17 Nisan 2018 Salı

Argüden Yönetişim Akademisi-Belediye Yönetişim Karnesi-Yılmaz Parlar


Her Şikayet bir Hediyedir

Kaliteli yaşam ve sürdürülebilir gelecek için kurumlara duyulan güvenin artırılmasını sağlamak amacında olan Argüden Yönetişim Akademisi, ulusal ve uluslararası düzeyde “mükemmeliyet ve referans merkezi” olmak hedefi gütmesi için, yerel yönetim aktörlerine ve belediyelere yönlendirici bir kılavuz sunmak, denetleyici kurumlara yönelik, vatandaşın ve paydaşların eline, güven ortamının gelişimine ilişkin bir mercek veriyor. 

Kâr amacı gütmeyen Argüden Yönetişim Akademisi 16 Nisan Pazartesi günü  “Belediye Yönetişim Karnesi” Konferansı gerçekleştirdi.

Argüden Yönetişim Akademisi Belediye Yönetişim Karnesinin, İstanbul İlçe Belediyeleri’nin uygulamalarında yönetişim kültürünü ne kadar yansıttıklarını ölçmek gelişim fırsatlarını göstermek ve iyi uygulamalardan öğrenme hızlarını geliştirmek olduğunu bu özgün modelin algı araştırması olmadığını, ölçülmeyen performansın üyileştirilemeyeceğini Uluslararası normlar ve Türkiye’deki kanun ve yönetmelikler ile uyumlu olduğunu vurguluyorlar.

Önerileri; Merkezi Yönetim için; Veri temelli, katılımcı, entegre ve sürekli öğrenen yönetim için yasal düzenlemeler, Kapasite oluşturma, koşullu finansman ve iyi uygulama transferi gibi çalışmalara imkân ve kaynaklar, Merkezi denetlemede katılımı sağlayacak mekanizma ve süreçler, Vatandaşları aktif bilgilendirme.

Medya için; İyi yönetişim kültürünü yaygınlaştırıcı, özendirici haberler ve denetim,
Tüm paydaşların beklenti ve sorunlarını tarafsız ve somut olgulara dayandırarak kamusal alana taşıması

Kamuya açık bilgilerin ‘Vatandaş Bakışı’ ile incelenmesi, Belediyelerin karar alma, kaynak tahsisi, hizmet sunumu ve kurumsal işleyişi geliştirme faaliyetlerini iyi yönetişimin açısından değerlendiren, Türkiye’de ve dünyada başka belediyeler için kullanılabilecek öncü ve örnek olan olan karne İyi yönetişimin sürdürülebilir ve kapsayıcı toplumsal gelişme için gerekliliği konusunda farkındalık yaratacak araştırma ve iletişim faaliyetleri geliştirmek kapsamını teşkil ediyor.

Kamu, sivil toplum, özel sektör ve uluslararası kuruluşlar ile paydaşları arasında güvenin artırılmasıyla yaşam kalitesini geliştirmek, yeni nesil liderlerin iyi yönetişim anlamında yetkin ve vizyon sahibi olmaları, kurumlarına duyulan güveni artırabilmeleri için eğitim ve özendirme faaliyetleri oluşturmak şeklinde yine amaçlarını taşıyor.  

Argüden Yönetişim Akademisi, Kurucu Dr. Yılmaz Argüden’in açılış konuşmasından sonra, Argüden Yönetişim Akademisi, Araştırma Programları Yöneticisi  Dr. Fatma Öğücü Şen Proje Metodolojisi ve Yaklaşımı konusunda bilgi verdi.

Argüden Yönetişim Akademisi, Yerel Yönetişim Uzmanı  İnan İzci, Karne Sonuçlarını Açıkladı.
 
Argüden Yönetişim Akademisi, Kurucu, Dr. Yılmaz Argüden Moderatörlüğünde “Belediyelerde Demokratik Yönetişim: Türkiye Perspektifi ve Uluslararası Perspektif” konulu panelin, Darmstadt Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hubert Heinelt, Avrupa Konseyi, İyi Yönetişim Bölüm Başkanı Jutta Gutzkow, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı M. Fatih Geyim panelistleriydi.
 
Dr. Yılmaz Argüden “Yerel yönetimler, vatandaşın kamu yönetimiyle en sık temasta bulunduğu alanları oluşturuyor. Kentleşmenin olağanüstü boyutlarda hızlanmasıyla, yerel yönetimlerin toplumsal yaşamımızdaki yeri giderek daha fazla önem kazanıyor. Sürdürülebilir ve kapsayıcı yönetimin içinde yeşerebileceği iklimi tesis eden iyi yönetişime, günümüzde en fazla yerel yönetimlerde ihtiyaç duyuluyor. Tutarlılık, sorumluluk, hesap verebilirlik, adillik, şeffaflık, etkililik ve katılımcılıktan oluşan 7 iyi yönetişim ilkesini benimseyen kamu kurumları, toplumsal güveni de artırıyorlar. İyi yönetişim ilkelerini bir bütün olarak hayata geçiren yerel yönetimler, vatandaşın kendilerine daha çok güven duymasını sağlıyorlar.”dedi

