elçi ünvanı gibi makamlarda; unutulmaz başarılı hizmetler vermiş bir değerimiz..Aynı zamanda akademisyen olan Başkan Namık Kemal Zeybek’in çok sayıda kitapları var.

yilmazparlar@yahoo.com   


19 Temmuz 2023 Çarşamba

Softıto Mezunlarını Verdi-Yılmaz Parlar

   Softıto Mezunlarını Verdi

İş Dünyasına ihtiyaç duyulan 7 ana başlıkda yazılımcı yetiştiren İstanbul Ticaret Odasının destek verdiği SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi, 9 bin 200 başvuru içinde en iyi 146 yazılımcıyı yetiştirdi. Genç dinamik beyinler görkemli bir törenle diplomalarını 18 temmuz 2023 Salı günü İTO binasında aldılar. 



İTO Başkanın Yurt dışı resmi temsilci gezisinde olmasından dolayı gösterilen videoda;  İTO Yönetim Kurul Başkanı şekib Avdagiç sık sık ziyaret etdiği son derece önemli destek verdiği günümüz gençlerine geleceğin yetkinliklerini kazandırmak amaçlı İTO’nun Yazılım-Bilişim Akademisi SoftITo hakkında “Yeni çağın alfabesi dijitallik, bu alfabenin A’sı da yazılım ve yazılım sektörüne nitelikli beyin gücü kazandırmayı amaçlayan SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi Türk gençlerini yeni çağın aktörleri yapmak” şeklinde sözleriyle önemine vurgu yaptı



Eğitim durumu yaş maddi imkanlar ve benzeri kısıtlara takılmaksızın ön elemeleri sonunda alınan eğitimle elde edilen yetkinlikler ile gençleri iş gücüne katılımayı kolaylaştıran SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi böylelikle yazılım - bilişim ekosistemine güçlü bir insan kaynağı girdisi sağlama ve  ülkemiz yazılım ihracatı stratejisi hedefleri doğrultusunda hizmet vermek misyonu taşımaktadır.


Diploma Töreni açılış konuşmasında İTO Yönetim Kurul üyesi Bilgi Teknolojileri Meslek Komite Başkanı Murat Hazıroğlu İTO Başkanın hitab edeceğini ancak resmi temsilci sıfatıyla yurt dışında oluşundan dolayı iletilmesi istene mesajı üstlendiğini mezunları teker teker tebrik etmek istediğini aktardı.


Hazıroğlu İTO Başkanına şükranlarını sunarak “Gerçekten de bugün İstanbul Ticaret Odası olarak insanımızın hayatına toplanmamıza vesile olan bir eğitim sürecinin daha meyvelerini topladığımız bir gün. Eskilerin tabiriyle sadece kollara değil, zihinlere de altın bir bilezik takmış, yüzleri gülen başarılı mezunlarımızı görmek bizim için en büyük mutluluk hele ki bu eğitimin

Sizlerin hayatlarının yanı sıra İstanbul'umuzun ve ülkemizin gelişimine de katkı sağlayacağını düşünmek bizim mutluluğumuzu artırıyor.” dedi 



Son otuz yıldır teknolojide yaşanan gelişmelerle, yazılım teknolojisi hayatımızın her alanında var olduğunu ve bu alanın günden güne büyümekte olduğunu hatırlatan Hazıroğlu “Yazılım sektörü günümüzde sağladığı katma değer sayesinde pek çok endüstriyle rekabet eder hale gelmiştir. Öyle ki günümüzde dünyanın en değerli yirmi şirketi içinde yedisinin yazılım alanında olması bu gerçeğin somut bir halidir. En güzel örneğidir. Yine son dönemde hepimiz dünya ekonomisinin yazılımla yeniden şekillendiğine şahit olmaktayız. 


Girişimciler yeni bir fikir ve yazılım ile dikkatlerinin üzerlerine çekiyor. Apple, Amazon, Ali Baba, Zoom, gibi örnekleri, günlük hayatımızdan bilir hale geldik. Bu şunu gösteriyor. Yükte hafif havada ağır, kıymetli ürünleri olan yazılım sektörü, dijital dönüşümün lokomotifi konumundadır. Dijital ürün ve hizmetler pazarı küresel dünyada yaklaşık iki trilyon dolar bütçeye yaklaşmıştır. Ülkemizde uzun yıllardır artarak devam eden Teknokent yatırımları, AR-GE İnovasyon Teşvikleri ve Özel Sektör Startup iş birliği ile büyüyen bir girişimcilik sistemine sahiptir. 


