1 Kasım 2021 Pazartesi

Antalya Turizm Fuarı Antalya’ya Çok Yakıştı-Yılmaz Parlar Haberi

  ANTALYA TURİZM FUARI ANTALYA’YA ÇOK YAKIŞTI

Turizmin Başkenti Antalya’da düzenlenen Antalya Turizm Fuarı büyük bir başarıyla gerçekleşti. ATF21, 9 bin 843  turizm profesyonelini ağırladı. 20 ülkeden 2000   üst düzey acente yetkilisi Türk turizm profesyonelleri ile bir araya geldi.

 Fuar, acentelerden ve turizm endüstrisinden tam not aldı.  13 farklı temanın işlendiği 50 turizm uzmanının yer aldığı workshop analizleriyle  fuar sektöre  2022 yılı için yol haritası çizdi. İnovatif bakış açısıyla çıtasını yukarılara taşıyan ve başarısını kanıtlayan Antalya Turizm Fuarı, 2022 yılında minimum 10 Milyar Dolar’ın üzerinde hacim yaratacak kurumlara ev sahipliği yaptı. 27-28 ekim 2021 tarihlerinde gerçekleşen Antalya Turizm Fuarı, bu organizasyonu ile tüm hazırlık aşamalarıyla birlikte 10 Milyon Dolar’ın üzerinde Antalya ekonomisine katkı sağladı.






27-28 Ekim 2021 tarihlerinde ANFAŞ’ta gerçekleşen ATF21, birbirinden değerli konukları da ağırladı. Fuara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Rusya Federasyonu, Dağıstan Cumhuriyeti Turizm ve Halk Sanatları Bakanı Emin Merdanov, Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, Fethiye Ticaret Odası Başkanı Osman Çıralı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Heyeti, Azerbaycan Otelciler Birliği, G.P.T.A Başkanı Osman Benzer, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Kuk, Fethiye Belediyesi 



Başkan Yardımcısı Sabri Oğuz Bolelli, Irak Büyükelçiliği, Rusya Büyükelçiliği, Ukrayna Seyahat Acenteleri Birliği, Azerbaycan Turizm Konsülü, TÜRSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, SAYD Başkanı Mehmet Gem, TEYAD Başkanı Oktay Arı, Alternatif Turizm Derneği Başkanı Cem karaca, POYD Başkanı Ülkay Atmaca,  Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, ALTİD Başkanı  Burhan Sili, ALTAV ve ALTİD Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, TÜROYD Yönetim Kurulu Üyeleri, OSMED Başkanı Murat Arıcı ve başta Antalya olmak üzere Konya ve Fethiye gibi STK Başkanları katıldı. Fuarın bu yıl ki partner ülkesi ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti oldu.



SEKTÖRDEN FUARA BÜYÜK ÖVGÜ

Açılış konuşmasında Vali Ersin Yazıcı’nın “Antalya Turizm Fuarı Antalya’ya çok yakıştı” sözleriyle övgü alan ATF21, yerel yönetimler ve sektörün önemli aktörleri tarafından takdir  aldı. Fuar, iki gün boyunca yarattığı iş birliği ve görüşmelerle hem Antalya hem Türk turizminin tanıtımına önemli bir katkı sağladı.



ALMANYA’DAN ATF21 İÇİN SELÇUK MERAL’E ÖDÜL

Ulusal ve uluslararası basının da büyük ilgi gösterdiği fuarda 22 yıldır turizm tanıtım filmlerine ve turizm ile ilgili olağan üstü fikirlere verilen Altın Şehir Kapısı Ödülü bu kez de Antalya Turizm Fuarı için    verildi. Almanya Altın Şehir Kapısı (Golden City Gate) Ödülü GMT Fuarcılık ve GM Center Kurucusu Selçuk Meral’e fuarın ilk günü takdim edildi. 



YERİNDE PAZARLAMA SUNDU

İlki 2019’da gerçekleşen ve Covid-19’un zor şartlarına rağmen 2020 ve sonrasında 2021 Nisan’da düzenlenen Antalya Turizm Fuarı, 27- 28 Ekim 2021 tarihlerinde birebir iş görüşmeleri, workshopları, panelleri, fotoğraf yarışması, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Opera ve Bale Genel Müdürlüğü işbirliği ile yaptığı 4. Murat Sergisi ve 20 den fazla ülkeden ( Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Rusya ve Tacikistan, Ukrayna Almanya, Polonya, Kosova, Macaristan, Bulgaristan,  Hollanda, İspanya, Letonya, Fransa, İngiltere, İran, Ürün, Katar, Dubai, Lübnan, Bahreyn, Kuveyt, KKTC )gelen 2000 seyahat acentesi ve turizm profesyoneline yerinde pazarlama imkanı sundu.



SELÇUK MERAL “TÜRKİYE TURİZMİ İÇİN YEPYENİ BİR ESER YARATTIK”

Her gün daha çok gelişerek ve büyüyerek yoluna emin adımlarla devam eden Antalya Turizm Fuarı -ATF,  Türk Turizminde  inovatif yapısıyla fark yarattı.  Türk Turizminin kalbi Antalya’da düzenlenen  fuar başarısını bu yıl pekiştirerek çıtasını yukarılara taşıdı. ATF21, sektörden büyük övgü alarak rüştünü ispatladı. Bu başarılı organizasyonun yaratıcısı, GMT Fuarcılık ve GM Center Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral: “Turizm Memleket meselesidir” mottosuyla yola çıktığımız ve turizm için Antalya’ya kazandırdığımız fuarda, bu yıl kararlı ve kesintisiz çalışmamızın sonucunda dünya ve Türkiye turizmi için yepyeni bir eser yarattık. Antalya Turizm Fuarı’na olan inancımıza sektörden yeni paydaşlarında katıldığını görmek bizleri motive ediyor. Büyük adımlarla başladığımız bu serüvende bize ilk dakikadan itibaren destek verenler ile birlikte büyüyen gücümüzle koşmaya hazırız.” dedi. 



