27 Ekim 2016 Perşembe

KV-İktisadi Kalkınma Vakfı, TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği-Yılmaz Parlar




GIDA TERÖRÜNDEN  TÜKETİCİYİ KORUMAK


İKV-İktisadi Kalkınma Vakfı, TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği, ve GGD-Gıda Güvenliği Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği ve TKKTTO-Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği’nin desteklediği, 26 Ekim 2016 Çarşamba günü, Levent Wyndham Grand Otel’de  “Tüketici Haklarının Korunmasında Gıda Güvenliği Paneli”gerçekleşti.


DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği yönetim kurul üyesi Jülide Çilingir’in sunuculuğunu yaptığı etkinlik açılış konuşmasını TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği ve Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Genel Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker yaptı.


Özgöker konuşmasında Tüketici koruması ve özellikle Gıda güvenliği konusunu özetledi. Son yıllarda tüm ülkeler açısından, halk sağlığı ve ekonomik boyutu nedeniyle önem kazanan ve önemi giderek artan bir konu haline gelen, gıda kaynaklı hastalıkların ortaya çıkması sağlık, ekonomik ve sosyal açıdan toplumları ciddi anlamda etkilediğini dile getirdi.


DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı Ferhat Bozçelik öncelikle örgütü hakkında bilgilendirdi.
Ferhat Bozçelik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde ortaya çıkan olumsuz sonuçların dehşet verici boyutlara ulaştığını, bu yönüyle gıda güvenliğinin ve hijyenin, tüketiciler açısından ne kadar hayati önem taşıdığını gösterdiğini söyledi.

GGD-Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner ve İKV –İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu Gıda terörün tüketiciyi zehirlediğini  ve haksiz rekabete neden olduğunu, gıda güvenliği ve hijyen, Avrupa Birliği normlarına uygunluk açısından da çok önemli olduğunun altını çizdiler. Gıda üretiminde ve son tüketiciye ulaştırılmasında merdiven altı dediğimiz yeterli denetim yapılmayan üretimler de haksız rekabete yol açtığını, Kamuoyunda sıkça gündeme gelen “gıda güvenliği ve haksız rekabet” konusu vurguladılar.

EGD-Ekonomi Gazetecileri Derneği Genel Başkanı Celal Toprak’ın oturum başkanlığını yaptığı iki ayrı panelde; T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Gümrük ve Ticaret Uzmanı Muhittin Yildirim, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Dr. Yavuz Dizdar, Rekabet Kurumu 3. Denetleme ve Uygulama Dairesi Başkanı Hakan Suat Ölmez, İktisadi Kalkınma Vakfı Strateji ve İş Geliştirme Müdürü-AB Bilgi Merkezi Koordinatörü M. Gökhan Kilit, TÖF-Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat Engin, Tüketiciler Derneği (TÜDER) Gıda Komisyonu Başkanı Ayşe Cengiz, Yrd. Doç. Dr.Sezin İba, TKKTTO-Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Sekreteri Musa Karademir gibi isimler konuşmacı olarak katıldılar.



EGD-Ekonomi Gazetecileri Derneği Genel Başkanı Celal Toprak ilgili konunun genel bir eksenini çizerek geçmiş tarihlerde yapılan toplantılarla birlikde gelişimin bugünkü durumu sorgulama şeklinde hiperaktif bir ortam hazırladı.


İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Dr. Yavuz Dizdar, Beslenme ve hastalık ilişkisi, Olağan Şüpheliler, Kansere paralel artan hastalıklar, Ortak noktaları, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Gıdalardaki tarım ilacı kalıntıları İlaçların ve tarım ilaçlarının amaç dışı kullanımı gibi Konulu sunumu ile  acı gerçekleri sıraladı. Süt yoğurt GDO’lu pirinç skandalları vs. pek çok ürünün örneklerini belgelerle sundu.



TÜDER Kurucu, Gıda Komisyonu Başkanı ve Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz, Güvenli Gıda, üretimden, tüketime kadar geçen tüm süreçlerde, gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik  her türlü etkenin insan sağlığını riske etmemesi için alınması gereken  tedbirleri,  Bilgi kirliliğini önlemek ve sürdürülebilirlik için, tüketici ile iletişim kanalları, restorantlar da ahşap kapların sıcak yemek servisinde  kullanılmın sorunlu olduğu, ahşap yüzeyde oluşan kesikler mikrobiyal bulaşmaya zemin hazırlaması konularını işledi.


 AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Strateji ve İş Geliştirme Müdürü M. Gökhan Kilit, Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Politikası, Dünyada Gıda Güvenliği Krizleri AB’de Gıda Güvenliği Tanımı AB’de Gıda Güvenliği Gelişimi hakkında konuşma yaptı.