Halihazırda İHA'larımız, SİHA'larımız, kızıl elmamız ve top yazılım ağırlığında ülkemizin yüz akı projeleridir. Ancak, bizim global yazılım ekosisteminden daha fazla pay ay alabilmemiz için ve ekosistemi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu da ancak yazılımı herkesin yapabileceği bir kolaylığa indirgeyerek yani içimizdeki yazılım ruhunu dışarıya çıkartarak uyandırarak yapabiliriz. Bunun yolu da eğitimdir. ITO olarak

Biz de bu konuyu kendimize dert edindik. Ülkemizi ve insanımızı bu alanda nasıl daha yukarı taşıyacağız? Düşüncesinden hareketle yaptığımız çalışmalara projesini ekledik.



Bugün aramızda bulunan sektördeki dostlarımızla bir yol haritası belirledik. Bir yapı oluşturduk yine yaptığımız görüşmelerle incelemeler sonucunda Türk iş dünyasının hangi alanlarda nasıl yazılımcılara ihtiyaç duyduğunu belirledik. Neticede yedi ana başlık belirlendi

bu başlıkları bilişim güvenliği mimarı ve görünüş sistemler olarak tespit ettik”dedi

Front-end, Back-end, Mobile, Game Developer, Veri Analitiği, Bilişim Güvenliği, Embedded Systems olmak üzere 7 ana ihtiyaç alanı tespit edildi. Bu 7 eğitim alanında 32 uzman eğitmenle çalışıldı.

160 saat online, 160 saat yüz yüze eğitim verildi

İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nde (İDTM) sınıflar oluşturuldu. 24’er kişilik üç sınıf, cihaz ve teknik donanım ile donatıldı.

Sürecin yönetilip, kontrol edilmesi için de www.softito.com.tr sayfası oluşturuldu.

Seçmeler tamamen objektif kriterler üzerinden gerçekleştirildi. Adaylar online olarak genel bilişim, yetenek, İngilizce, teknik bilgi ve sözlü teknik mülakata tabi tutuldu. Sonrasında önce 160 saatlik online eğitime alındılar. Proje/makale hazırlama ve çeşitli ödevler için yapılan bitirme sınavı sonrası ise 5 ayrı aşamada elemeyi geçen adaylar için yüz yüze eğitim süreci başlamış oldu. Çoğunlukla uygulamalı 160 saatlik yüz yüze eğitimde de aynı aşamalar takip edildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Hedefimiz belli; yazılım sektörüne güçlü insan kaynağı yetiştirmek, girişimcilik ile istihdam hedefli yazılım ekosistemi oluşturmak” dedi.

Avdagiç, “7 farklı eğitim başlığında neleri öğretmek gerektiğini uzun araştırmalar sonucunda belirledik. Akademideki eğitim müfredatı hem en güncel bilgi olsun hem piyasanın ihtiyacını karşılasın hedefi ile yola çıktık. Müfredatın nasıl olacağına karar verildikten sonra bu eğitimleri en iyi verebilecek olan, akademik yönü yanında piyasa bilgisi de olan eğitmenler belirlendi. Türkiye’nin her bölgesinden yaş, maddi durum, eğitim, cinsiyet ve bunun gibi kısıtlamalar olmaksızın belirli niteliklere sahip tüm gençlere bu site üzerinden başvuru imkanı sunduk” açıklamasında bulundu.



SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi mezunlarının 3’te 1’ini kadınlar oluşturdu. Akademiye 81 ilin 52’sinden başvuru geldi. Ayrıca, Azerbaycan, KKTC, Almanya, İsviçre, Avustralya, Fransa ve Karadağ olmak üzere 7 ülkeden de başvuru yapıldı. Mezun olan 146 kişinin 3’ü lise, 15’i ön lisans, 119’u lisans, 6’sı yüksek lisans ve 3’ü ise doktora mezun veya öğrencisinden oluştu.

Akademi mezunlarının özgeçmişleri, eğitim boyunca hazırladıkları projeleri, ödevleri, sınav sonuçlarını içeren portfolyoları, www.softito.com.tr web sayfasında iş dünyasının bilgisine sunuldu. Mezunların ilgili üyelere, teknoparklara, Teknoloji Geliştirme Merkezlerine (TEKMER) tanıtılmaları için çalışmalar sürüyor. SoftITo henüz çok yeni olmasına rağmen istihdam ve staj imkanlarında başarı sağlandı.