MUHTEŞEM BİR GALA VE ÇILGIN BİR KAPANIŞ 


Antalya Turizm Fuarı 27 Ekim 2021 akşamı Nirvana Cosmopolitan’da düzenlediği gala ile dikkatleri üzerine topladı. Gece İconevent’in hazırlamış olduğu lazer şovu ve sıra dışı gösteriyle başladı. Sonrasında Gala da sahne alan Efes Bandosu geceye renk kattı. Amon Hotels’te gerçekleşen kapanış partisi Dünyaca Ünlü DJ Burak Yeter’in canlı performansı ile çılgın bir kapanış yaptı.

yilmazparlar@yahoo.com

19 Ekim 2021 Salı

Rugby Şampiyonaya Bodrum Evsahipliği-Yılmaz Parlar

  Rugby Şampiyonaya Bodrum Evsahipliği

Güç geliştiren, esnekliği artıran, kardiyovasküler sistemini iyileştiren, özgüven artıran, cesaret, zindelik, takım çalışması ve birlikteliği teşvik eden, kemik yoğunluğunda artışlar sağlıyan, disiplin oluşturan, stres azaltan, direnç oluşturmaya yardımcı olan, zihinsel durumu iyileştiren, hız ve dayanıklılık geliştiren gibi daha pek çok olumlu spor olan rugby sporuna Bodrum’lular yoğun ilgi gösterdi




Bodrum Belediyesi, BOTAV ve Türkiye Rugby Ligi Derneği işbirliği ile Mumcular Hüseyin Akar Spor Tesisleri'nde gerçekleştirilen rugby şampiyonasında Hollanda Milli Takımı kazanırken, Türk Milli Takımı üçüncü oldu.



1800'lü yıllarda İngiltere'de geliştirilen rugby Avustralya, Güney Afrika, Avrupa ve Amerika gibi ülkelerde popülerlik kazanan uluslararası bir spor haline geldi. İster eğlence amaçlı ister rekabet amaçlı oynansın, rugby sağlıklı ve formda kalmak için harika bir spor.



Rugby'nin açıkça tanımlanmış oyun kuralları vardır. Oynayanlara kurallara göre oynamanın önemini ve ahlakı, etik, adil oyun hakkında öğrendikleri anlamına gelir.

Rugby, oyunculara kendilerine meydan okumalarına yardımcı olur. 



Oynayan hedef belirlemenin ve kendilerine meydan okumanın değerini öğrendiğinde, bu onları bir ömür boyu başarmak için hazırlamaya yardımcı olur.


Çocuklar genel olarak önceki nesiller kadar aktif değiller ve rugby oynamak bu sorunu ortadan kaldırmanın harika bir yolu. Daha da önemlisi, ne kadar genç yaşta spor yapmaya başlarlarsa, yaşlandıkça sağlıklı bir fiziksel aktivite düzeyini sürdürme olasılıkları o kadar artar.

Bununla birlikte, rugby oynamanın fiziksel faydaları, zindeliğin ötesine geçer. Rugby gibi oyunlar, özellikle yaşlandıkça çocukların aktif kalmasına yardımcı olmak için idealdir. Ancak aynı zamanda el-göz koordinasyonu, esneklik, güç ve dayanıklılık gibi temel fiziksel becerileri geliştirmeleri için de harika bir yoldur. Rugby, fiziksel olarak zorlayıcı bir spordur ve oyunun gerektirdiği beceri ve tekniklerin kombinasyonu, sağlıklı çocukların gelişmesi için önemlidir.



İşte göz ardı edilen böylesine faydalı spora, şampiyona, Bodrum belediyesi destek vermekle örnek teşkil etmiştir. Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı İlknur Ülküm Seferoğlu’na bundan sonra desteklerinize devam edecekmisiniz sorumuza elbetde edebileceklerini söyledi. Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı İlknur Ülküm Seferoğlu maç seronomilerinde Hakeme ve Takım kaptanlarına Bodrum hatırası takdim etdi.



Türkiye Rugby Ligi Derneği Başkanı Gürol Yıldız ile yaptığımız röportajda bu sporu özellikle Bayanların yapması gerektiğinin altını kalın  çizdi. Başkan Gürol Yıldız Dünya ülkeleri takımlarında oynayan oyuncularımızı bularak takıma dahil etdiklerini gün geçtikce takımın gücünün artığını ifade etdi.

Pakistan orijinli, İngiliz Doğumlu ve vatandaşı olan, Türkiye sevdalısı “Reach Technical” geri dönüşüm makineler üreten fabrika sahibi ve “Save Planet Earth” Başkanı İmran Ali’nin Bodrum’da yanan ormana 5000 fidan dikme etkinliğine, Save Planet Earth 'nin Avrupa Rugby Şampiyonası'na sponsor olduğu Türk Rugby Takımı oyuncuları ve Hollanda, Çekya, Malta oyuncularıda katıldılar. SPE'nin aynı zamanda iklim ortağı olduğu bahsi geçen spor etkinliği, karbon nötr bir etkinlik olarak öne çıktı.


yimazparlar@yahoo.com


14 Ekim 2021 Perşembe

Walton Hotels Pera-Otel Odalarında Türk Hamamı-Yılmaz Parlar

 


Otel Odalarında Türk Hamamı

İstanbul’un en turistik semtlerinde Hotelleri bulunan Walton zincir hotellerden, yabancıların gözde yeri Pera’da, Walton Hotels Pera rezidans tarzında hizmet veriyor. Tüm odalar süit, modern mutfaklı, Türk hamam banyolu.