Vatandaş Bakışıyla, İstanbul İlçelerinin Belediye Yönetişim Karnesi projesi kapsamında geliştirdikleri metodoloji ile objektif ve somut verilere dayanarak, belediyelerde yönetimin yeşerdiği ortam ve iklimi, başka bir deyişle yönetişim kültürünü incelediklerini söyleyen Argüden, “Belediyeleri, farklı süreçler, yönetişim ilkeleri ve bunların hepsinin kurum içinde öğrenme döngüsü yaklaşımıyla hayata geçirilmesini, vatandaşı merkeze alarak değerlendirdik. Yaptığımız çalışma yerel yönetim aktörleri ve belediyeler için yönlendirici bir kılavuz niteliğindedir. Sunduğumuz bu kaynağın, belediyelerde dönüşümü ve gelişimi tetikleyen liderlere ve uygulayıcılara, ‘iyi yönetişim’ uygulamalarını geliştirme yolunda referans olmasını hedefliyoruz.”şeklinde hedeflerini belirledi.

Argüden Yönetişim Akademisi, Kamu Yönetişimi Uzmanı Fikret Toksöz  Moderatörlüğünde ikinci panelin panelistleri; Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Politikalar Merkezi Öğretim Üyesi Emeritus Prof. Dr. Korel Göymen, Harvard Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erbay Arıkboğa ve Emekli Vali  Enver Salihoğlu.  
Süreç Yönetimi, Yönetişim İlkeleri ve Öğrenme Döngüsü altında; objektif ve somut 227 Kriter belirlenen her kriter için farklı puan ağırlığı 0–1.000 aralığında değişen puanlar olan, Stratejik Plan hazırlama zorunluluğu bulunan 37 İlçe Belediyesi karne puanları 300 – 650 aralığında, en yüksek puanları alanlar  Avcılar, Bağcılar, Kadıköy 250 civarında Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt 500 ve 500 altı diğer ilçeler geliyor.

Dünyanın ilgisini çeken modeli  anlatmak üzere “Asya Kamu Yönetişimi Forumu”na  davet edilen Argüden akademisi kaliteli yaşam için çok önemli bir misyonu üstlenmesini takdirle karşıladık.

Argüden Yönetişim Akademisi, Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı’nın kapanış konuşmasıyla konferans sona erdi.  

yilmazparlar@yahoo.com



 

6 Nisan 2018 Cuma

KARBON GALLERY’DE REM-YILMAZ PARLAR


KARBON GALLERY’DE REM

Sanat dünyası akın ekici’nin yeni sergisi rem’de buluştu

Usta Oyuncu, Yönetmen Tamer Levent, Ressam Prof. Devrim Erbil ve birçok sanatçı Ressam Akın Ekici’nin yeni sergisi REM’de bir araya gelerek ‘Sanata Evet’ dedi.

Ressam Akın Ekici’nin yeni sergisi REM sanat dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Karbon Gallery’de dün açılışı gerçekleştirilen sergiye, Usta Oyuncu ve Yönetmen Tamer Levent, Ressam Prof. Devrim Erbil, Sanat Eleştirmeni Abdülkadir Günyaz başta olmak üzere çok sayıda sanatçı ve sanatsever katıldı.  Etkinlikte sanatın önemini vurgulayan sanatçılar sanatın gerekliliği üzerine konuşmalar yaparak hep bir ağızdan ‘Sanata Evet’ dedi.

3 Ağustos tarihine kadar sürecek olan sergide yer alan tüm eserler, ressam Akın Ekici’nin hayallerinin ve rüyalarının REM uykusunda dönüştüğü rengarenk desen, doku ve imgelerin soyutlamalarını yansıtıyor. 20 eserlik sergi, sanatçının 4’ncü kişisel sergisi oldu.

Serginin açılış konuşmasını yapan Tamer Levent, sanatın bir süreç olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:  “Biz değerli dostum Akın Ekici ile birlikte ‘Sanata Evet’çiyiz. Peki Sanata Evet demenin içeriği bundan kastımız nedir? Bütün insanların biyolojik yapısında yaratma, kendini kanıtlama eğilimi vardır. Dolayısıyla insanlar duygu ile düşünceyi, yapmakla mükemmelliği, çözüm bulmakla yaratıcılığı hep kendisinde var sayıyor. Her zaman bu yönüyle takdir görmek istiyor. Sanatı resmin, heykeltraşın, müziğin, sinemanın, fotoğrafçılığın kod adı olarak görüyoruz. Halbuki sanat bir süreçtir. Değerli dostum Akın, çok iyi bir hukukçu olmasının yanı sıra bu sürecin en güzel örneklerinden biridir. Eserlerini görüyorsunuz, incelikle yapılmış, detaylarla zenginleştirilmiş her biri. Çünkü işini hobi olarak yapmak estetik bir felsefedir. Bu serginin tüm insanlığa örnek olabilecek bir sergi olduğunu düşünüyorum.”