Törende ayrıca İTO Yönetim Kurul Başkan yardımcısı Mehmet Develioğlu’da konuşmasında Dijitalin öneminden yaptıkları bu hizmetden ülke ticari dünyasına olacak olan katkıları sıraldı.

Diplomalar verilmesinden ve toplu aile fotodan sonra tören sona erdi


yilmazparlar@yahoo.com

 


23 Haziran 2023 Cuma

İstanbul’da Dünya Yoga Günü-Yılmaz Parlar

   İstanbul’da Dünya Yoga Günü


İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu ev sahipliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Spor İstanbul destekleriyle 21 haziran 2023 Çarşamba günü Sarayburnu parkında 9.uncu Uluslararası Yoga Günü kutlandı.



Gerçekleşen Yoga gününde Hindistan Türkiye Büyükelçisi Dr. Virander Paul, Hindistan İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, İstanbul Belediye Başkan Danışmanı Mustafa İsmail Duran, spor İstanbul Stratejik Ortaklıklar Müdürü Seçil Akbudak Tanören Çeşitli İstanbul konsolosları ve temsilcileri, çeşitli yoga-meditasyon dernek üyeleri katıldılar. Yoga Hocası ve ekibi öncülüğünde yapılan yoga hareketlere tüm protokol bizzat katıldı.



Hindistan Başbakanı Shri Narendra Modi’nin mesajında “Yoga antik hint bilgelerin insanlığa verdiği en değerli armağandır. Yoga bir denge ve sakinlik halidir” der.

Bedeni ve zihni kontrol etme teknikleri ile bir hedefe ulaşmak için yöntem olarak, felsefe okullarından veya sistemlerinden birinin adı olarak çeşitli disiplinlik kazanan  yoga; Sağlık anlamına gelir. Mükemmel bir denge ve eklemler, dokular, kaslar, hücreler, sinirler, meme ve tüm vücut sistemleri arasındaki uyum. İyi bir sağlık Fiziksel, duygusal, zihin ve ruh sağlığıdır.



Açılış konuşmasında , Hindistan İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary,özetle  “Başkonsolos meslektaşlarım ve diplomatik toplum üyeleri dostlarım. “Merhaba İstanbullular. Herkese mutlu ve sağlıklı Yoga günü dilerim”sözleriyle başladı..

“Türkiye dahil, Milyonlara yoga yapan insan var. Her gün yoga yapıyorsunuz. Ben de sizlerden biriyim. Günüme yogayla başlıyorum,  ve bazen yogayla bitiriyorum. Yoga sürdürülen derinlik, yoga tevazu, ve huzur. Bizi zihinsel, ruhsat ve dengeyi uyuşturuyor. 



Tüm bedenlerdeki ya da yaşlardaki insanların yoga hayatlarının bir parçasıdır.

Bunun yolu her zaman bedeninizi dinlemek ve ona iyi davranmaktır. Normalde yoga yaparken namaste demesi

fark etmiş olacaksınız. Ben de konuşma namaste ile başladım. O zaman nedir? Namaste başımla, selamlıyorum” İBB ye desteklerinden teşekkürlerini sundu. 


Hindistan Türkiye Büyükelçisi Dr. Virander Paul, İstanbul'da, 9. Uluslararası Yoga Günü münasebetiyle bu etkinliği düzenlemeye yardımcı olanlara Teşekkür ederek başladı.



Dr. Virander Paul,”Bozulmamış ve zengin tarihi ile dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan bu en büyüleyici ve güzel şehirde bulunmaktan çok mutluyum. Bosfor üzerindeki bu muhteşem ortamda bir arada olmaktan hepimiz ayrıcalıklıyız.



Bugünkü gibi bir olayı kutlamak için burada bir araya gelmemiz her gün mümkün değil. Meslektaşım Uluslararası Yoga Günü'nün doğuşunu kısaca açıkladı ve tanımladı. Birleşmiş Milletler'in böylesine büyük bir uluslararası destekle yogaya adanmış bir Uluslararası Gün ilan etmesi, yoganın tanınmasıdır.

Yoganın evrensel cazibesini ve insanlığa sağladığı muazzam faydaları hissedin. Yoga sanatı, bilimi ve felsefesi Hindistan'da ortaya çıkmış olabilir, ancak bugün tüm dünyaya aittir. Ve yoganın popülaritesi dünya çapında giderek artıyor ve sınırları aştı.” Dedi



Uluslararası Yoga Günü'nün ilk kez düzenlendiği 2015 yılından bu yana kitlesel bir harekete dönüştüğünü hatırlatarak, “Her yıl oyuna odaklanması için bir takım seçiliyor. Geçen yıl normallik için yogaydı. Bu, dünyanın toparlanmaya başladığı zamandı.