  


Geleneksel konaklama hizmetlerini otantik kültürel özelliklerle birleştirerek turistlere günlük yaşamlarına, Türk misafirperver özelliklerini yansıtarak katdıda bulunan Walton Zincir Hotelleri sahiplerinden MK Travel sayahat acenta sahibi engin turizm bilgi ve tecrübeleri olan Muammer Kaya ile Walton Hotels Pera'yı gezdik.



Eski Türk Geleneksel Yatakların tarzını modern yansıtmayla, konforu sunan süit odaları, konaklayan misafirlere bavulsuz yaşamı sunuyor.

Odalarda jakuzili banyo haricinde Osmanlı İmparatorluğu'nun görkeminden kaynaklanan sonsuz zevke hitap eden gelin hamamı, sünnet hamamı, bayram hamamı, doğum hamamı, kır hamamı, damat, asker hamamı gibi eski geleneklerden beslenen, Türk hamamın oluşu kültürümüzü araştırma fırsatı ve ilhamı verecek olması çok takdir etdiğimiz taraf oldu. 



Ayrıca tarihi eski binalar için kullanım alanları bularak kültürel varlıkları daha iyi korumak ve rehabilite etmek gibi misyonları olan Walton Hotels Pera’yı yanlamasına genişletmekteler. Böylece özgün mimari ve tarihi dokusu olan bakımsız tarihi eski binalar yeni vücut bularak turizm hizmetine dahil edilmektedir.



Suit odalı rezidans tarzında konaklamanın ayrıcalıklarını sunduğu hotel niteliklerini taşıyan, pek çok yerli ve yabancı misafirler tarafından tercih edilen, konforun, huzurun bulunduğu Walton Hotels Pera’ın bir de sanat galerisi mevcut. Atölye tarzında hizmet veriyor. Aynı zamanda çok sanatcının eserlerine ev sahipliği yapıyor. 



Walton hotels Pera’ da yaşamanın altın kuralı, evinizde gibi hissetmeniz. Elbetde 7/24 saat Hotel hizmetini alarak.

yilmazparlar@yahoo.com 

26 Eylül 2021 Pazar

ETMD-Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği Gecesi-Yılmaz Parlar haberi

  Yaşam Kalitesi Elektrik Mühendissiz Olmaz


Elektrik Mühendislerinin toplum için yaptıkları çok önemlidir. 


Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği (ETMD) gecesinde bir kere daha anladık ki; Sadece şalteri açarak elektriği kullanalım ve hayatın tadını çıkaralım ama elektrik santralinden evimize, sanayimize binlerce kilometre yol kat ederek nasıl taşındığını bir düşünelim



Bu arada, Mühendisler, Dernekleri, birlikleri, ülkenin ana yenilikçi gücüdür.


Yönetim Kurulu Başkanlığını, Mustafa Cemaloğlu’nun yaptığı Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği (ETMD) 24 Eylül 2021 Cuma günü Divan Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesislerinde gerçekleştirdiği geleneksel yıllık yemekli gecesi, Başkan Mustafa Cemaloğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı. 


Dinamik hiperaktif son derece akıcı samimi bir atmosfer içinde yaptığı konuşmasında Başkan Mustafa Cemaloğlu Pandemi sürecinde geçen faliyetlerin özetini yaparak kısa bir ufuk turu yaptırdı. Derneğin faliyetlerini, hedeflerini kısaca açıkladı. Yurt dışı ve Yurt içi uzakdan gelen üyelere mikrofunu verdi. 



Gerek Kurumsal iletişim Direktörü Nevlan Bilici’den gerekse Masadaki Mühendis arkadaşlarımızdan sektörlerin pandemi sürecini sürdürülebilirlik odaklı büyümeyle olumlu bir şekilde geçirdiklerini birkaç milyarlık yatırımlara bile davam ettiklerini öğrenmiş bulunuyoruz. 

 

Ülkenin sanayi tabanını genişletmenin, mühendislerin, görevi olduğu açıktır. 

Elektrik mühendisleri, her gün kullandığımız cihazları ve sistemleri geliştirerek, pratik teknolojinin ön saflarında çalışırlar. Güneş enerjisi sistemlerinden cep telefonlarına kadar toplumun iletişim, teknoloji ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikler yaparlar. 


Küresel Konumlandırma Sisteminden elektrik enerjisi üretimine kadar, elektrik mühendisleri çok çeşitli teknolojilerin geliştirilmesine katkıda bulunur.  Yaptıkları işler arasında; Tasarım, test geliştirmek ve elektrik sistemleri, cihazların dağıtımını denetlemek . Ticari veya endüstriyel bir işletmenin bünyesindeki yer alan elektrik şebekelerinin tasarımı, ayarlanması ve bakımı ile elektrikli ekipmanların işletilmesi ile ilgili faaliyetleri yürütmek. 


Gelen elektriğin verimli kullanımından sorumlu olduğu gibi, Sorumlulukları arasında, enerji yoğun cihazların ve elektrik sistemlerinin tasarımı, hesaplanması, teknik dokümantasyonun sürdürülmesi, projelerin her aşamada desteklenmesi ve elektrik sistemlerinin işletimi ve konfigürasyonu ile ilgili işlerin uygulanmasının izlenmesi yer almaktadır.


Görev yelpazesi çok geniş.. Bu nedenle, verdikleri ürün sonrasında, gecede yorgunluklarını attılar. Bireysel ve kurumsal üyelerin sponsorluklarına  plaketler verildi.




ETMD Geceye destek veren firmalar; ABB, ARTE Teknoloji, BBM PANO, BİRTAŞ, Cihan Elektrik, EAE, EEC, EFFE Elektrik, MEPA Enerji, NEOCOM, OMEGA Elektrik, PROPAN, PRYSMIAN Kablo, SCHNEIDER Elektrik, SİGMA Elektrik San. ve Tic. A.Ş., SİNERJİ Elektrik.



