29 Eylül 2022 Perşembe

28 Eylül 2022-SKAL İstanbul Kulübü Geleneksel Toplantı-Yılmaz Parlar Haberi

 SKAL TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’yı Ağırladı.


TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya  “SKAL Uluslararası Dostlukları Pekiştiriyor. Turizm Günümüzün ve geleceğin işi mesleğidir. Turizm barıştır. Tüm bileşenleriyle Turizmciler, diğerini en iyi anlayan kimseyi ötekileştirmeyen, Dünyanın her köşesinde dostları olan insanlardır.” dedi



27 Eylül Dünya Turizm Gününden sonra 28 Eylül 2022 Çarşamba günü Başkanlığını Can Arınel’in yaptığı SKAL International İstanbul Kulübü, geleneksel aylık Toplantısı SKAL International İstanbul kulübü yönetim kurul üyesi Kasım Zoto’nun sahibi olduğu Sultanahmet Armada Hotelin ev sahipliğinde yaptı. Konuk Konuşmacı TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’yı ağırladı.


Başkan Firuz Bağlıkaya günün özel olduğunu, 28/9/2022,  Özellikle kendisi için çok özel bir gün TÜRSAB  28/9/1972 günü yayınlanan resmi gazetede yer alan kanunla kurulduğunu söyledi.



“Dünya SKAL Başkanları Hülya Aslantaş, Salih Çene, Burçin Türkan gibi gururunu yaşadığımız başarıdan sonra, 2024  dördüncü kez dünya SKAL kongresi ülkemize gelecek, İzmir'de olacak. Bu haberi de bekliyoruz” dedi.


Başkan Can Arınel müjdeyi verdi. Hemen gelen bilgileri aktardı. “TÜRSAB başkanımız uğurlu geldi. Firüz Bağlıkaya Başkan konuşurken bu arada dünya kongresi'nin 2024 yapılacağı yer konusundaki oylamanın da sonuçları açıklandı. 



Ben size bu sonuçları buradan okuyayım. 256 oy kullanılmış. Altısı çekimser 91 Romanya Bükreş, 159, İzmir” Böylece Kongre ev sahipliğini Türkiye Yapacak.” Sonuçları ile ülkemizde olacağını sevinçle bildirdi.


 83 ülkede, 354 kulüp ve 15.000’i aşkın üyeyi kapsayan Skal International çatısı altında bulunan SKAL İstanbul Kulübü Eylül Toplantısını yaptığı Sultanahmet Armada Hotelde Konukları, Başkan Can Arınel, yönetim kurul üyeleri, Selma Tatar, Mustafa Yalçın ve Kasım Zoto’nun konukları karşılamasıyla başladı. 



Yönetim kurul üyesi Mustafa Yalçın Konukları takdim etdi. “TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Eski Turizm Müdürü ve Turizm Bakanlığı müsteşar Yalçın Manav, 


Geçmiş dönem Uluslararası Skal Dernekleri Federasyon Başkanı Faik Alsaç, Marmara SKAL Başkanı Melih Kırlı, İRO Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Özaltun,  Oğuzhan Yaman, TÜRSAB bilgi teknolojileri ve medya iletişim Grup Başkanı Mesut Kanat, TÜRSAB görsel yönetmen Gökhan Yıldırım, Zafer Coşkun, TÜRSAB Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Nazilli  SKAL Antalya Başkanı Uğursal Uğur. SKAL Antalya kulübünden İsmail Barak, Halit Cafer” Toplu alkış istedi.

Toplantıya yine Eski SKAL Başkanı  Ata Eremsoy, Bahar Birinci, Sadettin Bülbül, Vedat Başaran Başta olmak üzere üyeler Katıldılar.



Başkan Can Arınel Çoşkulu enerjik açılış konuşması gerçekleştirdi. “Haziran ayında 66. yılını kutlarken Marmara denizi'nin kenarında daydık,.yine. hep birlikteydik. Bu kutlamada. yine coşkulu bir kalabalıkla mutlu olduk. Yaz bitti. Marmara denizi'nin kıyısında yine sizlerle birlikteyiz. 


Biliyorsunuz, seçim takvimi yaklaşıyor, seçim takvimiyle birlikte. Sektörümüzdeki önemli kurumlarda da seçimler olacak. 



Kasım ayında TÜRSAB 'ta da bir seçim bekliyoruz. TÜRSAB seçimlerinde. Aday olan. Değerli üyemiz var. Mevcutta Başkanlığı da devam ettiriyor bu. Özel toplantımızda yaza veda ettiğimiz özel toplantımızda SKAL kardeşimiz de burada konuk ettik, sesini duymak istedik.” Dedi. SKAL geleneksel ritueli oluşturdukdan sonra TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’yı konuşması için davet etdi.


TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya Turizm genelinde konuşması önemliydi bütününe yakın konuşmasını aktarıyoruz. “Bugün TÜRSAB'ın kuruluşunun tam ellinci yılı.   bu özel günde bana sizlerle beraber olma fırsatını veren SKAL İstanbul Kulübü yönetimine Can Arıel Başkana teşekkürlerimi sunuyorum. 



Aramızda bulunan seyahat acentalarının da 50 yıllık bir grubun üyesi olmalarından dolayı onları da kutluyorum. 


Bu arada aramızdaki en yaşlı seyahat acentası olan Hüseyin Kurtoğlu'nun da ayrıca bir alkış istiyoruz. 


Ben, TÜRSAB  Başkanı olmanın yanı sıra demin de belirtildiği gibi 1989 dan bu yana SKAL üyesi olan bir kardeşiniz olarak bu önemli günde sizlere hitap etmekten ayrıca mutluluk duyuyorum. 