COVID-19 pandemisinden, sadece pandeminin fiziksel etkisi değil, aynı zamanda COVID-19 bütçesinin insanlığa getirdiği psikolojik ve zihinsel ıstırap da. Şimdi bu yıl, Genel Konsey'in de belirttiği gibi, sahne Vasudhaiva Kutumbakam için Yoga'dır.

Biliyorsunuz bu yılki sahne olarak seçilmiştir ve bu bir ifadedir. Dünyanın bir aile, tek dünya, tek aile ve tek gelecek olduğu anlamına gelen Sanskrit dilindeki eski bir metinden alınmıştır. Ve şimdi bu, çevredeki ekosistemle sürdürülebilir, bütünsel, kapsayıcı ve sorumlu bir şekilde uyum içinde yaşamaya dair benzersiz bir Hint felsefi yaklaşımıdır.” Açıklamalarında bulundu.



Elçi, “Ve yoga gerçekten de buna katkıda bulunuyor. Yoga, bugün bile Yoga İncili'nde gördüğümüz gibi, insanları bir araya getiriyor. Biliyorsunuz, şu anda Amerika'ya resmi ziyarette bulunan Hindistan Başbakanı, kısa bir süre önce New York'ta BM merkezindeydi ve Uluslararası Yoga Günü kutlamalarına liderlik etmişti.



Ve eminim ki yogaya olan sevginiz ve ilginiz sizi buraya getirdiğine göre, bazılarınız biz bu etkinliği bitirdikten ve kısa bir süre önce BM genel merkezinde gördüğümüz coşku ve hareketliliği gördükten sonra kesinlikle internete bağlanacaksınız. Şimdi, bitirmeden önce, bize katılmak için zaman ayırdığınız için her birinize bir kez daha teşekkür etmeme izin verin.” İfadelerini kullandı. Uluslararası Yoga Günü'nü kutladı.



İstanbul Belediye Başkan Danışmanı Mustafa İsmail Duran, spor İstanbul Stratejik Ortaklıklar Müdürü Seçil Akbudak Tanören’e desteklerinden dolayı ve Yoga öğretmeni ve ekibine hizmetlerinden teşekkür plaketleri verildi.

Tüm yogacıların aile fotosu ile etkinlik sona erdi. Hindistan mutfağından seçkiler katılımcılara ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com


22 Haziran 2023 Perşembe

SKAL İstanbul Kulübü Tarihi Pera’da-Yılmaz Parlar

 


SKAL İstanbul Kulübü Tarihi Pera’da, 

SKAL İstanbul Kulübü geleneksel aylık toplantı sonrası Kültürel projeleri kapsamında, kültür gezilerine devam ediyor. 2023 Haziran ayı toplantı sonrası rotası Tarihi Pera’ydı. 



İBB tarafından yenilenen tarihi bina Casa Botter ile Metro Han’ı gezi öncesinde, Rehberler Oda Başkanı Sedat Bornovalı ve Kültür İstanbul A.Ş. Yatırım, Proje ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Onur Aldı tarafından, SKAL İstanbul Kulubü üyelerine bu iki tarihi bina bilgilendirildi. 



2023 haziran ayı The Marmara Pera Hotelde Genel Müdürü Mert Özcan’ın ev sahipliğinde yapılan toplantıya Başkan Can Arınel, Yönetim kurul üyeleri, Mustafa Yalçın, Meltem Tepeliler, Eski SKAL İstanbul Kulübü Başkanı ve USDF Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Önen, Seyhan Ayel Girit, Tülay Kurtuldu, Marmara SKAL Başkanı Melih Kırlı, Eski SKAL İstanbul Kulübü Başkanları, Bahar Birinci, Başta olmak üzere üyeler Katıldılar.



