30 Mayıs 2019 Perşembe

VIAPORT-Via Properties-MK Travel anlasma-28.05.2019-Yılmaz parlar

 Mutluluk  Parkı VIAPORT

Yönetim kurulu başkanlığını Coşkun Bayraktar’ın yaptığı yatırımcı firma Via Properties ile yönetim kurulu başkanlığını Muammer Kaya’nın yaptığı tur operatörü firma MK Travel arasında yapılan anlaşmayla, 28 Mayıs 2019 pazartesi günü kurdelesi kesilen,Tuzla’da bulunan VİAPORT eğlence adası; Marinası, kongre merkezi, outlet mağazalar, yeme içme mekanları, aquapark, aslan-timsah park, akvaryum, tema parkıyla, sosyal donatılarıyla adeta bir şehir.




Büyük devasa marinasıyla yat turizmine hizmet veren VIAPORT Çocukların ve ebeveynlerin birlikte eğlenebileceği, eğlenirken, bilimsel bilgiler alabileceği, benzersiz bölümleri olan vizyonuna sahip.


Tüm markaları kapsıyan Outlet mağazalar alanında, yerel favorilere de ev sahipliği yapıyor. Alışverişi adeta eğlence haline dönüştüren atmosfer içinde keyifli caddesi benzersiz nitelikde.




Bir milyondan fazla konuğu ağırlamaya hedefli geniş bir alan içinde VIAPORT özgün tasarımlı farklı ünitelerin olduğu Turizmimizde yeni trend. Aslan ve Timsah Park departmanı, Dünyadaki en saygınlardan biri, türlerin hayatta kalma planı içinde hayvan programları mevcut. Nesli tükenen dünyada 30 adetden dört adeti VIAPORT’a bulunan Beyaz Aslan bilgilerini Via Properties kurumsal iletişim direktörü Yelda Akgün’den alıyoruz.



Yelda Akgün bize VIAPORT parklarda standart etkileşim politikası olarak olabildiğince doğal bir ortam yaratmak olduğunu, Dünya yaban hayatı koruma derneklerin her türlü zorlu testlerinden geçtiklerini ülkedeki en başarılı hayvancılık programlarına sahip olduğunu, misyonlarının, hayvan bakımında, eğitim çalışmalarında çevresel kaynak mükemmelliği söylüyor.




Hayvanlara yönelik yiyeceklerin hazırlanmasını üreme programını, hayvan davranış çalışmalarını izlemekten sorumlu, Emre Öztürk’den Aslan Parkda aslanların beslenmesi hakkında bilgi alıyoruz. Aslanlar Haftada iki kez 15-20 kg Kırmızı tt ve tavuk eti yediklerini öğreniyoruz. 



Akvaryum bölümünde deniz biyolojisi, sürüngen bakımı ve balık çiftçiliğini aratmayacak zenginlikde ve Dünyanın her okyanus, deniz, göl, ırmaklarından balık türleri orijinal yaşadıkları suları ile birlikde teşhir ediliyor. Birbirinden güzel rengarenk, farklı seyretmeye doyamıyacağınız egzotik balıkların her türlü bilgiside tablolarda yazılı.


Adrenalin tutkunları için Tema parkda Red fire isimli roller coaster, kingloop,air ride, family tren, ve pek çok eğlence parkuru mevcut. Sineması, bowling salonu, oyun masaları, renk cümbüşü,





Ege sokakları tarzında sahildeki restaurantlar otantik atmosferde türk gastronomisiyle hizmet veriyorlar. Firma bünyesinde bulunan Alaçatı restaurant ve Hediyelik eşya özellik katmanlarında biri. Hediyelik eşya departman direktörü Sibel Şenoğlu ile yaptığımız söyleşide Bitimi yakında tamalanacak korsan gemisi bünyesinde hediyelik eşyalar VIAPORT temalı birer taşıyıcılık görevi yapacağından tanıtımda büyük pay olacağını söylüyor.





Elbetde bir güne sığacak yer değil. Akşam aktivitelerini soramadık göremedik ancak Disneyland gibi hawai fişek gösterimide olabilirse ziyaretinin en büyülü bölümlerinden biri olur.   

Özel efekli havai fişek gösterisi olağanüstüdür. Işık ve ses yoluyla nostaljik, duygusal bir yolculuk yaratır. Anlatım, ses ve müzik gibi geliştirmeler, onu parkta görme çabasına değer kılar. Bu elemanlar, havai fişekler ve özel efektlerle (aydınlatma, yangın, lazerler ve projeksiyon) harmanlanırsa bu renk dünyası ziyarete büyülü bir final katar.

yilmazparlar@yahoo.com  

27 Mayıs 2019 Pazartesi

Rezonans Koro-Marktoberdorf Koro Yarışmasında-Yılmaz parlar



Milli Koromuz Uluslararası Yarışmada


Müzik elçilerimiz  “Rezonans Koro” Direktörlüğünü Zeynep Bora’nın yaptığı Summart Sanat Merkezinde yarışma öncesi verdiği son konseriyle tüm takdirleri topladı. Moral toplayarak enerjisini doruk seviyeye getirdi.




25 mayıs 2019 Cumartesi gecesi Summart Sanat merkezinde, yarışma konserin orijinal repertuvarı konseriyle, aralarında kompozitörler, müzik otoriteleri, üniversite konservatuvar öğretim görevlilerinde bulunduğu seyirciler tarafından ayakda alkışlandı.