Emeği geçenlere şimdiden şükranlarımı sunuyorum. 


Turizmci olduğu böylesine değerli bir topluluğa turizmin önemini, geçmişini, geleceğini anlatmak hem zor hem de gereksiz. 


Hele de sizleri sayılara bakmak hepimizin gayet iyi bildiği yüzdelerle turizm anlatmak bu güzel günde sıkıntılardan söz ederek zamanını geçirmek bana çok çekici gelmiyor işin açıkçası. 


Bugün sizlere yine turizmden söz edeceğim ama biraz ihmal ettiği edildiğine inandığım bir yönünü hatırlatacak. 


Hepimiz turizmci, biz turizm çeşitli alt dallarıyla hepimizin mesleği, yani geçimin kaynağı işimiz. 


Bu nedenle turizme bakarken ilk önceliğimiz hep rakamlar oluyor. Kişi sayıları, geceleme sayıları, kişi başı gelir gibi ticari hususlar hep öne çıkıyor. 



Tıpkı bizler gibi devletimizde turizme sadece sayılarla bakıyor. Yabancı turist sayısı toplam turizm geliri herkesin dilinde turizmle cari açığı kapatmanın hayalini kuruyor. 


Herkes yollarını arıyor. Bunun tek yönlü bir bakış açısının sonucu olduğunu düşünüyor. Turizme sadece bir kalkınma aracı olarak bakmak sadece ekonomik değerler üzerinden bakmak turizmin değerini ve önemini tam anlamıyla algılamamızı önlüyor. 


Turizm kavramının sosyal yönünü göz ardı etmek turizmin sosyolojik rolüne bakmak, ona gerçek değerini vermemizi önlüyor. 


Bu alanı ıskalamamıza yol açıyor. Zira turizmden elde edilecek toplam faydası sadece gelen turistin bırakacağı paradan ibaret değildir. Bir yeri ziyaret etmek, o yeri ve orada yaşayan insanları tanımak, öncelikle ön yargı ve düşmanlıkları ortadan kaldıran anlamıyla ve anlaşılmayı, anlamayı ve anlaşılmayı mümkün kılan bir sonuç çıkartıyor. 


Genler kültürel olarak zenginleşirken gidilen yerde karşılıklı kültürel alışveriş gerçekleşiyor. Yaşadığımız bu dönemde dünyanın enerjiden sudan madenden çok daha fazla barışa ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Polisin olmadığı bir Dünyada her şey yok olmaya mahkum turizm barışın ürünüdür. 



Turizm Barışın Sebebidir. 


Yine içtiğine ve kültürüne saygı duymak, turizm sayesinde hayata geçer. Turizm aynı zamanda kalkınmanın hem aracı hem de sonucudur. 


Bu nedenle turizme tüm dünyada geleceğin sektörü, geleceğin mesleği olarak bakılıyor. 


Her ülke ve her kent planlamasında turizme daha çok yer veriyor.

Dünyanın küçüldüğü çağdayız yollar, araçlar sayesinde her yer yakın oldu. Gelemeyenler teknoloji sayesinde evlerinden, çıkmadan, masalarından kalkmadan görülecek yerleri gezebiliyorlar. 

Okuyarak izleyerek bilgi sahibi olabiliyorlar. 


Yolların, araçların geliş gelişimi, turizmin gelişimine katkı sağlarken. Teknoloji ile yayılan sanal turlar, turizm hareketini azaltacak unsur gibi algılanıyor. Madem konumuz turizmin geleceği ya da geleceğin turizmi bu kavramlara beğenmemek olmaz. 


Evet, teknoloji yaşamın tüm alanlarına etki ediyor. Seyahate seyahat planlamasında etkisi tartışmasız kimileri teknolojik dönüşüme bakarken neredeyse 30 yıldır biri bireysel hareketler artacak, seyahat acentaları yok olacak diyor. 


30 yıldır bunu dinliyoruz. Kimileri de sanat sanal turlar nedeniyle insanlar evlerinden çıkmadan gezip görecekler diyor. 


Kanaatimce iki görüşte yalnız organize seyahat, birlikte hareket etmek gittikçe daha önemli hale geliyor. 


Maliyet uzman desteği deneyimleri paylaşmak azalan değil. Artan sosyal ve ekonomik ihtiyaçtır. Tıpkı televizyonlardan canlı yayınlanan maçları stadyumda izleyenlerin artması gibi. 


Organize seyahatlerde azalmayı artıyor. Gruplar küçülüyor seyahat acentalarının uzmanlık alanları belirginleşiyor ama seyahatin organize hali dün olduğu gibi bugün de ve gelecekte de ana direği oluşturuyor.

 Bu nedenle turizmin geleceğinde uzman seyahat acentalarının yeri ve payı artacaktır. 


Bu sanal sunucuların da unuttukları bir şey var tabii yaşamak sahici bir süreç yani turizmin katılımcısına sunduğu en önemli özellik deneyimlemek. Evet, deneyimlemek turizm planlamasında ve pazarlamasında sarılmamız gereken bir kavramdır. Örneğin gastronomi turizminin yerini ne tutabilir? Bir yemeğin tadını kokusunu almadan her şey eksik kalır. İnsanlığın gelişimiyle birlikte sadece doymak için beslenmek için yemek yemek yerini kültürel ve sosyal deneyim için yemeğe haz keyif odaklı yemeğe bıraktı. 