Konuşmasında açılışa katılan tüm sanatseverlere teşekkür eden Akın Ekici ise REM’in hikayesinden bahsetti. Akın Ekici, “REM bilimsel bir uyku evresidir. REM ile üretim sürecimin kaynağını araştırmaya koyuldum. Son dönem yaptığım işlere baktığımda aslında daha önce gözümün önüne gelmiş olan imgelerin ve fikirlerin üzerinde çok düşünmediğim halde sonrasında birdenbire biliçsizce bu işlere dönüştüğünü farkettim. Rüyalarım tuval üzerinde bu hayata uyanıp boyut değiştirmekte ve resimlerime dönüşmekte.” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından Apsara Dance Factory’nin sergilediği mistik dans ise büyük beğeni topladı.

yilmazparlar@yahoo.com

Türk Kanser Dernegi-1-7 nisan kanser haftası-2018-Yılmaz Parlar

10 NUMARA DERNEK

Türk Kanser Derneği yaptığı, fedakar başarılı çalışmalarla, Her 3 dakikada bir kişiye kanser teşhisi konulduğu günümüzde, “Kansere Dur” diyerek, hastalar korku yerine adeta kanserle dans ediyorlar.


Hiç bütçesi olmayan, sıfır bütçe bağışlarla hizmet verebilen Türk Kanser Derneği farkındalık yaratarak, erken teşhis ve tanı sayesinde meme kanseri olma riskinden uzak tutmak, ve projeleriyle “Türkiye'de meme kanserinden hiçbir kadının hayatını kaybetmemesi" şeklinde misyona sahipler.

Dünya Sağlık Örgütün “Kanserde Erken Teşhis Rehberi” raporunda bildirilen “Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme” göz önünde tutulduğunda; “Her sekiz kadından birinin meme kanseri” olduğu günümüzde, erken teşhis ve tanı sayesinde meme kanseri olma riskinin yüzde 10 oranında gerilediğini, yüzde 100 tedavisi olan meme kanserinde erken teşhis çok önemli ama bunun için farkındalık yaratmak olduğunu her platformda dile getiren Türk Kanser Derneği 1-7 nisan Kanser haftası kapsamında Yeniköy Sait Halim Paşa yalısında 03 Nisan 2018 Salı günü “Kanserden korkma geç kalkmakdan kork” temalı toplantı gerçekleşti.


Toplantıya Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Başkan yardımcısı Asuman Dayı, Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, Florence Nightingale Hastanesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Refik Killi, Türk Kanser Derneği Genel Kurul Üyesi Op. Dr. Zeynep Çaynak, Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Murat Atay,  Ses sanatçısı Safiye Soyman, Ses sanatcısı, tiyatro ve sinema oyuncusu Betül Demir, Japon oyuncu Ayumi Takano, Türk Kanser Derneği üyeleri, Kanser tedavisi gören iyileşen, tedavi görmekde olan hastalar, sanat ve cemiyet hayatının seçkin isimleri katıldılar.



Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Kadınların kansere karşı mücadelesine dikkat çekecek, farkındalık yaratacak, Tarama, tanı ve tedavi süreçlerine destek sunacak projeleri hakkında bilgiler verdi. Dünyada her iki dakikada bir kadın rahim kanserinden hayatını kaybetdiğini, kadınların taramalarını düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini bildirdi. Duruman ayrıca dernekte erken tanı, tedavi, tedavi takip programları, psikolojik destek, hasta hakları, onkoloji koçluğu gibi birçok hizmeti ücretsiz olarak verdiklerini açıkladı.


Başkan Burak Duruman, Basının ilgisini aracılar koyarak çekebildiğini, yayın organlarını biraz daha tetiklemek gerekdiğini, sadece kanser haftasında farkındalık yaratmak yeterli olmadığını, ekranda birçok dizinin varlığını, bunların senaryosuna minik eklemeler yapılmasının mümkün olabileciğini, diyaloglarda “Mamografi randevuna gittin mi kızım? ” gibi cümlelerle farkındalığa katkı sağlanabilirliğini söyledi.


Duruman "Teknoloji güzel bir şekilde ilerliyor. Yeni ilaçlar, teknolojik bilgiler, görüntüleme ve ameliyat teknikleriyle de bu hastalığı yenmemiz artık çok daha kolay oluyor. Onun için topyekun farkında olmamız lazım. Kanserden korkmayıp geç kalmaktan korkmamız lazım. 2017 senesinde tarama programlarımızda yüzde 50 artış oldu, bu sevindirici. Her yerde yapıyoruz ama özellikle 2017'de  İstanbul,  İzmir,  Giresun,  Konya,  Diyarbakır, Kocaeli, Samsun, Ankara,  Van, Adana, Zonguldak, Tekirdağ, Rize, Gaziantep gibi şehirlerimizde daha ağırlıklı yaptık. 2018'de de diğer şehirlerimize ağırlık vermeyi düşünüyoruz." Dedi.


En değerli hazinemiz bedenimizin hastalıklardan, kanserden korumak için kanserde erken tanının hayati önemine dikkat çekmek adına alanında uzman hekimlerden Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp: “Mikrobik kanser nedenleriyle savaşacağız. Hepatit B aşılarımızı çocuklarımızda yapacağız, kendimizi kontrol edeceğiz. Bazı durumlarda ilaçlar da bizi koruyor. Örneğin aspirin kolon kanserinden koruyor” dedi


Prof. Dr. Eralp, Safra yolları, karaciğer kanseri, rahim kanseri ve ciddi bir cilt hastalığı melanom kanserlerin bilgisini vererek, bunları bilmek, dolayısıyla bireye özgü tarama programlarını yapmak, kanserde erken tanıda daha başarılı olmamızı sağlayacak önce farkındalık olduğunu söyledi. Uyarıcı belirtiler olarak, “Vücudumuzdaki her değişiklik, süregelen baş ağrıları, nefes darlığı, seste kabalaşma, iştah ve kilo kaybı, kapanmayan yaralar, vücutta morluklar, idrar ve dışkıda kan, cilt üzerinde yeni gelişen kitlelerin hepsi bizim için uyarıcı olabilir.” Şeklinde sıraladı.