Almanya’nın Marktoberdorf kentinde 7-12 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleştirilecek, koro dünyasının en prestijli yarışmalarından biri olan Marktoberdorf Koro Yarışması için dünyadan tercihli olarak davet edilen 14 korodan biri olan “Rezonans Koro” ülkemizi temsil etmek için tüm hızıyla çalışmalarına devam ediyor.


2010 yılında Burak Onur Erdem tarafından kurulan Rezonans, birkaç sezon içerisinde Türkiye'nin uluslararası alanda tanınır korolarından biri oldu. Koro, düzenli olarak Avrupa’nın önde gelen festivallerinde sahne alıyor ve dünyaca ünlü şeflerin yönetiminde konserler vermeye devam ediyor.




Koro aralıksız çalışırken, müzik elçilerimize destek verelim. Yarışmaya gitmeleri ve destek vermeleri için, Tüm Almanya’da yaşayan dostlarımıza haber verelim. Bayraklarla yarışmada destek versinler. Yalnız Bırakmıyalım. Unutmayalım ki; Turizm kültür ve Sanatla sürdürebilirlik kazanır. Ülkenin olumlu imajı kültür ve sanatıyla eş değerlidir…


Başkalarından üstün olmanın asaleti yok; asalet dün olduğunuzdan daha üstün olmaktan kaynaklanmaktadır. İşte Rezonans koro her yıl değerine değer katıyor.


Hepimiz biliriz ki, “Sanatla, özellikle müzikle uğraşan çocukların standart testlerde daha yüksek puanlar aldığı” Ne anlama geliyor? Önemli ölçüde yüksek test puanlarının yanı sıra müziği bu kadar önemli yapan ne var? 




Dünyanın hangi bölgesinde yaşadığımız veya nereye gittiğimiz önemli değil. Müzik her yerde. Nerede olursan ol, müzik bulacaksın. Kentsel şehirlerde, kırsal şehirlerde, uzak köylerde, büyük mağazalarda, müzelerde, asansörlerde, metrolarda, restoranlarda, akşam yemeklerinde, şehir otobüslerinde, taksilerinde, kendi araçlarımızda vs.


Müzik her ülkede zengin katkılarıyla farklı şekillerde kutlanmaktadır. Tarihin ve dünyanın evrensel dilinin anahtarıdır. Zevk, ibadet, terapi, eğlence, şifa ve daha fazlası için kullanılır. Müziğin en önemli katkılarından biri, yaşamın sınırları (yani etnik, ırksal, yargı vs.) üzerinden iletişim kurabilmesidir. Dil ne olursa olsun, iletişim müzik aracılığıyla kolayca yapılır. Bir müzikal toplulukta yer alan, müzik aracılığıyla iletişim kurmayı öğrenir. Bu yeni bir dil olur ve sınırlar kaybolmaya başlar. Müzikal bir toplulukta yer almak, dünyanın tamamen yeni bir bölgesini tecrübe etmesini sağlar. Müziğin sınırları yok.


Hepsinden önemlisi, müzik özveri, azim ve ekip çalışması öğretir. Sonuç olarak, ihtiyaç duydukları özgüvenini sağlayarak topluluğu daha iyi hale getirecektir. Bunu yaparken, koronun, grubun veya orkestranın ilerlemenin tek yolu var. Dünkü çalışmayı asla tekrarlamak istemeyiz. Daha fazla çalışmak ve her gün daha fazla şey öğrenmek istiyoruz. Mükemmeliyet için çalıştıklarında ertesi gün yeni bir mükemmellik seviyesinin sunulduğunu fark edeceklerdir. Büyüme, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreç en tatmin edici deneyimlerden biri olacakdır.




Okulların, orkestraların ve koroların performans becerilerini geliştirmelerini sağlayacak yeni kültürleri  keşfederken eğitim hedeflerini geliştirirler. Yani bunun için seyahat ederler. İşte müzik kültürünüzün sanatınızın olması, tanınması gerekir ki;  Ancak bu şekilde, sadece öğrencinin eğitim amaçlı değil, müzik sevgisini barındıran her turistin hedeflediği destinasyon olursunuz.

Avusturya turistlerin iki günlüğüne konser izlemek için Almanya’ya geldikleri örnekler çokluğu gibi, isim yapan müzik orkestralarını ve korolarını operasını dinlemeye giden potansiyel, ülkeye kazandırdığı ekonomik değer haricinde paylaşımlarıyla olumlu imajı sağlamanın birer parçası oluyorlar.
Bu bilinç içinde olan, şimdiye dek ülkemizin önemli müzik festivalleri arasında yer alan Rezonans koro, Hasan Uçarsu ve Özkan Manav bestelerinin dünya prömiyerlerini gerçekleştirmiş olup, çağdaş dönem eserleri, Alman romantik dönem eserleri ve Türk bestecilerin 20. ve 21. yüzyıl eserleri üzerinde yoğunlaşarak geniş bir repertuvara sahiptir.

Şef Burak Onur Erdem’in verdiği bilgiler göre; Rezonans, Avrupa’nın en büyük koro festivali olan Europa Cantat Festivali’nde Türkiye’yi temsil ederek tam 5 bin müziksever ile birlikte ülkemizin müziklerini seslendirdi. Bunun yanı sıra, dünyanın en prestijli koro yarışmalarından biri sayılan Cork International Fleischmann Trophy’e Türkiye'den katılmaya hak kazanan ilk koro olarak ikincilik ödülünü ülkemize kazandırdı.