Gastronomi kavramı yemeğin beslenmeyi aşan anlamını ifade ediyor.İnsanlar artık bir yemeğin peşine düşüp tatil seyahat planları yapıyor. Bunun gibi örnekleri tabii ki artırabiliriz. Bu bu arada unutulmamalı ki sahip olduğumuz değerleri birilerinin aklına düşürecek, onların buralara gelmelerinin nedenlerini anlatacak, onları ikna edecek ve akabinde buralara gelmelerini mümkün kılacak olanlar seyahat acentaları. 


Sizin sahip olduklarınız ne kadar güzel ve değerli olursa olsun insanları bunların peşinde buralara sürükleyecek organizatörlere ihtiyaç vardır. 

Bu organizatörler ise seyahat acentalarıdır, 


Turizm Günümüzün ve Geleceğin İşi Mesleğidir. Turizm Barıştır. 


O yüzden biz tüm bileşenleriyle turizmciler. Diğerini en iyi anlayan kimseyi ötekileştirmeyen, dünyanın her köşesinde dostları olan insanlarız.


SKAL'da bu uluslararası dostlukları pekiştiriyor,” şeklinde turizmin başka yönünü ele aldı.  


Konuşma sonrasında SKAL İstanbul Kulübü Başkanı Can Arıel, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ve Evsahipliğinden dolayı Armada Hotel Sahibi Kasım Zoto’ya SKAL Plaketi takdim etdi.

 

yilmazparlar@yahoo.com


23 Eylül 2022 Cuma

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar

 Buruk Ancak Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Tüm dünyada fiyatı olmayan Anavatanı için savaşan, uygar bir insanın ilk erdemi olan vatan sevgisi, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda büyük bir coşku dile getirdiler. Cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla Dünyaya ilham verdiler…



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2022 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe Başda Ekümenik Patrik I. Bartholomeos, İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, iş,siyaset dünyası önemli isimleri olmak üzere Ukrayna vatadaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bu mesajımız dünyaya bir mesajdır; Yüce Ukrayna’dan başları dimdik tutan Ukrayna’lıların mesajıdır.” Dediği için konuşma metnini tam veriyoruz.



Başkonsolos Roman Nedilskyi “Nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım, Ukraynalı olduğumuzdan ve ülkemizi canımız pahasına savunmaya hazır olduğumuzdan sonsuz gurur duyuyoruz.


Bazıları, bu yılın Şubat ayında, Ukrayna'nın 72 saat, 48 veya belki de 24 saat içinde düşeceğini düşünüyordu. Hayır... Düşmanın gözlerine bakmaktan korkmadık.



Boyun eğmeyen Ukrayna halkı, bu adaletsiz, kanlı, terör savaşını zaten kazandı. Tüm dünya Ukrayna'yı, bizim cesaretimizi ve kahramanlarımızı tanıdı. Gelişen ülkemizde özgürce bağımsızca yaşamak arzumuz ve hakkımızda hiçbir şüphe yoktur. 


Ukrayna kendini bağımsız bir devlet olarak dünyaya tanıttı; Ukrayna markası özgürlük için mücadelenin sembolü haline geldi.


Topraklarımızı çok yakında işgalcilerden temizleyeceğimize ve hiç kimsenin bir daha aklında bile olsa Ukrayna'nın iradesine ve özgürlüğüne tecavüz edemeyeceğine izin vermeyeceğimize inanıyoruz. 

Ukrayna'nın geçici olarak işgal edilen Kırım'ımıza, Kherson'a, Donbass'a tüm bölgelerimize çok yakında Ukrayna devlet bayrağını dikeceğiz. 


Buça ve Irpin, Izyum ve Mariupol’daki kurbanlar, Ukrayna’lıların durdrulamayacağı, aksi takdirde bizi yok edeceklerinin apaçık bir göstergesidir. 


Düşmanımız, Ukrayna halkının soykırımını gerçekleştirmeyi hedefleyip terör ve kanlı yöntemlerle sadece insancıl hukuku ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlık dışı ve insanlık kavramının ötesindedir. İşkencelere maruz kalan siviller, öldürülen çocuklar, yok edilen kritik altyapımız, bütün bunlar sadece savaş hareketlrinin sonuçları değil, bunlar Ukrayna’yı ve Ukrayna’ya ait her şeyin bilerek bitirmesidir. 



Bu nedenle, Zafer tek seçeneğimizdir; düşmana karşı bir zafer, iyi ile kötü arasındaki mücadelede karanlığa karşı aydınlığın zaferidir. 


Türkiye’nin Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, tüm Yüce Türk Milletine, belediyelerin yetkililerine ve Ukrayna toplumuna desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. 


Ekümenik Patrikhane'nin ve Ekümenik Patrik Bartholomew Hazretleri'nin desteği bizim için çok önemlidir. "Sizinle birlikteyiz, sizin için dua ediyorum" - Ekümenik Patrik Hazretleri'nin bu sözleri savaşın ilk günlerinden Zaferimize kadar yüreklerimize kazınmıştır! 


Sayın meslektaşlarım, İstanbul'da görevli Başkonsoloslarım, dostlarım! Savaşın ilk günlerinde ülkemi, beni ve meslektaşlarımı desteklediniz. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Sayın L. Comanescu'ya ve bu uluslararası örgütün Sekreteryasına yapıcı işbirliği için teşekkür ederim.


Destekleriniz için herkese teşekkür ederim! Gelecekte de Ukrayna'yı desteklemeye devam etmenizi çağırıyorum. Sizlerden en çok beklediğimiz budur! 


Ukrayna bugüne kadar topraklarının 3.000 km'den fazlasını kurtardı, karşı saldırı başarıyla devam ediyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ve Ukrayna halkı, dünyaya kahramanlık destanı, profesyonellik, demokratik değerlere ve özgürlüğe bağımlılığı göstermektedir. 