Bir elektrik mühendisinin pozisyonu liderdir. Bina ve bina dışı yapıların, ulaşım için aydınlatma bilgisayar ağı tesisatı, elektrikli güneş enerjisi, elektrik sayacı, yangın ve hırsız alarm sistem vb. kurulumu, Karayolları, demiryolları ve diğer raylı yolların, Liman ve havaalanlarının aydınlatma ve sinyalizasyon sistemlerinin tesisatı havaalanı pisti, Tesisatı Taahhüt İşleri, kanalizasyon tesisatı döşeme, yangın söndürme sistemlerinin kurulumu, enerjisi kolektörlerinin bakım ve onarımı dahil, Bina veya diğer inşaat projelerinde ısıtma,

havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin kurulumu ve brülörler ile elektriksiz güneş enerjisi, kolektörlerinin kurulumu sistemlerinin bakım ve onarımı dahil konularında görevleri sürdürürler.

yilmazparlar@yahoo.com

22 Ağustos 2021 Pazar

OSMANLI SARAYI MUTFAĞI KİTABI-Yılmaz Parlar

 


OSMANLI SARAYI MUTFAĞI

Her şefin her aşçının her yemek yapanın okuması gereken kitap…

İstanbul kalbindeki, turizmin göz bebeği Sultanahmet Küçük Ayasofya caddesi No 6’da  Bulunan Sultan Köşesi Restaurant-Hotel sahibi, araştırmacı yazar, gazeteci, Recep İncecik, 400 sayfayı aşkın Osmanlı Sarayı Mutfağı kitabını yazıyor.




İlk taş baskısı melceü't tabbahin adlı, basılan ilk yemek kitabından, Atatürk’ümüzün baş aşçısı yemek kitabına kadar çok geniş Osmanlı ve günümüz yemek kitap koleksiyonuna sahip Recep İncecik’in, Osmanlı Sarayı Mutfağı kitabın özgün sanatsal sayfaları sanatcı İsmet X Bilen tarafından tasarlanıyor.

Çok ilginç Koleksiyonda, Osmanlı dönemdeki yiyecek içecek mekanların envanteri olan kitabda verilen vergiler dahi mevcut. Günümüzde bırakın yiyecek mekanları sanayinin bile bir envanteri yok.



Yazar Recep İncecik Osmanlı Saray Mutfak konusunda bir otoriter,

Kitab, yemek sanatıyla birlikde, “Resim, günlük tutmanın başka bir yolu" diyen Pablo Picasso’nun Türkiye Pablo Picasso’su Uluslararası ünlü çok yönlü İsmet X Bilen, plastik resim sanatı ile birlikde heykeltıraşlık, mozaik ve duvar resimleri sanatlarınıda beraberinde icra eden dev sanatcının ara sayfalardaki resimlediği, özgün Osmanlı saray figürleri bütünleşiyor.

Yazar Recep İncecik Osmanlı Saray Mutfak konusunda bir otoriter, tüm tarifleri yıllarca yüzlerce deneyimlemiş gerçek ölçülerine erişmiş hem akademiye hemde endüstriye ışık tutacak feyz alınacak nitelikleri taşıyan duayen biri.

Aslında Osmanlı Saray Mutfak Gastronominin merkezi. Sunduğu şeyler sadece sizin damak zevkinize yönelik değil, temel olarak tüm duyularınıza (koku, görme, ses, dokunma) yöneliktir. Yenilikçi yemek pişirmesini gıda psikolojisi ile ilgilenen nörogastronomi adı verilen yeni ortaya çıkan yeni bir bilim dalı ile ilişkilendirebilirsiniz.




Vücudumuz aynı tadı kaydeder, ancak beynimiz farkı anlayabilir

Tat ve lezzet çok farklı iki şeydir: Tat, yalnızca beş unsurdan oluşan bir deneyimdir: tatlı, tuzlu, acı, ekşi ve ağızda kalan, boğazda bile hafif bir tat bırakan bir lezzete sahip umami.

Lezzet, aynı anda tattan daha geniş ve daha güçlü bir özelliktir; yemek yeme şeklimizi yaratmak ve kontrol etmek için duyularla ve onların ilişkili özellikleriyle hafıza, deneyim, nörobiyoloji birleşir.

Gıda üreticileri, doğuştan arzuladığımız yağ ve şeker yerine margarin ve yapay tatlandırıcılar gibi ikameler kullanarak, tat alma duyularımızı kandırarak bizi daha sağlıklı diyete yönlendirmeye çalışmak için yıllarını harcadılar. Vücudumuz aynı tadı kaydeder, ancak beynimiz farkı anlayabilir

Osmanlı Saray Mutfağı, beden yerine beyine odaklanarak yeme alışkanlıklarımızı farklı bir şekilde değiştirebileceğimizdir.

Bu neden önemli? yapay ikame maddelerinin çoğunun, orijinal üründen daha kötü olmasa da, aynı derecede zararlı olduğu ortaya çıktı.

Gerçek şeker, gerçek enerji, gerçek yağlar ve tuzlar ve tüm lezzet gamını kullanın, ancak daha düşük miktarlarda, sonucun tadını güzelleştirecek ve beyne gerçek enerji sinyalleri göndererek hem psikolojik hem de fiziksel olarak tatmin edici bir deneyim yaratacak şekildedir. Ses, görüntü ve sıcaklık gibi şeyler de zihnimizin tatları nasıl algıladığını etkiler. 

Her kariyerde, zanaatı geliştirmek ve yeni beceriler geliştirmek önemlidir  Mutfak sanatlarında en iyi şefler sürekli öğreniyor ve büyüyor, kendi alanlarındaki en iyi kitapları ve literatürü okuyorlar.