Florence Nightingale Hastanesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Refik Killi, etik olmayan incelemeler, radyolojide inceleme kirliliği, gereksiz tetkiklerin kullanılması konularında bilgilendirdi.
Ses sanatçısı Safiye Soyman’da kansere sebeb olabilecek radyasyon riski taşıyan aletlerde test yaptırmaları örnekliyerek soru ve yorumlarda bulundu.

Op. Dr. Zeynep Çaynak, Op. Dr. Murat Atay yine konularında bilgiler verdiler.

Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme bilgisine yer verilen Dünya sağlık örgütü raporunda, kanserde erken teşhiste, toplum bilincinin artırılması, kanser tedavisi için sağlık çalışanlarına ve sağlık merkezlerine yatırım yapılması ile kanser hastalarının güvenli ve etkili tedaviden yararlanmasının önemi vurgulanmaktadır. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan meme hücrelerinde başlayan kanser türü Meme kanseri bilgilendirme toplantılarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

İlçe belediyelerine emzirme kabinleri kurduklarını, toplantılar yaptıklarını,   muhtarlıklarla da çalıştıklarını, söyleyen Türk Kanser Derneği “Çağrı merkezi 7 gün 24 saat boyunca 0 850 611 0 853 numaralı danışma hattı hizmeti vermektedir.Telefonla kayıt yaptırıldığı gibi, ikamet ettikleri illerde bulunan anlaşmalı sağlık kurumlarınada yönlendirme yapılabiliyorlar.


yilmazparlar@yahoo.com

31 Mart 2018 Cumartesi

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB şubat 2018 toplantı-Yılmaz Parlar

TURİZMDE TÜROB ÖNEMİ

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), İstanbul Levent Hyatt Centric Hotel ev sahipliğnde 29 mart 2018 Perşembe günü geleneksel aylık toplantısını gerçekleştirdi.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman toplantıya katıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada, Turizmde büyük pay tartışılmaz TÜROB olduğunu, konaklama sektörün yatırımı ve işletilmesi Turizmin temeli olarak önemli bir ayağı olduğunu vurguladı. TÜROB’un çok önemli olduğunu, üyelerin kendileri için ve ülke turizmi açısından çok değer taşıdığının bir kere daha altını çizdi.

Toplantının sunuculuğunu Turizmin değerlerinden Kemal Özyiğit üstlendi. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Yönetim Kurul Başkanı Timur Bayındır son otel doluluk oranlarının bilgilerini verdi. Başkan Bayındır, Türkiye'nin Şubat 2018 otel doluluklarının, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23.5 artarak yüzde 62.5 olarak kaydedildiğini Avrupa kıyaslandığında en yüksek artış oranı Türkiye olduğunu söyledi.

Başkan Bayındır “2018 yılının ilk 3 ayını geride bıraktık. 2018, geçen 2 yıla göre daha iyimser beklentilerle başladığımız bir yıl oldu. İlk 3 aylık gerçekleşmelere baktığımızda da bu beklentilerin en azından turist sayısı artışında gerçekleştiğini görüyoruz. Fiyatlarda da henüz arzu ettiğimiz düzeyde olmasa da, küçük oranlı da olsa artış başlaması sevindirici” şeklinde konuştu.

Başkan Timur Bayındır performans raporunun bilgilerinide paylaştı. “Veri ve analiz şirketi STR'nin TÜROB için hazırladığı, 2018 şubat ayı ülke performans raporunda; Türkiye’nin Şubat 2018’de ADR, yani Average Daily Rate olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli geçen yılın Şubat ayına göre yüzde 1.9 artışla 57.4 Euro’ya yükseldi. RevPar olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler ise yüzde 25.9 artışla 35.9 Euro’ya çıktı. İstanbul’un Şubat 2017’de yüzde 48.2 olan doluluk oranı, Şubat 2018'de yüzde 35.1 artarak yüzde 65.1 olarak ölçüldü. Avrupa’da doluluklarda en yüksek artışı yaşayan destinasyon İstanbul oldu. Şubat 2018’de İstanbul’da ortalama günlük satılan oda bedeli 68.7 Euro ile 2017'ye göre yüzde 3.3 arttı. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde (RevPAR) ise geçen yıla oranla yüzde 39.6 artış yaşandı ve 44.7 Euro olarak ölçüldü.”dedi.