Bu müzik elçilerimize ev sahipliği yapan kapılarını açan prestijli sanat merkezi Summart, Mete Bora tarafından kurularak, bağımsız ve kar amacı gütmeyen, görsel sanatlar, performans sanatları, müzik platformu olup; müzisyenler, koleksiyonerler, sanat danışmanları, küratörler, eleştirmenler, akademisyenler, galeriler, müzeler, sanat vakıfları, yazarlar, gazeteciler, sanatseverler ile yerli ve yabancı sanatçıları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Summart Sanat merkezi Direktörlüğünü Zeynep Bora, Koordinatörlüğünü ve projeler sorumluluğunu Özlem Aleçakır yürütmektedir.


yilmazparlar@yahoo.com

6 Mayıs 2019 Pazartesi

2. Bursa Gıda Fuarı-Globalden Yerele Gastronomi Turizm Paneli-Yılmaz Parlar

Gastronomi Merkezi  Bursa Olmalı 

2-4 Mayıs 2019 tarihleri arasında, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezinde, sektör profesyonellerine yönelik 2. Bursa Gıda Fuarında düzenlenen Yönetim kurul Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin başkanlığını yaptığı GTD Gastronomi Turizmi Derneği tarafından gerçekleştirilen “Globalden Yerele Gastronomi Turizm Paneli" katma değerli çok önemli sunumlarıyla fuara ilham kaynağı oldu.





Bursa gastronomi merkezi olması yolunda hayat bulan örneklemeleri zihne yerleştirdi.


Her şeyden önce bir tarım kenti olan muhteşem Uludağ Dağı eteklerinde yer alan ve Uludağ'dan akan suların suladığı bereketli çok verimli topraklar üzerindeki Yeşil Bursa, birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biri olarak sanayi kadar, tarih, kültür ve turizm açısından da değerli.


Panelin konusuna bakıldığında yerel özün ve küresel mantığın harmanlanması anlamı taşıyor.


Yüksek turist kitlesine sahip kent diğer bölgelerinden gelen geleneksel yerel yemeklere uygun olduğu yerlerde, gıda turizmi tarafından kazandırılan yerel-küresel ilişkiyle gastronomi turistlerin bu lokantaları ziyaret etmekle, turist deneyimine dönüştürür ve onu yerel ve küresel, geleneksel ve otantik arasındaki ilişkinin yeni dinamiklere dayanan gastronomik bir görüntüsünü yaratarak yeni turistlere yönlendirir.

GTD Yönetim kurul Başkanı Gürkan Boztepe’nin moderatörlüğünü üstlendiği panelin konuşmacıları Mine Ataman, Turkish Coffe Lady Türk Kahvesi yatırımcısı Gizem Şalcıgil White, Bursa GTD temsilcisi ve Yönetim Kurul üyesi Ramazan Başan, Bilecik’in Kurşunlu köyü Bedriye Berber Engin.



Moderatör GTD başkanı Gürkan Boztepe, Etnik vitrinlerden kentsel dönüşüm alanlarındaki Gastronomik yollar, küresel ve yerel arasında sokak deneyimin kentsel bir gastronomik rota temelinde yurtdışında Gastronomi Tırı projesini gerçekleştirmesinin, GTD’in misyonu olan Türk mutfağını yurt dışında tanıtmaya ses getirecek yollardan biri olarak projesini sundu. Dünya Yoğurt Konferansının Bursa’da gerçekleştirmek için yürüttükleri çalışmaları ve Bursa Çocuklara yönelik soru vevap şeklindeki kitapçık projeleri; yoğun çalışan, Gastronomi Turizm Derneğinin misyonundaki hassasiyeti ve ciddiyetinin bir göstergesi olarak oldukça takdir topladı.

Gastronomi harcamaların bireysel rakamlarla örnekleyen Boztepe, Turisti çok çeken ülkelere göre rakam frekansların yurt içinde harcanan rakam azlığına dikkat çekerek çok yol katedimesi gerektiğinin altını çizdi.
Haklı bulduğumuz sunumdaki konular;  Yiyecek ve böylece gastronomi her zaman turizmin bir parçası olmuştur. Dahası, turizm harcamalarının üçte birini temsil ettiği için önemli bir bölümünü oluşturmuştur.
Gastronominin varış yerinin imajı üzerindeki önemi, yeterince anlaşılamadığıdır.
Gastronominin sadece turist deneyiminin önemli bir parçasını oluşturduğu için değil, aynı zamanda postmodern toplumlarda güçlü bir kimlik kaynağı haline gelir.
Sevgiyle yaptığı ekmeğiyle yoluna devam eden, 
Mine Ataman Bread" kurucusu, yaratıcı içerikler geliştiren, Mine Ataman, Panelde geliştirdiği inovatif  projeleri, geleceğin konsept ve ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.



Ekşi Mayalı ekmek alanında kendi markasını ve unlu mamuller marka danışmanlığı altyapısını oluşturan Mine Ataman, ekmek ve kültürü ekmek israfı konularında çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. 10 bin yıllık Anadolu uygarlıklarında yer alan başakdan buğdaydan söz ederek ekmeğin Anadolu’dan Dünyaya yayılmasını hatırlatdı.


2012 yılından beri Türk kahvesi kamyonuyla dünyayı şehir şehir dolaşan, lokumu, kahveyi, Türk sohbetliğini dostluğu dünyaya tanıtan Gizem Şalcıgil White, Turkish Coffee Lady, Türk kahvesinin yurtdışında bir markaya dönüşmesinin önemi vurgulandı.