Osmanlı saray Mutfağı kitabında bunları bulacaksınız.

Yemeklerinize baharat karıştırmak gibi uygun pişirme tekniklerini öğrenmek ve ardından pratik yapmak önemli olsa da, öğrenme yolculuğunuz tencere ve tavaların ötesine geçmelidir. Okumak ve sürekli eğitim, mutfak sanatlarında ustalaşmak ve en iyi şef olmak için eşit derecede önemli bileşenler olmalıdır.

Osmanlı saray Mutfağında bunları bulacaksınız. İşte kütüphanedeki bilginizi genişletecek en iyi şef kitabı. Bu gerçek lezzetle nasıl pişirileceğini anlamak için eksiksiz bir kitap. 

Bu kitap, malzemelerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği ve doğru sıcaklığın önemi gibi pişirme konusunda bilimsel bilgiler sunuyor. Pişirmenin arkasındaki bilimi daha iyi anlamak istiyorsanız, teknik jargona takılmadan, bu muhtemelen okuyacağınız en erişilebilir ve kullanışlı şef kitabıdır.

Mutfak sanatları çalışmanız ömür boyu sürecek bir öğrenme yolculuğuna dönüşmelidir. Sektörü ve potansiyelini daha iyi anlamanın yoludur.



5.500 metre kareyi aşan, duvar resim çalışmaları olan Ressam  İsmet XBilen

Sultan Köşesi restaurantdaki konsepte uygun, 5.500 metre kareyi aşan, duvar resim çalışmaları olan İsmet XBilen ressam tarafından restauranta  yapılan duvar resimleri, sosyal, kültürel ve turizme ekonomik faydaların yanı sıra pozitif ruh sağlığına olumlu olarak katkıda bulunuyor. Resimlerle betimlenen, yapılan Osman saray figürü grafiti çalışmalar, sanata ve yaratıcı ifadeye erişilebilirliği sunuyor. Böylelikle, Sultan Köşesi restaurant Mekanına benzersiz, atmosfer kazandırmış.

Kitaplar bizim zenginliğimiz, maneviyatımız ve en değerlerimizdir. Kitaplar olduğu sürece bir geleceğimiz var demekdir.

Bilgilendirici bir derlemenin yanı sıra, kitapla ilgili en iyi şeylerden biride, Recep İncecik’in sadece yiyecekler ve tarifler üzerinde çalışması değil, aynı zamanda Sarayın kültürel açıdan zengin yaşam tarzınıda yansıtmasıdır.

Kısacası, yemek kültürü hakkında daha fazla bilgi edinmek için yemek yapmayı seven herkesin okuması gereken bir kitap.  

yilmazparlar@yahoo.com


11 Temmuz 2021 Pazar

Görkemli Düğün ve BDU-Yılmaz Parlar

  Görkemli Düğün ve BDU


Ankara ve İstanbul protokolun hazır bulunduğu,  Yüksek Mimar Burak Alp Soysal ve Eczacı Aslıhan Çetin çiftin üst düzey elit düğününde BDU ‘da protokolde yerini aldı.



Mevcut dijital devrim yalnızca İnternet teknolojileriyle sınırlı değil. Her ortamda varlığını hissetdiriyor. En ince detayına kadar düşünülmüş muhteşem halkla ilişkiler çalışmasıyla organize edilen harika düğünde açık mekana rağmen hijyenik koşullarda gerçekleşmesinin göstergeside nikah şekeri yerine antibakteriyel temizleyici el losyonların verilmesiydi,


Uzayın sonsuzluğuna uçurulan sevgi balonlar eşliğinde, muhteşem konukların ve üst düzey nikah tanıklığıyla kıyılan nikahda sorulan ‘Eş olarak kabul ediyormusunuz’ sözcüğüne çıkan her iki çok güçlü evet sesleri deniz dalgaların nağmeleriyle birlikde berrak gökyüzünde yakınladı. Tüm dudakları gülümsetdi.


En kışkırtıcı şarkı ve danslardan oluşan bir palet,. gençlerin aşkı herkesi inanılmaz neşe ve mutluluk duygularıyla doldurdu.



Ekonomik işbirliği ve Diplomatik koalisyon vizyonu olan, yönetim üyelerinden Başkan Musa Karademir Başkan yardımcısı Musa Soysal, Bursa temsilcisi Yavuz Uzun Kuveyt temsilcisi Nalan Özkan ve Tahir Baş yönetim üyesinin hazır bulundğu Uluslararası iş İnsanları ve Diplomatlar Birliği (BDU),  yeni sosyal ve ekonomik dönüşümlerin oluşmasıyla, küresel ticaretin geliştirilmesi ve dünya barışının korunması temel amaçlı yapıya sahip.


Teknolojiye erişim rekabet gücünün anahtarıdır


Hızla değişen bir dünyada, devletler, şirketler, insanlar her alanda dönüşüm yaşanıyor. Ülkeler teknoloji üstünlüğü için rekabet ediyor. Teknoloji, ana jeopolitik silah haline geldi.

Devam eden ekonomik büyümeyle 1,2 milyarlık nüfus artışıyla birleştiğinde  2025 yılına kadar enerji, gıda ve su kıtlığına yol açılacağı uzamanlarca açıklandığı gibi, Bu dönemdeki sonuçları anlamanın anahtarı, yeni teknolojilerin ortaya çıkma hızı olacaktır. İşde bu küresel değişimlerde aktif rol almanın oyuncusu olarak çözüm odaklı varlık gösterme amaçlı kurulan BDU çok önemli bir kuruluş.  

yilmazparlar@yahoo.com 

2 Temmuz 2021 Cuma

GastroShow Fuar 2021-Yılmaz Parlar

 


Hiperaktif Fuar GastroShow  


Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla 28-30 Haziran’da İstanbul Kongre merkezinde gerçekleştirilen Ace of M.İ.C.E Exibition Gastro Show 2021 fuar standlarını ziyaret ederken söyleşide yaptık.