Beklenen arzu edilen Batı turisti hakkında umutlu olduğunu teşviklerin olumlu olarak yansıdığını belirten Başkan Bayınır “Hükümet tarafından kruvaziyer, turist geriren uçaklara verilen yakıt desteği gibi teşviklerin de, umutla başladığımız 2018 yılına pozitif yönde katkı sağlayacağına canı gönülden inanıyoruz. Bu gelişmeler ışığında 2018 yılına ilişkin umutlarımızın devam ettiğini söyleyebilirim. Katıldığımız bütün büyük fuarlarda Türkiye olarak aldığımız sonuçlar da bu umutlarımızın artmasını sağlıyor. Londra, Berlin, Moskova, Tahran, Utrecht, Madrid… Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren hemen hemen tüm uluslararası fuarlarda olumlu sonuçlar aldık. Özellikle son iki yıldır gerileme yaşayan Türkiye’nin ana turizm pazarları niteliğindeki Avrupa’dan geri dönüş başlamasından büyük memnuniyet duyuyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Başkan Timur Bayındır “Türkiye’nin marka şehri İstanbul’a, gerek tanıtımlarda gerekse teşvik uygulamalarında özel bir önem verilmesi gerektiğini yine tekrarlıyorum. Zira İstanbul, turizmde kazanırsa bütün Türkiye kazanır. İstanbul bir çok şehir için bağlantı noktasıdır. İstanbul bir merkezdir. Herkes İstanbul’a gelir ve buradan başka yerlere geçer. Sözgelimi İstanbul çalışamıyorsa Kapadokya’nın çalışma şansı sıfırdır. Kongre turizminin yeniden canlandırılması için gereken uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekir. Fiyatlarımızın yeniden istediğimiz düzeylere gelmesinde en etkili gelişme kongre turizmi olacaktır. İstanbul otellerinde doluluklarda yükseliş başlamasına rağmen iş, toplantı ve kongre turizmi trafiğinde henüz yükseliş olmaması nedeniyle fiyat artışının önü açılamıyor. Fiyatların artışını sağlayacak en önemli etken kongre ve toplantı turizminin yeniden canlanması olur” Şeklinde kongre turizmin öeminin altını kalın çizdi.

Masamızda bulunan, Soho Hotel HK Müdürü Meral Emniyetli, Crowne Plaza Oryapark Hotel Genel Müdürü Şule Altıntaş, Sumahan Otel Müdürü Demet Buyurman ile yaptığımız otel doluluk oranı üzerine sohbetde; 21 Mart’ta başlayan Nevruz bayramı vesilesiyle İranlı turist trafiğinin en fazla yaşanan dönemi olduğunu söylediler. Konaklama haricinde otelde diğer gruplara nazaran daha çok harcama yaptıklarını, harcama düzeyinin yüksek olduğu ifade etdiler.

Aslında Başkan Timur Bayındır’ın önceki açıklamalarında ilk göze çarpan İran’ın bankacılık sistemi ile Türkiye Bankacılık sistemin uyumsuzluğu potansiyeli engelliyor.
Kredi kartı kullanımından yoksun olan, İranlı turistler nakit ödemenin her türlü zorluklarını taşıyorlar.

TÜROB Başkanı Timur Bayındır, Toplantıya ev sahipliği yapan İstanbul Levent Hyatt Centric Hotel Genel Müdürü Zafer Canbaz’a TÜROB Teşekkür plaketi verdi.
Toplantı, hizmeti geçen otel personelinin, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ile toplu fotograf çekilmesiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Şubat 2018 Perşembe

TUROYD “Otelcilik Sektörü’nün Geleceği, Tehlikededir.” -Yılmaz Parlar

TUROYD “Otelcilik Sektörü’nün Geleceği,  Tehlikededir.”

TUROYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu  “Türkiye’de otelcilik sektörü’nün geleceği,  bilinçsiz yatırımcıların plansız yatırımlarını profesyonel olmayan kadrolarla yönetmeye çalışmasından dolayı tehlikededir.”

Sektör dışından  gelip kulaktan duyma fikirlerle yatırım planlayan yatırımcıların karşılaşacağı tablo “hayal kırıklığı” dır.

Arz /talep dengesi yorumlanmayan, bölgesel ihtiyaç araştırması yapılmayan, lokasyon analizi olmayan, hayalperest bütçe beklentileri ile yola çıkılan sektörün bugün geride bıraktığı  enkaz halini almaya yüz tutmuş otellerdir.  Meslek yasası dahi olmayan profesyonel otel yöneticilerinin yok sayıldığı, patronun akrabasına yeğlendiği sektörde, hobi niteliğinde açılmış yüzlerce otel uluslararası markaların simsarlarınca dışa bağımlı hale getirilmiştir.

Otellerin yıldızlamasını yapan ancak yıldızlar arası fiyat denetimlerini ne yazık ki yapamayan devletimiz, otel yatırımlarının  milli ekonomi açısından dibe vurduğunu görmezden gelemez.

Bir yatırımcı düşünün. Ana sektörü madencilik. Yan sektörü inşaat, üçüncü sektör ise otelcilik olsun.

Yatırım bedeli 50 milyon USD olan maden şirketi’nin yöneticisi maden mühendisi olmak zorunda.

Yatırım bedeli 40 milyon USD olan inşaat sektörü’nün yöneticisi mimar, yüksek mimar, İnşaat mühendisi olmak zorunda.