Ancak bugün itibariyle, nihai zaferimiz için, ortak zaferimiz için sürekli desteğinize ihtiyacımız var. Çünkü Ukrayna'daki savaş, dünya düzenine ve küresel güvenlik sistemine büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşgalcilere gerekli yanıtı birlikte vermeliyiz ve veriyoruz; çünkü insanlık, dökülen her damla kanın, kaybedilen her yaşamın değerini biliyor. Ukrayna'nın zaferinden sonra, dünya güvenliğini sağlamak ve trajedinin tekrarlanmasını engellemek için tüm hataları dikkate alarak uluslararası mekanizmalar üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Çocuklarımız savaşların trajedilerine tanık olmayı hak etmiyor. Onlar uğuruna bunu değiştirmeliyiz. 


Ukrayna'nın zaferine inanıyoruz! Direniyoruz ve düzeni koruyoruz!

Yaşasın Ukrayna – Slava Ukraini!” sözleri sonrası yardım amaçlı piyano ve keman konser dinletisinin ardından Geleneksel Bağımsızlık kutlama Pastası Başkonsolos Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi tarafından kesildi.


Resepsiyondaki foto sergileri ilgiyle izlendi. Genelde bayan askerlerin çoğunluğu olan Ukrayna ordusu aslında zarifliği, barışı temsil eden resim ilgimizi çekdi. Konukları görüntüledik.

Nadya Yaşenko bize Yenibosna Pulman Hotel sahibi eski İSTTA İstanbul Turizm Derneği Başkanı, Yönetim Kurul üyesi Bülent Saruhan Saraylı’yı Savaş dolayısıyla aileleriyle Türkiye’ye sığınan 500 kişiyi 6 ay boyunca Konaklandırdığı Günde üç öğün yemek yedirdiğini ve bazı Hastane gibi masrafları karşıladığını söylediğinde inanılmaz takdir ve saygımız kazandırdı. F/B Manager Okan Gül’ü yanımıza çağırdı. Okan Gül bize insanlık gereği ellerinden geleni yaptıklarını mütevazi bir şekilde dile getirdi.


Ülke 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış olsa da, Rusya ülkeye saldırmaya devam ettiği için hala tam bağımsız değil. Rusya, Ukrayna demokrasisini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Ancak Ukrayna vatandaşları, güçlerini yeniden kazanmak için çeşitli risklere rağmen. ”Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur” diyerek kahramanlar yaratıyor.



Ukrayna Bağımsızlık Günü Tarihi


Sovyetler Birliği 1990'larda dağıldı ve 16 Temmuz 1990'da Ukrayna hükümeti devlet egemenliğini ilan etti. Bir yıl sonra, 16 Temmuz Ukrayna Bağımsızlık Günü olarak onurlandırıldı. Ağustos 1991'de Sovyetler Birliği'nde komünist yönetimi yeniden kurmak için bir darbe oldu, ancak başarısız oldu. Darbe girişimi sonucunda Sovyet hükümetine dönüş korkuları arttı ve halk milletvekilleri Ukrayna bayrağını Verkhovna Rada'nın oturum salonuna getirdiler. 24 Ağustos'ta Ukrayna parlamentosu Ukrayna Bağımsızlık Yasasını kabul etti ve Verkhovna Rada'nın binasında sarı ve mavi bir bayrak belirdi.

Ukrayna bayrağının derin bir tarihi geleneği vardır. 20. yüzyılda, 1917 ve 1920 yılları arasında Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı haline geldi, ancak Sovyet rejimi altında yasaklandı ve bağımsızlık hareketinin bir sembolü haline geldi. Deklarasyonun koşulu, 1 Aralık 1991'de ulusal bir referandumun yapılması gerektiğiydi ve Ukrayna'nın doğu ve batı olarak ikiye ayrılabileceğine dair korkular vardı. Seçmenlerin %80'inden fazlası bağımsızlık lehinde oy kullanırken, %92'si evet oyu kullandı. Haziran 1992'de parlamento yasama değişikliği için oy kullandı ve 16 Temmuz'un yerini Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü olarak 24 Ağustos aldı


 Kaderi zor ülke olan Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü kutlu olsun diyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Eylül 2022 Cuma

Çırağan Gökleri Altında Cengiz Aktürk-Yılmaz Parlar

 


Çırağan Gökleri Altında Cengiz Aktürk

Gün batımı tarihi Çırağan Sarayı gökyüzünde üzerinde martılar uçuyor. Çırağan sarayda, top model Tülin Şahin, Şevval Şahin, Deren Talu Çağla Şikel gibi isimlerin yer aldığı yerli yabancı mankenlerin performanslarıyla gerçekleşen göz kamaştıran nefes kesen, Cengiz Aktürk SS23 görkemli defile unutulmaz akşam yaratdı.



Cengiz Aktürk SS23 büyük şovu, ünlü tasarımcı Cihan Nacar kreatif direktörlüğünde hazırlanan defilede yerlerini alan ünlülerin giyimleri göz önüne alındığında, şık gece kıyafetli konuklar geceye renk katdılar… 

Metalik parlaklıklar, özel podyum dev pırlanta tasarımlı dekorun spot ışıkların yansımaları, ışık efektleri uyumlu melodilerle desteklenen show, atmosferi doruklara çıkardı.

İletişim danışmanlığı Niran Hürel Herder’in yaptığı, muhteşem bir prodüksiyon gerçekleştirilen, Cengiz Aktürk SS23 koleksiyonunda, kreatif Cihan Nacar sade ve pastel renkler tercih etdiğini, sofistike varyasyonlarda sunulan, kraliçe gibi hissettirecek abiye modelleri, bir sanat sergisi gibi görüyoruz.