Yönetim Kurul Üyesi Mustafa Yalçın ön konuşma ile birlikte Misafirleri takdim etdi. Misafirler arasında; Özkan Alkan misafiri Tahsin Türkoğlu, Öznur Çilingiroğlu misafiri Tolom Sökmen, Elif Altınok misafiri Rana Ünsal, Misafiri Serdar Keskin. Rize Sağlık Kulübü işletmecisi. Diyarbakır bölgesinde yeni kurulacak olan Mezopotomya SKAL Başkanı ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Akyıl, İstanbul Turizm Platformu Koordinasyon biriminden Funda Kesiciocak ve Mertcan Topal, Türkiye Otelciler Birliği-TÜROB Başkanı Müberrar Eresin, İBB Turizm Müdürü Hüseyin Gazi Coşan, Kültür A.Ş. Müdür Yardımcısı Onur Aldı, Eski Rehberler Odası başkanı Sedat Bornavalı ve pek çok Turizm üst düzey temsilcileri yer aldı.Yönetim Kurul Üyesi Mustafa Yalçın, Konuşması için Başkan Can Arınel’i davet etdi 



Başkan Can Arınel, yaz aylarındaki kapalı alan toplantıları yapmaya pek alışkın olmadıklarını söyleyerek “ Haziran ayında biraz kapalı bir mekanda sizleri burada ağırlıyoruz. Çünkü çok özel bir programımız var.” Sözleriyle İBB tarafından yenilenen  Pera Bölgede bulunan iki tarihi bina  Casa Botter ile Metro Han’ı gezeceklerini hatırlatdı. Arınel “Kulübümüze önemli destekler vermiş iki üyemizi onurlandırıyoruz. Sinan Babila ve Corc Küdyan 50 yılı aşmış SKAL’a hizmet vermiş üyemiz. Onlarla birlikte SKAL Tost ritueli yönetim kurulu üyelerini de sahneye davet ediyorum.” Dedi  

Geleneksel SKAL Toast, Başkanlar ve Yönetim Kurul üyeleri ile birlikde birkaç yabancı dil versiyonla yapıldı.



Sinan Babila ve Corc Küdyan 50 yıl plaketleri takdim edildi.

Başkan Can Arınel “Barış ve dostlukla birleştirici gücü sadece bu ülkenin içerisindeki turizmle uğraşan herkesi değil yurt dışından da yaklaşık 14 bin kişiyi turizm sektöründeki 14 bin kişiyi bir araya getiriyor. Onun için dünyadaki bu en büyük mesleki organizasyon olan SKAL’ın parçası olduğumuz için hepimiz gurur ve onur duyuyoruz. Türkiye'deki SKAL hareketi başladığı 1956 yılından bu yana en başından başlayarak genç yaşlarında görev almış iki önemli turizm duayeni yanımızda. Birisi havacılık sektöründen diğeri yiyecek içecek sektöründe eğlence sektöründen



Sinan Babila'yı George Hidyan'ı hepiniz tanıyorsunuz. Bahar Birinci Başkanımızdan bu yana bahar başkanımızın döneminde başlayan bir bir vefa göstergesi oldu. Derneğimize uzun yıllarını vermiş, emek ve katkılarından dolayı uzun yıllar çalışma göstermiş, desteklerini hissettiğimiz değerli turizm duayenlerini ödüllendirmeye başladık. Bugün de onların bir sonraki adımındayız. Daha sonra bu gelenek Ata Eremsoy Başkanımızla ve Ayşe Önen başkanımızla devam etti. 50 yılın üzerine geçmek bilemiyorum ama çok büyük, çok büyük bir emek.” Hayırlı olsun dileklerle 50 Yıl hizmet plaketlerini takdim etdi.


Can Arınel’in “İstanbul'un Türkiye'de kurulan en eski turizm derneği olmasının yanı sıra Bunlardan bir tanesi de istifa müessesesi.” espirili 16 kez  Corc Küdyan’ın istifa etdiğini söylemesine üzerine Corc Küdyan 17 olarak düzeltdi. 



Corc Küdyan “Sağ olun. Arkadaşlar sizinle beraber olmam beni biraz daha gençleştirdi. Aslında biz senelerimizi doldurduk. Ama sizlerle olunca adeta gençleşiyoruz. Bu nedenle sizlere teşekkür ediyorum. Bize bu mikrofonu vererek, konuşturarak ödülü, ödülümüzü alma fırsatını verdiği için şimdiki yönetime de teşekkür ediyorum. Turizm camiası bana pek çok şey öğretti. Kervansaray üst katında masanın başında oturup da herkesle tek tek ilgilendiğim, zamana bakın 50 sene ve 50 sene bir asır geçti. Bu SKAL’a  harcadığımız zaman demek. Ben 1956 da başladım. Park hotel'inde Adnan Menderes'e, hizmet ettim. O günlerden bu günlere

geldik ama burada 50 sene harcamak hakikaten insana huzur veren bir okul. Neden biliyor musunuz? Çünkü burası değil. Dostluk çeki. Amerikan olarak kurulmuş. Son yıllarda biraz ticarileşmeye başladı ama ne olduğumuzu unutmayın. Aynen. Biz 50 senedir buraya dost olarak geldik. 93 kongresini yaptık. 1700 kişi. Bir daha SKAL tarihinde 1700 kişilik bir kongre olmadı, Daha fazla yer ayıracak mekan yoktu. Gittik aktif spor salonunu kiraladık. Abdi İpekçi spor salonunun bir kısmını kapattık. 