Yüzde 100 Arabica çekirdeklerinin haricinde, Columbian ve Guatemala lezzetlerini taşıyan özel harman, Turkish Coffee Lady hakkında kısa bilgiler verdi.
Bir grup gönüllü arkadaşı ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nin desteği ile 2012 yılında başlattığı kar amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck) ile Amerika’ya ve diğer ülkelere seyahat gerçekleştiren, adeta kahve elçiliği yapan Gizem Şalcıgil White, Amerika’da günde 400 milyon bardak kahve tüketildiği halde Türklerin tüm dünyaya kahve kültürünü yaydığını bilinmediğini söyledi. 
White, son yıllarda gurme kahve trendinin artması ile Turkish Coffee Lady girişimini 2017 yılında başlattığı ve Turkish Coffee Lady, Türk kahvesi sohbetleriyle toplumları birbirine yakınlaştırmayı amaçladığı, bilgileri paylaştı.



Turizmin iş ve zenginlik yaratma, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunma ve altyapı sağlama potansiyeli düşünüldüğünde;  Gastronomi Turizmi Derneği Bursa Temsilcisi Ramazan Başan, seyahat ve turizm, doğrudan ve dolaylı olarak, büyük bir GSYİH yüzdesini ve dünya ekonomisinde büyümeye devam etmesi, çok sayıda iş yaratması, ve turizmin parlayan yıldızı olan gastronominin, Bursa şehrinde istenilen hedeflere gelebilmesi için çalışmalarına soluksuz devam etdiklerini projelerini anlatdı.

“Sıra dışı okur” seçilen, üç binden fazla kitap okuduğunu, kitaplardan öğrendiği eko turizme yönelen, Bilecik’in Kurşunlu köyünden Bedriye Berber Engin, tüm engellemelere karşı direndiğini köyde bulunan diğer kadınlarla birlikde, Kurşunlu Köyü’nü bir eko köye çevirdiği süreci anlatdı.



Mikro düzeyde gibi gelen bu hikaye bir noktada   Anadolu’daki binlerce köye örnek olmasıyla makro düzeyde eko kalkınmanın kaldıraçlarından biri, gastronomi Turizmin dinamik göstergesi. 

Bize görede, turizm işlerinde özellikle gastronomi turizminde büyük oranda kadın, azınlık ve genç istihdam edilmektedir, çoğunlukla küçük ve orta ölçekli şirketler bulunmaktadır ve iyi eğitim ve aktarılabilirlik sunmaktadırlar.

Seyahat ve turizmin çevrenin korunması ve iyileştirilmesi ve yerel çeşitlilik ve kültürün korunması için bir katalizör görevi gördüğü, sayısız iyi örnekleri var olduğu gerçeğiyle Bu tür fuarların ve buna benzer panellerin önemi inkar edilemez.


Panel, Network Fuarcılık Yönetim kurul Başkanı Hasan Eker, GTD Gastronomi Turizmi Derneği Yönetim kurul Başkanı Gürkan Boztepe’ye katkılarından dolayı teşekkür ederek, Boztepe ve panelistlere plaket vermesiyle sonlandı.




yilmazparlar@yahoo.com

1 Mayıs 2019 Çarşamba

4.Ekonomi-Lojistik zirve-Yılmaz Parlar


Lojistikde  “Ölüm Fermanı” 


4.Ekonomi-Lojistik zirvede açılış konuşmasında DEİK Lojistik İş Konseyi Başkanı – FIATA Kıdemli Başkan Yardımcısı, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Turgut Erkeksin; Lojistik firmalarının önüne getirilen lojistik hizmet sözleşmelerinin adeta bir “ölüm fermanı” niteliğinde olduğu ve sözleşmenin hemen hemen tüm maddelerinin hizmet alan tarafı korur biçimde düzenlendiği söyledi.




29 Nisan 2019 Pazartesi günü Levent Windham Grand Hotelde gerçekleşen 4.Ekonomi-Lojistik zirvede Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, konuşmasında dış ticaret kapsamındaki ithalat hacminde yaşanan radikal düşüş, Gümrükteki tıkanıklıklar, gümrük süreçlerinde yaşanan sorunlar özellikle Kapıkule’deki sorunlar, lojistik ve gümrük süreçlerinin iyileştirilmesi, Transit ticaretin kolaylaştırılması, Demiryolu altyapısının geliştirilmesi konular hakkında konuşmasını sürdürdü.





Başkan Emre Eldener Yapısal reformlarda Gümrük Kanunu’nun gümrük süreçlerini hızlandıracak ve bürokrasiyi azaltacak taşımacılık ile konuları dile getiriken, Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin Belge ve İş Kontratları konularını ele aldı.





Ayrıca konuşmalarda, İstanbul Havalimanı’nda hertürlü kargo hizmeti veren firmalara uygulanan ofis, iletişim vs.  ile ilgili maliyetlerin çok yüksek seviyelerde oluşu, Türkiye Lojistik Planı çalışmaları, Lojistik sektörünün teşviklerden yararlanmaları, Dijital lojistik, E-Ticaretin gelişmesi, Endüstri 4.0 sektöre uygulama konuların önemine dikkat çekildi.