“7 Şehir, 7 Bölge, 7 Ülke” mottosuyla yaklaşık 160 katılımcının fuar standları birbirinden değişik keyifli bilgi donanımlı sonderece hiperaktifdi.

 

Peynir Sektörün Duayen uzmanı üreticisi İlhan Koçulu sektöre ilgisizlikden çok dertli.

 

Geleneksel peynirlerimiz "Anadolu'nun öksüz çocukları" diye başlıyor söze İlhan Koçolu “Gastronomi turizminin, bölgedeki deniz fenerleri.

Bu tanımlamayı eskiden daha çok kullanıyordum. Son 4-5 yılda yerel-geleneksel peynirlere artan bir ilgi var, bundan da çok memnunum. Bu tabiri kullanırken amacım bu peynirlerin ne kamu ne de üreticiler tarafından sahiplenildiğini vurgulamaktı.” 



Yani sahipsizmi sorumuza, Koçulu, “Yerel peynir çeşitlerinin sahipsizliğini vurgulamak için böyle diyorum yani. Özellikle 2004 yılından sonra peynir üretimi için endüstriye üretim için tasarlanmış gıda standartları geleneksel küçük mandıracılara da uygulandığında, birçok peynir imalatçısının üretim izin belgesi alamaması, geleneksel peynirlerin marketlerde satışına izin verilmemesi gibi etkenlere dikkat çekmeyi amaçlıyorum.”




İlerleme varmı ?


“Son yıllarda artan ilgiyle yeni yasal düzenlemeler de yapıldı. Ancak marjinal üretim gibi düzenlemelerin peynir çeşitliliğimizi korumak ve yaşatmak için yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bugün artık bu peynirleri sahiplenme süreçlerinin başladığını söyleyebiliriz, ama özgün ve özel peynirlerin lokasyonları, değerlendirilmesi, ekonomik potansiyelinin yanı sıra toplumsal ve kültürel hayattaki rollerine dair çok eksiğimiz var.”


-Coğrafi işaret nasıl bir değer yarattı?


“Kars Kaşarına coğrafi işareti 2015 yılında aldık. Kars ve Ardahan eski kaşar peyniri coğrafi işaret öncesinde %80 gibi yüksek oranlarda eylül-ocak ayları arasında tercih edilen bir peynirdi. Coğrafi işaret ile birlikte mera sütünden gelen farklılığıyla Kars Kaşarının beslenmedeki önemi tüketiciler tarafından daha iyi fark edildi. Üreticiler de mera sütünün elde edildiği mayıs-ağustos arası dönemdeki üretime daha çok önem verdiler. Kars Kaşarı Coğrafi İşareti, Kars ve Ardahan’da üretilen kaşar peynirinin özelliklerini ortaya koydu. Coğrafi işaret hem meralarda otlayan ineklerin verdiği sütün değerini hem de bu sütün sulu haşlama, elle yoğurma, çardaklarda bir aya yakın bekletme gibi geleneksel yöntemlerle işlenmesinin değerini arttırdı.”





- Türkiye’de genel olarak coğrafi işaretlerin denetimi ne şekilde oluyor?


“Üreticilerin örgütlülüğü gibi sorunlar var. Yine de bu süreçte Kars ve Ardahan’da süt üreticileri ve peynir imalatçılarının bu değerlere dair farkındalığı arttı. Bu iki il dışında üretilen ama Kars Kaşarı olarak satılan peynirlere karşı coğrafi işaretin sağladığı kolektif hak kullanılmaya çalışılıyor.”


-Burada Boğatepe Gravyerini görüyorum, bahsedermisiniz.


“Kars Kaşarı coğrafi işaretinin yanı sıra yaptığımız çalışmalar sonucu Boğatepe Gravyeri 2015’te Slow Food Hareketinin Presidia ürünleri arasına alındı. Bu belgeyle uluslararası alanda bu peynirin çok özel bir üretim olduğu tanınmış oldu. Bu tanınırlık Boğatepe Gravyerinin fiyatını yükselttiği gibi köydeki süt üretiminin, meralardaki biyolojik çeşitliliğin ve yaklaşık 150 yıllık bu peynircilik kültürünün köylüler, üreticiler ve tüketiciler tarafından daha iyi tanınmasını sağladı. Bu anlamda coğrafi işaret ya da presidium gibi belgelere sadece markalaşma ve ticari değer arttırma perspektifiyle bakmayı çok eksik bulduğumu, hatta bu süreçlere ciddi zararlar verebileceğini düşündüğümü belirtmek isterim.” 



-Bu belgelerin amacı?


“Bu belgelerin öncelikli amacı yereldeki biyolojik ve kültürel çeşitliliği, ekolojik koşulları ve bu koşulların içinde uzun yıllar içinde şekillenmiş gıda üretim kültürlerini korumak, yaşatmak olarak tanımlanmalıdır. Dolayısıyla yaratılan değer de sadece ekonomik değildir; elbette bu belgeler sütün ve peynirin fiyatını arttırmak, süt üreten çiftçinin, peyniri yoğuran ustanın adilce kazanmasına destek olur. Ama daha da önemlisi yerelde o lezzeti ortaya çıkaran doğal ve toplumsal koşulların korunmasını ve yaşatılmasını sağlar bu belgeler;  ortaya çıkan değer de bu farkındalığın kazanılması, yerel değerlerin sahiplenilmesi, peynirlerin kültürel taşıyıcılar olarak kabul edilmesi, adilce üretiminin devamının için gerekli koşulların sağlanması gibi meseleleri de kapsar.”