Sokağa çıkma yasağı vardı. Evet. Biz yine de o 1700 kişiyi  ağırladık. 

SKAL olarak bütün bunlar bir tarih ama o kadar tatlı ki hatırlattığımız zaman, onu hatırladığım zaman, günlerimi hatırlıyorum. Sakın unutmayın. SKAL bir dostluk cemiyetidir. Dostluk cemiyeti olarak da kalması lazım. Ticari müessese olduğumuzdan bu yana 10 bin kişi kaybettik. Benim zamanımda 25 bin kişiydik. Türkiye'de 1000 üzerinde SKAL üyesi vardı. Şu anda kaç kişiyiz bilmiyorum. 7 yüz küsür 3 yüz kaybetmişiz. 10 bin kişi de dünyada kaybetmişiz. Neden? Çünkü dostluk dost olmayı unutmaya başladık. Ben çok teşekkür ediyorum bizi bugün andığınız için” dedi


Sedat Bornovalı özetle “Gezinize, belki en kısa yoldan gidersiniz ama hani eğer turizmciler olarak yürürsek biz mutlaka yolu biraz uzatıp en güzel şeyleri göstermeye hevesli olacağımız için acaba neler görürdük diye düşündüm. Bana düşmez. Zaten hani rol çalmak olur ama en azından kim olduğunu, İtalya'nın buralarda ne yaptığıyla ve bir tek başına mı burada bulunuyor? Yoksa belirli bir ortamın mı parçası onu çok kısaca hatırlatabilirim. Bunu hatırlatırken de tabii ki en güzel noktadan şöyle dışarı bakarak pencereye, hemen öndeki hoteliyle güzergahımıza başlayabiliyoruz.” Pera Palas,dan aşlayarak tüm Pera bölgesindeki tarihi binaları ve mimarları anlatdı


Kültür A.Ş. Müdür Yardımcısı Onur Aldı ve İBB yetkili isimlerin verdikleri bilgilere göre;. 



Casa Botter,  Osmanlı’nın Art Nouveau üslubundaki ilk binası olarak öne çıkan Botter Apartmanı, 1900’lerin başında Saray mimarı İtalyan Raimondo D’Aronco’nun imzasını taşıyor. 1900-1901 yıllarına tarihlenen ve “Casa Botter” da olarak anılan yapı, dönemin padişahı II. Abdülhamid’in isteği üzerine sarayın resmi terzisi Jean Botter için inşa ediliyor.  Avrupa modasının esintilerini Pera’ya taşıyan şehrin “ilk modaevi” Botter Modaevi de burada açılıyor. Beş katlı bina (Bodrum katı ile birlikte toplam yedi katlı yapı),  Batılılaşma etkisiyle Beyoğlu ve Galata bölgesinde başlayan apartmanlaşma sürecini yansıtan bir yapı olmasıyla da dönemine ışık tutuyor. Bugün sanat eserlerine ecv sahipliği yapacak.

Metro Han, Fransız mühendis Eugéne-Henri Gavand tarafından tasarlanır. 1871’de inşasına başlanan yapı 1875’te teslim edilir. O dönemlerde Galata – Karaköy arasında çalışan insan yoğunluğunu gözlemleyen Gavand, tünel projesini bu şekilde hayata sokar.

Dünyanın en eski ikinci metrosu

1863’te inşa edilen Londra metrosundan sonra, 573 metre uzunluğundaki, dünyanın en eski ikinci metrosu olan Tünel, bizi yıllardır bir kültürden diğerine ulaştırıyor.

1875’te tek katlı bir istasyon olarak hizmete açılan Tünel’in yönetim büroları 1914’te bir araya getirilir. 6 kat olarak inşa edilen istasyon binasına, 7. kat 1930’lu yıllarda eklenir. İETT, 1939’da Tünel demiryolunu ve Metro Han binasını satın alır ve genel merkez olarak kullanmaya başlar.