M. Gökhan Kilit, Gıda sektörü yıllar içerisinde dünya genelinde yaşanan gıda krizleri ile önemli aşamalar geçirdiğini, İngiltere’de ortaya çıkan deli dana, Uzakdoğu ülkelerindeki kuş gribi vakaları, AB ülkelerinde Salmonella krizleri, At eti skandalıgibi, Süreçler gelişmiş ülkelerde gıda güvenliği politikalarının kamuoyu tarafından sorgulanmasına ve daha güvenli gıda üretimi için kamuoyu baskısının doğmasına neden olduğınudile getirdi. Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında 1200’den fazla düzenleme mevcut olduğynu, Çiftlikten sofraya kadar olan süreçte uyguladığı tedbirler ve denetimler öne çıktığını, İç Pazar’ın işleyişinin sağlanması önemliolduğunu, Ortak Tarım Politikasını, Gıda güvenliği, hayvan sağlığı, hayvan refahı ve bitki sağlığı entegre yaklaşım modelini anlatdı

Rekabet Kurumu 3. Denetleme ve Uygulama Dairesi Başkanı Hakan Suat Ölmez, Reklam Kurulu Faaliyetlerine İlişkin İstatistikler, verilen idari para cezaları ve sektörel dağılımı gibi bilgiler verdi.


Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve TÜRDER-Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Sekreteri Musa Karademir günün yorumu yaptı.




yilmazparlar@yahoo.com

24 Ekim 2016 Pazartesi

2. UluslararasıMelanom Sempozyum-haber Yılmaz Parlar

Kanser tarihe karışıyor

Yeni nesil tedaviler hastaların ve  doktorların umut ışığı oldu. İmmüno onkolojik tedaviler ve ilaçlar  pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacak.

Kısa adı AKOD Akademik Onkololoji Derneğinin  2’ncisi düzenlendiği 2. Uluslararası Katılımlı Melanom Sempozyumunda cilt kanseri ve tedavisi üzerine çalışan İsrail’den Prof. Dr. Jacob Schachter, Katar’dan Prof. Dr. Ena Wang, İtalya’dan Doç. Dr. Antonio Grimaldi’nin , kanser aşıları,, immünoterapinin hangi kanser türlerinde etkin olarak işe yaradığı, immünoterapi ile aşıya erişim gibi önemli konuları sunuldu

 22-23 Ekim tarihleri arasında İstanbul The Marmara Hotelde ’da yapıldı. Kamuyu bilgilendirmek üzere Akademik Onkoloji Derneği (AKOD) basın toplantısı düzenledi. Toplanatıya AKOD Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, AKOD 2. Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu ve AKOD Genel Sekreteri Doç. Dr. Burçak Karaca katıldı.

Basın toplantısında tedavisi örneklenen Yunus Emre Üstgörül’ün hikayesi ilgi odağı oldu.  Yunus Emre Dizindeki küçük bir ‘ben’in cilt kanserinin en tehlikeli türü olan ‘Malign Melanoma’ olduğunu öğrendiğini, 
1,5 yıllık zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini, kanserli hücrelerin, çevre doku ve organlarada yayıldığını, 4’ncü evrede hastalığı yendiğini söyledi.
AKOD Genel Sekreteri Doç. Dr. Burçak Karaca, Melanomun halk arasında ‘kara bela’ olarak adlandırıldığını, genellikle benlerin üzerinde gelişen son derece kötü seyreden bir deri kanseri olduğunu belirtdi.

Doç. Dr. Burçak Karaca “Cilt kanseri, yakın zamana kadar onkoloji olarak çok çaresiz kaldığımız ve varolan tedavilerin çare olamadığı bir kanser türüydü. Son 5 yılda sistemik dediğimiz yani damar yolu ya da ağız yoluyla uygulanan tedavilerin yanısıra hastanın görünen yarasının üzerine uygulanan lokal tedaviler gibi çeşitli yöntemler bu işin seyrini tamamen değiştirdi. Bu yenilikler sayesinde hastanın yaşam kalitesi ve hayatta kalma süresi arttı, hatta çoğu kanser türlerinde son aşama olarak kabul edilen 4’ncü evrede bile hastalıktan tamamen kurtulan vakalar görülmeye başlandı ki bu kanser tedavisinde gerçekten bambaşka bir sayfanın açıldığını gösteriyor” dedi. 