Yatırım bedeli 65 milyon USD olan otelcilik sektörü’nün yöneticisi alanı ne olursa olsun patronun yeğeni olmak zorunda değil! Otelcilik farklı dinamikleri ve idari mekanizması olan, operasyonel bir iştir. Meslek yasası olmalı ve yatırımcıyı da içerisine almalıdır.

Bu tablo Türkiye’deki dramatik durumu fazlasıyla ortaya koymakta. Mevcut otellerin % 60 ından fazlası turizm eğitimi olmayan  sektör dışı ve deneyimsiz kişiler tarafından yönetilmekte. Yönetim anlayışındaki hata nedeniyle yatırımından beklentisini karşılayamayan yatırımcı için diğer bir tuzak da uluslararası markalar oluyor. Yağmurdan kaçarken, yatırım maliyeti üzerine binen marka bedelleri, konsept değişiklik maliyetleri ve komisyonlar ile yatırımcı doluya tutuluyor.

Ülkemizde marka otel mi yok? Var elbette. Elit Word Hotels, Limak Hotels, Anemon Hotels, Dedeman Hotels, Divan Hotels, Rixos Hotels, Cyrstal Hotels, Larissa Hotels“ Bunlar nasıl başardı sorusunun cevabı çok basit; Profesyonel Yönetim Anlayışı…

Devletimize yine sesleniyoruz;  Milli ekonominin mihenk taşı olan Otelcilik Sektörü,  yatırım planlamasında dizginlenmediği ve ”Otelcilikte Meslek Yasası”  ile desteklenmediği müddetçe  “Enkaz” olarak elimizde kalacaktır.

yilmazparlar@yahoo.com

30 Ocak 2018 Salı

Halkidiki Aristoteles Belediye Başkanı Georgios Zoumbas-tanıtım-Yılmaz parlar

TURİZME ÖRNEK HALKİDİKİ
Ülke tanıtımı amacıyla yüz civarında ülkeden, yediyüz kadar tur operatörün katıldığı EMITT fuarıyla eş zamanlı olarak, Yunanistanın turizmde parlayan yıldızı Halkidiki Bölgesinin beş ilçesinden biri olan Aristoteles Belediye Başkanı Georgios Zoumbas’ın 26 Ocak 2018 tarihinde İstanbul Richmond Hotel’de, Türkiye Otelciler Birliği'nin (TÜROB) öncülüğünde, düzenlediği tanıtım toplantısında turizm acenta sahibi Stefananos Hadjiminolis ve Maria Adamidou tarafından sunum yapıldı.

Yunanistan'daki Halkidiki kentinin kuzey doğu bölgesinde bulunan büyük filozof Aristoteles'in doğduğu yer Aristoteles Belediye Başkanı George Zoumpas, Aristoteles turizm bölgesini Türk pazarının değerlendirmelerine sunmak için gerçekleşen toplantıda bulunan, İstanbul'un turizm muhabirleri ve seyahat acenteleri ile birlikde olmaklan onur duyduğunu, konukları ağırlamakdan zevk alacağını, Aristo Belediyesi ile Türk turizm pazarı arasında yeni bir dönemin başladığını, ifade etdi.

Mantığın babası olarak bilinen, bilimin temellerini atan, siyasetin ilkelerini belirleyen, tüm zamanların en büyük uluslararası kişiliklerinden biri olan, görüşleri ve düşüncelerinin dünya birliğini ve barışı güçlendireceği beklentisiyle 2016 ve 2017 yıllarını "Aristoteles'in Yıldönümü Yılları" olarak UNESCO tarafından ilan edilen Aristoteles’in doğduğu yerin hala doğal güzelliğini koruması doğa güzelliğiyle ön plana çıkacak destinasyonlara gerçekden iyi bir örnek.

Platon ile batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri sayılan, fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser vermiş olan, Aristoteles “Çünkü doğaya güvenilir paraya değil”dediğinden olmalıki gıbta edilecek kadar elde değmemiş tabiat güzelliklerini korumuş bir turizm bğlgesi.

"Yaşamak için babama borçluyum, ancak öğretmenime iyi yaşamak için borç veriyorum" diyen, Makedonyalı Büyük İskender’in öğretmeni Platon’un öğrencisi Aristoteles’in doğduğu ilçe çam ağaçlarının altına konumlanmış büyük bir bölgeyi kapsıyan, her tarafı altın renkli boydan boya uzanan saf kumsallarla çevrili plajlara, nefes kesici çoğu turkuaz renkli denize sahip
Harika yarımadadan oluşan Halkidiki bölgesinde, sarı beyaz kumlaryla altın kumsalların yumuşaklığını, turkuaz renkleriyle denizinin güzelliğini, çam kokuları ve kuş cıvıltılarını, yapılan sunum içerisinde görselden hissediyorsunuz.

Yapılan sunumlarda, verilen bilgilere göre Aristoteles 20 Bin nüfusa sahip bulunuyor. 5 ve 4 yıldızlı otellerinde aralarında olduğu çoğunluğu dünya standartlarını yakalamış diğer yıldızlı ve yıldız olmayan butik otellerin yatak sayısı12 bin kadar.

Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukların bünyesinde bulunan çok sayıda antik kent müze ve manastırı olan bölgede, Osmanlı’dan kalan eserlerin iki ülke kardeşliğin  sembolü, iki ülke arasındaki barış köprüsü olduğu vurgulandı.
Şarap üretiminde de önemli bir potansiyele sahip olduklarını ve 3 şarap fabrikalarının bulunduğunu söylediler.

Mavi bayraklı turkuaz deniz, sarı beyaz kumlar, doğal güzellikler, ücretsiz plajlar, deniz mahsülü yiyecekler, uygun fiyatla ziyaret edebileceğiniz, Sessizlik arayanlar kadar, aktiviteleri ve gece eğlenceleriyle her turist profiline hitap etdiklerini, tatil geçireceğiniz kültürle beslenebileceğiniz yer olarak dile getirdiler.


Güzel eğlenceli tavernalara, zengin balık çeşitli restaurantlara, kafelere geleneksel Yunan mutfağına ev sahipliği yapan, aslında Yunanlıların yazlık bölgesi olan Halkidiki’nin Selanik’e bir saat mesafe uzaklığı, ulaşım kolaylığı olan Aristoles’e beşinci elementi keşfetmeye davet ediyorlar.
Eski Yunan filozofunun öğretilerinin rehberliğinde insan varlığının gizemini derinden incelemek için, Aristoteles'e gidip "5. unsur" un gizemini bulun diyorlar.
Dünyanın dört unsuru; Ateş, Hava, Su ve Toprak.Toprak, Havadaki Vizyon, Su'nun canlandırıcı gücü, Ateşin katalitik rolüne Aristoteles eter ekledi. Beşinci unsur, dünya   enerjisini temsil ediyor. Her şeyi bağlayan ve dengeleyen, uyum ve dengeyi yaratan bir katalizör görevi yapıyor.
Elementleri sembolize eden, Aristoteles menüsü; İncir, bulgur, çeşitli otlar, kuruyemiş, keçi peyniri, bal, tavuk yiyeceklerin çeşitli baharatlarla harmanlayıp kırmızı şarap ve özel bir sunumla servis edildiği açıklandı.


Halkidiki yarımadada bulunan, Athos- Aynoroz Özerk Bölgesi’ne özel izin alınarak tekneyle gidilebiliniyor, Yunanlılar için kutsal bir bölge ve rahiplerin yeri olarak biliniyor. Kadınlar zaten giremediği gibi erkekler de belli sayıda alınıyor.


Mis gibi doğa ve harika bir denizin tadını çıkararak doğanın içinde huzur bularak, kayalıkların oluşturduğu minik havuzlarda girelebileceğini, plaj karşısında, küçük kayalıklara yüzmenin yumuşacık kumlarda güneşlenmenin keyfini çıkartılacağını dağ manzaralı restaurantlarda yemek yenilebileceğini, güzel plajları kadar akşamları eğlenmek isteyenlere de hitap etdiğini yine kısa söyleşi yaptığım Dimaki turizm acenta sahibi Georgia Dimaki söylüyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Tarkan Reklam, bu yıl yüzde yirmi büyüme hedefliyor-Yılmaz Parlar

Tarkan Reklam, geniş ürün yelpazesinde hizmet verebilen ilk 5 firma arasında yer alıyor

Tarkan Reklam, bu yıl %20 büyüme hedefliyor

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) inşaat mühendisliğinde okuyan 3 arkadaş, 2008 yılında Tarkan Reklam’ı kuruyor. O yıllarda copy-center hizmeti vererek sektöre adım atan Tarkan Reklam, bugüne gelindiğinde tabeladan dijital baskıya, matbaadan promosyona, kırtasiyeden iş güvenliğine, kurumsal ürünlerden kopyalama hizmetlerine kadar, binlerce ürün ve dijital makine parkıyla “karma baskı merkezi” olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Müşterinin talebi olan her çeşit baskıyı yapabilmekte olduklarını ifade eden Tarkan Reklam Karma Baskı Merkezi’nin Genel Müdürü Fatih Özdem, şunları söyledi:
“Binlerce ürün çeşidimiz ve her türlü materyale baskı yapabilen makine parkımızla, bu denli geniş ürün yelpazesinde hizmet verebilen sektörümüzün ilk 5’te yer alan firmaları arasındayız. Müşterilerimizin, tabelalarından dijital baskılarına, ofisteki çaylarından kırtasiye ürünlerine kadar binlerce çeşit ürünü, tek bir noktadan en iyi hizmetle ve en uygun fiyatlarla satın alabilmelerine olanak sağlıyoruz. Ev hanımlarından öğrencilere, işletmelerden belediyelere kadar her kesimden müşterimiz bulunuyor. Örneğin, bir doğum günü için gereken süsleri de sağlıyoruz, diğer yandan bir binanın dış cephesini veya firmaların araçlarını da giydiriyoruz. Tam anlamıyla, karma bir baskı merkezi olarak faaliyet göstermekteyiz” dedi.