Turkcell Tedarik Zinciri Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Türk - Dijitalleşen Yeni Dünya’ya Hazırmıyız. Başlıklı sunumunda; Neden Dijitalleşmek Zorundayı,  Dijital Dönüşümün Olmazsa Olmazları,  İnsan, Süreç, Ürün Yeni Teknolojiler İş Yapış Şeklimizi Nasıl Değiştiriyor,  Dijital Dönüşümün Getirdiği Fırsatlar konularını ele aldı. 





UND Danışmanı Fatih Şener’in Moderatörlüğü üstlendiği Ekonomide Yaşanan Dönüşümlerin Lojistik Sektörüne Etkileri ve Lojistikte Gelecek Perspektifleri konulu oturumun panelistleri; Sabay Lojistik Yönetim kurulu Başkanı Bülent Aymen, Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, Solmaz Lojistik Taşımacılık Grup Başkanı Yalçın Dorman gibi isimler; Dünya Ekonomisindeki Değişimlerin Türkiye’ye Etkileri Lojistik Sektörünü Nasıl Dönüştürecek, Yeni Ekonomi Oluşurken Lojistik Sektörü Nasıl Konumlanmalı, Atılması Gereken Adımlar ve Gelecek Perspektifler, Lojistiğin 2023 Rotasında Neler Olacak, Yatırım ve Finansman Sorunlarına Bakış, Lojistikte Optimizasyon İçin Dijital Dönüşümün Yarattığı Fırsatlar, Dünya Lojistik Performans Endeksi ve Türk Lojistik gibi  sektörünü tüm önünü tıkayan sorunları çözümleriyle birlikde işlediler.





Ekonomi Ve Teknolojideki Değişimlerin Taşıma Modlarına Yansımaları ve Lojistikte Gelecek Perspektifleri konulu panelin Moderatörü Trans.eu Group SA Doğu Avrupa ve Avrasya Direktörü Ege Özsaygılı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Bülent Sönmez, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Kemal Barış Dillioğlu, DEİK Lojistik İş Konseyi Başkanı – FIATA Kıdemli Başkan Yardımcısı – UTİKAD Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hakan Genç panelistlere; Uluslararası Taşımalarda Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Dijital Dönüşümün Kara, Hava, Deniz ve Demiryolu Taşımacılığına Etkileri, Fırsatlar ve Sorunlar, İntermodal Taşımacılığın Türkiye’de Gelişimi, Fırsatlar ve Sorunlar, Denizyolunda 2023 İçin Stratejik Hedefler, Ro-Ro’da Mevcut Projeler ve Yeni Güzergahlar, Limancılık Sektörünün Güncel Durumu ve Çözüm Arayan Sorunlar gibi sorular tevcih etdi.






Yol Projesi İle Yük Taşımacılığında Fırsatlar Ve Riskler konulu panelde;  Çin’in ortaya koyduğu ve Türkiye’nin de Önemli bir parçasını oluşturduğu Kuşak ve Yol Projesi’nin Lojistik Sektörüne Etkileri, Kuşak ve Yol Projesi Başta Olmak Üzere Demir İpekyolu’ndan Viking Projesine Uluslararası Projelere Türkiye Nasıl Entegre Olacak, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattının Açılmasıyla Türkiye Demiryolunda Hangi Avantajları Elde Etti, Demiryolunda Serbestleşme İle Başlayan Süreçte Gelinen Nokta, Sorunlar Ve Çözümler masaya yatırıldı oturumun Moderatörü Konsped Genel Müdürü Mete Tırman, Ğanelistler; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Demiryolu Düzenleme Genel Müdürü Bilgin Recep Bekem, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık A.Ş. İstanbul Bölge Müdürü Veysi Alçınsu,  DTD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Onur Küçükakdere, UND İcra Kurulu Başkanı Erman Ereke gibi sektörde başarılı isimlerdi.


THY Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Birdalîn Moderatörlüğü üstlendiği Türkiye’nin Hava Kargoda Hub Olma Hedefinde Gelinen Nokta Ve Atılması Gereken Adımlar başlıklı panelde;  SHGM Havacılık Güvenliği Daire Başkanı Serdar Karabulut,

AHL Başmüdürü Timur Alp Bayrak, Türk Hava Yolları Genel Müdür (Kargo) Yardımcısı Turhan Özen, REIBEL Taşımacılık Genel Müdürü Arif Badur, İstanbul Havalimanı Hava Taşımacılığında Dünya Dengelerini Nasıl Etkileyecek, Türkiye’nin Hava Kargodaki Konumu, Beklenti ve Hedefler, Türkiye’nin Hava Kargoda Uluslararası Prosedürlere Uyumu ve Atılması Gereken Adımlar, Hava Kargo Sektöründe Dijital Dönüşüm, Fırsatlar ve Sorunlar konularını işlediler.

Zirve sonrası, Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri Töreni gerçekleşti. Ödüle layık görülen firma temsilcileri ödüllerini alarak kısa şekilde duygularını belirtdiler.


yilmazparlar@yahoo.com

28 Nisan 2019 Pazar

Dünya SKAL Günü-Yılmaz Parlar


Dünya SKAL Günü


Başkanlığını Ata Eremsoy’un yaptığı, SKAL International İstanbul Kulübü, geleneksel aylık toplantısını, Genel Müdür Özer Diler’in ev sahipliğinde, Ramada Plaza Hotelde gerçekleştirdi.





28 Nisan Dünya SKAL Günü kapsamında kutlanan toplantıda, Atamızın armağanı, geçmiş 23 Nisan Çocuk Bayramı bir kere daha anıldı ve Turizm Haftası ile birlikde daha da önem kazandı.