Moda trendlerini vurgulayan arka plan tarihi saray ve benzersiz İstanbul  gece manzarası ön cepheli oluşu değere değer katdı.



2022-2023 abiye kıyafetlerinin ana trendleri, yere kadar uzanan ve mini elbiselerin mükemmel modelleri, kabarık bir elbisenin gece versiyonu, yırtmaçlı, sırtı açık, dantelli, aksesuarlı, ilgi çekici, parıltılı taşlarla süslenmiş ışıltılı, sofistike muhteşem büstiyer gece elbiseleri tüm ünlü konukların beğenisini kazandı.



Tonlarda favoriler, popülerliğin zirvesinde olacak siyah beyaz abiye elbiseler, pastel mavi tonlarının yanı sıra bej, pudra tonlarındaki abiye elbiseler göz doldurdu.



Birlikde izlediğimiz tasarımları ve ürünleriyle moda dünyasına yeni bir soluk getiren, ünlü moda tasarımcısı ve “Elif Töngel” markasının kurucusu Elif Töngel’e defile hakkında genel beğeni sorumuza yorumu; Çok beğendiğini, çok başarılı bulduğunu söyledi.

yilmazparlar@yahoo.com 

9 Eylül 2022 Cuma

İSTTA YENİ PROJELER-YILMAZ PARLAR HABERİ

  İSTTA YENİ PROJELER


Kısa adı İSTTA olan İstanbul Turizm Derneği Oligark İstanbul Hotelde basın toplantısı düzenleyerek yeni Projelerini açıklandı.

Istanbul Turizm Derneği Başkanı Yalçın Aydın açılış konuşmasında Başkan Yardımcısı Sevim Aydın ve  Zeynel Kılıç’a teşekkürle başladı.

Başkan Aydın, “Türkiye turizm sektörünün en önemli destinasyonlardan biri olan ve aynı zamanda Türk ekonomisine en çok katkısı olan Istanbul şehrimizde turizmin daha da geliştirilmesi için yeni yönetim kurulumuzla birlikte yapacağımız çalışmalarla daha çok katma değer sağlayacağımıza inanıyoruz.”dedi



İstanbul’da gerçekleşmiş olan iki büyük fuara ana sponsor olarak, yurtdışından katılan tur operatörlerinin Hosted-buyer lounge alanını ayarlayıp turizmci paydaşlarımızla ikili görüşmelerini sağladıklarını ve 

yurtdışından gelen birçok tur operatörüne İstanbul’da tur gezisi yaparak İstanbul turizmini yerinde tanıttıklarını hatırlatan başkan Aydın,



“Pandemi döneminde dahi yönetim kurulu üyemiz TravelShop Turkey ile iş birliği yaparak nisan ve kasım ayları olmak üzere yurtdışından başka Amerika Tur Operatörleri Başkanı Terry Dale olmak üzere, ASTA, PATA, IADWP, TIES, IOTA and Pakistan, Azerbaycan ve Bangladesh gibi dernek başkanları ve Büyük saygıdeğer tur operatörlerini İstanbul’a getirerek Türkiyeli turizm paydaşlarımızla iş birliği yapmasını sağladık. 

Biz İstanbul Turizm Derneği olarak Yirmi Milyon doğal üyeye sahibiz ve biz bunun bilinci içerisinde sadece oteller değil, turizm sektörü içinde yer alan, acenteler, restoranlar, bar işletmeleri, AVM’ler, sağlık turizmi, kafeler, taksiler, transfer şirketleri gibi turizme hizmet eden tüm paydaşlarımızın talep ve arzularını göz önünde bulundurarak, hepsine çözüm üretmeyi amaçlıyoruz.”şeklinde çözümcü olduklarını dile getirdi. 



2023 yılı içerisinde dünyanın en prestijli, tecrübeli konuşmacılarını davet edecekleri, İstanbul Turizm zirvesini organize ederek, İstanbul’daki turizmci paydaşları yeni turizm trendleri ve olanakları ile ilgili bilgilendireceklerini vurguladı.

Aktarlı / DeCamondo Marriott Yönetim Kurulu Üyesi ve İSTTA Başkan Yardımcısı İlter Ergenç

yeni yönetim kadrosu ile İstanbul’un tüm dünyaya tanıtımı, marka bilinirliğini arttırma ve dünyada tercih edilen şehirler arasında hak ettiğimiz yeri alma adına çok stratejik çalışmalara imza atacaklarını ve yeni yönetim kadrosu ile önemli bir sinerji yaratılacağını ifade etdi


İstanbul’un mevcut kendi nüfusuna ek olarak her yıl milyonlarca kişiyi ağırlayan bir metropol statüsünde olduğu, asırlardır popülaritesi azalmadan gelişen İstanbul’un 2023’te dünyanın şiddetle tavsiye edilen turizm destinasyonları arasında il sıralarda yer alacağının altını çizdi. Son olarak ISTTA ekibi olarak medeniyetlerin buluştuğu turizmin başkenti, 7/24 saat yaşayan büyülü şehrimiz İstanbul’u önümüzdeki süreçte çok iyi noktada göreceklarine inandıklarını söyledi 

TravelShop Turkey Kurucu Genel Müdürü ve ISTTA Genel Sekreteri

Murtaza Kalender “Biz İstanbul Turizm Derneği olarak sadece bir kurumu, oteli veya seyahat acentesini değil, turizm paydaşlarımızın tamamını temsil ediyoruz. Dolayısıyla İstanbul’daki tüm turizm paydaşlarımızın her birinin sorununu, bizim sorunumuz olarak alıyoruz ve bu sorunları dinleyerek çözüm üretmek için İstanbul Turizm Derneği olarak buradayız. Tüm paydaşlarımızla birlik olup, tüm sorunları masaya yatırarak ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişim kurarak çözüm üretmek ve dünyadaki turizm pastasından İstanbul’un da hak ettiği payı almasını sağlayacağız.”dedi 