Han, bugünkü halini 1971’de alır. İETT, 1983’te Karaköy istasyonunun üstündeki yeni bir binaya taşınana kadar İETT genel merkezi bu binada faaliyetlerini sürdürür.

1900’lerin başından beri İstanbul’un en güzel manzaralarından birine sahip olan Metro Han,  bellek müzesi, kütüphane ve etkinlik alanları olarak hizmet ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com


16 Haziran 2023 Cuma

CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı-Yılmaz Parlar

  CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı

1979'da Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir barış medeniyetinin varlığı için kurulmuş olan, kısa adı "CULPAC"  Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi  Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar’ı Türkiye Temsilcisi olarak atadı. Adresi tescillendi.



DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik tarafından Diplomatlar birliği Bünyesine katılan Birleşmiş Milletler Barışcıl Elçisi Dani Al Achkar’ın atama rituelinde Eski Başarılı Milletvekili Osman Ceylan, Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar, hazır bulundular. 

"CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi, Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel atama rituel öncesi yaptığı konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti'ndeki uluslararası barış elçisi görevlendirme süreciyle ilgili olarak burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz



Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi kısaca, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki temsilcilik bürosunun kurulmasının resmi tanınması ve uluslararası barış elçisinin akreditasyonunu bugün gerçekleştirmektedir

Bu barışın dünyadaki birçok ülkede tehlikeye girdiği bir gezegende yaşadığımız son derece karmaşık olan bu günlerde söz konusu görevin son derece önemli bir olumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Uluslararası barış elçisinin kendisine tebliğ edilen görevi başarmak üzere kararlılıkla gayret göstereceği umudunu taşıyoruz. Çünkü barış çok değerli bir olgudur.



Olmaksızın yaşamın hangi alanında olursa olsun bir ulusun gelişimi ve serpilmesi için iyi ya da alıcı bir herhangi bir şey yapılamayacaktır. Gezegenimizde demokrasinin ihdasına geçerli şekilde katkıda bulunabilmek üzere, İnsan haklarının yaygınlaştırılmasına katılımı da büyük yararı olacaktır. 

Uluslararası barış elçisi Dani Al Achkar, ulusal ve kıtaların barışı için evrensel konsey genel yönetimi kurumumuzun Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş makamlarının bu konuda bilgilendirilmesi akabinde

Temsilcilik büromuzun oluşturulmasının yanı sıra akreditif mutasyonumuzla da bu programın yerine getirilmesini mümkün kıldığınızdan ötürü sizi kutlamayı ve size teşekkür etmeyi bir borç bilirim . 

Dışişleri Bakanı ile İçişleri Bakanının yanı sıra atanmış olduğumuz İstanbul kentinin belediyesiyle de temasa geçmenizi rica ediyoruz.” Dedi 



Mfumu Kukıele Santu Danıel “Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini göz önünde bulundurarak ve seçilmiş makamların iyi niyet ve siyasal açık görüşlülüğüne duyduğumuz itimatlar. 5 ve 6 Eylül 2008 -2010  tarihlerinde Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Evrensel Barış konferansı kararları uyarınca bu büyük ülkenin oğulları ve kızlarını iş bu önemli proje konusunda bir araya getirecek ve birleştirecek büyük bir konferansın ardından nice aylardadır. Barış kenti İstanbul programını gelecek aylarda organize edeceğiz” açıklamalarda bulundu

Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, “Biz destek vereceğiz. Bugün barış ve insan hakları konusunda Avrupa delegesi sıfatımla, 5 -6 Eylül 2018 tarihlerinde Brüksel'de toplanmış olan Avrupa parlamentosunda, uluslararası barış konferansında uluslar ve kıtalar evrensel barış konseyi kararlarına uygun bir şekilde



Türkiye Cumhuriyeti nezdinde uluslararası barış elçisi olarak akreditasyonundan dolayı esansları daha da iyiliklendirmekten mutluyum. Değişen çok sayıda gerilim ve savaşın yanı sıra tüm kıtalardaki çeşitli krizlerin bir sonucu olan gezegenimizin geçirmekte olduğu bu zor dönemde hepimizin aynı safta durması ve insanlığı yok etmekte olan bu tür olaylara dur deme zamanı gelmiştir. Her halükarda dünyada barışı yeniden tespit etmek ve pekiştirmek üzere birlikte çabalamak durumundayız. İstanbul Türkiye'deki akreditasyonuyla uluslararası bahis barış elçisinin temsilcilik bürosunun oluşturulması tüm dünyada barışın makamları tarafından teşviki yolunda bu büyük ülkenin politikasını ortaya koymak yolunda cihetinde önemli bir simgedir.” Şeklinde barışın önemine dayanışmasına vurgu yaptı.