Küresel turizmi ve dostluğu teşvik eden, Seyahat ve turizm endüstrisinin tüm kollarını birleştiren, Dünyadaki turizm liderlerinin profesyonel organizasyonu olan SKAL, 85 ülkede 357 kulüpte 15000 fazla üyeye sahip. 28 Nisan 1934'te çalışma oturumları düzenlendi ve bu nedenle kuruluş tarihi olarak kabul ediliyor ve Dünya SKAL günü olarak kutlanıyor.




Toplantıya SKAL Uluslarası SKAL Dernekleri Türkiye Federasyon Geçen Dönem  Başkanı Faik Alsaç, SKAL İstanbul kulübü Başkanı Ata Eremsoy, SKAL İstanbul Kulübü As Başkan Ayşe Önen, Yönetim kurul üyeleri, Genel Sekreter Can Arınel, Selma Tatar, Meltem Tepeler, Mustafa Devrim Yalçın, Özen Kırant Yozcu, ICCA Avrupa Bölge Direktörü Elif Balcı Fisunoğlu, TÜROB Başkanı Müberra Eresin, TÜROB eski Başkanı Timur Bayındır, IRO Başkanı Dr. Sedat Bornovalı, SKAL İstanbul Kulübü geçen dönem Başkanları, Vedat Bayrak, Sadettin Bülbül, GM - Marriott Hotels Turkiye Satış Genel Müdürü Seyhan Ayel Girit  Başda olmak üzere, SKAL İstanbul Kulübü üyeleri, turizm üst düzey temsilcileri ve turizm dünyasının seçkin isimleri katıldılar.




SKAL İstanbul kulübü Başkanı Ata Eremsoy yaptığı konuşmasında Atatürk’ün Çocuklarımıza armağı 23 Nisan Çocuk Bayramını bir kere daha anarak bugünlerde var olmamızı ve güzel ülkemizi bizlere kazandıran Atamıza olan minnet duygularımızı dile getirdi.




Toplantı SKAL İstanbul Kulübü Genel sekreteri Can Arınel’in gündemi misafirleri sunmasından sonra SKAL Uluslarası SKAL Dernekleri Türkiye Federasyon Geçen Dönem  Başkanı Faik Alsaç tarafından ifa edilen ve tüm katılımcıların birlikde söylediği rituel SKAL Toast sonrası konuşan Başkan Eremsoy, Turizm son aylarda doluluk oranların yüksek seviyelerde oluşunun ve Batı turizmin Türkiye’ye dönmesinin memnuniyet verici olduğunun altını çizdi.




Başkan Eremsoy, birlikte çalışmak, ağı en üst düzeye çıkarmak sorumluğu içinde, daha dirlik içinde faaliyetlerini sürdürebilmek için üyelerin, fırsat oluşturan toplantılara ful katılmalarının arzusu içinde olduklarını, üyelere gelemeyenleri teşvik etmeleri hususunda istekde bulundu.




Başkan Eremsoy konuşmasının sonrasında Genel Müdür Özer Diler’e kulübün geleneksel aylık toplantısına katkılardan dolayı teşekkür plaketini takdim etdi.

Turist rehberlerini, güçlendirmek amacıyla tek çatı altında buluşturan, mesleğini ileri seviyelere taşıyabileceği, her türlü olanak fırsatını yakalabileceği, bulabileceği kurum İstanbul Rehberler Odasının (IRO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sedat Bornovalı, aylık toplantının konuk konuşmacısıydı.




İstanbul Özel İtalyan Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel İşlemeciliği ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümlerini bitiren, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora programlarını tamamlayan, 20. dönem Kültür ve Turizm Bakanlığı profesyonel Turist Rehberliği Kursunu bitireren, İtalyanca ve İngilizce dillerinde Turist Rehberi olan (IRO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sedat Bornovalı’nın özgeçmişini sunan Genel sekreter Can Arınel çok ödüller alan Bornavalı’nın İtalya Cumhuriyetinden aldığı Şövalye ve Liyakat Nişanı ödülünü özellikle vurguladı.





Başkanı Dr. Sedat Bornovalı önceki dönem Başkanı Şerif Yenen ile kanunlaştırdıkdıkları Odanın geçmişiyle ilgili ufuk turu yaptırdı. Başkan Ata Eremsoy’un daha hiperaktif olması adına sorduğu iki soruyu ve üyelerden gelen soruları cevaplandırdı. Hayatını kaybeden, ünlü İtalyan yazar Umberto Eco ile bir anekdot paylaştı.Duygulandığı gözlerden kaçmadı.




Masamızda bulunan Geçmiş dönemlerde Uzun süre TÜROB Başkanlığını başarıyla sürdürmüş duayen Timur Bayındır ile sohbetimizde Konaklamayla ilgili doluluklar verimi sorduğumuzda, iyiye doğru gidiş var trendin yükseldiğini söyledi. Ancak yapmamız gerekenlerle istediğimiz seviyelere gelebileceğimizin altını çizerek kendi haline bırakmamamızı vurguladı.




Toplantı Ramada Plaza Hotelin toplantıya emek verenlerle yönetimin toplu hatıra fotografı çektirmesiyle son buldu.


28 Nisan Dünya SKAL günü aynı zamanda ILO Dünya iş güvenliği ve sağlığı günü umarız sağlıklı bir turizm mevsimiyle birlikde tüm mevsimlere yayılan güvenli turizm yılımız olur.