Dijital baskı, açıkhava reklamcılığı ve kırtasiyede güçlü

Tarkan Reklam olarak, dijital baskı, açık hava reklamcılığı ve kırtasiye alanlarında güçlü olduklarını anlatan Fatih Özdem, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kurulduğumuz tarihten bugüne kadar makine parkımıza ve ürün çeşidine ciddi bir yatırım yaptık ve yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Beylikdüzü’nde 2.500 metrekarelik merkez ofisimiz, İkitelli’de 500 metrekarelik şubemiz ve 70 kişilik ekibimizle kaliteli hizmeti, hızlı ve uygun fiyata vermeye çalışıyoruz. Açık hava reklamcılığı, dijital baskı, promosyon, matbaa gibi geniş yelpazedeki ürünlerin birçoğunun imalatını kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. 10 yıllık bir firmayız ve yaklaşık 10 bine yakın işletmeye hizmet vermekteyiz. Müşteri memnuniyetimiz yüksek olduğundan, müşteri sadakatimiz %90’ları buluyor. Az önce de ifade ettiğim gibi, dijital baskıdan serigraf baskıya, tampon baskıdan transfer baskıya kadar her çeşit baskıyı yapabilecek makinelerimiz ve kalifiye insan kaynağımız ile bilgimiz ve tecrübemiz mevcut” diye konuştu.

Müşteri memnuniyetine önem veriyor, ürün çeşidini arttırıyor

Geçtiğimiz yılın başarılı geçtiğini ve %30’luk bir büyüme gösterdiklerini anlatan Fatih Özdem, bu yıl da büyümenin süreceğini ve %20 oranında büyüme hedeflediklerini söyledi. 2018’de ürün çeşidini arttırırken, makine yatırımlarının da devam edeceğini ifade eden Fatih Özdem, şunları kaydetti:
“Tüm ekibimizle, işimize çok önem veriyoruz, titizlikle yapıyoruz ve bu da hedeflerimize ulaşmamızı sağlıyor. Örneğin, grafik ve tasarım alanında 15 kişiden oluşan deneyimli kadromuzla, müşterilerimizin beklentilerine hızlı şekilde yanıt vererek, iş sürecimizin başarıyla yönetilmesine katkı sağlıyoruz. Firma olarak, binlerce müşterimizin müşteri memnuniyetini sürdürebilir kılmak için, makine parkımızla birlikte insan kaynağımıza ciddi yatırımlar yapmaktayız. Özetle, kamu veya özel sektör firmalarının, outdoor reklam, bina ve araç giydirme, kırtasiye ürünleri, uyarı levhaları gibi işlerinin yanı sıra; son dönemlerde gıda ve temizlik ürünleri (çay-şeker-sıvı sabun-kağıt havlu vb) konularındaki ihtiyaçlarına da çözüm sunmaya başladık. Müşterilerimize geniş ürün yelpazemizle kaliteli hizmet sağlarken, hem birçok tedarikçiyle görüşerek zaman kaybetmelerinin önüne geçiyoruz, hem de en uygun fiyattan ürün veya hizmet satın alabilmelerine imkan sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

e-ticarete yapılan yatırımlar devam ediyor

e-ticarete yatırım yapmakta olduklarını belirten Fatih Özdem, “istekirtasiye.com” ve “uyarilevhalari.com” u kurduklarını anlattı.
Online ticaret yaptıkları bu iki siteden yoğun sipariş aldıklarını ifade eden Fatih Özdem, şunları söyledi: “istekirtasiye.com sitemizde, ofis-kırtasiye, kartuş-toner, kağıt ürünleri, teknoloji ürünleri, iş güvenliği, temizlik ürünleri, gıda ürünleri, display ürünleri, promosyon ürünleri dahil geniş bir ürün yelpazesi bulunuyor. uyarilevhalari.com sitemizde de, iş güvenliği malzemeleri olarak, esnek şerit ayırıcı delinatörler, flaşörler, hız sınırlayıcı kasisler, hissedilebilir yürüme yüzeyleri, trafik güvenliği ürün aksesuarları, trafik konileri, trafik levhaları, uyarı ve reklam dikmeleri ve uyarıcı yol butonları yer alıyor. Her iki sitemize, ülkemizin dört bir yanından sipariş geliyor ve satın alınan ürünleri kargo ile göndermekteyiz” şeklinde konuştu.

Lidya Grup’un verdiği hizmetten memnunuz

Lidya Grup ile olan işbirliğinin 2016 yılında başladığını anlatan Fatih Özdem, şunları kaydetti:
“Lidya Grup’tan, ilk önce EFI UV makinesini satın aldık. Ardından, geçen yılın son çeyreğinde Epson yazıcı alımını gerçekleştirdik. Yaklaşık iki yıldır süren Lidya Grup’la olan işbirliğimizden son derece memnunuz. Temsil ettikleri markalar da, zaten dünya çapında kendilerini kanıtlayan global markalardır. Lidya Grup’un bilgi birikimi ve tecrübesi, dünya standartlarında olan teknik bir ekibi bulunuyor. Bizler, olası bir problem ile karşılaştığımızda anında Lidya Grup yetkililerine ulaşıyoruz ve onlar da hemen problemin çözümüne yönelik çalışma yapıyorlar.  Lidya Grup ile geçen zaman içerisinde bir aile gibi olduk. Özetle, Lidya Grup, EFI, Epson ve Xerox markalarını ülke genelinde başarıyla temsil etmektedirler” diye konuştu.

yilmazparlar@yahoo.com