Sorumuz üzerine Karaca “Maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle bazı ilaçların devlette şimdilik geri ödemesi yok. O nedenle hastaların ilacı ulaşımı konusunda bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Uygun hastalarımıza büyük ilaç firmalarının Ar-Ge çalışmaları sayesinde, özellikle de insani erken erişim programları çerçevesinde mutlaka bunları vermeye çalışıyoruz. Bu noktada, Sağlık Bakanlığımızın bu konuda iyi niyetli olduğunu ve bir çok ülkeden daha ileri seviyede olduğumuzu belirtmek isterim. Cilt kanseri tamamen iyileşen hastam Yunus Emre Üstgörül de tedavisinde insani erken erişim programlarından yararlandı”cevabı alıyoruz. 

Elektronik Mühendisi ve Kanser Araştırmacısı Dr. İbrahim Gökçe, Tıp dünyasında uygulanan bir çok tedavi yönteminde doktorlar kadar mühendislerinde kilit rol oynadığını söyledi. Dr. İbrahim Gökçe, “Elektrokemoterapi, hücrelere elektrik alan uygulayarak hücre zarında delikler oluşturma prensibine dayanan bir tedavidir. Hastaya verilen kemoterapi ilaçları bu deliklerden hücre içine girerek bir dizi sürecin ardından kanser hücrelerini öldürür. Bu metotla hem hastaya verilen kemoterapi ilacı dozu düşürülerek hastadaki yan etkiler hissedilmeyecek bir seviyeye indirilir hem de kanserli doku çoğu vakada tamamen kanserden temizlenir. Türkiye'de bu yöntemi ilk defa pilot bölge olarak seçtiğimiz İzmir’de uyguladık. Önümüzdeki yıl bu sayı artacak” dedi.

 Prof. Dr. Erdem Göker, “İmmüno onkolojik tedaviler ve ilaçlar bugün melanoma tedavisinde yeni bir çığır açmış, ileri evrelerde dahi yaşam süresini 2-3 kat uzatmıştır. İmmüno onkolojik tedavi yaklaşımı sayesinde melanomanın yanı sıra akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacaktır" dedi.

AKOD 2. Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu,  ” Küba’nın geliştirdiği Akciğer Kanseri Aşısı, özel bir tedaviye cevap veren çok kısıtlı bir hasta grubunda işe yarıyor…
Bu aşı, teröpatik olarak ifade edilen tedavi edici bir aşıdır. Asla ve asla önleyici bir aşı değildir. Her hasta için kurtarıcı da değildir. Çok kısıtlı bir hasta grubunda uygulanmaktadır. Sadece Akciğer kanserinin bir alt tipinin özel bir tedaviye cevap vermiş olan grubunda işe yaramaktadır. Bu şartlara uygun hastaların aşı için Küba’ya gitmesine gerek yoktur, aşı Türkiye’ye de gelmektedir. Ancak maliyeti vardır ve devlet tarafından karşılanamamaktadır” dedi. 

Kanser derneğinin bilgilerine göre; İmmuno bağışıklık sistemini ifade eder, onkoloji kanser demektir, İmmunoonkoloji vücudun kendi bağışıklık sistemini aktive ederek kanser hücrelerini yok etmesini sağlayan tedavi yöntemleridir.

Bağışıklık sistemi, vücudun doğal savunma sistemidir. Bu sistem bizi enfeksiyonlardan, kanserden ve diğer hastalıklardan korumak amacıyla hücrelerden, dokulardan ve organlardan oluşmaktadır. Hücreler; nötrofil, monosit, lenfosit, dendritik hücreler, organ ve dokular ise; lenf bezleri, timus bezi, kemik iliği, dalak, lenf sistemi, barsak-solunum sistemi ve derideki lenfoid yapılar olarak sayılabilir.  Bağışıklık sistemini oluşturan bu hücre ve organlar birlikte muhteşem bir işbirliği içinde çalışmaktadırlar. 
İmmüno onkolojik tedavilerde vücudun kendi savunma hücrelerinden olan lenfositlerin bir alt grubu ‘T hücreleri’ kullanılır. T hücrelerinin etkinliğinin artırılmasına ‘İmmüno-Onkolojiik’ tedavi adı verilir.