Yönetim kurulu toplantı sonrası çalışmalarına devam etdi. 



yilmazparlar@yahoo.com

26 Nisan 2019 Cuma

MÜSİAD -Bilgi Kasası-Yılmaz Parlar Haberi



MÜSİAD “Bilgi Kasası”


MÜSİAD Genel Merkezinde, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği yazarları ile MÜSİAD Buluşmaları adı altında gerçekleşen toplantıda, MÜSİAD Yönetim Kurul Başkanı Abdurrahman Kaan “Saha bilgisi olmadan, makro politikalar yolun bir yerinde kaçak verir. MÜSİAD bugün, hem yerelde hem de global anlamda devletin bilgi kasası olmak yolunda ilerliyor.”dedi

EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğü üstlendiği, Ekonomi Basını ile buluşma adı altında her ay düzenlenecek toplantının ilkinde, Celal Toprak Ekonomi gündemi ile ilgili bir konuşmacıyla buluşulacağı, şeklinde toplantının kapsamını belirtdi. Önce MÜSİAD Başkanın sunumu sonrada hiperaktif bir atmosferde gelişen soru cevap kısmıyla toplantı devam etdi.


Başkan Kaan, Bilgiye erişimin avantaj olarak görüldüğü günümüzde; bilginin hızlı yayılması durumunda kimi zaman tehdit haline bile gelebildiğini, bilginin temizliği ve güvenilirliği ile mücadele edildiğini, ekonominin koca bir derya içinde, her biri birbirine bağlı, şartlı pek çok denklemden oluşan çok kutuplu bir algoritma olduğunu, çok katmanlı düşünmek ve hareket etmek gerektiğini söyledi.


 Kaan “Türkiye, tek bir ekonomik modelin yaygın olduğu bir ülke değil; çok fazla alt ekonomik modellerden oluşan karma bir yapı. Yerel farklılıklar, bölgesel ve sektörel farklılıklar, hiç beklemediğiniz kırılmalar ve sapmalar üretebiliyor.  Makro düzenlemeler ile bir tarafı düzeltirken diğer tarafa zarar verebilirsiniz. Ekonomi, elbette makro ve ekonomi-politik kaidelerin ana eksenine sadık kalmalı.  İşin rengini ince ayarlar belirler. Sahadan gelen gerçek ve temiz enformasyon. Mikro bilgidir.”  dedi

 MÜSİAD olarak siyaset, devlet kademesinde pek çok yöneticileri, bürokratları, teknokratları, büyükelçileri, konsolosları, vs. ağırladıklarını, bu nedenle söylem olarak “Saha bilgisi olmadan, makro politikalar yolun bir yerinde kaçak verir. MÜSİAD bugün, hem yerelde hem de global anlamda devletin bilgi kasası olmak yolunda ilerliyor.” Şeklinde MÜSİAD’ın ön görüye sahip olduğunun altını çizdi.


2018 Haziran’ında Türkiye kendi yönetim paradigmalarını değiştirme yoluna çıktığını, bu değişimin, gerekliliğin sonucu olduğunu, Dünyada değişen, ekonomi literatürü karşısında  “tazelenme” adıyla iç dönüşümü hakkında Bilgiler paylaştı. “MÜSİAD, bir coğrafi alanda ya da belli bazı sektörlerde kümelenmiş bir örgüt değil. çok yaygın olan bir yapıyız artık. EXPO 2018 kapanış konuşmasında da belirttim: MÜSİAD, bir Pilot projedir. Milli sermayenin, bu ülkenin kaynaklarından doğarak o ülkenin kendi sermaye tabanı haline gelebileceğinin kanıtıdır. Türkiye’nin kendi iktisadi hikâyesinin önemli bir parametresidir.  Türk sermaye yapısının, yani feodal olmadan kapitalistleşen bir hikâyedeki milli unsurdur MÜSİAD. Bu nedenle bizim sermaye tabanımız ve bizim hükmettiğimiz sermaye stokumuz incelemeye değer bir oluşumdur. Yaygındır. Kapsayıcıdır. Mozaiktir. Ölçek düzeyinde farklılaşır.” 


Başkan; Milli Sermaye hakkında da; “Bir ülkenin kendi milli sermaye tabanını nasıl oluşturduğunun, kendi iktisadi tarihini ve buna bağlı oluşan sosyal katmanlarını nasıl şekillendirdiğinin hikâyesidir. MÜSİAD, bilgiye, saha enformasyonuna ve elbette ekonominin kılcal damarlarından gelen geri beslemeye hâkimdir. Bu nedenle yeni dönem MÜSİAD’ın düsturu bilgi ve fikir üretme yani değer üretme ekseninde oluşan bir tazelenme hareketidir.” İfadedelerde bulundu




Başkan Kaan, kasım ayında bir rapor hazırladıklarını, yeterli düzeyde ve uluslar arası arenada akredite bir sermaye stokumuzun olmadığını, ekonomide söz sahibi kurum ve kuruluşlarımızın kendi kurumsal dönüşümlerinden uzak oluşunu, kendilerinde dahil olduklarını, sermaye yapılanması üzerine bir öz eleştiri çalışması yaptıklarını “Sermayenin millileşmesi, Sermayenin ıslahı ve olgunlaştırılması, Sermayenin senkronizasyonu, Sermayede kutuplaşmanın giderilmesi, Sermayenin akreditasyonu.” Şeklinde yaptıkları etaplarını açıkladı.