-Türkiyede Geleneksel peynir üretimini koruma ? ;


“Türkiye’de küçük mandıralar da büyük oranda endüstriyel süt ve peynir fabrikalarıyla aynı yasal düzenlemelere tabi durumdalar. Örneğin gıda kodeksinin yaptığı gıda güvenliği tanımların bazıları ahşap ekipman, bakır kazan ya da çiğ sütten peynir yapmak gibi süreçleri yasaklayabiliyor. Bu konularda bazı genelgeler ya da yönetmelikler yayınlandı. Ancak bunlar genelde çok sınırlı ya da marjinal üretim olarak tanımlandı, satış yapma hakkı kısıtlandı. Elbette bu adımlar önemlidir, örneğin Anadolu’nun kadim bir geleceği olan hayvan derisinden yapılan tulumlarda peynir üretmenin yasal olmadığı zamanlardan artık belli kriterlerle bu peynirlerin sağlıklı olduğunun ve üretiminin satışının yapılabileceği bir anlamda tanınmış oldu.” 





-Yeterli oldu mu?

“Yine de geleneksel peynir üretiminin korunması için gıda güvenliği ile geleneksel üretim arasındaki ilişkinin daha derinlikli araştırılması ve esneklikler sağlanması gerekmektedir. Peynir üretiminde mandıracılar, peynir ustaları ve bilim insanları arasındaki ilişkiler çok önemlidir. Bu nedenle Türkiye’de son yıllarda girişimler artmakla beraber, kamunun tarım birimlerinde ve üniversitelerin Ziraat, Veterinerlik, Süt Teknolojisi ya da Gıda Mühendisliği gibi bölümlerindeki kadroların süt üreticileri ve peynir imalatçılarıyla yakın ilişkiler kurabildikleri, brilikte düzenli ve sistematik çalışmalar yapabileceği imkanların sağlanması çok önemlidir.”


-Kooperatifleşme konusunda ne diyorsunuz? 


“Bir diğer zorluk coğrafi işaret gibi belgelerin kullanımında da görüldüğü üzere süt üreticisi ve peynir imalatçılarının kooperatif ya da birlik gibi demokratik yapılar üzerinde örgütlenmesinin zayıf olmasıdır. Bu bir yandan üretimin kaydının tutulması, piyasaya sürülen peynirlerin menşelerinin takip edilebilirliği gibi konularda zorluklar yaratıyor. Bir yandan da üreticilerin kendi iradeleri ve kararlarıyla ortak hareket etmeleri zorlaşıyor. Örneğin olgunlaştırma depoları kurarak peynirlerin değerlerini ve lezzetlerini arttırmaları ya da büyük yabancı şirketlere muhtaç olmadan tüm yerel üreticilerin kullanımına açık özgün starter kültür üretmeleri ya da sağlıklı olmasına rağmen mevzuata uymayan konularda ilgili kamu otoritelerine durumu açıklayabilmeleri yerel-geleneksel peynir üretiminin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi için çok önemli olabilir.”


-Dayanışma turizmi uygulamanız ?


“Biz Fransa merkezli kurulan bir dernek olan daha sonra uluslararası bir ağa dönüşen TAMADI Dayanışmacı Seyahat Ağı’nın bir parçasıyız. Son 3 yıldır bu ağın Yönetim Kurulunda yer alıyoruz. 2009 yılında TAMADI bünyesinde başlattığımız dayanışmacı yolculuk teması Boğatepe’de bizim turizme yaklaşımımızı da şekillendirdi diyebilirim. Kısaca anlatmak gerekirse bu seyahatler gezilmek istenen yerde yaşayan insanların kendi örgütlenmelerini önceliklendiriyor ve gezginlerin yerel dernekler gibi örgütlerle işbirlikleri içinde seyahat etmelerini sağlıyor. Gelen misafirlerin programı tamamen dernek tarafından tasarlanıyor, dernekteki köylüler yerellerini en iyi anlatabilecek faaliyetleri programa koyuyor.” 


Hizmeti istenen seviyede yapabiliyormusunuz?


“Gezginler Türkiye’ye geldiklerinde uçak yerine trenle Kars’a ulaşıyorlar. Kars’ta da mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını ya da yerelde yaşayan insanların kullandıkları araçları kullanıyorlar. Örneğin yaylaya traktör üzerinden gidiyorlar. Öte yandan Boğatepe köyünde kalınan 1 hafta kimi zaman 10 günlük zamanda gezginler köylülerin evlerinde kalıyorlar, hem evin gündelik işleyişine yardımcı oluyorlar hem de köydeki hayatı deneyimleme fırsatı buluyorlar. Kaldıkları evde yemek ve konaklama için belirlenen adil ücretleri doğrudan evin kadınına ödüyorlar. Her seyahatin sonunda gezginlerin ödedikleri paraların köylü kadınlar, yerelde yardımcı olan köylüler, ulaşım gibi kalemlere nasıl harcandığını şeffaf olarak raporlaştırıyoruz. Kısacası bizim dayanışmacı turizmden anladığımız gelen misafirlerin tüketmek üzere değil üretime katılmak, paylaşmak üzere geldikleri; kültürel etkileşimin ön planda olduğu, yerelin değerleri ve beklentileriyle gezginlerin arzularının adilce biraraya getirildiği bir turizm anlayışı diyebilirim.”


Gerçekden bravo .Köy hakkında bilgi verirmisiniz?