Murtaza Kalender “Dünyada en çok bilinirliğe sahip olan şehirlerden biri ve üç ayrı imparatorluğa başkentlik yapmış kadim bir şehir olan İstanbul’u dünyanın turizm başkenti yapmak asıl amacımız. 20212 yılına kadar İstanbul dünyada en çok kongre alan ilk 5 ülkeden birisi idi, fakat şu an maalesef ki ilk 10’da dahi değil ve bizler İstanbul’un tekrar bir kongre şehri olması yolunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”şeklinde kongre turizmi geliştireceklerini vurguladı. 



Kalender “İstanbul’u turizmin başkenti yapmak aslında hiç de zor değil. Sadece turizmci paydaşlarımızla bir araya gelerek ve güç birliği ederek bunu başarabileceğimize inanıyorum. İstanbul Turizm derneği tam da bu sebep için kurulmuş, bu yönde geliştirilmiş amaç ve ilkelere sahip bir dernek. Bizler İstanbul Turizm Derneği olarak kruvaziyer gemilerini de şehrimize tekrar kazandırmak gibi projelerimiz ile çalışmalarımızı hızlandırarak İstanbul’u dünyanın turizm merkezi haline getirmek için katkılarımızı sunacağız. Umarız ki ekip arkadaşlarımız, değerli üyelerimiz ve yönetim kurulumuzla bunları başaracağız.”sözleriyle inaçlarını dile getirdi 

Istanbul Turizm derneğinin yeni görev dağılımı; 

Genel Başkan Yalçın Aydın, Genel Başkan Yardımcısı Sevim Aydın,  Genel Başkan Yardımcısı İlter Ergenç, Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Erol Turanlıoğlu, Genel Sekreter Murtaza Kalender, Sayman Ahmet Küçükbaşkan, Yönetim Kurulu üyesi Onur Günaydın, Yönetim Kurulu üyesi Bülent Saruhan Saraylı, Yönetim Kurulu üyesi Zeynel Kılıç, Yönetim Kurulu üyesi, Gökay Işık, Denetim Kurulu Başkanı Özgür Güvercin, Denetim Kurulu Üyesi Şenel Aybek, Denetim Kurulu Üyesi İlhan Mürsel 

yilmazparlar@yahoo.com

19 Haziran 2022 Pazar

İnanılmaz Kehanetler Medyum Koray

  İnanılmaz Kehanetler Medyum Koray


Marmara Bölgesi'nde, Yalova İline bağlı Çınarcık, Karpuzdere Mahallesi, Teşvikiye caddesi, Olcay Apartımanda yaşayan Medyum Koray Aksoy’dan İnanılmaz Kehanetler. Telefonda sese göre bile, her şeyi; geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman ile söylemleri dudak ısırtan akıllara durgunluk veren akıl almaz, kehanetleri…

Peki bu gizemli güç nereden geliyor. Doğal hak mı?-Yetenek mi? Tanrının bir lütufu mu? Övgü veya hayranlık sunmamak, iltifat etmemek elde değil.


Son Derece Şaşırtıcı Söylemleri Var.


Öyküsü genlerine kadar uzanıyor…Medyum Koray’ın kendisi gibi, Eşi de “Rüyacı Nazan” Olarak tanınıyor…Öyle tanınıyorlar. Her ikisinin de Söyledikleri isabetli ve belirli...


Bence hiçbir şey tesadüfen olmuyor… Kimse tesadüfen kendilerine gelmiyor…Yolu kesişen herkesin bir konusu açıklık kazanması için vesile oluyor. 


Kehanet, kendileri veya yaşadıkları bir şey hakkında aydınlatan söz olabilir. İnanç ve düşünce sisteminde kehanet, insanla ruhlar arasında iletişim kurmaya ve gelen mesajları iletmeye yarayan gizemli bir yol olarak kabul görüyor.


Evren Enerjidir, Beklentilerimize Cevap Veren Enerjidir



Gerek gökyüzünde ay, güneş, gezegen ve yıldızların hareketleri vasıtasıyla iletilmek istendiğine inanılmış ve gökyüzündeki cisimlerin hareketleri de incelenerek, bunlara belirli manalar yüklenmiştir. Kimi Yıldız haritasına bakarak bir yorum koyuyor, Kimide Medyum Koray gibi kehanet yorumları yapıyor. 

Ancak “Medyum Koray” sizinle ses veya fiziki iletişimle beraber olayları sıralıyor. Tedbir almanız gerekenler hakkında uyarılarda bulunuyor. 

Kanatimizce, açıklandığı gibi, hayatın tesadüflerden ibaret olmadığı, içinde bir amaç dışında hiçbir şey olmadığı, başımıza gelen her olay veya tanıştığımız kişi sadece yolumuzu kesmekle kalmaz, bize hayatta eksik olduğumuz şeyleri getirir veya bize hayata daha fazla içgörü kazandıran değerli bir ders verir..

Yolumuz ne zaman insanlarla kesişse, bize her zaman bir mesaj olduğunu söylüyor. Şans karşılaşmaları yoktur. Ancak bu karşılaşmalara nasıl tepki verdiğimiz, mesajı alıp alamayacağımızı belirler. Yolumuza çıkan biriyle sohbet ediyorsak ve güncel sorularımıza ilişkin bir mesaj görmüyorsak bu mesaj olmadığı anlamına gelmez. Bu sadece kaçırdığımız anlamına gelir.