Son 10 yılda değişen iktisadi mimari içinde ekonomik kriz olgusu, reel ekonomik para-metrelerden ziyade yeni paradigmal para kavramının bir hareket serbestisi sorunu olduğunu vurgulayan Kaan, “Finansal sistem, manipülatif iletişim tuzağı yaratma ve bu şekilde ekonomik ajanları yönlendirme adına kullanılmaktadır. Sermayede satıh belirleme, onu yerlileştirmek demektir. Ancak günümüz liberal ekonomi modelinde yerlileştirme, yabancı sermaye kriterini de uzaklaştıran bir söylem olarak algılanabilir. Üretimde ya da ekonomi politikalarının sair alanlarında yerli vurgusu yapmak olağandır ancak sermayeyi tamamen yerlileştirmek günümüz koşullarında bir seferde tamamlanacak bir süreç değildir.”dedi Sermayenin milliliği hakkında görüşlerini belirtdi.




Tarım, Hayvancılık, Biyogazdan Elektrik Üretimi, Organik Ve Organomineral Gübre Üretimi Entegre Tesisleri Kenevir projesi, kuşak yol projesindeki Orta Afrika konularını açıklamasıyla konuşmasını noktaladı. Toplu foto ile toplantı son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

15 Nisan 2019 Pazartesi

4. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması-Yılmaz parlar


Benzersiz Piyano Yarışması


Notre Dame de Sion Lisesinin dördüncüsünü düzenlediği Sion Uluslararası Piyano Yarışmasının Dünyada başka bir eğitim kurumu tarafından yapılmaması başarılı organizasyona ayrıca benzersiz özellik kazandırıyor.



11 Nisan 2019 salı günü Notre Dame de Sion Lisesinde düzenlenen, 7-14 Mart 2020 gerçekleşecek 4. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması'nın basın toplantısında sorumuz üzerine, Yarışma Başkanı ve Okul Müdürü Yann de Lansalut, Jüri Başkanı Vahan Mardirossian eğitim kurumu olarak Dünyada başka düzenleyenin olmadığını söylediler.   



Basın toplantısına ayrıca Yarışmanın Genel Sekreteri, Emmanuelle Beaufils, Onur Kurulundan Devlet Sanatçısı ve piyanist Ayşegül Sarıca, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi kurucusu Prof. Filiz Ali, piyanist ve besteci Ali Darmar, İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’nin kurucu ve yöneticisi Mehmet Mestçi, piyanist Metin Ülkü ve OdeonArts Müzik kurucusu Saba Sümer katıldılar. 


Başkan ve Okul Müdürü Yann de Lansalut yaptıkları organizasyonla yetenekli müzisyenleri tanınmalarına fırsat vermesi ve müzik dünyasına yeni sanatcılar kazandırmak amaçlı olmasından, eğitim kurumu olarak duydukları memnuniyetlerini ifade eden konuşma gerçekleştirdi.


Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi kurucusu Prof. Filiz Ali, piyanist ve besteci Ali Darmar yaptıkları konuşmada bazı eleştirmenlerin yarış atı gibi benzetmeyle yarışma karşıtı olduklarını dile getirmeleri üzerine bizde bu tür yarışmaların yoğun seyirci sağladığını verdiği ilhamla kendini keşfetme gizli yetenekleri ortaya çıkarma fırsatı yaratdığını yarışma organizasyonlarda ilk sıralarda olabilmek için seyirci ilgisi kriterlerin en başında geldiği hatırlatarak katkıda bulunduk.




Jüri Başkanı Vahan Mardirossian 2020 piyano yarışma jüri üyelerinin  yenilendiğini, yabancı üyelerinde olduğunu belirtdi.


Türk besteci Ali Darmar özel olarak bestelediği çağdaş bir eseri üçüncü aşamada zorunlu bir parça olarak yarışma programında yer alıyor. Eseri en iyi icra eden yarışmacıya Ali Darmar Ödülü verilecek. 


Yarışma hakkında verilen bilgilere göre; Yarışma halka açık dört ayrı sınavdan oluşacaktır. Finalde adaylara, orkestra şefi ve jüri başkanı Vahan Mardirossian yönetimindeki Orchestra’Sion orkestrası eşlik edecek. 




Yarışma danışmanı piyanist Franck Ciup ve müzik öğretmeni Ajda Ahu Giray önderliğinde öğrencilerinden oluşan bir jüri, NDS Gençlik Müzik Ödülü verecek.


Birincilik Ödülü 8.000 $ ve iki sene içerisinde birkaç konser verebilecek.  İkincilik Ödülü 4000 $, Üçüncülük Ödülü 2000 $ olarak belirlendi.

Toplantıda yarışma kriterinde aranan puanlamada önemli olanın yarışmacının eseri bire bir icra etmesimi isteniyor, özgün olarak sitilinde de icra edebilirmi şeklindeki sorumuz Jüri Başkanı tarafından cevaplandırıldı. jüri başkanı Vahan Mardirossian, yarışmacıyı rahat serbest bırakdıklarını sadece iyi yorumlama yapmasını aradıklarını söyledi.
Jüri heyeti olarak; jüri başkanı Vahan Mardirossian, yazar, yabancı festival düzenleyicisi Jean-Yves Clément, piyanist Gülsin Onay, Piyanist Pierre Réach, piyanist Keng Zhou, piyanist Ratimir Martinović, piyanist Antonio di Cristofano gibi isimler yer alıyor.

yilmazparlar@yahoo.com