DMW olan  Avrupa Birliği Komisyonunun desteği ile kurulan Uluslararası Diplomatlar Birliğinin Türk Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, “Sayın Mfumu Kukıele Santu Danıel sizinle bir yıl önce tanışmıştık. Sayın Dani Al Achkar’a, çok güzel, çok ciddi, çok onursal bir görev verdiniz. Değerli dostuma inanıyorum.

Son üç yıldan beri yaklaşık Türkiye'de ondan önceki çalışmalarını da takip ettik. Ciddi projelere de, işlere de imza attığı için biz de bundan alakalı bir karar aldık. Uluslararası diplomatlar birliği olarak, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kuruluşu olmuştur. 2000 yılında

aynı zamanda da Avrupa İş Adamı Kulübü 25 yıldan beri Avrupa Birliği'ne bağlı olan başkanlığını temsil ediyoruz. 

Yönetim Kurulu toplantısından sonra Sayın Dani Al Achkar,  hem uluslararası diplomatlar birliğine girdi. Avrupa İş Adamı Kulübü Başkanım yönetim kuruluna da almış bulunuyoruz.



Bu arada çok güzel bir şeye değindiniz. Barış dünyada barış olmadığı zaman hiçbir şekil anlamı yoktur. İstanbul'daki yapmak istediğiniz kongreye yüzde yüz Avrupa Birliği olmaktan değil ve aynı zamanda Avrupa İş Adamları Kulübü olarak yüzde yüz desteğimizi vermeye hazırız. 

İstanbul'da seçtiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Bu da şu anlamıyla; Cumhurbaşkanımızı bildiğiniz gibi şu andaki Ukrayna ve Rusya Savaşı arasında halen diplomasi olarak köprüleri kurmaktadır. Ve barış içinde her şeyi yaptı. Inşallah bu yapacağımız kongreyi Sayın Cumhurbaşkanımızı da davet ederiz.” Şeklinde desteklerini açıkladı

Eski Milletvekili Osman Ceylan, “Böyle sizleri, sizin gibi kıymetli insanları Türkiye'ye getirmekle bizlerle muhatap etmekle Türkiye'ye çok büyük hizmet ettiğinizi düşünüyorum.

Türkiye gerek Türkiye için gerekse bütün insanlık için güzel şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum.

Sayın Genel Başkan, diplomatlar birliği Genel Başkanı ve biz Türkiye için ve bütün dünya için güzel şeylere ışık olabileceğimizi düşünüyorum

böyle güzel işleri başlangıcı için bizi bir araya getiren Sayın Dani Al Achkar’a, özellikle teşekkür ediyorum. Bütün girişimleri yapmak devletin üst makamlarını bu kongreye getirmek için elimizden geleni yaparız. 

Benim sözüm var. Ben kendisinin yapacağı her icraatta arkasındayım. Ve Başkanla beraber, Cumhurbaşkanımızı sayın Tayyip Erdoğan'ı bu toplantıya davet edeceğim.” Sözlerini verdi. 

Ofis kapısına "CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi,yazılı olan metal temsilcilik adresi üzerindeki kağıt çıkarıldı. Ofise protokol sırasına göre tek girildi. Temsilcilik yemin töreni şeref sözü rituel sonrasında sertifika resmi yazılar ve Özel kart takdim edildi.

Aile foto sonrası resmi olarak göreve başlandı.

UNESCO Merkezi olarak UNESCO Kulüpler ve Merkezler Mavi El Kitabı'na uygun olarak başta UNESCO olmak üzere Birleşmiş Milletler'in faaliyetlerinde yer alarak özerk olmak DRCongo'da yer alan ve söz konusu Federasyonun Kurucu üyesi olan CULPAC, barışın, insan haklarının ve kalkınmanın teşviki için çeşitli kültürel, sportif, sosyal, hayırsever ve insani faaliyetler yürütmüştür ve Onurlu Kişiler ve barış için Evrensel Elçiler için tanıma programları gerçekleştirmiştir.

Temsil için seçilen ülkelerin mevzuatlarına göre barış için dünya turu programı ile dünya genelinde CULPAC şubelerinin kurulması, esas alınmıştır.

yilmazparlar@yahoo.com