Başarı, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanettir. Başarının yıldızlarda yazılı olduğuna gerçekten inanan kişi, hayatın bunu gerçekleştirmek için kararlı olduğunu görecekdir. 

“Medyum Koray” gibi mutlak güce sahip olanlar sadece kehanette bulunamazlar, olumlu sevgi dolu enerjileriyle kehanetlerini de gerçekleştirebilirler.

“Rüyacı Nazan” olarak anılan Medyum Koray eşi Nazan Aksoy Peygamber Hazreti Yusuf gibi rüya tabirlerini Medyum Koray ile örtüşen yorumları yapabiliyor.

“Medyum Koray” Bulgaristan Göçmeni aileden geliyor. Bu yetenek annesinde varmış. Geçirdiği Kaza sonrası ameliyat esnasında kalbi duruyor. Okyanus gibi derinliğe girdiğini görüyor veya hissediyor. Kalbi tekrar çalıştırılıp hayata döndüğünde hemen gördüğü kişilere istem dışı kehanet mesajları veriyor..Sonra 30 yılı aşkın bu yolculukda devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2022 Salı

Balıkesir’e Elçilerden Konsoloslardan İlgi-Yılmaz Parlar Haberi

 


Balıkesir’e Elçilerden Konsoloslardan İlgi

Balıkesir Uluslararası Kahvaltı Festivali

Gastronomi Diplomasi dahil, ilişkileri, ticaret ve turizm hareketlerini güçlendirmesinde önemli rol oynar. 

Gastronomi Ülkelerin sahip oldukları mutfak kültürleri aracılığıyla, kültürlerarası etkileşim sağlıyarak ve böylece olumlu ülke imajı yaratmayı ve ticari ilişkileri geliştirmeyi amaçlar. 



Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Dr. Fulya Sağlık her zaman Elçilerin, Konsolosların  eşlerine zaman zaman Büyük şefler ile zaman zaman kişisel Türk Mutfağı tanıtmaya kendini adamış bir kişi. Başkan Fulya Sağlık  Pek çok Turizm fuara Elçileri Konsolosları bilinçli bir organizasyonla katılımlarını sağlıyarak büyül ölçüde iş hacmi yaratan bir turizm gönüllüsü adeta Turizm elçimiz.

Balıkesir Uluslarrası Kahvaltı Festivalinede; İsviçre Büyükelçisi Mr.Jean-Daniel Ruch ve Eşi Mrs. Marie Girod Ruch, Malta Büyükelçisi Dr.Theresa Cutajar, Letonya Büyükelçisi Peteris Vaivars ve Eşi Mrs Rina Okumura Vaivara, Moğolistan Büyükelçisi Munkhbayar Gombosuren ve Eşi Mrs.Uyanga Ganboid, Arnavutluk Büyükelçisi Kastriot ROBO ve Eşi Mrs.Teuta Robo, Hırvatistan Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic, Bosna Hersek Müsteşar Mrs.Dragana Andelic ve Eşi Mr.Branislav Andelic, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Arjen Uijterlinde ve Eşi Josine Vonhoff,gibi isimlerin katılımını sağlıyarak gerek Balıkesir mutfağını, Gastronomisini gerekse Turizmini mükemmel şekilde tanıtdı. Yabancı medyada haberlerin çıkmasına rol oynadı. 



Ülkeler içinde turizmin yoğun gelişimi, ulusal ekonomileri önemli ölçüde etkileyebilir. Turizmin gelişimi, farklı küresel eğilimlerin ilerlemesine bağlıdır ve gastronomiye odaklanma bu eğilimlerden biri olarak değer olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu noktadan hareketle gastronomi, ekonomik sektör olarak turizmin genel gelişimini etkilemek için etkin bir şekilde kullanılabilecek turizm alanının özel bir bölümü olarak belirleyicidir.

Turizm ve tüketim, turistlerin gıda tatları ile belirli yerler arasındaki güçlü ilişkilere ve bağlantılara dayanır.

Bu nedenle tur operatörleri, bölgesel lezzet ve tatların yanı sıra kültürler ve yerlerle olan ilişkileri teşvik etmek için gastronomiye odaklanmalıdır.

Sonuç olarak, ünlü mutfakların menşei olduğu ülkelerde bulunan restoranlar, turistlerin uğrak yeri haline gelebilmektedir.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Nisan 2022 Cumartesi

Sürdürülebilirlik / Womanhood & Sustainability-Yılmaz Parlar

 Kadınlık ve Sürdürülebilirlik 


25 Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde dünya liderleri tarafından kabul edilen, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda 169 amacı kapsıyan, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin ayrılmaz bir parçası, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, yani fırsat eşitliğini sağlamak kapsamında İsviçre Türkiye Sanat Projesi ses getirdi.



Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projede sergide yer aldı.



Ankara İsviçre Elçiliğinden sonra İstanbul İsviçre Başkonsolosluğunca sergi düzenlendi.


İsviçre Türkiye Sanat Projesi kapsamında ‘Kadınlık ve Sürdürülebilirlik’ sergi açılışında İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni başda olmak üzere çeşitli ülke Konsolosları, temsilcileri, İsviçreli Firmalar müdürleri Novartis, Zürich Sigorta CEO’ları, akademisyenler, sanatcılar, elit davetli grup katıldı. 



Projenin mimarı, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner.