“Boğatepe (Büyük ve Küçük Boğatepe olmak üzere iki köy olarak) 1980 öncesinde Kars’ın en önemli süt ve peynir üretim merkezlerinden biri olarak çok canlı ve kalabalık bir köydü. 1980 sonrasında bölgenin çok göç vermesinin, Türkiye’nin özellikle doğusunda kırsal alanda yaşanan boşalmanın da etkisiyle insan ve hayvan nüfusunun hızla azaldığı, 2000 yılına gelindiğinde süt ve peynir üretiminin neredeyse durma noktasına geldiği bir köy haline geldi. 2000 yılında köy minibüsünün talihsizce kazasıyla köyde 23 kişi hayatını kaybetti. Bu kaza birçok evin kapanmasına ve kalanların önemli bir kısmının da köyden göçmesine sebep oldu. Ben de o cenazeyle köye geri dönme karar verdim. 2000 yılından itibaren Boğatepe de dahil olmak üzere Kars’ın 10 kadar  köyünde çalışmalar yaptık. 2007 yılında Boğatepe’de kurulan derneğimiz öncesinde yapılan bu çalışmaların temelinde yükselmiştir diyebilirim. Geçen yaklaşık 15 yılda geçimlik bostanlar kurmaktan tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımına, hayvan ve insan sağlığından iletişime, peynir tadımlarından sosyal medya kullanımına birçok konuda eğitim ve atölye çalışmaları yaptık. Bizim öncelikli amacımız köydeki sosyal ve kültürel hayatı yeniden canlandırmak, başta kadınlar olmak üzere köyde yaşayanların aidiyet duygularını geri kazanmalarını sağlamak ve çocuklarına yaşanabilir bir yer bırakmalarına destek olmaktı. Ekonomik gelir yaratmak ikinci hatta üçüncü plandaydı, yaptığımız diğer çalışmaların uzun vadede özellikle de kadınlar için ek bir ekonomik gelir yaratmasını elbette önemsedik ancak asıl önceliğimiz kadınların hali hazırda verdikleri emeklerin görünür olmasını sağlamak ve  kendi yaşamlarını daha sağlıklı ve ekolojik sürdürmelerini sağlarken köydeki kültürel hayatın da zenginleşmesine katkı vermekti. Son birkaç yılda köyde yapılan akademik çalışmalar da bizim kendi derneğimiz içinde yaptığımız sohbetler de köyden göçün durduğunu, hatta birçok ailenin geri dönerek tersine bir göçün yaşandığını, insanların dışardan gelen gezginlerle tanışmaktan çok memnun olduğunu, kadınların söz hakkının ve görünürlüğünün arttığını, rakım yüksek olmasına rağmen köylünün kendi tüketimi için küçük bostanlar ektiğini, köyün arazisindeki zengin bitki çeşitliliğinden, tıbbi ve aromatik bitkilerden başta kendi yaşamlarını iyileştirmek için daha fazla faydalandığını ortaya koyuyor.”


 Zavot ve peynir müzesisin gastronomik turizmdeki katkısı ?


“Ekomüze Zavot yaşayan bir peynir müzesi olmayı hedefledi. Köyde 1900’lerin başında İsviçreliler tarafından inşa edilmiş eski bir mandıranın alt katındaki sabit sergi alanımızın yanı sıra gezici bir sergi oluşturduk. Peynircilik üzerine sözlü tarih araştırması ve Kars Ardahan kırsalındaki yerel peynir çeşitlerini ortaya çıkaran, tarifleri kayıt altına alan ve kimi kaybolmaya yüz tutmuş peynirlerin üretimini canlandırmayı hedefleyen çalışmalar yaptık. Özellikle Kars Kaşarı Coğrafi İşaret süreçlerinde peynir tadım etkinlikleri düzenledik. Tüm bu çalışmalar Kars’ta turizmin gastronomi ayağı için çok önemli bir yer tutan peynircilik kültürüne, bu kültürün tarihine, ekolojik ve toplumsal boyutlarına önemli katkılar yaptı. 2017’den bu yana Kars’a artan turistik ilginin önemli bir parçası ekomüzeyi ziyaret etmek ve yapılan çalışmalar hakkında bilgilenmek oldu. Bundan dolayı çok mutlu ve gururluyuz. Bugün Kars’ın merkezinde de bir peynir müzesi açılmak üzere. Ekomüze Zavot’un peynir müzeciliği ve zengin peynir kültürünün korunarak geleceğe taşınmasında katkı yapmaya devam etmesi için çalışıyoruz.”


Peynir rotası çalışmalarınız?


“Erzurum Atatürk Ünüversitesi- kafkas Ünüversitesi-kars ticaret odası- Boğatepe çevre ve yaşam derneğ anadolu efes desteği ile 

Ardahan ve Karsta  yerel geleneksel peynirlerin üretildiği köyleri kapsayan , turizmi de yeni ve farklı destinasyonlar geliştirerek 

Hem yerel pey çeşitlerini yaşatmak  gende köylerdeki üreticilere Turizim gelirleriyle destek olmak aracıyla yapılan projedir.”


Malatya standında mahalli çalgıcılar yöre müziğini dinletirken ziyaretciler halay çekerek özlem giderdiler. Çok eski yerel yemeklerin lezzeti ustası Zeki saygı’nın tadımlıkları kuyruk oluşturdu. Valilik Halkla İlişkiler İbrahim Kılıç’da tüm ziyaretcilerle ayrı ayrı ilgilendi.


Staras Wedding standında dev led ekranlarda Doğum günü evlilik nişan vs etkinliklerde özel tasarımla birlikde adınız yazılıyor. 


İBB Beltur A.Ş. Dondurma ikramında bulundu Eray Kılıç ve şef Şenol Özbay konuklara bilgiler aktardılar.


İzmir Belediyesinin Alanında her birim kendi üniteleri hakkında bilgiler aktardılar. Ziyaretcilere ikramlarla tanıtımlarını zenginleştirdiler.

Gastronomi Turizm Derneği Başkanı Gürkan Boztepe davet etdikleri Protokolu fuar alanını gezdirdi Bilgiler verdi


yilmazparlar@yahoo.com