Melanom bir tür cilt kanseridir. Kadınlar melanoma erkeklerden daha çok yakalanmaktadırlar. Ultraviyole ışınları, bazı kişiler melanoma yakalanma riski açısından diğerlerine göre daha fazla risk altındadırlar.
Risk faktörleri; 
Benler - Ne kadar çok ben’e sahip olanların kanser oluşma riski o kadar yüksektir.
Çok açık tenli olmak - (Daha koyu tenli kişilerin de yinede melanomaya yakalanmalarına rağmen) özellikle açık tenli ve kızıl saçlı ya da çok fazla çile sahip olan kişiler.
Güneş yanığı - Güneşten kötü şekilde yanmak, özellikle çocukluk çağında, melanom oluşma riskini arttırmaktadır.
Doğum yeri - Avustralya ve İsrail gibi sıcak bir ülkede doğmuş olan açık tenli kişilerin yaşamları boyunca melanoma yakalanma riskleri daha yüksektir. 
Güneşe maruz kalma - tatilde güneşin altında oturmak ya da evde güneş banyosu yapmak
Şezlonglar - özellikle 35 yaş öncesi şezlongta uzun süre uzanarak güneşlenmek
Güneş losyonları - güneşte çok uzun süre geçirmemekle birlikte sizi koruyabilecek güneş losyonları kullanmak
Cilt kanserlerinin denetlenmesi; Cildi düzenli olarak kontrol etme alışkanlığı kazanmak oldukça önemlidir. Eğer cildde, 4-6 hafta içinde kaybolmayan ya da önceden var olan ama gittikçe büyüyen herhangi bir anormallik fark edildiğinde  bunları kontrol ettirmek üzere doktora başvurmak.



yilmazparlar@yahoo.com

8 Ekim 2016 Cumartesi

EGD-Küresel Isınma Kurultayı-Enerji Verimliliği Derneği-Yılmaz Parlar


8. Küresel Isınma Kurultayı  


Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin, çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek için başlattığı Küresel Isınma Kurultayı çalışmalarını, 05 Ekim 2016 Çarşamba günü Kandilli’de bulunan Enerji Verimliliği Derneğinde çalışmasını sürdürdü.  

 Kurultay'ın  programının oluşturulması, etkinlik ile ilgili  görüş ve önerilerin alındığı toplantının moderatörlüğünü EGD Ekonomi Gazetecileri Derneği yönetim kurul Başkanı Celal Toprak yaptı. 
Başkanı Celal Toprak, Dünyamızın kuraklıkla öldüğü gerçeğinden yola çıkarak uzun yıllar “Yeşil Ekonomi” programlarıyla ve Başkanlık yaptığı EGD yönetimiyle birlikde “Isınma Kurultay”la toplumda farkındalık yaratmak amacıyla tüm kuruluşları, İklim değişikliğini durdurmak ve geleceğimizi kurtarmak için iş birliğine davet ediyor.
Dünyamızın, doğanın insanlığın öldüğü bir yerde ekonominin öneminin olmadığını hatırlatan bireysel ve toplumsal sorumlulukla kamu refahı açısından büyük bir risk olan iklim değişiklik risklerini yaşamamız kaçınılmaz olacağını çağrıda bulunan Celal Toprak toplantıya yine hiperaktiflik kazandıp, medyada farkındalığı artırma anlayışıyla yola çıktıklarını belirterek, görüş ve önerileri aldı. Başkan Toprak, çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek için başlatılan, Küresel Isınma Kurultayın bu yılda çalışmalarına devam etdiğini Bu yıl etkinlere  www.iklimekonomisi.org  da tam destek vereceğinin altını çizdi.  
Önceki Bildirgede,  dünyada karşılaşılan en büyük çevre sorunlarından biri olan İklim değişikliğinden, Türkiye'nin en fazla etkilenecek ülkeler arasında olduğu ve Türkiye'de iklim değişikliğine uyum konusundaki çalışmaların azlığı işaret edilmişti. Bu kapsamda yapılabilecek çalışmaların artırılması yine gündemin ilklerindendi. 
Bu yıl, Küresel Isınma Kurultayı, Fas’ın Marakeş kentinde 7-18 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP22) 22. Taraflar Konferansı’nın hemen ardından yapılacak. 30 Kasım günü İzmir’de Alsancak'taki tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilecek kurultay, gazetecilerin ve iş dünyası temsilcilerinin yer alacağı iki oturum halinde düzenlenecek.

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Sevil Acar ile yaptığımız kısa söyleşide, sürdürülebilir kalkınmanın iktisadi, toplumsal ve çevre boyutlarını, çevresel sürdürülebilirliğin diğer boyutlar için de bir önkoşul olduğunu söyledi.

Etkileri hakkında, vazgeçilmez bir üretim girdisi ve tüketim unsuru olan enerjinin, özellikle de fosil yakıtların, ekonomiye olduğu kadar toplum ve doğa üzerinde de göz ardı edilemeyecek etkileri olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’de kömüre verilen desteklerin, piyasa aksaklıklarına yol açmasının yanı sıra doğrudan sera gazı emisyonlarının artışına sebeb olduğunu, kömürün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda, örnekler verdi. Herhangi bir enerji yatırımı yapılırken sadece iktisadi maliyetlerinin değil, toplumsal (sağlık) ve çevre maliyetlerinin de hesaba katılması gerektiğini konuştuk.

yilmazparlar@yahoo.com