Carole Kambli ve Burçak Yakıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği kültürel proje sergide üç İsviçreli sanatçı Talaya Schmid, Aglaia Haritz ve Patricia Jacomella ve üç Türk sanatçı Gözde İlkin, SENA ve Ecem Yerman yer aldılar 



İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni

Açılış konuşmasında, İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni yoğun ilgiden çok katılımdan memnun olduğunu belirtdi. Projenin farklı konu ve şekillerde kültürel etkinlikleri desteklemek için organize edildiğini, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner’in bu yıl Kadınlar Günü'nü kutlama fikriyle, Kadınlık ve Sürdürülebilirlik adlı büyük ve yenilikçi bir İsviçre Türk sanat projesi geliştirdiğini söyledi.

Proje kapsamında, Üniversiteler, STK'lar ve çeşitli kişilerle çalıştay görüşmeleri, fikir alışverişleri gerçekleştirdiklerini sergiylede son bulduğunu, İstanbul’da devam etdiğini açıkladı.

Proje; çeşitli gruplarla karşılaşmaları, birlikte öğrenmeyi ve iş birliklerini mümkün kılmak, birlikte yeni hikayeler oluşturmak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsellik, insan merkezli olmama ve disiplinler arası perspektiflerden yansıtmak, vurgulamak ve ilerletmek için bir deney ve süreç olarak tasarlandı



"Kadınlık ve Sürdürülebilirlik" acil sürdürülebilirlik sorununun

kadın perspektifinden hareketle gerçekleşiyor. 


Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projedeki sergi için; İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tinner de serginin iki ülke sanatçılarını bir araya getirdiğini ve gücünün çeşitliliğinden kaynaklandığını belirtti.


Daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için sanat ve kadınlar neler yapabilir? Şimdiye kadar birbirinden bunca ayrı düşmüş doğa ve kültür, birey ve topluluk, bilginin farklı disiplinleri, rasyonalite ve bilinçliliğin diğer türleri yeniden nasıl bir araya getirilebilir? Sanatsal projeler vasıtasıyla yeni ağlar ve bağlantılar nasıl yaratılabilir? Doğa, Kültür ve Kadında yola çıkılarak proje fikri oluştuğu dile getirdi.

 “Kadınlık ve Sürdürülebilirlik”, sürdürülebilirliğin öncelikli durumunu sanat aracılığıyla kadın bakış açısından ele alındı.

Proje; çeşitli karşılaşmaların, farklı gruplar içerisinde birlikte öğrenmenin, birlikte çalışma olanaklarının ve iş birliklerinin önünü açarak, beraber yeni hikayelerin yazılmasını sağlamak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsel, insan-merkezci olmayan ve disiplinleri-aşan farklı bakış açılarını yeniden düşünmek, vurgulamak ve geliştirmek için fırsat yaratacak bir deneysel süreç olarak tasarlandı.

Carole Kambli ve Burçak Yakıcı küratörlerde yaptıkları konuşmalarında, dayanışma, sığınmacılar, göçmenler için konsey ve sosyal uyumdan söz etdiler uzun süre sonunda arkadaşlıklar dostluklar kurulabildiğinin altını çizdiler.. 



 Sanatcılarla yaptığımız kısa söyleşilerde


Ecem Yerman “Normun dışında kalmış «öteki» bedenleri(kadın, erkek, trans) temsil eden kâğıttan giyilebilir heykeller ile toplumsal cinsiyet rollerimizin yapaylığı vurgulanmıştır. Kâğıt malzeme katmanlardan oluşması ve dokusundan dolayı insan derisini ve kabuğu çağrıştırmaktadır. Yırtılabilir oluşu ile de yaranabilir oluşumuz yansıtılmaktadır. Giyilip-çıkarılabilir olması ile de inşa süreçlerinin değişkenliği ve yapaylığı vurgulanmak istenmiştir. İç bükey ve dış bükey aynalar ise güç- iktidar, gözetlenme- denetlenme durumuna gönderide bulunmak için kullanılmıştır. Bedeni üzerine giyen veya doğrudan aynaya bakan kişi kendisinin nasıl görüldüğünü tam olarak görememesi amaçlanmıştır.  Görme algılarımızı değiştiren aynalar; kendimiz ile gerçekte ne kadar yüzleşebildiğimizi, bilinç dışından bize yüklenenlerden bağımsız kendimizi olduğumuz gibi göremeyişimizi yansıtmaktadır. İzleyicinin bedenleri giymesi sayesinde «öteki» ile tanışması, onu deneyimlemesi ve kendi öteki oluşunu fark etmesi amaçlanmıştır.” Şeklinde yaptığı enstalasyonu hakkında bilgilendiriyor.

Aglaia Haritz, “Sanat benim için artık evrenin merkezi olmayan, bir bütünün parçası olması gereken insan hakkında konuşma aracıdır. Odak noktasının insan olduğu sosyal alanla ilgileniyorum. Çatışma bölgelerindeki yaşam beni etkiliyor ve çeşitli medyaları inceliyorum, plastik bir sanat eseri geliştiriyorum. Kadınsı ve eril olanı kışkırtıyor ve plastik bir şekilde sorguluyorum.” Kendisini ifade ediyor. 

Eserleri hakkında “Erkek ve kadın cinsiyeti değil, her ikisi de insanın ayrılmaz parçaları olan eril ve dişil. Bu iki parça birbiriyle çatışıyor, böylesine ciddi ve önemli bir tema için yumuşak ve hafif malzeme kullanılarak altı çiziliyor.

Sanat eserini daha etkileyici, keskin ve hatta acı verici hale getirmek için zaman malzeme kumaşları, tekrarlanan dikiş hareketi, çizimler daha çok içsel kişisel içsel bakış ön plana çıkıyor.  

Taması Kadınlık ve Sürdürülebilirlik olan Sergi Çemberlitaş Barın Handa sergi 30 nisan 2022 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com